TDT Astana Zirvesi Türk Devrini Başlattı

Paylaş

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

Astana, 3 Kasım 2023 tarihinde Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) Zirvesi’ne ev sahipliği yapmıştır. Zirveye örgüte üye ve gözlemci ülkelerin Devlet ve Hükümet Başkanları katılmış ve önemli belgelere imza atılmıştır. Uluslararası siyasetteki istikrarsızlık ve çalkantıların yaşandığı bir ortamda düzenlenen zirvenin Kazakistan ve Türk Dünyası açısından öneminin iyi analiz edilmesi gerekmektedir.

Öncelikle Astana Zirvesi’nin TDT’nin onuncu yıl dönümü zirvesi olduğunu belirtmekte yarar vardır. 2009 yılında Türk Keneşi adıyla kurulan ve 2021 yılında Türk Devletleri Teşkilatı adını alan örgüt, bugüne kadar Almatı (2011), Bişkek (2012), Gebele (2013), Bodrum (2014), Astana (2015), Çolpon-Ata (2018), Bakü (2019), İstanbul (2021) ve Semerkant (2022) olmak üzere dokuz zirve gerçekleştirmiştir. Bu resmi zirvelere ek olarak Nisan 2020 tarihinde pandemi nedeniyle çevrimiçi olarak gerçekleştirilen Birinci Olağanüstü Zirvesi’nde ve Türkiye’deki deprem nedeniyle 16 Mart 2023 tarihinde Ankara’da düzenlenen İkinci Olağanüstü Zirvesi’nde Devlet Başkanları bir araya gelmiştir. Yine gayri resmi Türkistan Zirvesi, Mart 2021 tarihinde çevrimiçi olarak düzenlenmiştir.

Görüldüğü gibi Kazakistan’da son TDT Zirvesi 2015 yılında yapılmıştır. Bu yılki zirve, sekiz yıldır Kazakistan topraklarında yapılan ilk zirve olma özelliğini taşımaktadır. Ayrıca Cumhurbaşkanı Sayın Kasım Cömert Tokayev döneminde Kazakistan ilk kez örgütün başkanlığını üstlenmektedir. Dolayısıyla bu zirve hem Kazakistan hem de Cumhurbaşkanı Sayın Tokayev açısından önem taşımaktadır. Bu açıdan bakıldığında onuncu yıl dönümü zirvesinin sembolik değeri çok yüksektir. 

Geçmişte Kazakistan, Türk işbirliğinin derinleşmesi için her zaman yeni girişimlerde bulunmuştur. Örneğin, Türk Keneşi’nin kurulmasını öneren Kazakistan tarafıydı. Ayrıca Kazak diplomasisinin girişimiyle “Türk Dünyası Vizyonu–2040” stratejik belgesi hazırlanmıştır. Ancak son yıllarda Kazakistan, Türk Dünyası coğrafyasında eski etkinliğini kaybetmiş gibi görünmekteydi. Hâlbuki bu yılki TDT Astana Zirvesi, Kazakistan’ın Türk Dünyası’na yönelik etkin dış politikasını değiştirmediğini ortaya koymuştur. Zirvenin “TURKTIME” sloganıyla düzenlenmesi TDT’de yeni bir dönemin başlangıcının işareti niteliğindedir.

Uluslararası politika açısından bakıldığında 2023 yılının Türk devrinin başlatılması için oldukça doğru zaman olduğu anlaşılmaktadır. Öncelikle bu yıl Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 100. yılıdır. Diğer bir ifadeyle Türkiye, gelişiminin yeni bir aşamasına ayak basmaktadır. Kafkasya’daki kardeş ülkemiz Azerbaycan, 2020 ve bu yılki savaşları kazanarak, otuz yıllık mücadele sonucunda Karabağ’ı kurtarmış ve toprak bütünlüğünü yeniden sağlamış bulunmaktadır. Orta Asya ülkeleri ise otuz yıllık tecrübeye dayanarak “Yeni Kazakistan” ve “Yeni Özbekistan” gibi sloganlarıyla tarihlerinde yeni bir sayfa açmaya çalışmaktadırlar.

Jeopolitik ve jeoekonomik açıdan Türk Dünyası’nın öneminin giderek arttığı açıktır. Doğu Avrupa ve Batı Asya’da acımasız savaşlar halen sürmektedir. Asya’nın kalbi Afganistan’da istikrar henüz sağlanamamıştır. Bu çatışma bölgelerinin merkezinde yer alan Türk Dünyası’nın barış ve refah bölgesi olma potansiyeli çok yüksektir. Türk ülkeleri arasındaki işbirliği, Asya ile Avrupa arasındaki ticaret ve ulaşım açısından da önem arz etmektedir.

Bu bağlamda Astana Zirvesi’nde Ekonomik İşbirliği Örgütü’nün (EİT) TDT’de gözlemci statüsünü alması da önemlidir. Zira merkezi Tahran’da bulunan bu örgüt, 1985 yılında İran, Türkiye ve Pakistan tarafından kurulmuş, 1992 yılında ise Orta Asya ülkeleri örgüte üye olmuştur. Yani EİT’nin TDT’ye gözlemci olarak katılması, Türk ülkelerinin İran ve Pakistan ile işbirliklerinin artacağı anlamına gelmektedir. Türk Dünyası, Pakistan üzerinden Güney Asya’ya açılabileceği gibi, İran üzerinden de Basra Körfezi’ne ulaşabilmektedir. Ayrıca İran, Orta Asya ile Türkiye arasında ve daha geniş anlamda Asya ile Avrupa arasında doğu-batı yönündeki uluslararası taşımacılığın artmasına da katkı sağlayacaktır.

Sonuç olarak TDT Astana Zirvesi, ortak tarih ve kültüre sahip Türk devletlerinin 21. yüzyılın uluslararası arenasında hak ettiği yerli alma çabasını ve bu doğrultudaki siyasi iradeyi ifade etmektedir. Bu bağlamda Cumhurbaşkanı Sayın Tokayev’in “Türk Dünyası” markasını pekiştirme çağrısı önemlidir. Türk Dünyası uyum, kardeşlik, dostluk, güvenlik, istikrar ve barışın bölgesi olmayı hedeflemektedir. Türk Medeniyetinin tarihsel tecrübesi, Türk devletlerine bu hakkı tanımaktadır. Nitekim Türkler tarih boyunca uluslararası ticaretin ve iletişimin güvenliğini sağlamış ve bölgesel istikrardan sorumlu bir güç olarak hareket etmişlerdir. Türklerin bu tarihi misyonu yeniden üstlenmelerinin zamanı gelmiştir. Türk Çağı’nın zamanı gelmiştir.

Dr. Nurzhanat AMETBEK
Dr. Nurzhanat AMETBEK
Dr.Nurzhanat Ametbek, 2004 yılında Çin’in Xinjiang Üniversitesi Yabancı Diller Fakültesi İngiliz Dili Bölümünden mezun olmuştur. 2004-2006 yılları Çin’de bulunan Uluslararası Ticaret şirkette tercüman olarak işe başlamıştır. 2006-2007 yıllar arasında Kazakistan’a L.N.Gumilov adındaki Avrasya Devlet Üniversitesinde İngiliz Dili okutmanlığı yapmıştır. 2008 yılı İzmir Ege Üniversitesi Türk Dünyası Araştırma Enstitüsü TÖMER’de Türkçe eğitimi almıştır. 2009-2012 yıllar arasında Hacettepe Üniversitesi İngiliz Dili Eğitimi Bölümünde Yüksek Lisans yapmıştır. 2023 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Uluslararası ilişkiler dalında ‘‘Çin Ulusal Kimliğinin Dış Politikaya Yansıması: Kuşak-Yol Girişimi Örneği’’ adlı doktora tezini savunmuştur. Dr.Nurzhanat Ametbek, Kazakça, Türkçe, Çince ve İngilizce bilmektedir. İlgi alanları Türk Dünyası araştırmaları, Çin dış politikası, Çin’in Kuşak –Yol Projesi. Evli ve bir çocuk annesidir.

Benzer İçerikler