Tarih:

Paylaş:

Nazarbayev’in Ulusa Seslenişi

Benzer İçerikler

5 Ekim 2018 tarihinde Kazakistan Cumhurbaşkanı ve Türk Dünyası’nın Aksakalı Nursultan Nazarbayev’in Ulusa Sesleniş’i her yıl olduğu gibi bu yıl da önemli konuları gündeme taşımıştır. Seslenişin içeriğine bakıldığında belirtilen ifadelerden Kazakistan’ın modernizasyonunda sosyal boyutun değerlendirildiği anlaşılmaktadır. Nazarbayev’in insanı merkeze alan yaklaşımı ve refaha verdiği önem, ülkedeki kalkınma modelinin artık yeni bir aşamaya geçtiğini göstermektedir.

Ulusa Sesleniş; “Halkın Refahının Artması”, “Geçim Kalitesinin Yükselmesi”, “Elverişli Yaşam Koşullarının Geliştirilmesi”, “Vatandaşların İsteğine Uygun Devlet Kurumu”, “Etkin Dış Politika”, “Kazakistanlıların Ülkedeki Değişime Ayak Uydurması” gibi başlıklardan oluşmaktadır. Dolayısıyla bu programın insan odaklı bir gelişmeyi öngördüğü söylenebilir. Diğer bir ifadeyle Nazarbayev, Kazakistan’ın “sosyal devlet” kimliğini güçlendirmeye çalışmaktadır. Devletin asıl görevi, vatandaşlarına hizmet etmektir. Burada Elbası Nazarbayev’in hedefi; Kazakistan halkını dünya çapında rekabet edebilen bir ulusa dönüştürmektir. Bu hedef, Kazakistanlıların yaşadığı ortam başta olmak üzere sağlığı, eğitimi, kültürü ve girişimciliğiyle doğrudan bağlantılıdır. Elbası, Ulusa Sesleniş’inde yükseköğretim ve ortaöğretimin yanı sıra okul öncesi eğitime de önem vermektedir. Bu doğrultuda “4K” olarak tarif edilen “yaratıcılık (creativity)”, “eleştirel yaklaşım (critical thinking)”, “iletişimcilik (communicativeness)” ve “takım ruhu (command)”; Kazakistan’ın modern eğitim sistemine dahil edilmektedir. Diğer bir ifadeyle Nazarbayev, Kazakların dünyanın en gelişmiş ülke vatandaşlarıyla rekabete hazır olmaların arzulamaktadır.

Nazarbayev’in Kazakistan’da bölgesel olarak da kalkınmaya özen göstermesi, gelişimin sadece büyük şehirlerle sınırlı kalmamasını ve refahın kırsal bölgelere de yayılmasını amaçlayan politikalarının bir parçasıdır. Bu bağlamda Kazak liderin Türkistan vilayetini turizm merkezine dönüştürme girişimi takdire değerdir. Küreselleşmeyle birlikte insanların büyük şehirlere göç etmesi kaçınılmazdır ve Nazarbayev de bu durumun farkındadır. Dolayısıyla, Kazakistan gibi dünyanın en geniş yüzölçümüne sahip 9. ülkesinin kırsala yatırım yapması, oldukça stratejik ve yerinde bir yaklaşımdır.

Ulusa Sesleniş’te gündeme gelen “sosyal devlet” ve “hukukun üstünlüğü” konuları, Kazak toplumunun isteklerini yansıtmaktadır. Elbası’nın deyimiyle “Bürokratlar halkın efendileri değil, hizmetçileridir.” Bu bağlamda Nazarbayev’in “devlet ile halk arasındaki mesafeyi kapatma” konusundaki vurgusu yerindedir. Buradan hareketle Kazakistan’ın demokratikleşme yolunda yeni bir aşamaya geçtiği gözlemlenmektedir.

Gelişmeler Türkiye perspektifinden değerlendirildiğinde bu seslenişte birkaç konu dikkat çekmektedir. İlk olarak, 2017 yılında başlayan “Manevi Modernizasyonu Devlet Programları”nın devam edecek olması Ankara açısından önemlidir. Zira Kazakistan’ın ulusal kimlik ve kültür bağlamında kendi köklerini güçlendirmesi, sadece söz konusu ülke için değil; Türkistan bölgesinin ve Türk Dünyası’nın da yeniden canlanması yönünde atılacak bir adımdır. Kazak ulusal kimliği ne kadar güçlenirse Türk Dünyası da o kadar güçlenecek; Kazakistan’ın uluslararası politikadaki ağırlığı ne kadar artarsa Türk-İslam Dünyası’nın istikrara kavuşma olasılığı da aynı oranda artacaktır. Ulusa Sesleniş sırasında Nazarbayev’in Türkiye’yi, ülkesinin dış politika önceliklerinin arasında sıralaması, Türk Dünyası’ndaki bütünleşme sürecinin devam edeceğinin bir göstergesi olarak kabul edilebilir.

Son olarak, Nazarbayev’in Ulusa Sesleniş’inde özellikle ülkenin eğitim sistemini ve eğitimciler konusunu ön plana çıkarması, ayrıca 2019 yılının “Gençlik Yılı” olarak ilan edilmesine dikkat çekmesi hem Kazakistan hem de Türk Dünyası açısından önemli bir adımdır. Bu hamle, Kazak gençlerinin yetişmesi ve dünyadaki yüksek düzeyli rekabet ortamına ayak uydurmaları adına yapılmış bir yatırımdır. Zira Türkiye’ye eğitim için gelen Kazak gençlerinin, diğer milletlerden gelen öğrencilere göre daha donanımlı ve başarılı olduğu söylenebilir. Bu gençlerin büyük çoğunluğunun Kazakistan’ın büyük şehirlerinden değil de daha çok kırsal bölgelerinden gelmesi, bu noktada altı çizilmesi gereken bir husustur. Anlaşılacağı üzere, Nazarbayev’in “Awıl, El Beşiği (Köy, Devlet Diğeri)” şeklinde geliştirdiği program ve kırsal bölgelerin kalkınmasına verilen önem, stratejik bir boyut içermektedir.

Nihayetinde Nazarbayev’in Ulusa Sesleniş’i; “Aç olanı doyurdum, çıplak olanı giydirdim” sözüyle “sosyal devlet” anlayışını ortaya koyan Göktürk Devleti’nin yöneticisi Bilge Kağan’ı hafızamızda yeniden canlandırmaktadır. Programda belirtilen hedeflere ulaşılması halinde Kazakistan’ın modernizasyonu sürecinde yeni bir atılım gerçekleştirilmiş olacaktır. Son tahlilde Kazakistan; dış politikadaki barışçıl girişimleri, spor dallarındaki, özellikle de uluslararası olimpiyatlardaki başarıları ve ekonomik kalkınmasının yanı sıra artık eğitim ve bilim alanında da Türk-İslam Dünyası’nda merkez olmaya adaydır. Nitekim İslam İşbirliği Teşkilatı Birinci Bilim ve Teknoloji Zirvesi’nin geçtiğimiz sene Kazakistan’ın başkenti Astana’da gerçekleştirilmesi tesadüf değildir. Bu bağlamda Ortadoğu’nun gündemini jeopolitik rekabet, siyasal entrikalar ve mezhepsel-etnik çatışmalar işgal ederken, Kazakistan yönetiminin devlet ve toplumun modernizasyonu, bilimsel araştırmalar, sosyal devlet anlayışı ve hukukun üstünlüğü gibi konuları tartışmaya açması dikkate değerdir. Bu durumda İslam medeniyetinin yeniden ayağa kalkması tarih boyunca defalarca tekerrür ettiği gibi yine doğudan başlayacaktır.

Prof. Dr. Mehmet Seyfettin EROL
Prof. Dr. Mehmet Seyfettin EROLhttps://www.ankasam.org/author/mse/?lang=en
1969 Dörtyol-Hatay doğumlu olan Prof. Dr. Mehmet Seyfettin Erol, Boğaziçi Üniversitesi (BÜ) Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden 1993 yılında mezun oldu. BÜ’de 1995 yılında Yüksek Lisans çalışmasını tamamlayan Erol, aynı yıl BÜ’de doktora programına kabul edildi. Ankara Üniversitesi’nde doktorasını 2005’de tamamlayan Erol, 2009 yılında “Uluslararası İlişkiler” alanında doçent ve 2014 yılında da Profesörlük unvanlarını aldı. 2000-2006 tarihleri arasında Avrasya Stratejik Araştırmaları Merkezi (ASAM)’nde görev yapan Erol, 2009 yılında Stratejik Düşünce Enstitüsü’nün (SDE) Kurucu Başkanlığı ve Yönetim Kurulu Üyeliği görevlerinde bulundu. Uluslararası Strateji ve Güvenlik Araştırmaları Merkezi (USGAM)’nin de kurucu başkanı olan Prof. Erol, Yeni Türkiye Stratejik Araştırmalar Merkezi (YTSAM) Uluslararası İlişkiler Enstitüsü Başkanlığını da yürütmektedir. Prof. Erol, Gazi Üniversitesi Stratejik Araştırmalar Merkezi (GAZİSAM) Müdürlüğü görevinde de bulunmuştur. 2007 yılında Türk Dünyası Yazarlar ve Sanatçılar Vakfı “Türk Dünyası Hizmet Ödülü”nü alan Prof. Erol, akademik anlamdaki çalışmaları ve medyadaki faaliyetlerinden dolayı çok sayıda ödüle layık görülmüştür. Bunlardan bazıları şu şekilde sıralanabilir: 2013 yılında Çağdaş Demokratlar Birliği Derneği tarafından “Yılın Yazılı Medya Ödülü”, 2015 yılında “APM 10. Yıl Hizmet Ödülü”, Türkiye Yazarlar Birliği tarafından “2015 Yılın Basın-Fikir Ödülü”, Anadolu Köy Korucuları ve Şehit Aileleri “2016 Gönül Elçileri Medya Onur Ödülü”, Yörük Türkmen Federasyonları tarafından verilen “2016 Türkiye Onur Ödülü”. Prof. Erol’un 15 kitap çalışması bulunmaktadır. Bunlardan bazılarının isimleri şu şekildedir: “Hayalden Gerçeğe Türk Birleşik Devletleri”, “Türkiye-AB İlişkileri: Dış Politika ve İç Yapı Sorunsalları”, “Avrasya’da Yeni Büyük Oyun”, “Türk Dış Politikasında Strateji Arayışları”, “Türk Dış Politikasında Güvenlik Arayışları”, “Türkiye Cumhuriyeti-Rusya Federasyonu İlişkileri”, “Sıcak Barışın Soğuk Örgütü Yeni NATO”, “Dış Politika Analizinde Teorik Yaklaşımlar: Türk Dış Politikası Örneği”, “Krizler ve Kriz Yönetimi: Aktörler ve Örnek Olaylar”, “Kazakistan” ve “Uluslararası İlişkilerde Güncel Sorunlar”. 2002’den bu yana TRT Türkiye’nin sesi ve TRT Radyo 1 (Ankara Radyosu) “Avrasya Gündemi”, “Stratejik Bakış”, “Küresel Bakış”, “Analiz”, “Dosya”, “Haber Masası”, “Gündemin Öteki Yüzü” gibi radyo programlarını gerçekleştirmiş olan Prof. Erol, TRT INT televizyonunda 2004-2007 yılları arasında Arayış, 2007-2010 yılları arasında Kanal A televizyonunda “Sınır Ötesi” ve 2020-2021’de de BBN TÜRK televizyonunda “Dış Politika Gündemi” programlarını yaptı. 2012-2018 yılları arasında Millî Gazete’de “Arayış” adlı köşesinde dış politika yazıları yayımlanan Prof. Erol’un ulusal-uluslararası medyada çok sayıda televizyon, radyo, gazete, haber siteleri ve dergide uzmanlığı dahilinde görüşlerine de başvurulmaktadır. 2006-2018 yılları arasında Gazi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde ve Ankara Üniversitesi Latin Amerika Araştırmaları Merkezi’nde (LAMER) de dersler veren Prof. Erol, 2018’den bu yana Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde öğretim üyesi olarak akademik kariyerini devam ettirmektedir. Çok sayıda dergi ve gazetede yazıları-değerlendirmeleri yayımlanan; Avrasya Dosyası, Stratejik Analiz, Stratejik Düşünce, Gazi Bölgesel Çalışmalar, The Journal of SSPS, Karadeniz Araştırmaları, gibi akademik dergilerde editörlük faaliyetlerinde bulunan Prof. Erol, Bölgesel Araştırmalar, Uluslararası Kriz ve Siyaset Araştırmaları, Gazi Akademik Bakış, Ege Üniversitesi Türk Dünyası İncelemeleri, Demokrasi Platformu dergilerinin editörlüklerini hali hazırda yürütmektedir. 2016’dan bu yana Ankara Kriz ve Siyaset Araştırmaları Merkezi (ANKASAM) Kurucu Başkanı olarak çalışmalarını devam ettiren Prof. Erol, evli ve üç çocuk babasıdır.