Nikol Paşinyan’ın Yeni Ermenistan’ı

Paylaş

8 Mayıs 2018 tarihinde Nikol Paşinyan’ın Ermenistan’ın Başbakanı olarak seçilmesinin üzerinden dört aydan fazla zaman geçmiştir. Devlet tarihi açısından dört ay çok kısa bir süre olmasına rağmen Ermenistan’da yaşanan gelişmelerin hızına bakıldığında Paşinyan’ın az zamanda çok şeyi başardığı görülmektedir. Bu durum, yeni Başbakan’ı ve yeni Ermenistan’ı incelemeyi gerekli kılmaktadır.

Paşinyan, Ermenistan’daki “renkli devrim” sonucunda iktidara gelmiştir. Dolayısıyla devrimdeki söylemler, siyasete de hız kazandırmaktadır. Yeni başbakan, arkasındaki halk gücünün farkındadır ve halkın talebi de değişimdir. Paşinyan’ın dört aylık süre zarfında dış politikadan çok iç politik çalışmalara öncelik vermesi, Ermeni Baharı’nın jeopolitik dengelerden değil, ülke içindeki dinamiklerden kaynaklandığının göstergesidir. Yeni yönetimin hedefiyse, ülke ekonomisini güçlendirmek ve halkın refahını yükseltmektir. Bu bağlamda Paşinyan’ın önceliğinin ülkedeki yolsuzluğu bitirmek olduğu anlaşılmaktadır.

Yolsuzlukla mücadele anlamında Paşinyan, ilk olarak bütün bakanları değiştirmiştir. Bunun sebebi ise ülke yönetiminde bulunan herkesin son otuz yılda gelişen yolsuzluk şebekesinin parçası haline gelmesidir. Dolayısıyla yeni başbakanın amacı, kabinesini bu yolsuzluk bataklığından temizlemek olmuştur. Paşinyan’ın kabinesinin dikkat çeken özelliklerinden bir diğeri ise 35 yaş ortalamasına sahip olmasıdır. Bu durum yeni hükümetin başbakanının genç ve dinamik bakanlar üzerinden reformlarını yürütmek istediğini göstermektedir.

Paşinyan’ın kabinenin kurulmasından sonraki adımı, yolsuzluk yapan ve devlet malını çalan eski üst düzey yöneticilere karşı kapsamlı bir soruşturma başlatmak olmuştur. Bu bağlamda emniyet güçlerinden askeriyeye, Savunma Bakanlığı’ndan Gümrük Bakanlığı’na ve savcılıktan belediyelere kadar pek çok kamu çalışanı incelenmiştir. Söz konusu soruşturma, devleti kendi malı olarak gören eski yöneticilerin hepsini ilgilendirmektedir. Burada eski Cumhurbaşkanı Robert Koçaryan ve Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü Genel Sekreteri Yuri Haçaturov soruşturmasını hepsinden ayrı tutmakta yarar vardır. Nitekim bu soruşturmalar, 1 Mart 2008 tarihli protestolardaki ölümle ilgilidir.

Paşinyan açısından ülke ekonomisinin önündeki en büyük engel yolsuzluktur. Örneğin, ülkeye yatırım yapmak isteyen yurtdışındaki Ermeni diasporasının en çok şikâyet ettiği konu yolsuzluk olmuştur. Dolayısıyla yeni başbakan, aslında yolsuzlukla mücadele ederek Ermeni ekonomisini düzeltmeye çalışmaktadır. Nitekim Paşinyan’ın gümrük çalışanlarının yolsuzluk yapmaması için sürekli olarak teftiş ederek sıkı tembihlerde bulunması ve gümrük kapılarından malların geçişinin kolaylaştırması yönündeki açıklamaları da bu anlamda önemlidir. Ayrıca rüşvetçilere karşı soruşturmalar devam ederken, bir yandan da zamanında yolsuzluğa dahil olmak istemeyerek yurt dışına giden iş adamlarının ülkeye geri dönmesi için “teşvik” konusu da gündemdedir.

Ermenistan’ın Azerbaycan’la savaş halinde olması, bütçenin önemli kısmının orduya gitmesini gerektirmektedir. Ancak burada da generaller askerlerin yemeğini, giysilerini ve hatta kişisel bakım eşyalarını dahi çalmaktadır. Diğer bir ifadeyle Ermenistan ordusu da yolsuzluk bataklığına saplanmış durumdadır. Bu alanda tutuklanan en üst rütbeli subay ise ordu teçhizatından malzeme çalmakla suçlanan General Manvel Grigoryan olmuştur. Bu tutuklamadan sonra da ordudaki durumun düzelmeye başlandığı gözlemlenmektedir.

Başbakanın yolsuzlukla mücadelesi sadece soruşturma ve tutuklamalarla sınırlı kalmamıştır. Paşinyan ülke ekonomisindeki oligarşik yapının tekelini de kırmaya çalışmaktadır. Yeni başbakanın buradaki temel amacı, ülkede adil rekabetin oluşturulması ve serbest piyasanın sağlıklı işlemesidir. Paşinyan, bu reformların ülkedeki şişirilmiş fiyatları indireceğine ve halkın refahına katkıda bulunacağına inanmaktadır. Bu arada Paşinyan’ın danışmanlarından birinin dünyaca ünlü Türkiye doğumlu Ermeni asıllı Amerika Birleşik Devletleri (ABD) vatandaşı Kamer Daron Acemoğlu olduğunu hatırlatmakta fayda vardır.

Paşinyan’ın yolsuzlukla mücadelede etkin olarak kullandığı silahı ise sosyal medyadır. Söz konusu problemle karşılaşan herkes doğrudan başbakanın sosyal medya hesabına yazabilmektedir. Bu araç, bir yandan başbakanın popülaritesini arttırırken diğer yandan da bürokratları hizaya getirmektedir. Sosyal medyayı etkin kullanan Paşinyan, her gün Ermenistan için ne yaptığını sosyal medya üzerinden rapor etmektedir. Zaman zaman çalıştığı ortamı, hükümet binasının içini hatta buzdolabında ne olduğunu bile sosyal medya hesabından paylaşmakta ve mümkün olduğunca halka yakın durmaya çalışmaktadır.

Sonuç olarak Paşinyan’ın, göreve geldiği ilk dört ayda ülkenin iç politikasına yönelik daha yoğun çalıştığı görülmektedir. Her ne kadar halk nezdinde başbakanın popülaritesi artsa da geçen sürede dış politikada sorun yaşandığı hissedilmekte ve bu dönemde uluslararası politikada Erivan’ın aleyhine yaşanan gelişmeler dikkat çekmektedir. Bunun sebebi ise Ermenistan’ın sağlıklı bir ticari ilişkide bulunduğu tek komşusu olan İran’ın, ABD ile yaşadığı gerginliğin kendi ekonomisini de olumsuz etkileme ihtimalidir. Söz konusu durum, Paşinyan’ın ekonomik reformlarını başarısızlığa uğratabilecek önemli bir olaydır.

Her şeye rağmen yeni başbakanın ekonomik reformları başarılı olduğunda Ermenistan örneği, eski Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB) ülkeleri arasında bir domino etkisi yaratabilir. Burada Paşinyan figürünün sadece Ermeniler arasında değil, tüm eski Sovyet coğrafyasında ilgiyle takip edildiğini belirtmek gerekir. Bu coğrafyadaki sıradan bir vatandaşın beklentisi, Ermenistan’ın ekonomik ve siyasal alanlarda normalleşmesi ve bu normalleşmenin de diğer bölge ülkelerine sirayet etmesidir. İfade edilen serbest ekonomi ve adil rekabet anlayışlarının insan hak ve özgürlükleri kavramlarıyla el ele gelişmesi dikkate değerdir. Dolayısıyla Ermenistan modelindeki başarının, Erivan’la iyi ya da kötü benzer değerleri paylaşan Avrasya’daki otokrat yöneticileri rahatsız edeceğini söylemek mümkündür.

Benzer İçerikler