Çin ve Avrupa Birliği (AB) arasındaki ticaret ve yatırım ilişkileri, küresel ekonomide olumlu bir etki yaratmaktadır. Bu ilişkiler, her iki taraf için de ekonomik büyüme ve işbirliği fırsatları sunmaktadır. Çin ile Avrupa arasındaki ticaret açığı gibi zorluklar çözüme kavuşturulabilir ve bu ilişkilerin daha fazla denge ve işbirliği getirmesi muhtemeldir.
Buradan hareketle Ankara Kriz ve Siyaset Araştırmaları Merkezi (ANKASAM), Çin’in Avrupa’yla ekonomik ve ticari ilişkilerini değerlendirmek üzere Mathias Corvinus Collegium Uluslararası Ekonomi Merkezi Başkanı Csaba Moldicz’den almış olduğu görüşleri dikkatlerinize sunmaktadır.
1-Çin ve Avrupa Birliği arasındaki ticaret ve yatırım ilişkilerinin diğer küresel aktörler ve ekonomiler üzerindeki etkisini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Ticaret başlı başına uluslararası ilişkilerde dengeleyici bir faktördür. Çin’in AB’nin en büyük ticari ortağı olduğu bilinmektedir. Bu ticari ilişkilerin sadece küresel aktörler için değil, Çin ve AB için de önemli olduğunu görmek önemlidir. İki ekonomi arasındaki ticaret dengesizliği Avrupalı ortaklar tarafından sıklıkla bir sorun olarak görülmekte ve büyüyen ticaret açığı Avrupalı politika yapıcılar için bir baş ağrısı teşkil etmektedir. Ancak bu durum, her ne kadar sıklıkla bu şekilde lanse edilse de Çin’le ilişkilerden ziyade Avrupa’nın rekabet gücünün zayıf olmasıyla ilgilidir.
Diğer taraftan Amerika Birleşik Devletleri, Avrupa’nın Çin’le güçlü ilişkilerini bir tehdit olarak görmektedir. Çok az Avrupa ülkesinin Asya’da gerçek jeopolitik çıkarları veya bölgede Çin’le çıkar çatışmaları bulunmaktadır. Fransa bu konuda bir istisna teşkil etmektedir. Çünkü Fransa, aynı zamanda Çin’in Afrika’da artan varlığından rahatsızdır.
2-Avrupa Birliği ile Çin arasındaki ticaret ve yatırım ilişkilerinin gelecekte nasıl bir evrim geçirmesi muhtemeldir ve bunun küresel ekonomi üzerindeki etkileri nelerdir?
AB üyelerinin çoğu ticaret ve yatırım politikalarını halihazırda ABD’nin jeopolitik çıkarlarıyla uyumlu hale getirmiş durumdadır. Kuşak Yol Girişimi ve Orta ve Doğu Avrupa ülkelerinin Çin ile işbirliği konusunda ilk ortaya çıktığında hevesli olan Orta Avrupa ülkeleri bile, ekonomik çıkarları Çin ile daha fazla işbirliği yapılmasını gerektirse de, Çin’e karşı düşmanca bir tutum sergilemeye başladılar. Bunun tek istisnası, Doğu’ya açılma politikasını sürdüren ve 2022-2023 yıllarında Çin yatırımlarından şimdiye kadar büyük fayda sağlayan Macaristan gibi görünüyor. Avrupa’nın Çin-AB ilişkileri konusundaki şüpheciliği, Afrika ve Asya ülkelerine yeni ticaret fırsatları ve Çin’den daha fazla yatırım sağlayabilir.
Dr. Csaba Moldicz
Mathias Corvinus Collegium Vakfı’nda Uluslararası Ekonomi Merkezi Başkanı olarak görev yapmaktadır. Başlıca araştırma alanı, özellikle Orta ve Doğu Avrupa bölgesidir. Bunun yanı sıra Avrupa Birliği ve Çin’in ekonomik entegrasyon süreci üzerine çalışmaktadır. Kıdemli editör olarak çeşitli kitaplar yayınlamıştır. Örneğin, Avrupa’da Amerika Birleşik Devletleri ve Çin arasındaki teknoloji rekabeti üzerine yazdığı monografi 2020 yılında Routledge tarafından yayınlanmıştır. Dış İlişkiler ve Ticaret Enstitüsü (Macaristan) ve “Çin-CEE Enstitüsü”nde Yardımcı Araştırma Görevlisidir.