Tarih:

Paylaş:

Rusya’da Renkli Devrim Provası: Moskova Protestoları

Benzer İçerikler

8 Eylül 2019 tarihinde Rusya’da yapılacak yerel seçimlere 30 bağımsız muhalif adayın katılmasının engellenmesi, muhaliflerin 27 Temmuz 2019 tarihinde Moskova Belediyesi önünde protesto düzenlemesine sebep olmuştur. Ancak izinsiz yapılan bu gösteriye, güvenlik güçleri tarafından sert bir biçimde müdahale edilmiştir. Aslında bu protesto, muhaliflerin yerel seçimlere katılamama durumuna tepki göstermek amacıyla 20 Temmuz 2019 tarihinde düzenledikleri eylemin devamıdır. Zira bahsi geçen eyleme, 20.000’den fazla kişi katılmış ve muhalif liderler de bundan cesaret alarak protestoları sürdürmeyi planlamıştır. Çünkü muhaliflerin bu kadar insanı bir araya getirebilmesi, Rusya’nın iç dinamikleri açısından mühim bir gelişmedir.

Rusya İçişleri Bakanlığı, Moskova’daki son mitinge 3.500 muhalifin katıldığını ve bu kişilerin yaklaşık 700’ünün gazeteci olduğunu açıklamıştır. Yapılan polis müdahalesinde ise 1.000’in üzerinde insan gözaltına alınmış ve bu kişilerin büyük çoğunluğu, haklarında işlem yapıldıktan sonra serbest bırakılmıştır. Yaklaşık 150 kişi ise gözaltına alınan diğer insanlara göre, daha uzun süre gözaltında kalmıştır. Uzun zamandır Moskova’da yapılan bir eylemde 1000’in üzerinde protestocu gözaltına alınmadığı için 27 Temmuz 2019 tarihindeki olaylar, dünya kamuoyunun dikkatini çekmiştir. Zaten muhaliflerin buradaki en önemli amacının da taleplerini dünya gündemine taşımak olduğu öne sürülebilir.

Rusya’da geçmişte yapılan hiçbir yerel seçimin bu kadar siyasallaşmadığı ifade edilebilir. Çünkü bahse konu ülkede, atama ve seçilmeyi bir arada barındıran karışık bir sistem vardır. Yapılan seçimler de genellikle merkezden belirlenen adayların zaferleriyle neticelenmektedir. Buna rağmen son dönemde Batı yanlısı muhaliflerin, tıpkı genel seçimlerde olduğu gibi, yerel seçimlere de aktif katılım sağlamaya çalıştıkları görülmektedir. Bu durum, genel seçimlerde başarılı olamayan Batı yanlısı muhalefetin halkın desteğini alabilmek için yeni arayışlara yöneldiğini ortaya koymaktadır. Çünkü Moskova Belediye Meclisi’ne seçilen bir kişi, federal düzeyde siyasetçi olarak kendini kanıtlama fırsatını elde edebilir.

Muhalifler ve Batılı uzmanlar, kolluk kuvvetlerinin eylemcilere yaptığı sert müdahaleyi, Kremlin’in korktuğu şeklinde yorumlamaktadır. Ancak güçlü bir idari yapıya sahip olan Rusya’nın 3.000 muhaliften korkacağı düşüncesi, olayları açıklamaya yetmemektedir. Zira daha önce Moskova’da 100.000 insanın katıldığı mitingler de düzenlenmiştir. Dolayısıyla burada farklı bir durum vardır. Mevcut konjonktür incelendiğinde, BDT coğrafyasında yer alan bazı ülkelerde yaşanan değişimlerin polis müdahalesini tetiklediği öne sürülebilir. Yani bu değişim süreci, Rus yönetimini “tedbirli” davranmaya itmiş olabilir. Hatırlanacağı üzere, 21 Nisan 2019 tarihinde Ukrayna Devlet Başkanı olarak seçilen Volodımır Zelenskiy, kendilerinin değişimi başardıklarını ve BDT coğrafyasındaki diğer ülkelerin de bunu başarabileceğine inandığını söylemiştir. Nitekim Moskovalılar da 2019 yılının Eylül ayında yapılacak seçimlerde, Ukrayna ve Ermenistan’da olduğu gibi, yeni yüzleri yerel yönetimlerin başında görmek isteyebilir. Rusya’daki mevcut yönetim ise 5.000 imza toplama gibi gerekçelerle adaylık sürecini zorlaştırmakta ve Batı tarafından desteklenen muhaliflerin oyununu bozmaya çalışmaktadır.

Olaylarla ilgili dikkat çeken bir başka husus ise muhaliflerin olayların sorumlusu olarak Kremlin’i işaret etmeleri; fakat Putin’in muhalif liderleri muhatap almayarak şimdiye kadar herhangi bir açıklama yapmamasıdır. Rusya’nın devlet geleneğine bakıldığında ise yaşanan olumsuzlukların sorumluluğunun alt kademelerdeki isimlere yüklendiği görülmektedir. Bu nedenle de protestoların büyümesi durumunda, Kremlin’in sorumluluk almayacağı ve ihaleyi Moskova Belediye Başkanı Sergey Sobyanin gibi isimlere yükleyeceği öngörülebilir.

Moskova’daki son eylemleri, Rus siyasetindeki bir iç hesaplaşma olarak yorumlayanlar da vardır. Olayların bu yüzden büyümüş olma ihtimali bulunsa da meselenin temelinde Batı ile Rusya arasındaki rekabet bulunmaktadır. Batı, her ne kadar Rusya’yı dönüştürmek istese de bunun gerçekleşmesi pek mümkün değildir. Zira Rusların devletçi duyguları oldukça yüksektir. Bir başka deyişle Rus devlet refleksi, gerektiğinde harekete geçerek kendisini nasıl savunacağını bilmektedir. Bu nedenle de renkli devrimlerin bu ülkede başarılı olma ihtimali zayıftır. Üstelik toplumda az da olsa tabanı bulunan komünistler ve liberaller (en azından şimdilik) bu protestolara destek açıklamasında bulunmamıştır. Moskova ise muhaliflerin 3 Ağustos 2019 tarihinde miting yapmasına izin verildiğini duyurarak her şeyin kontrol altında olduğu mesajını vermiştir. Buna rağmen söz konusu ülkedeki politik dengelerin nasıl şekilleneceğini, yerel seçimlerin sonuçları belirleyecektir.