Rusya-Ukrayna Savaşı’nın ardından Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü (NATO), Avrupa’nın belirli bölgelerindeki Rus tehdidine odaklanmıştır. Böylece birçok Balkan ülkesi için Avrupa-Atlantik entegrasyonun gerçekleşmesi umudu doğmuştur. Bu kapsamda Ankara Kriz ve Siyaset Araştırmaları Merkezi (ANKASAM), Balkan ülkelerinin NATO’ya yönelik yaklaşımlarını değerlendirmek adına İtalya merkezli Istituto per gli Studi di Politica Internazionale (ISPI) Balkan Uzmanı Giorgio Fruscione’den almış olduğu görüşleri dikkatlerinize sunmaktadır.
1. Balkan Ülkelerinin NATO’ya Yönelik Yaklaşımını Nasıl Değerlendiriyorsunuz?
Balkan ülkelerinde NATO’ya yönelik farklı yaklaşımlar mevcuttur. Sırbistan başta olmak üzere, yönetimlerinde Sırpların da söz sahibi olduğu ülkeler bu ittifaka karşı çıkarken, bölgenin geri kalanı da NATO’ya üyelik süreçlerini tamamlamanın gayreti içinde İttifak’a karşı olumlu bir duruş sergilemektedirler. Sırpların, NATO karşıtı tutumu esas olarak tarihteki olaylardan kaynaklanmaktadır. Bu anlaşılabilir bir durumdur; ancak bu konunun 1999 yılından bu yana bir tabu olarak kaldığını söyleyebiliriz.
Balkan ülkelerinde Avrupa-Atlantik İttifakı’nın rolü karşısında kamuoyunun daha iyi bilgilendirilmesi gerektiğini düşünmekteyim. NATO’da yer almak esas olarak ideolojik bir gerçeklik olarak kabul edilir. Ancak NATO, güvenlikle ilgili olmakla birlikte ekonomik açıdan da önemlidir. Örneğin NATO üyesi ülkelerin GSYH’nin (Gayri Safi Yurt İçi Hâsıla) %2’sinin savunma harcamalarına ayrılması beklenmektedir.
2. NATO’nun Balkanlar’daki Rolü Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?
NATO, Balkanlarda büyük bir jeopolitik öneme sahiptir. Karadağ ve Kuzey Makedonya’nın entegrasyon süreçleri, fiili olarak bölgedeki Rus nüfuzunu sınırlamıştır. Başka bir açıdan bakıldığında NATO, bu ülkelerin bazı güvenlik garantilerine sahip olmalarına ve tüm Batılı kurumlara uyum sağlamalarına yardımcı olmuştur. Ancak bu durum, Sırbistan ve Bosna Hersek’te Rusya’nın güçlenmesine neden olmuştur. Yani NATO, bölgenin istikrarını olumlu yönde etkilememiştir.
3. NATO Balkanlarda Genişleyecek mi?
Bosna Hersek ve Sırbistan’ın NATO’ya üye olacağına inanmamaktayım. Çünkü belirtildiği gibi Rus etkisi altında olan bu iki ülkedeki kamuoyunda, İttifak’a yönelik yanlış bilgilendirmeler yapılmaktadır. 2022 yılının Mart ayında Rusya’nın Saraybosna Büyükelçisi İgor Kalabuhov’un, Bosna Hersek’in NATO’ya üye olması durumunda Moskova’nın buna tepki göstereceğini söylemesi, bu duruma bir örnek olarak gösterilebilir. NATO üyeliğine karşı muhalefet yalnızca Bosnalı-Sırp yetkililerden gelse bile bu tür tehditler tüm süreci engellemektedir. Ayrıca, NATO’nun Karadağ’ın entegrasyonundan sonra bölgede farklı bir askeri stratejiye sahip olduğunu düşünmekteyim. NATO şu anda, Akdeniz’deki tüm Avrupa ülkelerinde varlığını sürdürmektedir. Kosova’dan söz edecek olursak, NATO’nun orada büyük bir misyonu bulunmaktadır. Bunun için ülkenin resmi üyeliğine gerek olmadığını belirtmek isterim.