Pedro Sánchez’in Pekin Ziyareti

Paylaş

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

İspanya Başbakanı Pedro Sánchez, İspanya ve Çin arasında kurulan diplomatik ilişkilerin 50. yıl dönümü vesilesiyle 30-31 Mart 2023 tarihlerinde Çin’i ziyaret etmiştir. Böylelikle tıpkı hedeflendiği gibi, birçok meselenin ele alınabilmesi için uygun ortam oluşmuştur. İkili ilişkiler, İspanya’nın 2023 yılının ikinci döneminde üstleneceği Avrupa Birliği (AB) Konseyi Başkanlığı süresince hedefleri ve Çin’in Rusya-Ukrayna savaşı çerçevesinde barış planı gibi konuların taraflar arasındaki görüşmelerin konularını oluşturduğu tahmin edilmektedir.

İspanya ile Çin arasındaki ikili ilişkilerde ekonomik ilişkiler, bilhassa ön plana çıkan alandır. Çin, İspanya’nın dünyada en fazla ithalat gerçekleştirdiği ülke konumundadır.[1]Üstelik İspanya, Asya kıtasındaki ülkeler arasından en fazla ihracatı Çin’e gerçekleştirmektedir.[2] Dolayısıyla Çin, İspanya’nın Asya’daki bir numaralı ekonomik ortağıdır. Bununla birlikte İspanya ve Çin arasındaki ekonomik ilişkiler, İspanya için kronik bir hale bürünmüştür. Geçtiğimiz yıl, 2022 yılında, İspanya’nın Çin’den ithalatının değeri 49.653 milyar avroyu bulmuş; Çin’e ihracatının değeri ise 8.013 milyar avro civarında seyretmiştir.[3] Bir başka ifadeyle, İspanya’nın Çin’e gerçekleştirdiği ihracat, Çin’den yaptığı ithalatı karşılamaktan çok uzaktır. Bu rakamlar mevcut konjonktürde pek çok ülkenin Çin ile ekonomik ilişkilerini yansıtmakla birlikte, durumun sürdürülebilirlikten uzak olması dolayısıyla Sánchez, bir düzenlemeye gidilmesi taraftarıdır.

İspanya için Çin ile ekonomik ilişkilerde tek rahatsızlık konusu ithalat-ihracat dengesizliği değildir. Çin Devlet Başkanı Şi Cinping tarafından yürütülen iktisadi politikalar, Çin’de bulunan yaklaşık 600 İspanyol menşeili şirketin Çin ekonomisinde daha etkin bir şekilde faaliyet göstermesini kısıtlamaktadır. Aynı şekilde, ilgili politikaların bir sonucu olarak, Çin’de yabancı sermayeye erişim üzerinde kısıtlamalar ortaya çıkmakta ve İspanya’dan Çin’e yatırım akışları yavaşlamaktadır. Örnek olarak Çin, 2021 yılında İspanya topraklarında 435 milyar avro yatırımda bulunurken; İspanya Çin topraklarında sadece 51 milyar avro yatırım gerçekleştirebilmiştir.[4] Dolayısıyla Sánchez’in bu elverişsizlikleri de görüşmelerde dile getirdiği düşünülmektedir.

Öte yandan görüşmelerin konusunu teşkil ettiği tahmin edilen diğer iki mesele, birbiriyle yakından ilişkilidir. 2023 yılının Haziran ayında AB Konseyi Başkanlığı’nı devralacak olan Sánchez’in görev süresince başlıca hedefi, Rusya ve Ukrayna savaşı kapsamında AB’nin destekleyebileceği şartlar dizisine uygun olarak barış görüşmelerini başlatmaktır. Mevcut durumda AB ve AB dışındaki Ukrayna’nın müttefikleri, 2022 yılının aralık ayının sonlarında Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenski tarafından sunulan 10 maddelik barış planını desteklemektedir.[5] Buna karşın, Şi tarafından geçtiğimiz aylarda 12 maddelik bir barış planı tasarlanmış, bu plan Çin hükümeti tarafından benimsenmiştir.[6] Ancak Amerika Birleşik Devletleri (ABD), Birleşik Krallık ve Polonya gibi Batı ülkeleri; özellikle Çin ve Rusya arasındaki yakın ilişkiler sebebiyle Çin’in önerdiği plana şüpheyle yaklaşmaktadır. Ayrıca Çin’in sunduğu barış planında, Rus birliklerinin Ukrayna topraklarından ivedilikle geri çekilmesinin talep edilmemesi ve Ukrayna’nın egemen ve bağımsız bir ülke olduğunun açık bir şekilde ifade edilmemesi gibi unsurlara dikkat çekmektedirler.

Mevcuttaki birbirine zıt görünen iki barış planı, aslında Sánchez ve Şi’ye fırsat sunmaktadır. Şi ihtilafta bir arabulucu olarak Çin’in uluslararası arenadaki pozisyonunu yumuşak güç unsuru üzerinden tasdik etmeyi, Sánchez ise AB Konseyi Başkanlığı süresince belirlediği hedefi gerçekleştirerek AB’nin Rusya ile barış görüşmelerinde esaslı bir aktör olarak yer almayı hedeflemektedir. Dolayısıyla görüşmelerde tarafların, destekledikleri planı karşı tarafın daha iyi tanıması ve karşı tarafta etki yaratabilmek için çaba gösterdiği çıkarımı yapılmaktadır. Böylelikle, iki plan arasında bir uzlaşı sağlama hedefi güdülmüştür.

Son olarak Sánchez’i izleyerek, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen’in Çin’i ziyaret ettiği görülmüştür. Bu nedenle ABD’nin başını çektiği Çin’i dışlama politikası güden bloğun aksine AB’nin Rusya-Ukrayna savaşı kapsamında ateşkesin sağlanabilmesi için Çin’in kilit bir aktör olduğunun farkında olduğu ve ABD’den farklı bir politika izlediği belirtilebilir. Dolayısıyla Çin’le temas kurma politikası, Sánchez’le başlamış ve diğer AB ülkeleriyle devam etmektedir.


[1] “China se convierte en el primer proveedor de España”, Consenso del Mercado, https://consensodelmercado.com/es/noticias-destacadas/china-se-convierte-en-el-primer-proveedor-de-espana, (Erişim Tarihi: 22.03.2022).

[2] “España – Exportaciónes de Mercancías”, Datosmacro, https://datosmacro.expansion.com/comercio/exportaciones/espana, (Erişim Tarihi: 2022).

[3] “Comercio bilateral España-China”, Fundación Consejo España China, https://spain-china-foundation.org/relaciones-economicas-espana-china/, (Erişim Tarihi: 2022).

[4] “Inversiones bilaterales España – China”, Fundación Consejo España China, https://spain-china-foundation.org/relaciones-economicas-espana-china/, (Erişim Tarihi: 2022).

[5] “What is Zelenskyy’s 10-point peace plan?”, Aljazeera, https://www.aljazeera.com/news/2022/12/28/what-is-zelenskyys-10-point-peace-plan, (Erişim Tarihi: 28.12.2022).

[6] “China’s Position on the Political Settlement of the Ukraine Crisis”, FMPRC, https://www.fmprc.gov.cn/mfa_eng/zxxx_662805/202302/t20230224_11030713.html, (Erişim Tarihi: 24.02.2023).

Benzer İçerikler