Nevruz Avrasya’nın Ortak Bayramıdır

Paylaş

Geçen hafta bütün Avrasya ülkelerinde Nevruz Bayramı coşkusu yaşandı. Birçok ülkede bu bayram bir hafta boyunca kutlandı ve bir haftalık tatil ilan edildi. Bu yazıda kültürel olarak önemli olan bu bayramın, siyasal açıdan ne anlama geldiğine bakılacaktır. Nevruz Bayramı’nın Avrasya ülkelerindeki yeri ve bölge barış ve istikrarı için önemi analiz edilmeye çalışılacaktır.

Nevruz’un kelime olarak Farsça “nev” “ruz” yani “yeni gün” olduğu için, genel olarak “İran medeniyetinin bayramı” algısı oluşturmaktadır. Ancak Nevruz’un Türk dünyasının kuzey bölgelerinde de kutlandığı düşünülürse, terim olarak Nevruz’un daha sonra yaygınlaşmış olabileceği sonucuna varılabilir. Bugünkü Kazaklar arasında Nevruz’un birkaç ismi mevcuttur. Örneğin, “jıl bası” yani “yıl başı” ve “ulustın ulu künü” yani “ulusun ulu günü” … Kazaklarda “ulus” sözcüğünün imparatorluk anlamında kullanıldığı düşünülürse, bu bayramın bütün bozkırları kapsayan büyük coğrafyanın en önemli günü olduğu kanısına varılabilmektedir.

Bütün Avrasya’daki halkların Nevruz algısına bakıldığında iki farklı yorum karşımıza çıkmaktadır. Kuzey bölgelerde yani bugünkü Kazakistan, Kırgızistan ve Rusya Federasyonu’ndaki Türk halklarında Nevruz daha çok doğayla ilgilidir. Zaten doğayla iç içe yaşayan konargöçer halklar için baharın gelişi, yenilenme, gelişme ve çoğalmanın simgesidir. Bu açıdan 22 Mart; gündüz ile gecenin eşitlenmesi, gündüzün artması ve gecenin kısalması gibi özellikleri sebebiyle çok önemli bir gündür. Kutlamalarda eskiden “jıl köje” yani “yıl yemeği” adı verilen şimdilerde ise “nawrız köje” adı verilen yemek yapılmaktadır. Aynı zamanda hiçbir dini ya da ideolojik sembollere rastlanmamaktadır. Bu bayram bozkırlarda genel olarak baharı karşılama, sevinme, eğlenme olarak karşımıza çıkmaktadır. Özellikle ateşle ilgili hiçbir gelenek gözlemlenmemektedir.

Nevruz güneyde ise özellikle İran kültürünün etkisi olan Tacikistan, Afganistan, İran, Azerbaycan, Irak ve Türkiye’de İslam öncesi dini inanışlarla ilgili olarak algılanmaktadır. Özellikle Zerdüştlük dini ile alakalandırılmaktadır. Onun için bu bölgelerde ateşle ilgili bazı ritüeller öne çıkmaktadır. Üstelik burada Nevruz’un önemi ile ilgili bazı şahıslar ve olaylar yer almaktadır. Örneğin, Avesta (eski İran inancı olan Zerdüştlüğün kutsal kitabı) ’da bugün Turan’lı Afrasiyab (Şehname’ nin karakterlerinden efsanevî kral ve Turan kahramanı) tarafından öldürülen Siyavuş ’un defnedildiği gün olarak geçmektedir. Ahameniş İmparatorluğu (MÖ 6. yüzyılda Büyük Kiros tarafından kurulan Pers devleti) devlet geleneğinde bugünün özel yeri olduğu bilinmektedir. Irak’ta bir efsaneye göre bugün mazlumların başkaldırarak zafer simgesi olarak ateş yaktığı gün olarak geçmektedir.

Tarihsel olarak Nevruz eskiden beri bütün Avrasya’da ve ağırlıklı olarak İran’da ve Türk dünyasında kutlanmıştır. Orta Asya’da Sovyet dönemindeki Nevruz’un kutlanmasının yasaklandığı dönemden sonra, 1985 yılında başlayan demokratikleşme açılımıyla birlikte 1989 yılından itibaren Azerbaycan ve Orta Asya ülkelerinde tekrar kutlanmaya başlanmıştır. Bağımsızlıktan sonra bu devletlerin hepsinde Nevruz milli ve resmi bayram olarak ilan edilmiştir. O dönemden bu yana, bu bayram eski Sovyet coğrafyasındaki bütün halklar tarafından kutlanmaktadır. Rusya Federasyonu’ndaki Tataristan ve Başkurdistan’da da bu bayram Tatar ve Başkurt kimliklerinin korunması açısından önemli sayılmaktadır.

İran’daki Nevruz kutlamaları tarihin hiçbir döneminde kesintiye uğramamıştır. Devrim sonrası Nevruz’un İslam dininde olmayışıyla ilgili olarak yasaklama yönünde tartışmalar olsa da İran’da Nevruz milli bayram olarak kutlanmaya devam etmiştir. Devrim öncesi İran’da Pehlevi rejimi İslamiyet öncesindeki İran kültürüne önem verdiği için, doğal olarak Nevruz resmi bayram olarak kutlanmıştır.

Pakistan’da Nevruz, din alimleri açısından sakıncalı olarak değerlendirilmektedir. Afganistan’da ise resmi olarak Nevruz bayram olarak kabul edilse de, Pakistan ulemasının etkisinde kalan halk bu bayramı dine aykırı olarak görmektedir. Bu anlayış özellikle Taliban yönetimi döneminde yaygınlaşmıştır. Anlaşılacağı üzere, Taliban rejimi Nevruz’u Pagan yani İslam dışı kültür olarak değerlendirmiştir.

Türkiye’de ise durum çok karışıktır. Nevruz’un Osmanlı coğrafyasında kutlanıldığı bilinmektedir. Ancak Osmanlı-İran rekabetinden dolayı Nevruz, İran bayramı olarak algılanmış ve yavaş yavaş toplumdaki yerini kaybetmiştir. Türkiye Cumhuriyeti kurulduğunda ise Nevruz artık resmi Ankara’nın milli bayramı olarak gündemde yer almamıştır. Yine de Nevruz, Türkiye İç Anadolu ve özellikle Kürtlerin yoğun yaşadığı Güneydoğu Anadolu’da halk arasında kutlanmıştır.

1980’li yılların ortasında gelindiğinde Nevruz ayrılıkçı Kürt hareketinin bayramı olarak algılanmaya başlanmıştır. Bu dönemde Nevruz, Kürt kültürü ve kimliğinin bir parçası olarak siyasallaşmaya başlanmıştır. 1990’lara gelindiğinde artık Türkiye’de Nevruz, PKK’nın bayramı olarak yasaklanmıştır. Ancak 1991 yılında Azerbaycan ve Orta Asya Türk cumhuriyetlerinin birer bağımsız devlet olmaları ve Nevruz bayramının oralarda resmi olarak kutlanması Türkiye’deki Nevruz algısını değiştirmeye başlamıştır.

Bugün gelinen noktada uluslararası alanda Nevruz bayramı iki cephede kutlanmaktadır. İlk olarak Türk Dünyasının UNESCO’su olan Türk Kültür ve Sanatları Ortak Yönetimi (TÜRKSOY) üye devletlerin arasında birlik ve beraberliği güçlendirmek için üye ülkeler coğrafyasında farklı etkinlikler düzenlemektedir.[i] Öbür tarafta İran, Tacikistan ile bu bayramı ortak kutlamaktadır.[ii] Bu iki cephe, Türk dünyası ve İran/Fars dünyası olarak adlandırılmaktadır. Dışarıdan bakınca birbirine asırlarca komşu olan ve aynı medeniyeti paylaşan iki cephe, sanki farklı Nevruz bayramları kutluyor gibi görünmektedir.

İki cephenin de üye olduğu Ekonomik İş birliği Örgütü (ECO) 1 Mart 2017 İslamabat Zirvesi’nin bildirisinde üye ülkeleri: “Uluslararasındaki dostluğu güçlendirmeye katkıda bulunan faktör olarak ‘Uluslararası Nevruz Günü’nü desteklemektedir. Bu bağlamda üye devletlerin kutlamalara ve ortak etkinliklerin hazırlığına aktif olarak katılmasına çağrıda bulunmaktadır.”[iii] Ancak buna rağmen iki cephenin ortak kutlaması ve ortak etkinlikleri gözlemlenmemektedir.

İran ve Tacikistan Türk Kültür ve Sanatları Ortak Yönetimi (TÜRKSOY) üyeleri olmadıkları için Türk devletleri tarafından kutlanan Nevruz bayramına katılmamaktadır. Türk devletleri de İran/Fars dünyasının düzenlediği Nevruz etkinliklerine gitmemektedir. Çünkü İran/Fars dünyası ülkeleri özellikle İran, Türk Kültür ve Sanatları Ortak Yönetimi (TÜRKSOY) etkinliklerini ülkelerinin ulusal güvenliğine ve toprak bütünlüğüne tehdit olarak algılamaktadır. Öbür taraftan Türk devletleri İran’ın Nevruz’u İran medeniyeti bayramı olarak değerlendirmesinden rahatsız olmaktadır.

Bu durumda Türk dünyasının başat gücü olan ve Tacikistan’da belli etkisi bulunan ve İran’la yakın komşuluk ilişkileri kuran Türkiye, inisiyatif kullanarak Türk Kültür ve Sanatları Ortak Yönetimi (TÜRKSOY) çerçevesindeki Nevruz etkinliklerine İran’ın da dahil edilmesini sağlamalıdır. Türkiye’nin bu girişimi İran’la yakın ilişkiler kurmaya çalışmakta olan başta Azerbaycan olmak üzere diğer Türk devletleri tarafından da desteklenecektir. Bu tip etkinliklerde sanat insanları bir araya gelecek ve İran’daki Türk nüfusla Türk dünyası sanatçılarının teması sağlanacaktır. Aynı zamanda Türk dünyası ve İran/Fars dünyası arasındaki güven sorununun aşılmasına katkıda bulunulacaktır. Kültür bağlamında Orta Asya’yla Anadolu ve Kafkaslar arasındaki eksik olan İran ayağı tamamlanmış olacaktır. Sonuç itibarıyla Türkiye’nin İran’daki nüfuzu artacaktır.


[i] http://www.turksoy.org/tr/events

[ii] ‘Ortak Kültür Coğrafyamızda Nevruz Paneli’, 17 Mart 2017, https://www.iramcenter.org/etkinlikler/gecmis-etkinlikler/ortak-kultur-cografyamizda-nevruz-paneli/

[iii] ‘ECO Islamabad Declaration’, 13th ECO Summit Islamabad, 1 March 2017, http://www.ecosecretariat.org/in2.htm

Benzer İçerikler