Bulgaristan’da son bir buçuk yıl içerisinde üçüncüsü düzenlenen genel seçimler, 2 Ekim 2022 tarihinde gerçekleşmiştir. Seçime katılım oranının çok düşük olduğu ve çıkan sonuçlarda herhangi bir siyasi partinin tek başına hükümet kuracak kadar oy alamaması sebebiyle ülkede koalisyon olasılıkları tartışılmaya başlanmıştır. Ancak siyasal partilerin ideolojik farklılıklarından dolayı hükümet kurulmama ihtimali, dolayısıyla 2023 senesinin Şubat ayında ülkede yeniden genel seçimlerin düzenlenebileceği ihtimali konuşulmaktadır.
Bu kapsamda Ankara Kriz ve Siyaset Araştırmaları Merkezi (ANKASAM), Bulgaristan’daki seçim sonuçlarını ve olası koalisyon hükümetleriyle Bulgaristan’ın iç ve dış siyasetini değerlendirmek üzere Gazeteci Gordan Stosevic’in görüşlerini dikkatinize sunmaktadır.
1. 2 Ekim seçimlerinden sonra hükümet kurma girişimleri başlayan Bulgaristan’da sizce ilerleyen günlerde koalisyon görüşmeleri bir sonuç verebilir mi? GERB partisinin kuracağı koalisyon muhtemelen hangi partiyle olacaktır?
Boyko Borisov’un kendisinin de söylediği gibi, partisi, Cumhurbaşkanı Rumen Radev’den yeni bir hükümet kurma yetkisi aldıktan sonra tüm taraflarla açık müzakerelere hazır, çünkü ülke sert bir kış bekliyor. Şimdi, bir önceki seçimlerden sonra, nüfus sayımını geçen partiler arasındaki büyük farklılıklar nedeniyle tüm müzakerelerin başarısızlığa uğradığı her şey göz önüne alındığında, hangi partilerin GERB-SDS ile bir hükümet kurmaya hazır olduğunu tahmin etmek gerçekten şüpheli ve nankör bir tahmindir. Mızrakları kıracak olan, Ukrayna’daki savaşa ve Bulgaristan’ın sıkı bir şekilde alması gereken askeri yardımın gönderilmesine ve ayrıca gelecekte enerji çeşitlendirmesine yönelik tutumdur. Pazarlık masasında tüm kartlar açıktır ve tüm sonuçlar mümkündür.
2. Bilindiği üzere Kiril Petkov liderliğindeki Değişime Devam Ediyoruz Partisi GERB’le koalisyon kurmayı ihtimal dahilinde bulundurmadı. Sizce, bir önceki hükümette güvenoyu alamayan Petkov’un GERB dışındaki partilerle koalisyon kurma ihtimali var mıdır?
Sadece Hristo Ivanov önderliğindeki Demokratik Bulgaristan ve muhtemelen BSP Partisi’nin meclise girebildiğini göz önünde tutarsak koalisyon görüşmelerinin sonuç vermesinin oldukça güç olacağı söylenebilir. Kiril Petkov ve Asen Vasilev’in, GERB-SDS ve DPS ile asla koalisyon kurmayacaklarına dair söz verdikleri de unutulmamalıdır. Diğer yanda, Kostadinov’un aşırı sağ milliyetçi Rus yanlısı partisi “Diriliş”in yanı sıra eski Başbakan Stefan Janev’in “Bulgar Yükselişi” partisini görüyoruz. Kiril Petkov hükümeti döneminde Savunma Bakanlığı yapan Janev, Rus işgalini “özel bir askeri operasyon” olarak nitelendirmesi sonrasında görevden alındı. Devlet yönetimiyle olan anlaşmazlıklar nedeniyle bu görevden istifa eden Romanya Savunma Bakanı da Ukrayna’yı Rusya ile pazarlık masasına davet ederek benzer bir olay yaşadı. Bu tür tavırlar Ukrayna’daki savaşta Bükreş’in resmi politikasını yansıtmamaktadır. Bu, GERB-SDS’nin DPS ve BSP’nin yanı sıra Stefan Janev’in yeni partisi ve Kostadin Kostadinov’un milliyetçi partisi ve hatta Hristo Ivanov’un “Demokratik Bulgaristan” partisi ile yeni bir hükümet kurma şansının daha yüksek olduğu anlamına gelmektedir. Görünüşe göre bu sefer Kiril Petkov, yeni bir hükümet kurmak için herhangi bir siyasi inandırıcılık olmaksızın tamamen gayri meşrulaştırılmıştır.
2. Sizce Bulgaristan’da sandığa giden seçmen sayısının giderek azalması neyle ilgilidir? Siyasal istikrarsızlık Bulgar halkını nasıl etkilemektedir?
Seçime katılan seçmen oranının %37 olması bir felakettir ve bu Bulgaristan vatandaşlarının siyasal elitine karşı duyduğu hayal kırıklığının bir sonucudur. Diaspora oylamalarına bakıldığında da sandığa gitme oranın çok yüksek olmadığı görülmektedir. Bu seçimlerde DPS partisi sadece 54,520 oyla (%31.8) geçen yılki 82,804 oydan daha kötü bir sonuç elde etmiştir. Ancak, seçimin asıl kaybedeni geçen yılki seçimlerde elde ettiği 60,357 (%35,64) oya karşılık 2 Ekim’deki seçimlerde 8,131 oy elde eden (%4.74) ünlü şovmen Slavi Trifonov’un partisi “Böyle Bir Halk Var” olmuştur.
Seçimleri etkileyen bir diğer husus kağıt pusulalar yerine elektronik formlarla oylamalar olmuştur. Bundan dolayı yarım milyon oy kaybettiğini söyleyen GERB-SDS ve 150,000 oy alan BSP’nin bu oylama biçimine karşı büyük bir tepki ortaya koydukları bilinmektedir. BSP ve aşırı sağcı “Diriliş” Partisi halen seçim yasasının değişmesi gerektiği ve yerine seçmenlerin basılı veya elektronik oylama arasında tercih yapabileceği kombine oylama sisteminde ısrarcı olmuşlardır. Bu konu hakkındaki tek soru bu girişimin parlamentodan geçip geçmeyeceğidir.
3. Şayet bu süreçte de hükümet kurulamazsa, Bulgaristan’ı nasıl bir gelecek bekleyecektir? Hem dış politika hem de iç politika bağlamında değerlendirebilir misiniz?
Bulgaristan’ın dış politikasının geleceği iç politika dinamikleriyle beraber genel olarak istikrarlı bir hükümet kurulmasına bağlıdır. Sadece Rusya-Ukrayna Savaşı’ndan dolayı Avrupa-Atlantik kutbunda yer almaktan dolayı değil, Covid-19 salgını sonrası devam eden ekonomik durum ve Avrupa’daki enerji krizi kadar Bulgaristan’ın komşusu Kuzey Makedonya’nın Avrupa Birliği’ne (AB) üyelik süreciyle de ilgilidir. Bu nedenle, bugünlerde eski Cumhurbaşkanı Rosen Plevneliev ve eski Dışişleri Bakanı Solomon Passy liderliğindeki Temas Grubu, görüşüleceği ümidiyle meclise gönderilecek olan taslak bildirge şeklinde bir belge sunmuştur.
Bu isimle Temas Grubu’nun bu deneyimli siyasi ikilisi, aşırı sağcı “Diriliş” partisi dışında Ulusal Meclis’e giren tüm partileri davet ederken, BSP, “Demokratik Bulgaristan” ve “Değişime Devam Ediyoruz” teklifini reddetmiştir. Temas Grubunun çıkardığı genel sonuç bu seçimlerden sonra Avro-Atlantik partilerinin 48. Ulusal Mecliste çoğunluğu elde ettiği ancak birbirlerine şiddetle karşı çıktığıdır ve Bulgaristan’ın büyük zorluklarla yüzleşmek zorunda olduğu bu son derece zor zamanda ülke için hayati önem taşıyan bir hükümetin kurulması için temas noktaları bulmak ortak çıkara olduğunu bilmeleridir.
Bu doğrultuda, dünyadaki yeni jeopolitik koşulların etkisiyle uyumlu bir şekilde, açıklama metni aşağıdaki çağrıları yapmaktadır:
- Otoriter yönetim riskinden kaçınmak için parlamentarizmin dönüşü ve düzenli bir hükümetin kurulması için çaba sarf etmek;
- İyileştirme Planına ilişkin yasa taslağının kabulü;
- Tüm kamu alımlarının ve ihalelerinin şeffaflığı gibi yolsuzlukla mücadele önlemleri;
- Subjektif bir yaklaşımdan ziyade kurumsal bir yaklaşıma dayalı anayasal çoğunluğa sahip yargı ve hukuk reformu;
- Anayasal modeli değiştirme ve bir başkanlık cumhuriyeti yönetme girişimlerinin otoriter yönetim riskine yol açtığı için kınanması;
- Bu değerlerin tek garantörü olarak Avrupa entegrasyonunun derinleştirilmesi;
- Avro bölgesine ve Schengen bölgesine giriş;
- F-16 savaş uçaklarının Hava Kuvvetleri filosunu tamamlaması için ikinci bir siparişin onaylanması;
- Bulgar ordusunu yeniden silahlandırmak ve NATO’ya karşı yükümlülüklerini yerine getirmek için çalışmak;
- Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik saldırganlığının kınanması ve ilhak edilen Ukrayna topraklarının tanınmaması;
- Hibrit savaşa karşı da dahil olmak üzere siber güvenlik önlemleri.
Ancak, aylarca süren ve ülkenin en üst düzey siyasilerinden bazı isimlerin karıştığı birçok skandalın damgasını vurduğu siyasi krizden sonra Bulgaristan zor bir görevle karşı karşıyadır. En fazla yetkiyi Boyko Borisov’un GERB-SDS partisinin kazandığını bilerek, Cumhurbaşkanı Rumen Radev’in yeni hükümeti kurma görevini hangi partiye vereceği önümüzdeki birkaç gün veya hafta içinde belli olacaktır.

Gordan Stošević:
Gordan Stošević, köşe yazarı ve bağımsız gazetecidir. Halihazırda “İnsanların Ağıtları” isimli internet sitesinin başeditörüdür. Uzun yıllar boyunca analizler ve köşe yazıları yayınlamış ve sol politik görüş bakımından dünyanın önde gelen isimleriyle röportajlar yapmıştır.