Röportaj

Güney Danimarka Üniversitesi, Doç. Dr. Vincent Keating: “20 Yıl Aradan Sonra Guantanamo Körfezi İçin Yeni Bir Kasvetli Sayfa Açılmıştır.”

20 yıl aradan sonra Guantanamo Körfezi için yeni bir kasvetli sayfa açılmıştır.
Giderek güçlenen popülist ve milliyetçi yaklaşımlar, insan hakları konusundaki ortak anlayışı dönüştürmekte ve farklı perspektifleri ön plana çıkmaktadır.
Bu süreçte insan hakları örgütleri ve kamuoyu, göçmenlerin temel haklarının korunmasına yönelik daha kapsayıcı ve duyarlı bir yaklaşım geliştirmelidir.

This post is also available in: English Русский

Ankara Kriz ve Siyaset Araştırmaları Merkezi (ANKASAM), Guantanamo Körfezi’nin yeniden açılmasının göç politikalarına etkisini, insan hakları boyutunu ve uluslararası tepkileri değerlendirmek amacıyla Güney Danimarka Üniversitesi’nden Uluslararası Politika alanında öğretim üyesi Doç. Dr. Vincent Keating ile gerçekleştirdiği röportajı dikkatlerinize sunmaktadır. 

1. Guantanamo Körfezi’nin yeniden açılmasının göç politikaları üzerindeki etkisini nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu kararın uzun vadeli sonuçları neler olabilir?

Donald Trump, seçim kampanyasında göçle ilgili sıkı önlemler alma sözü vermişti ve başkan olarak ilk dönemindeki benzer[i] politikaları sürdürmeyi vaat etmişti. Ancak Trump yönetiminin Guantanamo Körfezi’ni düzensiz göçmenleri[ii]sınır dışı etmek üzere bir gözaltı tesisi olarak kullanma planı yeni bir gelişme ve iki farklı şekilde değerlendirilebilmektedir.

Öncelikle, bunu pratik bir açıdan ele alabilir. Seçim vaatlerini yerine getirmek isteyen Trump yönetimi, milyonlarca insanı gözaltına alıp sınır dışı etmek zorundaydı.[iii] Bu lojistik zorluk, gözaltı ve işlem süreçleri için yeni tesisler inşa etmeyi veya mevcut yerleri yeniden tahsis etmeyi gerektirmektedir. Trump yönetimi, yalnızca Guantanamo Körfezi’ndeki tesisin 30.000’e kadar göçmeni barındırabileceğini öngörmektedir.[iv] Belirtmek gerekir ki Guantanamo Körfezi daha önce de düzensiz göçmenlerin gözaltına alınması için kullanılmıştı.[v] 1991 yılındaki Haiti askeri darbesi ve 1994 yılındakiKüba’daki[vi] iç karışıklıkların ardından on binlerce göçmen burada tutulmuştu. Dolayısıyla bir bakıma bu politika tamamen yeni değildir.

Ancak Guantanamo Körfezi’nin gözaltı tesisi olarak kullanılması aynı zamanda sembolik bir anlam da taşımakta ve karanlık bir geçmişi çağrıştırmaktadır. Guantanamo Körfezi, George W. Bush yönetimi sırasında “Teröre Karşı Savaş” kapsamında başlıca gözaltı merkeziydi. 11 Ocak 2002 tarihinde ilk mahkumlar kampa transfer edilmiş ve eğer ‘itaatsiz’ kabul edilirlerse turuncu tulumlar[vii] içinde tutuluyorlardı. 2004 yılının ortalarına gelindiğinde 600’den fazla mahkum burada gözaltında tutuluyordu ve Guantanamo Körfezi, Bush yönetiminin tutuklulara yönelik muamelesine karşı büyüyen bir muhalefetin sembolü haline gelmiş, sayısız davaya ve hatta en yakın müttefiklerinden açık eleştirilere yol açmıştı.[viii]

Aradan 20 yıldan fazla zaman geçtikten sonra Guantanamo Körfezi için yeni bir kasvetli sayfanın açıldığını görmekteyiz. Trump yönetimi, Bush yönetiminin tartışmalı politikalarını haklı çıkarmak için kullandığı dili bilinçli olarak tekrar ediyor gibi görünüyor. Ancak bu kez şüpheli teröristler yerine düzensiz göçmenlerden bahsediyorlar. Bu durum, en azından bir kayıtsızlığın, hatta belki de düzensiz göçmenleri belirli haklardan mahrum bırakma niyetinin göstergesi olabilmektedir.

Bu durumla ilgili iki önemli sorun var:

İlk sorun, Guantanamo Körfezi’nin Bush yönetimi altında bir ‘hukuki kara delik’[ix] haline gelmesiyle ilgilidir. Bush yönetimi tarafından gözaltına alınan şüpheli teröristlere başlangıçta “habeas corpus” hakkı bile tanınmamıştı. Yani, gözaltılarının yasallığını bir yargıç önünde sorgulama hakları yoktu. Oysa bu hak, 1166 yılına kadar uzanan İngiliz hukuk geleneğinden miras alınmış temel bir hukuki güvencedir. Ancak 2008 yılına kadar Amerika Birleşik Devletleri Yüksek Mahkemesi, bu hakkın Guantanamo Körfezi’ndeki mahkumlar için de geçerli olması gerektiğine karar vermedi.

Trump yönetimi, benzer bir yaklaşım önermektedir. Ancak bu kez yurtdışında yakalanan terör şüphelilerini Guantanamo’ya getirmek yerine ABD topraklarında ikamet eden düzensiz göçmenleri ilk kez burada tutacaklar. Bu göçmenlerin transfer edildikten sonra hangi hukuki korumalara sahip olacağı belirsizdir. Bu belirsizlik, Amerikan Sivil Özgürlükler Birliği (ACLU) tarafından mahkemeye taşınmıştır. ACLU, gözaltındaki göçmenlerin hukuki temsile hakkı olduğunu savunarak bir dava açmıştır.[x]

İkinci sorun, Bush yönetimi döneminde Guantanamo Körfezi’nde tutulan mahkumlara yönelik kötü muameleyle ilgilidir.[xi] Sorgulamalar sırasında mahkumlar dövüldü, yiyecek ve sudan mahrum bırakıldı[xii] ve uzun süreler boyunca uyumalarına izin verilmedi. Bazı mahkumlar, kendilerini idrar veya dışkıyla kaplanmış halde fetal pozisyonda bulunmuştu. Bu kötü muamele, yalnızca birkaç ‘çürük elma’nın eseri değil; şüpheli teröristlere yönelik sistematik ayrımcılığın kurumsallaşmasının bir sonucuydu. Guantanamo Körfezi’nde ABD’nin yurtdışındaki hapishanelerinde ve hatta Merkez Haberalma Teşkilatı’nın (CIA) gizli tesislerinde, mahkumlar kaçırıldı, hukuki süreç olmaksızın müttefik[xiii] ülkelere gönderildi, mahkemelere erişimleri engellendi ve sık sık işkenceye maruz bırakılmıştı.[xiv]

Bu bilinen tarihe rağmen Trump yönetimi, göçmen haklarını ihlal etmeye yönelik bir kayıtsızlık ya da kasıt gösterebilecek bir söylemi bilinçli olarak kullanıyor gibi görünmektedir. Trump, yalnızca ‘en kötü suçlu yasadışı göçmenleri’[xv]Guantanamo’ya göndereceğini belirterek,[xvi] Bush yönetiminin ‘en kötülerin en kötüsü’[xvii] teröristleri barındırdığı yönündeki söylemini tekrar etmektedir. Ayrıca son raporlar göçmenlerin askeri muhafızlar tarafından tutulduğunu ortaya koyarak bu endişe verici tabloyu daha da derinleştirmektedir. Benzer şekilde Guantanamo Körfezi’ne gönderilen bazı düzensiz göçmenler, ‘en kötülerin en kötüsü’ profiline uymuyor gibi görünmektedir. Bu, Bush yönetiminin masum insanları Guantanamo’da tutarken onları en tehlikeli teröristler olarak göstermesine benzemektedir.[xviii]

Trump yönetimi açısından, göç politikalarını uygulamak için Guantanamo Körfezi’ni kullanmanın pratik bir yönü olsa da bu karar sadece düzensiz göçü azaltmaya yönelik bir girişim değil gibi görünmektedir. Aynı zamanda hakların yalnızca ‘çalışkan Amerikalılar’ olarak tanımlanan kişilere verildiği, diğerlerinin ise yönetimin takdirine bağlı olarak haklardan mahrum bırakılabileceği bir dünya görüşünü pekiştiren bir sembol işlevi görmektedir. Başka bir deyişle Guantanamo Körfezi’nin bu amaçla yeniden açılması, tıpkı 11 Eylül sonrası şüpheli teröristler için olduğu gibi, düzensiz göçmenlerin temel insan haklarına sahip olmaması gerektiği yönünde bir gerekçelendirme oluşturmaktadır.

2. Guantanamo Körfezi’nin yeniden açılmasıyla ilgili göç politikası perspektifinden ne tür tartışmalar ortaya çıkabilir? Kamuoyu ve uluslararası örgütler bu konuya nasıl yaklaşmalıdır?

Günümüzde, 2002 yılına kıyasla ideolojik olarak çok daha parçalanmış bir dünyada yaşamaktayız. O dönemde Guantanamo Körfezi şüpheli teröristleri gözaltına almak için kullanıldığında Bush yönetimi, işkenceyi meşrulaştırmak için ‘gelişmiş sorgulama teknikleri’ gibi örtülü ifadeler kullanıyor ve şüpheli teröristlerin ‘yasa dışı düşman savaşçılar’ olarak yargılanmadan gözaltında tutulması gerektiğini savunuyordu. Bu argüman, değişen güvenlik ortamına dayandırılıyordu. Ancak, özellikle Abu Ghraib hapishanesindeki işkence skandallarının ortaya çıkmasının ardından bu yaklaşıma çok az devlet destek verdi. Bu küresel muhalefet, Bush yönetiminin bu tür uygulamalarını gayrimeşru hale getirdi[xix] ve yönetimi savunmaya zorladı. Sonunda Barack Obama’nın başkan seçilmesiyle birlikte birçok program iptal edildi.

Trump, ilk döneminde işkencenin yeniden kullanılabileceğine dair çeşitli açıklamalar yapsa da bu tür insan hakları ihlallerine karşı küresel dayanışmanın hala yeterince güçlü olabileceğini ve Trump bu fikirleri hayata geçirmeye kalkarsa, uluslararası baskının onu durdurabileceğini[xx] şahsen düşünmüştüm. Ancak daha cesur hale gelen bir başkanı insan haklarına dair taahhütlere bağlı kalmaya zorlamak için müttefiklerin baskısı gerekecekti.

Bugün ise popülist ve milliyetçi ideolojilerin yaygın yükselişiyle birlikte insan hakları ihlallerine karşı anlamlı bir uluslararası muhalefet oluşturmak muhtemelen daha zordur.[xxi] Bu ideolojiler, evrensel insan hakları yerine kimlik ya da vatandaşlığa göre farklılaştırılmış hakları öne çıkarmaktadır.

Bu bağlamda daha da güçlenmiş bir Trump yönetiminin, düzensiz göçmenlere yönelik kötü muamele konusunda daha az uluslararası dirençle karşılaşması muhtemeldir. Bu nedenle bu hakları koruma mücadelesi öncelikli olarak iç politikada verilmelidir.

Uluslararası Af Örgütü ve ACLU gibi insan hakları örgütleri, bu düzensiz göçmenlerin maruz kaldıkları durumu insanileştirmeli ve onların da saygılı bir muameleyi hak eden bireyler olduğunu göstermelidir.



[i] “Trump Has Promised Another Immigration Crackdown. Here’s a Primer on His First.”, The New York Times, https://www.nytimes.com/2025/01/18/us/trump-immigration-policies.html, (Erişim Tarihi: 27.02.2025).

[ii] “See Where Trump Is Expanding Immigrant Detention at Guantánamo”, The New York Times, https://www.nytimes.com/interactive/2025/02/05/us/politics/immigrant-detention-guantanamo.html, (Erişim Tarihi: 27.02.2025).

[iii] “Pentagon Allows ICE to Use Colorado Military Base to Detain Migrants”, The New York Times, https://www.nytimes.com/2025/01/28/us/politics/ice-deportations-colorado-base.html, (Erişim Tarihi: 27.02.2025).

[iv] “Guantanamo could be used to hold up to 30,000 migrants”, Abc News, https://abcnews.go.com/Politics/guantanamo-hold-30000-migrants/story?id=118243755, (Erişim Tarihi: 27.02.2025).

[v] “In America; Guantanamo’s Kids”, The New York Times, https://www.nytimes.com/1995/05/10/opinion/in-america-guantanamo-s-kids.html, (Erişim Tarihi: 27.02.2025).

[vi] “U.S. To Send Cubans Rescued At Sea To Guantanamo”, Washingtonpost, https://www.washingtonpost.com/archive/politics/1994/08/19/us-to-send-cubans-rescued-at-sea-to-guantanamo/5e3cd1d0-1a74-44ad-aa48-534e4e4fd949/, (Erişim Tarihi: 27.02.2025).

[vii] “One of first prisoners held at Guantanamo by US sent back to Tunisia”, Bbc, https://www.bbc.com/news/articles/crrw87wlzgxo, (Erişim Tarihi: 27.02.2025).

[viii] “Contesting the International Illegitimacy of Torture: The Bush Administration’s Failure to Legitimate its Preferences within International Society”, SDU, https://portal.findresearcher.sdu.dk/en/publications/contesting-the-international-illegitimacy-of-torture-the-bush-adm (Erişim Tarihi: 27.02.2025).

[ix] “Guantanamo Bay: The Legal Black Hole”, Jstor, https://www.jstor.org/stable/3663134, (Erişim Tarihi: 27.02.2025).

[x] “U.S. Claims Immigrants Held at Guantanamo Are “Worst of the Worst.” Their Families Say They’re Being Unfairly Targeted.”, Propublica, https://www.propublica.org/article/trump-administration-migrants-guantanamo-bay, (Erişim Tarihi: 27.02.2025).

[xi] “US Human Rights Conduct and International Legitimacy The Constrained Hegemony of George W. Bush”, SDU, https://findresearcher.sdu.dk/ws/portalfiles/portal/141275551/Chapter_3_Open_Access.pdf, (Erişim Tarihi: 27.02.2025).

[xii] “For First Time in Public, a Detainee Describes Torture at C.I.A. Black Sites”, The New York Times, https://www.nytimes.com/2021/10/28/us/politics/guantanamo-detainee-torture.html, (Erişim Tarihi:27.02.2025).

[xiii] “A Guide to the Memos on Torture”, The New York Times, https://archive.nytimes.com/www.nytimes.com/ref/international/24MEMO-GUIDE.html?_r=1, (Erişim Tarihi:27.02.2025).

[xiv] “The anti-torture norm and cooperation in the CIA black site Programme”, SDU, https://portal.findresearcher.sdu.dk/en/publications/the-anti-torture-norm-and-cooperation-in-the-cia-black-site-progr, (Erişim Tarihi: 27.02.2025).

[xv] “Trump says the U.S. will send the ‘worst criminal illegal aliens’ to Guantánamo Bay”, Npr, https://www.npr.org/2025/01/30/g-s1-45454/trump-says-u-s-will-send-worst-criminal-illegal-aliens-to-guantanamo-bay, (Erişim Tarihi: 27.02.2025).

[xvi] “Guantánamo Bay files: ‘The worst of the worst’ – in pictures”, The Guardian, https://www.theguardian.com/world/gallery/2011/apr/25/guantanamo-bay-worst-in-pictures (Erişim Tarihi: 27.02.2025).

[xvii] “Pete Hegseth confirms ‘worst of the worst’ criminal migrants will be sent to Guantanamo Bay”, Fox News, https://www.foxnews.com/media/hegseth-confirms-worst-worst-criminal-migrants-sent-gitmo-all-options-table (Erişim Tarihi: 27.02.2025).

[xviii] “Relatives and records cast doubt on Guantánamo migrants being ‘worst of the worst’”, Washingtonpost, https://www.washingtonpost.com/immigration/2025/02/16/trump-guantanamo-migrants-deportations-venezuela/ (Erişim Tarihi: 27.02.2025).

[xix] “Contesting the International Illegitimacy of Torture: The Bush Administration’s Failure to Legitimate its Preferences within International Society”, a.g.e., (Erişim Tarihi: 27.02.2025).

[xx] “Will Donald Trump bring back torture? Foreign leaders might need to step up to stop him”, The conversation, https://theconversation.com/will-donald-trump-bring-back-torture-foreign-leaders-might-need-to-step-up-to-stop-him-70932, (Erişim Tarihi: 27.02.2025).

[xxi] “Conservative Soft Power: Liberal soft power bias and the ‘hidden’ attraction of Russia”, SDU, https://portal.findresearcher.sdu.dk/en/publications/conservative-soft-power-liberal-soft-power-bias-and-the-hidden-at, (Erişim Tarihi: 27.02.2025).

Doç. Dr. Vincent Keating
Vincent Keating, Güney Danimarka Üniversitesi’nde uluslararası politika alanında doçenttir. Teröre karşı savaş sırasında Bush yönetiminin insan hakları ihlalleri üzerine kapsamlı çalışmalar yapmış olup ABD’nin İnsan Hakları Uygulamaları ve Uluslararası Meşruiyet (U.S Human Rights Conduct and International Legitimacy) adlı kitabı da dahil olmak üzere birçok yayını bulunmaktadır.
Dilara Cansın KEÇİALAN
Dilara Cansın KEÇİALAN
Dilara Cansın KECİALAN is currently pursuing her master's degree in Political Science and Public Administration at Burdur Mehmet Akif Ersoy University. She completed her master's degree in International Relations at Khoja Akhmet Yassawi University. She graduated from Anadolu University, Department of International Relations. She is also studying in the Department of New Media and Journalism at Atatürk University. Working as a Eurasia Research Assistant at ANKASAM, Kecialan's main areas of interest are Eurasia and Turkestan regions. She speaks English, Russian and a little Ukrainian and learning Kazakh.

Röportaj

CARE CSR Kurucu Direktörü Malika Sharipova: “Kadınlar Sürdürülebilir Kalkınmada Kritik Bir Rol Oynamaktadır.”

Ankara Kriz ve Siyaset Araştırmaları Merkezi (ANKASAM), sürdürülebilir iş modellerinin rekabet gücü ve uzun vadeli...

Nanyang Teknoloji Üniversitesi, Prof. Dr. Rohan Gunaratna: “Küresel Güvenlik Riskleri, Giderek Daha Geniş Bir Coğrafyayı Etkilemektedir.”

Ankara Kriz ve Siyaset Araştırmaları Merkezi (ANKASAM), küresel güvenlik ortamında yapay zekânın rolünü, etik ve...

Uluslararası Strateji ve Bilgi Analizi Enstitüsü (IISIA) CEO’su Takeo Harada: “Yapay Zekâ, Karar Alma Süreçlerine Destek Sağlayabilir.”

Ankara Kriz ve Siyaset Araştırmaları Merkezi (ANKASAM), yapay zekânın diplomatik süreçlerde etik ve güvenlik...

Siyasi Danışman ve Akademisyen Patricio Giusto: “Çin, Doğal Bir Küresel Liderdir”

BRICS, Batı’nın hakimiyetine meydan okuyarak ve Küresel Güney’in daha fazla temsil edilmesini savunarak önemli...