Der Standard Güneydoğu Avrupa Muhabiri Adelheid Wölfl: “Dodik ve Çoviç yüzünden uluslararası toplum ve özelliklede AB, tehlikeli milliyetçi güçleri kontrol altına alamamaktadır.”

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

2022 Temmuz ayında, Bosna-Hersek Yüksek Temsilcisi Christian Schmidt, seçimlerden kısa bir süre önce, seçim yasasında değişiklikler yapılacağını duyurmuş ve bu durum, “dayatma” olarak yorumlanmıştır. Seçim yasasında öngörülen değişikliklerin, ülkedeki Hırvat kökenli partilerin lehine olacağı ve siyasilerin ortak rızasının dışında düzenleneceği anlaşılınca, protestolar düzenlenmiştir. Politikacıların kışkırtıcı söylemleriyle gerilim daha da tırmanmıştır. Söz konusu tepkiler nedeniyle 27 Temmuz 2022 tarihinde yaptığı açıklamada Schmidt, sadece teknik değişiklikler yapılacağını; diğer siyasi değişiklikler için siyasi partilere ve liderlerine süre tanındığını ifade etmiştir. Fakat siyasilerin anlaşamaması durumunda, seçim yasasına ilişkin değişiklikleri kendisinin uygulayacağını da belirtmiştir.

Tüm bu bilgilerden hareketle Ankara Kriz ve Siyaset Araştırmaları Merkezi (ANKASAM), Bosna-Hersek’teki anlaşmazlıkları değerlendirmek amacıyla Der Standard’da Güneydoğu Avrupa Muhabirliği yapan Adelheid Wölfl’ten aldığı görüşleri dikkatlerinize sunmaktadır.

1. Bosna-Hersek’te son dönemde artan ayrılıkçı ve milliyetçi söylemleri nasıl değerlendiriyorsunuz?

Ayrılıkçı ve milliyetçi söylemler, Bosna-Hersek’te 1980’li yıllardan beri görülmektedir. 2014 yılından bu yana farklı olan şey ise Rusya’nın Bosna-Hersek’te artan etkisi ve Milorad Dodik veya Dragan Çoviç gibi ayrılıkçı milliyetçilere destektir.

Öte yandan Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve Avrupa Birliği’nin (AB) özellikle de Bosna-Hersek Hırvat Demokrat Birliği’ne (HDZ-BiH) yönelik yatıştırma politikalarını arttırması, genel siyasi dinamikleri değiştirmektedir. Elbette milliyetçiler de bundan cesaret almaktadır.

2. Yüksek Temsilci Christian Schmidt’in Seçim Yasası’na yönelik adımlarını nasıl değerlendiriyorsunuz? Teknik değişikliklerin getirildiği belirtiliyor. Peki, diğer değişikler neler olabilir ve bunların ülkenin istikrarına muhtemel etkisini yorumlar mısınız?

Schmidt’in gelecek haftalarda siyasi konularda karar verip vermeyeceği bilinmemektedir ama açık olan şu ki; seçim yasalarındaki veya seçimleri etkileyen diğer yasalardaki değişikliklerin, tüm Batı standartlarına göre de seçim sürecinde ya da seçim yılında yapılmaması gerekmektedir. Schmidt, HDZ-BiH lehine kararlar alacaksa; bu, Almanya’nın ve o zaman taraflı olarak kabul edileceğinden Yüksek Temsilcilik Ofisi’nin (OHR) güvenilirliğini zayıflatacaktır.

3. Bosna-Hersek’te 2 Ekim 2022 tarihinde yapılacak seçimler öncesinde ortamı nasıl değerlendiriyorsunuz?

HDZ-BiH, devletin “bölgesel yeniden yapılanmasıyla” tehdit etmektedir. Bu da onların anayasayı çiğneyerek “Hersek-Bosna” adında bir “üçüncü entite” oluşturmak istedikleri anlamına gelmektedir. AB, ABD ve Büyük Britanya’dan oluşan Batılı güçler, gözdağı vererek HDZ-BiH’i yatıştırmaya isteklidir. Bu Batılı güçler, HDZ-BiH’in ülkeyi mevcut durumdan daha fazla bloke etmesinden korkmaktadır. Bağımsız Sosyal Demokratlar İttifakı (SNSD) ve lideri Dodik’in sürekli ülkeyi bölmekle tehdit etmesinden dolayı Bosna vatandaşları da artan bir korku ve baskı altındadır. Dodik ve Çoviç yüzünden, uluslararası toplum ve özellikle de AB, tehlikeli milliyetçi güçleri kontrol altına alamamaktadır. Bu nedenle de durum, istikrarsız bir haldedir.

4. Bosna iç siyasetinde yaşanan bu dalgalanmalar, artık Dayton Antlaşması’nın getirdiği sistemin ve barışın sonuna gelindiğini mi göstermektedir? Özellikle de Yüksek Temsilci’nin sert çıkışlarının arttığı bu dönemde, yeni bir siyasi yapılanmaya doğru gidildiğini söylemek mümkün müdür? 

Dayton Barış Antlaşması’nı sorgulamak çok tehlikeli olacaktır. Çünkü bu, Rusya’nın veya diğer aktörlerin bölgeyi istikrarsızlaştırması için yeni fırsatlar doğuracaktır.


Adelheid Wölfl

Adelheid Wölfl, uzun yıllardır Viyana merkezli bir gazete olan Der Standard’da Güneydoğu Avrupa muhabiri olarak çalışmaktadır. Çeşitli platformlarda analizleri ve raporları yayınlanan Wölfl; Slovenya, Hırvatistan, Bosna-Hersek, Kosova, Makedonya, Arnavutluk ve Karadağ gibi ülkeler üzerine araştırmalar yapmaktadır.

Mustafa ÇUHADAR
Mustafa ÇUHADAR
Mustafa Çuhadar, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü mezunudur. Lisans döneminde disiplinlerarası çalışmalarına ağırlık veren Çuhadar'ın başlıca çalışma alanları, Balkanlar ve İstihbarat çalışmalarıdır. 2021 yılında Ankara Üniversitesi Türk İnkılap Tarihi Enstitüsü’nde yüksek lisans eğitimine başlayan Çuhadar, halihazırda Bosna Hersek’teki siyasi partileri inceleyen yüksek lisans tezini hazırlamaktadır. Çuhadar, iyi derecede İngilizce, Boşnakça, Hırvatça ve Sırpça ve temel seviyede Almanca bilmektedir.

Röportaj

CAICT, Araştırmacı Bingyi Yang: “Çin, Yapay Zeka (YZ) Gelişimine Büyük Önem Veriyor.”

Çin’in gelişen dijital teknolojilerini ve yapay zeka çalışmalarını değerlendirmek üzere Ankara Kriz ve Siyasi...

Occidental Koleji, Doç. Dr. Igor Logvinenko: “Türkiye, Yenilenebilir Enerji Alanında Önemli İlerlemeler Kaydetmiştir.”

Ankara Kriz ve Siyaset Araştırmaları Merkezi (ANKASAM), küresel enerji piyasalarının dönüşümünü, yenilenebilir enerjiye geçişin...

Central Lancashire Üniversitesi, Doktorant Sylwia Monika Gorska: “İşiba, Çin’le İlişkilerin İstikrara Kavuşturulmasının Öneminin Farkındadır.”

Japonya’daki Kishida Hükümeti’nin dış politikasını ve küresel jeopolitiği değerlendirmek üzere Ankara Kriz ve Siyasi...

Kazakistan KIMEP Üniversitesi, Doç. Dr. Maganat Shegebayev: “Etkili İletişim, Temel İnsani Beceriler Üzerine İnşa Edilmelidir.”

Ankara Kriz ve Siyaset Araştırmaları Merkezi (ANKASAM), küreselleşen dünyada farklı kültürel geçmişlere sahip iş...