Analiz

Ukrayna, Rusya’ya Karşı NATO Silahlarını Kullanabilir mi?

NATO ülkelerine ait silahların, Kiev tarafından Rusya topraklarına gerçekleştirilecek olası bir saldırıda kullanılması oldukça risklidir.
Ukrayna’nın Rusya’daki hedefleri vurup vuramayacağı veya bu saldırıda Batı’nın silahlarını kullanıp kullanamayacağı meselesi, ABD ve İngiltere arasında da bir tartışma konusuna dönüşmüş görünmektedir.
ABD ile NATO arasında Ukrayna’daki politikalara dair önemli bir görüş ayrılığı gözlemlenmektedir.

Paylaş

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü (NATO) üyesi ülkelerin Rusya-Ukrayna Savaşı’nda nasıl bir rol oynayabileceği son dönemde sıkça tartışılmaktadır. Rusya’ya karşı savaşmak için NATO birliklerinin Ukrayna’ya konuşlandırılması veyahut Ukrayna’nın NATO ülkelerine ait silahları Rusya’ya karşı kullanıp kullanamayacağı gibi soru işaretleri devam etmektedir.

Daha da önemlisi Ukrayna’nın Rus topraklarını vurmasıyla ilgili henüz Batı Dünyası içerisinde görüş birliği oluşmamıştır. Burada asıl karar merci Amerika Birleşik Devletleri (ABD) gibi görünmektedir. Çünkü Washington, Ukrayna’nın Amerikan silahlarını Rusya’ya karşı kullanmasına hâlâ karşı olduğunu söylemektedir.[1] Konuyla ilgili açıklama yapan Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi Sözcüsü John Kirby, “Şu anda politikamızda bir değişiklik yok. ABD tarafından sağlanan silahların Rusya’ya saldırı amacıyla kullanılmasını teşvik etmiyoruz veya buna izin vermiyoruz” demiştir.[2]

NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg ise Ukrayna’nın Rus topraklarına saldırmasının önünde engel olmadığını ve Batı menşeli silahların kullanımına ilişkin kuralların hafifletilmesi gerektiğini belirtmektedir.[3] Bu noktada ABD ile NATO arasında Ukrayna’daki politikalara dair önemli bir görüş ayrılığı gözlemlenmektedir. Washington, Ukrayna’nın Rusya’ya karşı saldırısını sınırlandırmak isterken; NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, 24 Mayıs 2024 tarihinde The Economist’e verdiği röportajda, Ukrayna’ya silah sağlayan NATO müttefiklerine, Rusya’daki askeri hedefleri vurmak için bu silahları kullanma yasağını kaldırmaları çağrısında bulunmuştur.[4]

27 Mayıs 2024 tarihinde NATO Parlamenterler Asamblesi’nin Sofya’daki Bahar Oturumu sonunda 32 üyeden 24’ünün onayıyla kabul edilen Bildirgede, “Ukrayna’ya kazanması için ihtiyaç duyduğu her şey mümkün olduğu kadar çabuk ve gerektiği kadar sağlanmalıdır.” denilmiştir.[5] Müttefik hükümetlere, “Rusya’daki meşru hedefleri vurmak için NATO Müttefikleri tarafından sağlanan silahların kullanımına ilişkin bazı kısıtlamaları kaldırarak, Ukrayna’nın uluslararası kendini savunma hakkını desteklemesi” çağrısında bulunulmuştur.[6] Stoltenberg, bunun NATO’nun değil, deklarasyona olumlu oy veren üye devletlerin kararı olduğunu vurgulamıştır.

Sofya’daki toplantı esnasında Stoltengberg, “NATO’nun asıl amacı savaş değildir. Savaşı önlemektir. NATO’nun hedefi barıştır” sözlerini sarf etmiştir.[7] Bu görüşler, İngiltere’nin son dönemdeki Ukrayna siyasetiyle uyumlu görünmektedir. Nitekim İngiltere Dışişleri Bakanı David Cameron, 2 Mayıs 2024 tarihinde Kiev’e gerçekleştirdiği ziyaret sırasında Britanya’nın Ukrayna’ya desteğini sürdüreceğini, Ukrayna’nın elindeki İngiliz silahlarının kullanımının Kiev’in inisiyatifinde olduğunu ve gerekli gördüğü durumda da Rus topraklarını vurmasının meşru olduğunu söylemiştir.[8] Rusya ise böyle bir senaryonun gerçekleşmesi halinde Ukrayna ve ötesindeki İngiliz askeri unsurlarını vurma hakkına sahip olduğunu vurgulamıştır.[9]

Ukrayna’nın Rusya’daki hedefleri vurup vuramayacağı veya bu saldırıda Batı’nın silahlarını kullanıp kullanamayacağı meselesi, ABD ve İngiltere arasında da bir tartışma konusuna dönüşmüş görünmektedir. Washington, Kiev’in böyle bir saldırıyı kendi yeteneklerini kullanarak bile yapmasına olası riskler nedeniyle karşı çıkmaktadır. Londra ise böyle bir stratejinin makul olduğunu düşünmektedir. Başka bir ifadeyle Londra, Kiev’e desteğin bir adım daha öteye taşımasından yanadır. Washington ise NATO ve Rusya arasında olası bir karşılaşmadan endişe duymaktadır. ABD içerisinde Ukrayna’ya ilişkin politikalarda asıl karar merci Pentagon gibi görünmektedir. Çünkü savaş cephesinde Pentagon ve İngiltere’nin savaş stratejileri etkili olmaktadır. Bu anlamda Londra’nın Ukrayna’daki savaş stratejilerine dair Beyaz Saray yönetimini ikna etme çabalarında Pentagon’un engeline takıldığı söylenebilir. Pentagon, Ukrayna’nın Rus topraklarını hedef alan böyle bir saldırısının ABD’nin ulusal çıkarlarını doğrudan tehdit edebileceğini öngörmektedir. Soğuk Savaş dönemi tecrübesine sahip olan Pentagon, Rusya’yla olası bir askeri karşılaşmadan kaçınılması gerektiğini konusunda gerçekçi bir politikaya sahiptir. 

Diğer yandan İngiltere, Ukrayna konusunda “Barış için Savaş” stratejini aktif olarak desteklemektedir. Buradaki temel plan, Ukrayna’da barış en iyi koşullar oluşuncaya kadar Batı’nın Kiev’e askeri-finansal desteği sürdürmesidir. Bu konuda İngiltere Dışişleri Bakanı David Cameron, “Barış, yatıştırma ve zayıflıktan değil, güçten gelir” sözlerini sarf etmiştir.[10] Gelinen noktada, Ukrayna’nın kontrolünü kaybettiği topraklarını diplomasi masasında nasıl geri alabileceği halen soru işaretidir. İngiltere’ye göre; Ukrayna’yı diplomasi masasında güçlü kılacak en önemli faktör, savaş cephesindeki başarısı olacaktır. İngiltere’nin bu düşüncesi, NATO bünyesinde de karşılık bulmaya başlamıştır. Stoltengberg’in “NATO’nun asıl amacı savaş değildir. Savaşı önlemektir. NATO’nun hedefi barıştır” sözleri,[11] Cameron’un görüşleriyle oldukça benzer ve uyumludur.

Ukrayna’ya ilişkin görüş ayrılıkları, ABD ve İngiltere’yle sınırlı değildir. Stoltenberg’in açıklamalarına karşı çıkan ülkelerden biri de İtalya’dır. Bu meseleyle ilgili olarak İtalya Başbakanı Giorgia Meloni, Ukrayna’nın Rusya’ya karşı saldırılarında NATO silahlarının kullanılmasına karşı olduğunu söylemiştir.[12] Bu görüşleri daha da ileri taşıyan İtalya Başbakan Yardımcısı ve Ulaştırma Bakanı Matteo Salvini, Stoltenberg’in “özür dilemesi, düzeltmesi veya istifa etmesi gerektiğini” söylemiş ve “Bizim adımıza konuşamaz” diye eklemiştir.[13]

Bu meseleye dair görüş belirten ülkelerden bir diğeri Hollanda’dır. Ukrayna’nın Rus topraklarına saldırma hakkının olduğunu ve bunun bir meşru müdafaa kapsamına gireceğini vurgulayan Hollanda Savunma Bakanı Kajsa Ollongren, bunun aslında Avrupa Birliği içinde bir tartışma meselesi olmaması gerektiğini belirtmiştir.[14] Benzer görüşleri paylaşan AB Dış Politika Şefi Josep Borrell, Kiev’in Rusya’ya saldırmak için Batı silahlarını kullanma hakkına sahip olduğunu söylemiş ve “Savaş hukukuna göre bu tamamen mümkündür ve hiçbir çelişki yoktur” ifadelerini kullanmıştır.[15]

Sonuç olarak NATO ülkelerine ait silahların, Kiev tarafından Rusya topraklarına gerçekleştirilecek olası bir saldırıda kullanılması oldukça risklidir. NATO’nun Ukrayna’ya asker göndermesi, NATO ülkelerine ait silahların Rusya’ya saldırı için kullanılması, Rusya’nın misillemede bulunması ve devamında NATO’nun 5. Maddesinin devreye girmesi, potansiyel bir NATO-Rusya savaşı anlamına gelmektedir. ABD, bu riskten kaçınmak isterken, İngiltere ve diğer bazı Kıta Avrupası ülkeleri, bunun mümkün olabileceğini savunmaktadır. Mevcut durumda en makul-rasyonel seçenek, riskten kaçınmak için Ukrayna’nın Rusya topraklarına saldırıda NATO silahlarını kullanmasına karşı çıkmak gibi durmaktadır. 


[1] “White House says still opposes Ukraine using US arms against Russia”, Arab News, https://www.arabnews.com/node/2518981/world, (Erişim Tarihi: 29.05.2024).

[2] Aynı yer.

[3] “NATO’s boss wants to free Ukraine to strike hard inside Russia”, Economist, https://www.economist.com/europe/2024/05/24/natos-boss-wants-to-free-ukraine-to-strike-hard-inside-russia, (Erişim Tarihi: 29.05.2024).

[4] Aynı yer.

[5] “NATO PA urges Allies to step up military assistance to Ukraine, lift restrictions on weapons use”, NATO PA, https://www.nato-pa.int/news/nato-pa-urges-allies-step-military-assistance-ukraine-lift-restrictions-weapons-use, (Erişim Tarihi: 29.05.2024).

[6] Aynı yer.

[7] “NATO states call for no red lines on Ukraine’s use of Western weapons”, Euractiv, https://www.euractiv.com/section/politics/news/nato-states-call-for-no-red-lines-on-ukraines-use-of-western-weapons/, (Erişim Tarihi: 29.05.2024).

[8] “Russia warns Britain it could strike back after Cameron remark on Ukraine”, Reuters, https://www.reuters.com/world/europe/russia-warns-it-can-strike-british-military-targets-after-cameron-remarks-2024-05-06/, (Erişim Tarihi: 29.05.2024).

[9] “Zaharova: Londra’nın tehditleri gerçekleşirse İngiltere’nin askeri unsurlarını vurabiliriz”, Sputnik, https://anlatilaninotesi.com.tr/20240507/zaharova-londranin-tehditleri-gerceklesirse-ingilterenin-askeri-unsurlarini-vurabiliriz-1083573065.html, (Erişim Tarihi: 29.05.2024).

[10] “UK’s Cameron pitched radical Ukraine peace deal to Trump — report”, Politico, https://www.politico.eu/article/donald-trump-david-cameron-ukraine-peace-deal-mar-a-lago-military-aid/, (Erişim Tarihi: 29.05.2024).

[11] “NATO states call for no red lines on Ukraine’s use of Western weapons”, a.g.e., (Erişim Tarihi: 29.05.2024).

[12] “Italy says no to using NATO weapons for Russia strikes”, ANSA, https://www.ansa.it/english/news/politics/2024/05/27/italy-says-no-to-using-nato-weapons-for-russia-strikes_f46c8479-fba4-4826-9149-a86afb2c9199.html, (Erişim Tarihi: 29.05.2024).

[13] Aynı yer.

[14] “Ukraine has right to strike at Russian territory, it’s self-defence – Dutch Defence Ministry”, Ukrinform, https://www.ukrinform.net/rubric-ato/3868716-ukraine-has-right-to-strike-at-russian-territory-its-selfdefence-dutch-defence-ministry.html, (Erişim Tarihi: 29.05.2024).

[15] “EU Top Diplomat Says Ukraine Has Right To Strike Russian Territory”, The Moscow Times, https://www.themoscowtimes.com/2024/05/28/eu-top-diplomat-says-ukraine-has-right-to-strike-russian-territory-a85241, (Erişim Tarihi: 29.05.2024).

Dr. Cenk TAMER
Dr. Cenk TAMER
Dr. Cenk Tamer, 2014 yılında Sakarya Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden mezun olmuştur. Aynı yıl Gazi Üniversitesi Ortadoğu ve Afrika Çalışmaları Bilim Dalı’nda yüksek lisans eğitimine başlamıştır. 2016 yılında “1990 Sonrası İran’ın Irak Politikası” başlıklı teziyle master eğitimini tamamlayan Tamer, 2017 yılında ANKASAM’da Araştırma Asistanı olarak göreve başlamış ve aynı yıl Gazi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Doktora Programı’na kabul edilmiştir. Uzmanlık alanları İran, Mezhepler, Tasavvuf, Mehdilik, Kimlik Siyaseti ve Asya-Pasifik olan ve iyi derecede İngilizce bilen Tamer, Gazi Üniversitesindeki doktora eğitimini “Sosyal İnşacılık Teorisi ve Güvenlikleştirme Yaklaşımı Çerçevesinde İran İslam Cumhuriyeti’nde Kimlik İnşası Süreci ve Mehdilik” adlı tez çalışmasıyla 2022 yılında tamamlamıştır. Şu anda ise ANKASAM’da Asya-Pasifik Uzmanı olarak görev almaktadır.

Benzer İçerikler