Röportaj

Occidental Koleji, Doç. Dr. Igor Logvinenko: “Türkiye, Yenilenebilir Enerji Alanında Önemli İlerlemeler Kaydetmiştir.”

İklim krizi ve düşen maliyetler, yenilenebilir enerjiyi fosil yakıtlarla rekabet edebilir hale getirmektedir.
Yatırımlar yenilenebilir kaynaklara kayarken, Çin tedarik zincirini yönlendiriyor, ABD ve Avrupa enerji bağımsızlığına odaklanmaktadır.
Yapay Zeka, güneş ve rüzgâr üretimini optimize ederken, akıllı şebekelerle enerji dağıtımını iyileştirmektedir.

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

Ankara Kriz ve Siyaset Araştırmaları Merkezi (ANKASAM), küresel enerji piyasalarının dönüşümünü, yenilenebilir enerjiye geçişin ekonomi ve jeopolitik üzerindeki etkilerini ve yapay zekânın enerji verimliliğine katkılarını değerlendirmek üzere Occidental Koleji Lisans Araştırma Merkezi Direktörü Doç. Dr. Igor Logvinenko ile gerçekleştirdiği röportajı dikkatlerinize sunmaktadır.

Röportajda, yenilenebilir enerjinin fosil yakıtların hâkimiyetini nasıl sarstığı, büyük ekonomilerin bu dönüşüme nasıl adapte olduğu ve yapay zekâ destekli sistemlerin enerji üretimindeki verimliliği nasıl artırdığı detaylı şekilde ele alınmaktadır.

1. Sizce yenilenebilir enerjiye geçişin ana motivasyonu nedir? Bu geçişin temelinde ekonomik mi yoksa çevresel faktörler mi yatıyor? Bu alanda hangi ülkeler lider konumda?

Yenilenebilir Enerjiye Geçişin Temel Motivasyonları

Yenilenebilir enerjiye geçiş, hem çevresel zorunluluklar hem de ekonomik faydalar tarafından yönlendirilmektedir. Ancak bu dönüşümün temel itici gücü çevresel faktörlerdir. 1970’ten bu yana aşırı hava olaylarının neden olduğu 4,3 trilyon dolarlık ekonomik kayıp, karbon salınımının azaltılmasını küresel bir zorunluluk haline getirmiştir. Çevresel bozulma ve Paris Anlaşması’nın hedefleri, ülkeleri sürdürülebilirliği önceliklendirmeye zorlamaktadır.

Öte yandan ekonomik faktörler giderek daha belirleyici hale gelmektedir. Güneş ve rüzgâr enerjisi maliyetlerindeki hızlı düşüş sayesinde yenilenebilir enerji, fosil yakıtlarla maliyet açısından rekabet edebilir hale gelmiştir. Bu çift yönlü etki, çevresel düzenlemelerin politika desteğini artırmasını, bunun da teknolojik inovasyonu ve pazar büyümesini tetiklemesini sağlamaktadır.

Yenilenebilir Enerjiye Geçişte Lider Ülkeler

2024 Enerji Dönüşüm Endeksi’ne (ETI) göre İsveç (78,4), Danimarka (75,2) ve Finlandiya (74,5) yenilenebilir enerjiye geçişte lider ülkeler olarak öne çıkmaktadır. Bu ülkeler, karbon fiyatlandırması ve şebeke modernizasyonu gibi sistemik reformlarla süreci başarılı şekilde yönetmektedir.

Öte yandan Çin, bu dönüşümde hem kritik bir oyuncu hem de büyük bir çelişki barındırmaktadır. Çin, küresel güneş paneli üretiminin %80’ini ve düşük karbonlu yatırımların yarısını (2022’de 546 milyar dolar) gerçekleştirmesine rağmen, aynı zamanda dünyanın en büyük karbon salımı yapan ülkesi konumundadır.

İspanya ve Yunanistan gibi yeni yükselen ülkeler de dikkat çekmektedir. İspanya, elektriğinin %50’sinden fazlasını yenilenebilir kaynaklardan üretirken, bu modeli güneş zengini bölgeler için ölçeklenebilir bir çözüme dönüştürmektedir.

Ayrıca, Türkiye’nin yenilenebilir enerji alanında önemli ilerlemeler kaydettiği görülmektedir. 2022’den bu yana kurulan güneş ve rüzgâr santralleri, 15 milyar dolarlık doğalgaz ithalatını ikame etmiş; sadece güneş enerjisi, 52 TWh elektrik üreterek 5,4 milyar dolar tasarruf sağlamıştır. 2024 itibarıyla, 14 GW’lık ön lisanslı güneş enerjisi projeleri arasında batarya depolama sistemleri de yer almakta olup, bu miktar 2030 hedefi olan 2,1 GW’yi fazlasıyla aşmaktadır.

2. Sizce yenilenebilir enerji kaynaklarının gelişimi küresel enerji piyasasını nasıl değiştirmektedir?

Yenilenebilir Enerjinin Küresel Piyasalara Etkisi

Yenilenebilir enerji, küresel enerji jeopolitiğini ve piyasa dinamiklerini kökten değiştirerek; fosil yakıtların hakimiyetini sarsmaktadır. 2024 yılında 1,02 trilyon dolar olan küresel yenilenebilir enerji pazarı, 2032’ye kadar 1,57 trilyon dolara ulaşması beklenen yatırımların yön değiştirdiğini göstermektedir. Geleneksel petrol devleri olan Saudi Aramco ve ExxonMobil artık sermayelerini rüzgâr ve hidrojen projelerine yönlendirirken, Google gibi teknoloji firmaları yapay zekâ destekli şebeke analizlerine yatırım yapmaktadır. Avrupa’nın Ukrayna krizinin ardından güneş ve rüzgâr enerjisine yönelmesi, hidrokarbon piyasalarının oynaklığına olan bağımlılığı azalttığının bir göstergesidir.

Tedarik Zinciri ve Teknolojik Dönüşüm

Çin’in üretim gücü, küresel yenilenebilir enerji tedarik zincirlerini şekillendirmektedir. Çin şu anda küresel güneş paneli üretiminin %80’ini, elektrikli araç bataryalarının ise %60’ını karşılamaktadır. Bu durum maliyetleri düşürse de arzın belli bir ülkeye bağımlı olması küresel ölçekte kırılganlık yaratmaktadır. Bu nedenle, ABD ve Hindistan gibi ülkeler, ABD Enflasyon Azaltma Yasası (IRA) gibi teşviklerle yerli üretimi önceliklendirmekte ve bölgesel rekabeti artırmaktadır.

Aynı zamanda, yenilenebilir enerji, enerji demokrasisini güçlendirmektedir. Afrika’daki mikro şebekeler ve Pakistan’daki çatı üstü güneş enerjisi sistemleri, merkezi fosil yakıt altyapısına erişimi olmayan topluluklara enerji sağlamakta ve geleneksel enerji modellerini zorlamaktadır. Bu merkezsizleşme, büyük enerji şirketlerini daha esnek ve dağıtılmış sistemler benimsemeye zorlamaktadır.

3. Yapay Zekâ Destekli Sistemler Enerji Verimliliğinde Avantaj Sağlayabilir mi? Eğer Öyleyse, Nasıl?

Yapay Zekânın Enerji Verimliliğini Artırmadaki Rolü

Yapay zekâ (YZ), enerji sistemleri için çığır açan ancak çifte etkili bir araçtırYenilenebilir enerji üretimini optimize etme kapasitesi tartışılmazdır:

  • Makine öğrenimi algoritmaları, güneş panellerinin verimliliğini %20 artırabilir ve gerçek zamanlı izleme sayesinde enerji üretimini maksimize edilebilmektedir.
  • Google’ın DeepMind yapay zekâ modeli, rüzgâr çiftliklerinin gelirlerini %20 oranında artırmak için üretim tahminleme yapabilmektedir.
  • Öngörücü bakım algoritmaları, Danimarka’daki rüzgâr türbinlerinde arıza süresini %30 azaltarak, operasyonel sürekliliği sağlamaktadır.
  • Akıllı şebeke yönetimi, yenilenebilir enerjinin kesintili arzını talep dalgalanmalarıyla dengeleyerek, şebekelerin verimli çalışmasını desteklemektedir.

Yapay Zekânın Yarattığı Çelişkiler

Ancak, YZ’nin enerji tüketimi de büyük bir paradoks yaratmaktadır. GPT-4 gibi büyük modellerin eğitimi megavat saatlerce enerji harcayabilir, özellikle de bu enerji yenilenebilir kaynaklardan sağlanmazsa, verimlilik kazanımları gölgede kalabilir.

Ayrıca, yapay zekâ kullanımıyla ilgili düzenleyici eksiklikler de dikkate alınmalıdır. Dünyadaki çoğu hükümet, etik yapay zekâ kullanımı veya veri şeffaflığına ilişkin yeterli yasal çerçeveye sahip değildir. Örneğin, yanlı algoritmalar şebeke tahsisinde zengin bölgeleri önceliklendirebilir, bu da enerji eşitsizliğini derinleştirebilir.

Bu nedenle, YZ’nin sunduğu benzersiz optimizasyon avantajları, ancak katı yönetişim mekanizmalarıyla desteklendiğinde iklim hedefleriyle uyumlu hale getirilebilir.


Doç. Dr. Igor Logvinenko
Igor Logvinenko, Los Angeles’taki Occidental Koleji’nde Diplomasi ve Dünya İşleri alanında Doçent, Lisans Araştırma Merkezi’nin Direktörü ve Küresel Politik Ekonomi üzerine çalışan Young Initiative’in üyesidir. İlk kitabı Global Finance, Local Control: Corruption and Wealth in Contemporary Russia, Sovyetler Birliği’nin çöküşünden sonra Rus ekonomisinin küresel finans piyasalarına entegrasyonunu ele almaktadır. Bu çalışma, Uluslararası Çalışmalar Derneği’nin Uluslararası Politik Ekonomi bölümünden 2023 En İyi Kitap Ödülü’nü kazanmıştır. 2020’de Occidental Koleji’ne katılmadan önce Wellesley College, Monterey Uluslararası Çalışmalar Enstitüsü, Columbia Üniversitesi Harriman Enstitüsü, Harvard Üniversitesi Davis Merkezi ve Cornell-in-Washington Programı gibi kurumlarda görev yapmıştır. Bişkek, Kırgızistan doğumlu olup eğitimine Fizik ve Matematik Lisesi No. 61’de başlamıştır.
Dilara Cansın KEÇİALAN
Dilara Cansın KEÇİALAN
Anadolu Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü mezunu olan Dilara Cansın KEÇİALAN, Hoca Ahmet Yesevi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı'nda yüksek lisans eğitimini tamamlamıştır. Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi'nde Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi alanında yüksek lisans eğitimini sürdüren Keçialan, ayrıca Atatürk Üniversitesi'nde Yeni Medya ve Gazetecilik bölümünde öğrenim görmektedir. ANKASAM'da Avrasya Araştırma Asistanı olarak görev yapan Keçialan'ın başlıca ilgi alanları Avrasya ve özellikle Orta Asya bölgesidir. İngilizce, Rusça ve az derecede Ukraynaca bilmekte olup Kazakça öğrenmektedir.

Röportaj

Central Lancashire Üniversitesi, Doktorant Sylwia Monika Gorska: “İşiba, Çin’le İlişkilerin İstikrara Kavuşturulmasının Öneminin Farkındadır.”

Japonya’daki Kishida Hükümeti’nin dış politikasını ve küresel jeopolitiği değerlendirmek üzere Ankara Kriz ve Siyasi...

Kazakistan KIMEP Üniversitesi, Doç. Dr. Maganat Shegebayev: “Etkili İletişim, Temel İnsani Beceriler Üzerine İnşa Edilmelidir.”

Ankara Kriz ve Siyaset Araştırmaları Merkezi (ANKASAM), küreselleşen dünyada farklı kültürel geçmişlere sahip iş...

Güney Danimarka Üniversitesi, Doç. Dr. Vincent Keating: “20 Yıl Aradan Sonra Guantanamo Körfezi İçin Yeni Bir Kasvetli Sayfa Açılmıştır.”

Ankara Kriz ve Siyaset Araştırmaları Merkezi (ANKASAM), Guantanamo Körfezi’nin yeniden açılmasının göç politikalarına etkisini, insan...

CARE CSR Kurucu Direktörü Malika Sharipova: “Kadınlar Sürdürülebilir Kalkınmada Kritik Bir Rol Oynamaktadır.”

Ankara Kriz ve Siyaset Araştırmaları Merkezi (ANKASAM), sürdürülebilir iş modellerinin rekabet gücü ve uzun vadeli...