Uluslararası ilişkilerin yakın tarihinde güç merkezleri daha çok Anglo-Amerikan, Avrupa ve Avrasya merkezli olarak şekillenmiş ve küresel aktörler çıkarlarını siyasî coğrafyalar üzerinden hayata geçirmeye başlamıştır. Sömürgecilik yarışının hız kazandığı 19. yüzyılın sonlarından itibaren emperyalist güçler, dünya adasında daha fazla hâkimiyet için coğrafyaları, siyasi çıkarları doğrultusunda yeniden yoruma tabi tutmuş ve bu doğrultuda jeopolitik teoriler geliştirmişlerdir. İngiliz jeopolitikçi John Mackinder’in Kara Hâkimiyeti Teorisi daha sonra Amerikalı Nicholas J. Spykman tarafından Kenar Kuşak Teorisi’ne uyarlanmış ve bu teori Amerika’nın güvenlik ve yayılma stratejisi olarak Soğuk Savaş döneminin uluslararası siyasetine doğrudan yön vermiştir. Fakat Soğuk Savaş sonrası değişen, dönüşen uluslararası konjonktür sebebiyle klasik jeopolitik teoriler etkinliğini kaybetmiş ve yerini eleştirel, sosyal inşacı ve post yapısal okumaların yönlendirdiği yeni jeopolitik kuramlara bırakmıştır. Küresel hegemonya hedefini çağdaş jeopolitik kuramlar üzerinden gerçekleştirmeye çalışan emperyalist güçlerin karşısına; hedef aldıkları coğrafyalardaki bölgesel güçlerin yeni jeopolitik teorileri çıkmaktadır. Buna göre çalışma, İran’ın jeopolitik algısından hareketle Kara Hâkimiyeti Teorisi bağlamında kurgulanan “Yeni Pers Hayat Sahası” teorisini ortaya koymakta ve bunu Yemen politikaları örnekleminde incelemektedir.
Mackinder’ın Kara Hâkimiyeti Teorisi bağlamında İran’ın Yemen politikasının incelendiği bu çalışmada, ilk aşamada kuramsal çerçeve ortaya konulmuş ve İran’ın dış politikasını şekillendiren kimlik boyutu tarihsel kodlar üzerinden açıklanmıştır. Bir sonraki bölümde İran dış politikasında Yemen’in rolü yeni bir başlık altında incelenmiş, Yemen’in jeopolitik ve stratejik önemi, iç savaşın tarafları ve aktörleri ele alınmıştır. Aynı bölüm altında Yemen’deki İran destekli Husi Hareketi’nin1 yapısı, hedefleri, inancı ve Yemen hükümetiyle olan çatışmaları dönemleriyle birlikte açıklanmıştır. Daha sonra Yemen’in İran dış politikasındaki önemi ve İran’ın güvenlik politikalarındaki katkısına açıklık getirilmiştir. Nihayet İran’ın Yemen politikası doğrultusunda kullandığı hedef, yöntem, söylem ve araçlar ayrıntılı bir şekilde ele alınmış ve İran’ın yeni jeopolitik kuramının nasıl hayata geçirileceği irdelenmiştir. Bunun yanı sıra çalışmada İran’ın Yemen politikasının bölgesel güvenliğe olan etkileri ve olası gelişmeler değerlendirilmiştir. Çalışmanın son bölümünde ise taraflara önerilerde bulunulmuş ve elde edilen bulgular kapsamlı bir şekilde ortaya konulmuştur.