Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Başkanı Donald Trump’ın dış politikadaki son hamlelerini değerlendirmek üzere Ankara Kriz ve Siyaset Araştırmaları Merkezi (ANKASAM), Hong Kong merkezli Guiguzi Geleneksel Çin Stratejisi Öğrenimi Başkanı Fahri Prof. Dr. Hei Sing Tso ile yapmış olduğu röportajı dikkatlerinize sunmaktadır.
1. Trump’ın “Önce Amerika” yaklaşımının ABD-AB güvenlik ilişkileri üzerindeki etkisini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Trump’a göre Avrupa güvenliği tamamen göz ardı edilmemiştir, ancak Avrupalılar sadece bunun için ödeme yapmalı ve masrafları ABD ile paylaşmalıdır. Trump, Avrupa ekonomisi eğer Amerikan çıkarlarına hizmet edebiliyorsa stabil bir Avrupa ister. Ancak NATO çerçevesindeki maliyet paylaşımı adil değilse Trump, Amerika’nın bu ittifaktaki rolünü azaltacak ve alternatif güvenlik düzenlemelerine yönelecektir. Güvenlik amacıyla bireysel Avrupa ülkeleriyle ikili yaklaşımlar kullanmayı tercih edebilir.
2. Trump ve Putin’in enerji altyapısına yönelik saldırıları 30 günlüğüne durdurma kararının Avrupa’nın enerji güvenliği ve siyasi istikrarı üzerindeki etkisi nasıl olacaktır?
Avrupa’daki tek bir ülke bile barış görüşmelerine davet edilmemiş olmasına rağmen bence hem ABD hem de Rusya sadece Avrupa ülkelerine, süper güçler olarak Avrupa’nın çıkarlarıyla ilgilendiklerini bildirmek istiyorlar. Bu diplomatik bir jesttir ve en azından Avrupa halkı üzerinde psikolojik bir etki yaratır. Bu aynı zamanda enerji güvenliğine odaklanan muhafazakâr partilerden destek alacak ve böylece Avrupalılardan gelen protestoları azaltacaktır.
3. Trump ve Putin’in son müzakerelerinin uluslararası ilişkiler üzerindeki potansiyel etkisini nasıl görüyorsunuz?
Trump sadece Ukrayna çatışmasını çözmek istememektedir. Diğer paydaşlarını Avrupa ortakları da dahil olmak üzere dışlayarak Putin’le daha doğrudan bir stratejik işbirliği geliştirmeyi arzulamaktadır. Ortadoğu ve hatta Kuzey Kore gibi diğer küresel meseleleri de ele almak istemektedir. Ancak bu, Trump’ın kendi niyetidir. Putin’in buna tamamen katılacağını düşünmüyorum ve Putin, Avrasya ve Küresel Güney’den paydaşlara daha fazla önem verecektir. Bu nedenle Ukrayna meselesi nispeten daha hızlı çözülebilir ancak diğer jeopolitik meselelerdeki ilerleme hala Kremlin tarafından dikkatlice değerlendirilecektir.