Petrol, Doğalgaz ve Ekonomi Analisti ve Deutsche Welle Gazetecisi Dalga Khatinoglu: “Rusya, Hızla İran’ın Tek Petrol Pazarı Olan Çin’deki Yerini Almaktadır.”

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

Avrupa Birliği (AB) liderlerinin 2022 yılının sonuna karar Rus petrol ihracatının %90’ını yasaklayan 6. yaptırım paketini imzalaması ve Rusya’nın bu karara tepki olarak Danimarka ve Almanya gibi ülkelere doğalgaz arzını askıya alması, AB’nin enerji piyasalarında Rusya’nın yerini alacak İran ve Türkmenistan gibi yeni oyuncuların değerlendirilmesine yol açmaktadır. Bu kapsamda Hazar Havzası’nın enerji potansiyeli, Rus enerjisinin alternatifi olarak öne çıkmaktadır. Bu kapsamda Ankara Kriz ve Siyaset Araştırmaları Merkezi (ANKASAM), Petrol, Doğalgaz ve Ekonomi Analisti ve Deutsche Welle Gazetecisi Dalga Khatinoglu’dan almış olduğu görüşleri dikkatlerinize sunmaktadır.

  •  İran, Hazar’da Azerbaycan ve Türkmenistan ile Ortak Petrol ve Doğal Gaz Sahaları Geliştirmek İstiyor mu?

İran ve Türkmenistan arasındaki tek ortak alan Gonbadli’dir. Bu alan yıllar önce operasyonel olmuş ve şu anda sadece 0,7 mcm/d doğal gaz üretmektedir. İran ve Azerbaycan’ın da Araz-Alov-Sharg adında ortak bir bloğu var, ancak henüz keşfedilmemiştir. Bu blokta doğalgaz veya petrol rezervi olup olmadığı bilinmemektedir. Bu noktada öncelikli olarak yapılması gereken; “sismik operasyonlar yoluyla o noktada rezervuar varlığına ilişkin” arama kuyuları açılmasıdır.

Bu noktadaki en önemli sorun şudur: tartışmalı sularda bulunan Araz-Alov-Sharg bloğunun geliştirilmesi ne İran’ın ne de Azerbaycan’ın önceliğidir. İran’ın (Hazar derin sularından 10 kat daha sığ olan) Basra Körfezi sularında geliştirmesi çok daha az maliyetle onlarca gelişmemiş kara gaz sahası veya açık deniz sahası bulunmaktadır. Öte yandan Azerbaycan, Total liderliğindeki Abşeron gaz sahası gibi geliştirilmekte olan birkaç projeye odaklanmakta ve Araz-Alov-Sharg bloğunun geliştirilmesini Azerbaycan için bir öncelik olarak düşünmemektedir.

Diğer bir sorun ise söz konusu bloğu geliştirmek için İran’la ortak girişim kurmanın; Amerika Birleşik Devletleri (ABD) yaptırımları, yabancı yatırımcıları ve şirketleri cezbetmek gibi başka engellere sahip olmasıdır.

  •  Türkmen Gazının Avrupa’ya Ticareti Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?

Türkmenistan’ı İran üzerinden Türkiye’ye bağlayan boru hattı dahil herhangi bir altyapı bulunmamaktadır. İran, kuzeydoğu bölgelerinde sınırlı miktarda Türkmen gazını alabilir ve kuzeybatı bölgelerinden kendi gazını aynı miktarda olacak şekilde Türkiye’ye tedarik edebilir. Türkmen gaz rezervlerinin çoğunluğunun İran’ın Türkmenistan sınırına yaklaşık 1000 km uzaklıktaki doğu bölgelerinde bulunduğunu ve Türkmenistan’dan Türkiye’ye gaz ulaştırmak için en az 2000 km’lik yeni boru hattına ve oradan AB’ye 1500-2000 km boru hattına ihtiyaç duyulduğunu göz önüne almak gerekmektedir. Ve tüm bunlar yüksek maliyetlere sahiptir.

Diğer sorun ise Türkiye’nin İran’dan tedarik ettiği doğalgazı doğu bölgelerinde kullanacak olması ve İran gazını Türkiye’nin Trans Anadolu Doğalgaz Boru Hattı (TANAP) ve Türk-Akım Boru Hatları gibi Avrupa’ya giden transit güzergahlarına bağlayacak bir boru hattının olmamasıdır.

Şu anda İran, Türkmenistan’dan yılda 1,5 milyar metreküp gaz almakta ve bu gazı Nahcivan ve Azerbaycan’a teslim etmektedir. Fakat, altyapı yetersiz olduğu için taşınabilen gaz miktarı da çok düşüktür.

  • Azerbaycan ve Türkmenistan’ın Hazar Denizi’nin Altından Boru Hatlarıyla Bağlanması ve Ortak Bir Petrol-Doğal Gaz Ticareti Başlatması Sizce Mümkün mü?

Aslında Trans-Hazar Boru Hattı’nın gerçekleşmesi beklenmemektedir. Fakat Azerbaycan ve Türkmenistan geçen yıl “Dostluk” adlı petrol ve doğalgaz sahasının ortaklaşa geliştirilmesi konusunda anlaşmaya varmıştır. Bu saha, Azerbaycan’ın Azeri-Çırak-Güneşli açık deniz altyapılarından sadece 80 km uzaklıkta bulunmakta ve Azerbaycan üzerinden Türkiye ve Avrupa’ya yılda yaklaşık 2-3 bcm gazı kolaylıkla tedarik edebilmektedir. Petrol konusuna gelince, şu anda Türkmen petrol ve gaz kondensatının tamamına yakını Bakü-Tiflis-Ceyhan Boru Hattı üzerinden uluslararası pazarlara taşınmaktadır.

  • Avrupa’nın Yaşadığı Enerji Krizi Kapsamında İran’ın Atabileceği Adımlar Nelerdir?

33 trilyon metreküple dünyada Rusya’dan sonra en büyük doğalgaz rezervine sahip olmasına rağmen İran’da ne yazık ki gaz sıkıntısı ve açığı bulunmaktadır. Geçen kış 250 mcm/gün gaz açığı ile karşı karşıya kalmıştır. Bu miktar, Türkiye’nin toplam gaz talebine eşittir.

Öte yandan İran’a yönelik ABD yaptırımları, Batılı şirketlerin İran’da enerjiyle ilgili herhangi bir projeye dahil olmalarına yönelik bir meydan okumadır.

Diğer bir problem ise İran’ın aktif petrol ve gaz sahalarının %80’inin ikinci yarılanma ömründe olması (çok eski olmaları) ve bu sahaların her yıl üretim kapasitesini kaybetmesidir. İran’ın sadece üretim seviyesini sabit tutmak için 2030 yılına kadar en az 70 milyar dolarlık yatırıma ihtiyacı bulunmaktadır. Petrol ve gaz üretimini artırmak için 200 milyar dolarlık yatırım gerekmektedir. Bu bağlamda, son 4 yılda İran’ın yukarı akışlı petrol ve gaz projelerine (üretim sektörü) yılda yalnızca 3,1 milyon dolar yatırım yapabileceğine dikkat edilmelidir. Bu nedenle İran, Avrupa Birliği (AB) enerji güvenliği için güvenilir bir kaynak değildir.

  • Söz Konusu Krizin İran-Rusya İlişkilerine Yansımalarını Nasıl Yorumluyorsunuz?

Son üç ayda Rusya’nın petrol için %30 indirim teklif etmesi, İran’ın petrol ihracatının günde 840.000 varilden 570.000 varil/gün’e düşmesine yol açmıştır. Gördüğünüz gibi Rusya, hızla İran’ın tek petrol pazarı olan Çin’deki yerini almaktadır. Bu noktada Rusya ve İran enerji piyasalarında çok sıkı rakipler haline dönüşmüşlerdir.

Elif TEKTAŞ
Elif TEKTAŞ
2020 yılında Hacettepe Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden mezun olan Elif Tektaş, aynı yıl Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı’nda Ortadoğu ve Afrika Çalışmaları Bilim Dalı’nda yüksek lisans programına başlamıştır. Halihazırda yüksek lisans eğitimine devam eden Tektaş, iyi derecede İngilizce bilmektedir.

Röportaj

Central Lancashire Üniversitesi, Doktorant Sylwia Monika Gorska: “İşiba, Çin’le İlişkilerin İstikrara Kavuşturulmasının Öneminin Farkındadır.”

Japonya’daki Kishida Hükümeti’nin dış politikasını ve küresel jeopolitiği değerlendirmek üzere Ankara Kriz ve Siyasi...

Kazakistan KIMEP Üniversitesi, Doç. Dr. Maganat Shegebayev: “Etkili İletişim, Temel İnsani Beceriler Üzerine İnşa Edilmelidir.”

Ankara Kriz ve Siyaset Araştırmaları Merkezi (ANKASAM), küreselleşen dünyada farklı kültürel geçmişlere sahip iş...

Güney Danimarka Üniversitesi, Doç. Dr. Vincent Keating: “20 Yıl Aradan Sonra Guantanamo Körfezi İçin Yeni Bir Kasvetli Sayfa Açılmıştır.”

Ankara Kriz ve Siyaset Araştırmaları Merkezi (ANKASAM), Guantanamo Körfezi’nin yeniden açılmasının göç politikalarına etkisini, insan...

CARE CSR Kurucu Direktörü Malika Sharipova: “Kadınlar Sürdürülebilir Kalkınmada Kritik Bir Rol Oynamaktadır.”

Ankara Kriz ve Siyaset Araştırmaları Merkezi (ANKASAM), sürdürülebilir iş modellerinin rekabet gücü ve uzun vadeli...