2022 yılının Temmuz ayında Kosova ile Sırbistan arasında Priştine’nin “Sırbistan kimlik kartları ile Kosova’ya giriş/çıkış yapanlara geçici beyan formları verilmesi” ve “Sırp makamları tarafından Kosova’daki Sırplara verilen araç plakalarını ‘RKS’ (Kosova Cumhuriyeti) plakalarına dönüştürülmesi” yönünde aldığı kararın ardından tansiyon yükselmişti. Mevcut durumda iki ülke arasındaki kimlik sorunu, Avrupa Birliği’nin (AB) arabuluculuğunda çözülse de araç plakaları konusundaki anlaşmazlık devam etmektedir. Tüm bu gelişmelerin ardından Sırbistan Başbakanı Ana Brnabic, 5 Eylül 2022 tarihinde Kosova’nın kuzeyine bir ziyaret gerçekleştirmiştir.
Bu kapsamda Ankara Kriz ve Siyaset Araştırmaları Merkezi (ANKASAM), Sırbistan Başbakanı Brnabic’in Kosova ziyaretinin ne anlama geldiği sorusunu yanıtlamak maksadıyla Center for European Strategies-Eurothink Yönetici Direktörü Dimitar Nikolovski’nin görüşlerini dikkatlerinize sunmaktadır.
1. Sırbistan Başbakanı Brnabic, 5 Eylül 2022 tarihinde Kosova’nın Kuzey’ini ziyaret etmiştir. Söz konusu ülkenin kuzeyinde yer alan belediyelere yapılan bu ziyaret, tarafların anlaşmaya varmasının ardından gerçekleşmiştir. Brnabic’in böylesine gergin bir ortamda ülkedeki Sırp Belediyeleri ziyaret etmesini nasıl yorumluyorsunuz?
Fransa Cumhurbaşkanı Emanuel Macron ve Almanya Şansölyesi Olaf Scholz’un Kosova Başbakanı Albin Kurti ve Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucic’e gönderdikleri mektubun ardından Sırbistan Başbakanı Ana Brnabic, Kosova’nın kuzeyini, Kosovalı Bakanlar ise Sırbistan’ın güneyinde Arnavutlar’ın çoğunlukta olduğu bölgeleri ziyaret etmişlerdir. Ancak son gerginlikten sonra, Kosova’nın kuzeyinde çok sayıda Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü (NATO) askeri konuşlanmış ve böylesi bir güvenlik önlemi, herkesin temkinli olduğunu, her iki tarafın da birbirlerinin niyetlerinden emin olmadığını göstermiştir.
Brnabic’in Kosova’nın kuzeyine yönelik gerçekleştirdiği ziyaretin Sırpların çoğunlukta olduğu Mitrovica halkını sakinleştirme amacıyla yapıldığı söylenebilir. Lakin bölge halkı, Brnabic’in ziyareti sırasında “Vucic ve Ana’mız olduğu sürece hiçbir şeyden korkmuyoruz.”, “Tek başbakanımız var.” ve “Sırbistan’a hoş geldiniz” gibi sloganlar atmışlardır. Dolayısıyla tüm bu gelişmeler, Kosovalı Sırplar tarafından bir provokasyona ve bunun Sırp Hükûmeti tarafından meşrulaştırılmasına işaret edebilir.
2. Taraflar arasında son aylarda yaşanan kimlik sorunu çözülse de araç plakaları gibi farklı ihtilafların devam ettiği görülmektedir. Bilindiği gibi Priştine, Belgrad tarafından verilen plakaların RKS olarak değiştirilmesi için 61 gün süre tanımıştır. Öte yandan Brnabic, Sırbistan’ın amacının barış ve istikrar olduğunu söylemiştir. Peki, siz Brnabic’in Kosova ziyaretinde verdiği mesajları nasıl değerlendiriyorsunuz?
Brnabic’in mesajları, iki yönlü değerlendirilebilir: Birincisi, ziyaretinin gerilim olmadan çok sakin bir şekilde atlatılabilmesiydi. Aslında bunda başarılı olmuştur. Brnabic, Kosova’nın Sırp Belediyeler Birliği’ne saygı duyduğunu iddia etmekte; ancak Sırbistan, Kosova’nın bağımsızlığını kabul etmemektedir. Öte yandan varılan kimlik kartlarına ilişkin anlaşmayla, iki ülke vatandaşlarının Kosova ile Sırbistan arasındaki sınırları serbestçe geçebileceği de kabul edilmiştir. Yani gerçek niyetleri net ve anlaşılır değildir. Soru şu ki; Sırbistan Kosova’yı kabul ediyor mu; yoksa etmiyor mu? Buna cevaben benim izlenimim, Sırbistan Hükümeti’nin Kosova’yla ilişkileri normalleştirme ve kurumlarını kabul etme konusunda yavaş hareket ettiği; ancak bunu doğrudan söyleme ve ilan etme lükslerinin olmadığı yönündedir.
3. Brnabic, Kosova’daki ziyaret sırasında Sırp Belediyeler Birliği’nin kurulmasının zamanının geldiğini vurgulamış ve bunu Mitrovica’dan Brüksel ve Pekin’e kadar gittiği her yerde tekrar edeceğini söylemiştir. Sırp Belediyeler Birliği’nin kurulması hakkında ne düşünüyorsunuz? Bu konu, Belgrad-Priştine hattındaki diyalog sürecini nasıl etkiliyor?
Birlik, özellikle de Kosovalı Sırpların (Kuzey Belediyeleri’nde) Sırbistan sisteminden Kosova sistemine geçişini, sağlık ve eğitim de dahil olmak üzere kuzeyde kalan paralel yapıların tam entegrasyonunu kolaylaştırmayı teşvik etmeyi amaçlamaktadır. Bu birlik, Avrupa Yerel Özyönetim Şartı ve Ahtisaari Planı’na dayanmaktadır. Anlaşmaya göre, söz konusu kuruluşun yetkileri, toplu olarak uygulanacak ve ekonomik kalkınma, eğitim, sağlık ve sosyal bakım ile kentsel ve kırsal planlama alanlarında tam bir genel bakış içerecektir. Tek kelimeyle kendi belediyeleri ve yarı-hükümetleri olacak. Kosovalı Arnavutlar ise bu durumdan memnun değildir. Nitekim 2015 yılında 200.000’den fazla kişi buna karşı bir dilekçe imzalamıştır. Taraflar, adı da dahil olmak üzere Sırp Belediyeler Birliği’nin temel yönleri üzerinde anlaşmazlığa düşmeye devam etmektedir. Başından beri Sırbistan ve Sırplar, buna “topluluk” olarak atıfta bulunurken; Kosovalı kurumlar “dernek” ifadesini kullanmaktadır. Bu varlığın doğası hakkında temel anlaşmazlıklar bulunuyor. Geriye ise onları daha sonraki müzakerelerde halletmek kalıyor.
4. Son olarak sormak gerekirse, sizce Kosova-Sırbistan ilişkilerindeki sorunlarda Rusya, Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve Avrupa Birliği (AB) nasıl bir rol oynuyor?
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in son zamanlarda Kosova ve Bosna-Hersek’ten sık sık bahsetmesi, Rusya’nın Batı Balkanlar’ı istikrarsızlaştırma amacıyla hareket ettiğini göstermektedir. Rusya, Bosnalı Sırp lider Milorad Dodik’i ve dolayısıyla Sırp liderliğini kullanmak istiyor. Batı Balkanlar’daki kaos ve belirsizlik, AB ve ABD’nin direnmeye çalıştığı bir dönemde Rusya’nın küresel çıkarlarına hizmet ediyor.
Dimitar Nikolovski, Center for European Strategies-Eurothink Yönetici Direktörü’dür. Ayrıca Macaristan’daki Institute for Advanced Studies Kőszeg Dış Ortağı olarak görev yapmaktadır. Varşova’daki Polonya Bilimler Akademisi’nde “Güneydoğu Avrupa’da Popülizm ve Sivil Toplum” üzerine doktora yapmaktadır. Saraybosna Üniversitesi ve Bologna Üniversitesi’nden İnsan Hakları ve Demokrasi alanında yüksek lisans dereceleri vardır. Kuzey Makedonya ve Bosna-Hersek’teki çeşitli düşünce kuruluşlarında araştırmacı olarak çalışmış ve çalışmaktadır. Uzmanlık alanları; Orta ve Doğu Avrupa’daki sivil aktivizm ve bunun Avrupa entegrasyonları, demokratik gerileme, göç ve Avrupa’daki sağ popülizmdir.