Röportaj

North Greenville Üniversitesi, Dr. Öğr. Üyesi Jong Eun Lee: “Rusya-Kuzey Kore İttifakı, Pyongyang İçin Daha Faydalı Olabilir”

Kuzey Kore’nin Rusya’ya asker göndermesi, en çok Güney Kore’yi etkilemektedir.
Rusya’yla artan stratejik işbirliği, Kuzey Kore’yi daha güçlü bir küresel aktör ve revizyonist blokun etkin bir üyesi konumuna taşımaktadır.
Asker maaşları, altyapı desteği ve tarım teknolojisi gibi alanlarda yapılacak işbirliği, Kuzey Kore’nin ekonomik kalkınmasını desteklemektedir.

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

Ankara Kriz ve Siyaset Araştırmaları Merkezi (ANKASAM), Kuzey Kore’nin Rusya’yla askeri-ekonomik işbirliğini ve bu ittifakın bölgesel güvenlik stratejilerine olan etkilerini değerlendirmek üzere North Greenville Üniversitesi’nden Siyaset Bilimi alanında Dr. Öğr. Üyesi Jong Eun Lee ile yapmış olduğu röportajı dikkatlerinize sunmaktadır.

1. Kuzey Kore’nin Rusya’ya asker gönderme kararı, diğer Asya ülkelerinin güvenlik stratejilerini nasıl etkileyebilir?

Kuzey Kore’nin Rusya’ya asker göndermesi, en çok Güney Kore’yi etkilemektedir. Rusya-Ukrayna Savaşı’nın başlamasından bu yana Güney Kore hükümeti, Ukrayna’yı destekleme konusunda Batı’nın duruşuna stratejik olarak uyum sağlarken, aynı zamanda Rusya’yla doğrudan çatışmaktan kaçınmaya çalışarak dikkatli bir denge politikası izlemiştir. Ancak Rusya ile Kuzey Kore arasındaki stratejik ilişkilerin giderek güçlenmesi, Güney Kore hükümetini karşılık verme konusunda daha karmaşık bir karar aşamasıyla karşı karşıya bırakmıştır. Bu, Güney Kore’nin Ukrayna’ya desteğini artırıp artırmama konusundaki kararını zorlaştırmaktadır. Özellikle Güney Kore hükümeti, Kuzey Kore askerlerinin çatışma bölgesinde varlığının doğrulanması üzerine Ukrayna’ya “savunma” ve “saldırı” amaçlı doğrudan silah yardımı yapmayı değerlendirmektedir.

Çin, stratejik bir karar aşaması içindedir. Her ne kadar Çin, stratejik olarak Kuzey Kore ve Rusya’yla uyumlu olarak algılansa da Rusya’nın Ukrayna’daki savaşı konusunda doğrudan müdahaleden nispeten daha fazla uzak durmuştur. Çin, Kuzey Kore’nin Rusya’yla artan askeri işbirliğinden endişe duyabilir. Bu durum, Çin’in Kuzey Kore üzerindeki etkisinin azalmasına işaret edebilir.

Japonya ve Güney Kore’nin ortak güvenlik kaygısı, Kuzey Kore’nin Rusya’dan elde edebileceği muhtemel kazanımlardır. Bu iki ülke (Japonya ve Güney Kore), Rusya’nın Kuzey Kore’ye gelişmiş askeri teknoloji (uzay, uydu, nükleer) sağlayabileceğinden endişe etmektedir. Bu tür bir teknoloji transferi, Kuzey Kore’nin kıtalararası balistik füze (ICBM) kapasitesini artırabilir. Nitekim Kuzey Kore, yakın zamanda bir başka ICBM denemesi gerçekleştirmiştir ve bu durum Japonya için endişeleri artırmaktadır.

2. Kuzey Kore’nin uluslararası alanda tarihsel olarak izole bir konumda bulunması göz önüne alındığında, Rusya’yla kurduğu bu ittifakın küresel statüsünü nasıl etkileyebileceğini düşünüyorsunuz?

Rusya-Kuzey Kore ittifakının Pyongyang için daha faydalı olduğunu düşünmekteyim. Rusya-Ukrayna Savaşı’ndan bu yana Kuzey Kore, Rusya’yla stratejik ortaklığını artırarak uluslararası izolasyonunu hafifletmiştir. Bu tanım belki abartılı görünse de sözde “üçlü ortaklık” (Rusya-Çin-Kuzey Kore veya alternatif olarak Rusya-İran-Kuzey Kore), Kuzey Kore’yi Batı karşıtı, revizyonist bir ittifakın/blokun üçüncü üyesi olarak konumlandırmaktadır.

Bazı eleştirmenler, Kuzey Kore’nin Rusya’yla müttefik olma kararını, Batı liderliğindeki “liberal uluslararası düzen”den daha da izole hale gelmesi olarak yorumlayabilir. Ancak bana göre; Kuzey Kore’nin küresel konumunun “izole bir münzevi krallıktan” yükselen bir “revizyonist blok”un aktif bir üyesine dönüşmesi, küresel statüsünde açık bir iyileşme anlamına gelmektedir.

Ayrıca Kuzey Kore’nin, İsrail ve Pakistan’a benzer şekilde, uluslararası alanda nükleer bir devlet olarak kabul edilme arzusunun da Rusya’yla kurduğu stratejik ortaklık sayesinde güçlendiğini analiz etmekteyim. Zira Rusya, Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi’nde veto hakkını kullanarak Kuzey Kore’yi daha fazla BM yaptırımından korumuştur.

3. Askeri desteğin ötesinde Kuzey Kore’nin Rusya’yla ekonomik bağlarını güçlendirme potansiyeli görüyor musunuz? Eğer öyleyse Kuzey Kore, bu işbirliğinden ne tür ekonomik kazanımlar elde edebilir?

Son zamanlarda yapılan çeşitli analizler ve tartışmalar, Kuzey Kore’nin sosyoekonomik sorunlar yaşamaya devam ettiğini ve rejimin iç politikalarına yönelik vatandaşların artan hoşnutsuzluğunu göstermektedir. Rusya’nın gıda ve enerji ihracatı, Kuzey Kore’nin ekonomik sorunlarını hafifletse de Kuzey Kore rejimi muhtemelen askeri konuşlanması karşılığında daha fazla ekonomik yardımı memnuniyetle karşılayacaktır.

Bana göre üç farklı türde kazanç bulunmaktadır:

Birinci Türde Kazanç: Rusya, Kuzey Koreli askerlere Rusya-Ukrayna Savaşı’ndaki hizmetleri karşılığında ücret ödeyebilir. Kuzey Kore rejimi, askerlerinin maaşlarını toplama yoluyla Rusya ve diğer ülkelerden ithalat yapma fırsatı bulabilir.

İkinci Türde Kazanç: Kuzey Kore, altyapısını yenilemek için Rusya’nın teknik desteğini talep edebilir. Örneğin Kuzey Kore’nin enerji şebekeleri ve ulaşım altyapısı (demiryolları, yollar, köprüler) onarım ve bakıma ihtiyaç duymakta olup Rusya’nın bu alanda yedek parça ihracatı veya mühendis/teknisyen gönderimi yoluyla sağlayacağı yardımlardan yararlanabilir.

Üçüncü Türde Kazanç: Kuzey Kore, tarımsal kapasitesini geliştirmek için de destek talep edebilir. Bir olasılık gübre ithalatı olabilir. Bir diğer olasılık ise “tarımsal dronlar” gibi Rusya’nın tarım teknolojisini edinmektir.

Jong Eun Lee
Jong Eun Lee, North Greenville Üniversitesi’nde Siyaset Bilimi alanında Dr. Öğretim Üyesidir. Uzmanlık alanları arasında Amerikan dış politikası, Güney Kore’nin dış politikası, ittifak yönetimi ve Doğu Asya bölgesel güvenliği yer almaktadır. The Conversation, The Diplomat, The National Interest, Responsible Statecraft, East Asia Forum, Channel News Asia, Eurasia Review, 19FortyFive ve The Korea Times gibi dergilerde makaleler yayımlamıştır. American University School of International Service’dan doktora (Ph.D.) derecesi, Fordham Üniversitesi’nden Siyaset Bilimi alanında yüksek lisans (MA) ve American University School of Public Affairs’tan onur dereceli (Honors) lisans (BA) mezunudur.
Dilara Cansın KEÇİALAN
Dilara Cansın KEÇİALAN
Anadolu Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü mezunu olan Dilara Cansın KEÇİALAN, Hoca Ahmet Yesevi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı'nda yüksek lisans eğitimini tamamlamıştır. Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi'nde Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi alanında yüksek lisans eğitimini sürdüren Keçialan, ayrıca Atatürk Üniversitesi'nde Yeni Medya ve Gazetecilik bölümünde öğrenim görmektedir. ANKASAM'da Avrasya Araştırma Asistanı olarak görev yapan Keçialan'ın başlıca ilgi alanları Avrasya ve özellikle Orta Asya bölgesidir. İngilizce, Rusça ve az derecede Ukraynaca bilmekte olup Kazakça öğrenmektedir.

Röportaj

GABİM Genel Müdürü Dr. Faruk BOSTANCI: “Kuşak ve Yol Girişimi, Orta Asya Ülkelerinin Ekonomik Gelişimine Önemli Katkılarda Bulunmuştur.”

Ankara Kriz ve Siyaset Araştırmaları Merkezi (ANKASAM), Çin ekonomisinin gelişiminde Kuşak ve Yol Girişimi’nin...

Newcastle Üniversitesi, Leverhulme Erken Kariyer Araştırmacısı Dr. Maria Papageorgiou: “Çin’in Orta Doğu’daki Angajmanı Çok Yönlüdür.”

Ankara Kriz ve Siyaset Araştırmaları Merkezi (ANKASAM), Çin’in Orta Doğu’daki yumuşak güç stratejileri, bunun...

Hazar Çevre Konsorsiyumu CEO’su Yernar Sailybayev: “Hazar Denizi, Tüm Kuzey Yarım Küre İklimini Doğrudan Etkilemektedir.”

Ankara Kriz ve Siyaset Araştırmaları Merkezi (ANKASAM), Hazar Denizi çevresindeki ekosistem ve iklim değişikliğiyle...

Hindistan Birla Teknoloji ve Bilim Enstitüsü, Araş. Gör. Amit Kumar: “Çin’in Son Küresel İnisiyatifleri, Bölgesel Entegrasyon İçin Daha Sofistike ve Çok Boyutlu Bir Yaklaşımı...

Ankara Kriz ve Siyaset Araştırmaları Merkezi (ANKASAM), Çin’in bölgesel ve küresel politikalarını, dünya siyasetindeki...