Uluslararası kamuoyunun en önemli gündem maddelerinden biri de Afganistan’daki insani krizdir. Zira Afgan halkının hayatı yurtdışından gelecek insani yardımlara bağlıdır. Ancak söz konusu ulusal rezervlerine el konulmuştur. Taliban yönetiminin uluslararası toplum tarafından tanınmaması da krizi derinleştirmiştir. Halihazırda Afganistan ekonomisi, dış yardımların dondurulması nedeniyle çöküşün eşiğindedir. Buna Covid-19 salgını ve şiddetli kuraklık da eklenmiş durumdadır.
Bu bağlamda Ankara Kriz ve Siyaset Araştırmaları Merkezi (ANKASAM), Afganistan’da yaşanan insani krize ilişkin Afganistan Pervan Devlet Üniversitesi Rektör Yardımcısı Dr. Öğr. Üyesi Sayed Mobin Haşimi’nin görüşlerini dikkatlerinize sunmaktadır.
Sayın Haşimi, uluslararası medya kuruluşları sık sık Afganistan’da yaşanan insani krizi gündeme getiriyor. Uluslararası toplumun yakından takip ettiği bu sorunun çözümü konusunda ne gibi adımlar atılıyor?

Birçok ülkede Afganistan’daki insani kriz nedeniyle yardım konusu gündeme geldi. Bazı devletler nakit para yardımında bulunmakta, bazıları ise muhtelif bölgelerde gıda dağıtımı gerçekleştirmektedir. Özellikle de Türkiye’den sivil toplum kuruluşları ve insani yardım dernekleri gıda yardımında bulunmaktadır. Ayrıca Türkler, kışlık kıyafetler de yollamaktadır. Buradaki bazı resmi Türk kurumları da yardım konusunda ellerinden geleni yapmaktadır. Ancak maalesef yardımlar yeterli değildir. Bütün dünyadan ve en önemlisi de Türkiye, İran, Arap Dünyası ve durumu iyi olan diğer Müslüman ülkelerden daha çok yardımın gelmesini bekliyoruz.
Sizce Afganistan Hükümeti’nin yurtdışı bankalarında tutulan ve iade edilmeyen parasının geri verilmesi ülkedeki krizin çözümüne katkı sağlayabilir mi?
Söz konusu paranın iade edilmesi elbette birçok problemi çözebilir ama bu tam bir çözüm sağlamaz. Çünkü Afganistan’ın Dünya Bankası’nda tutulan parasından yaklaşık 280 milyon dolarının serbest bırakılması konuşulmaktadır. Fakat bunlar geçici çözüm yollarıdır. Ekonomik problemlerin çözülmesi için her şeyin olağan hale gelmesi gerekmektedir. Devlet memurlarının yaklaşık dört aydır ödenmeyen maaşlarının ödenmesi, fakir ailelere gıda, kışlık kıyafet, kömür ve odun yardımı yapılması, özel sektörün canlandırılması, ticaretin gelişmesi gibi birçok problemin aşılması gerekmektedir. Bu da Taliban yönetiminin tanınmasının ardından gerçekleşebilir.
Bilindiği gibi her kriz, aynı zamanda içerisinde bazı fırsatları barındırmaktadır. Sizce bu kriz ve çözüm arayışları Afgan halkındaki ihtilafların aşılmasına katkı sağlayarak birliktelik hissini güçlendirebilir mi?
Sosyal açıdan bakıldığında, elbette krizlerin birleştirme gibi bir özelliği vardır. Krizler, her zaman olumsuz etki yaratmaz. Bazen olumlu etkilere de neden olabilir. Ancak burada sayılan faktörler halkı birleştiremez. Çünkü problem büyük ve çok boyutludur. Maalesef Afganistan’da hiç kimse bir ay sonrasını öngöremiyor. Şahsi kanaatim şu ki; bu kriz belki de çözülecek. Ancak halk bilinçlenmeden ve biz “millet” olamadan problemler peşimizi bırakmayacak.
Röportajda yer alan görüşler, uzmanın kişisel görüşleri olup, Ankara Kriz ve Siyaset Araştırmaları Merkezi’nin (ANKASAM) yayın politikasını yansıtmayabilir.
Bu röportajın orijinal hali 17.12.2021 tarihinde The International Asia Today’da Rusça ve İngilizce olarak yayınlanmıştır.
Rusça versiyonu için tıklayınız: https://theasiatoday.org/interviews-ru/%d0%bf%d1%80%d0%be%d1%80%d0%b5%d0%ba%d1%82%d0%be%d1%80-%d1%83%d0%bd%d0%b8%d0%b2%d0%b5%d1%80%d1%81%d0%b8%d1%82%d0%b5%d1%82%d0%b0-%d0%bf%d0%b0%d1%80%d0%b2%d0%b0%d0%bd-%d0%b2-%d0%b0%d1%84%d0%b3%d0%b0/?lang=ru
İngilizce versiyonu için tıklayınız: https://theasiatoday.org/interviews/afghanistan-parwan-university-vice-chancellor-sayed-mobin-hashimi-we-are-waiting-more-help-from-muslim-countries/