12 Kasım 2021 tarihinde gerçekleştirilen Türk Konseyi ya da yeni adıyla Türk Devletleri Teşkilatı Zirvesi’ni önemli kılan hususların başında Özbekistan Cumhurbaşkanı Sayın Şevket Mirziyoyev’in seçimler sonrasındaki ve dolayısıyla ikinci dönemindeki ilk yurtdışı ziyaretini Türkiye’ye gerçekleştirmesi gelmektedir. Bu durum, “Yeni Özbekistan Hareketi”nin lideri olan Sayın Mirziyoyev’in Türkiye ve Türk Dünyası’na verdiği önemi net bir şekilde ortaya koymuştur.
Bilindiği gibi Özbekistan, Türk Konseyi’ne Cumhurbaşkanı Sayın Mirziyoyev’in yerinde bir kararıyla 2019 yılında üye olmuştur. Bu üyelikle birlikte Türk Konseyi, önemli bir ivme ve güç kazanmıştır. Çünkü Özbekistan’ın Türk Konseyi’ne üyeliğiyle, puzzledaki mühim bir eksiklik giderilmiştir. Bu bağlamda Özbekistan’ın sadece Orta Asya-Avrasya jeopolitiği ekseninde değil; Türk Konseyi kapsamında da ön plana çıkan kalpgâh niteliğindeki konumu büyük önem arz etmektedir. Dolayısıyla söz konusu üyelik, Türk Dünyası’nın geleceği açısından bir dönüm noktası olmuştur.
Sayın Mirziyoyev, her platformda olduğu gibi İstanbul Zirvesi’nde de Özbekistan’ın sadece kendisini değil; başta yakın çevresindeki komşu ülkeler olmak üzere Türk Dünyası’nın bağımsızlığını, egemenliğini ve toprak bütünlüğünü merkeze alan insani, kucaklayıcı, barışçıl ve yapıcı dış politika anlayışını benimsediğini bir kez daha göstermiştir. Bu da Türk Dünyası’ndaki ortak gelecek arayışını kolaylaştırmıştır. Nitekim 12 Kasım 2021 tarihli zirvede Türk Dünyası’nın “2040 Vizyonu” üzerinden somut bir yol haritası geliştirdiği görülmüştür. Böylece Türk Dünyası’nın entegrasyonu hususunda hamasi söylemden pratik eyleme geçilmiştir. Bu da yalnızca Özbekistan’ın değil; Türk Dünyası’nın “Üçüncü Rönesans” dönemine girdiğine işaret etmektedir.
Çünkü zirvede, geçmişe kıyasla çok daha somut projeler konuşulmuş ve gelecekte bölgesel ve küresel barışa ve refaha katkı sağlayacak bir Türk Dünyası’nın inşa edilmekte olduğu gerçeği net bir şekilde anlaşılmıştır. Bu süreçte Taşkent yönetimi de müreffeh bir bölgenin tesis edilebilmesi hususunda oynadığı ve oynayabileceği rolü net bir biçimde gözler önüne sermiştir. Bu noktada Sayın Mirziyoyev’in yaptığı konuşmada ön plana çıkan hususların Türk Dünyası açısından da bir yol haritası mahiyetine sahip olduğuna dikkat çekmek gerekmektedir.
Konuşması esnasında dokuz başlığa değinen Özbekistan Cumhurbaşkanı’nın açıklamalarını dört maddede temellendirmek mümkündür. Birincisi, Sayın Mirziyoyev, ekonomik, ticari ve endüstriyel ilişkilerin geliştirilmesine dikkat çekmiş ve bu kapsamda transit-ticari koridorların ehemmiyetine vurgu yapmıştır. Şüphesiz Özbekistan Cumhurbaşkanı’nın açıklamaları, Orta Hat’tın da jeoekonomik ve jeopolitik bakımdan taşıdığı önemi bir kez daha hatırlatmıştır. Ayrıca Özbekistan Cumhurbaşkanı, dijitalleşme ve teknolojik gelişmelere de değinerek aslında gelecekte uluslararası toplumun etkin bir öznesi olmayı amaçlayan Türk Devletleri Teşkilatı’nın üyesi olan ülkelerin kalkınma konusunda izlemeleri gereken rotayı çizmiştir.
İkincisi, Sayın Mirziyoyev’in çevre ve iklim değişikliği gibi küresel sorunlar karşısında yeşil enerji, su sorunu ve tarım gibi başlıklara değindiği görülmüştür. Böylece Sayın Mirziyoyev, küresel sorunlar karşısında gerek Özbekistan’ın gerekse de Türk Dünyası’nın çevreci hassasiyetlerine vurgu yapmasıyla tüm dünyaya mühim mesajlar vermiştir.
Üçüncüsü, Özbekistan Cumhurbaşkanı, kültürel işbirliği ve turizm sektörü üzerinden geliştirilecek ilişkilerin ehemmiyetine dikkat çekmesinin yanı sıra yine Türk Dünyası’nın geleceği olan gençlere vurgu yaparak genç kuşaklar arasındaki etkileşimin geliştirilmesi ihtiyacının altını çizmiştir. Zira Sayın Mirziyoyev’in de işaret ettiği üzere, ortak tarihe sahip olan Türk devletlerinin ortak geleceğini ise gençler inşa edecektir.
Özbekistan Cumhurbaşkanı’nın vurguladığı dördüncü ve en kritik konu ise Afganistan Sorunu’dur. Bununla ilişkili olarak Sayın Mirziyoyev, Afganistan’ın uluslararası toplumdan tecrit edilmesinin terörizm ve radikalleşmeyi arttıracağına işaret ederek bölgesel ve küresel barışa giden yolun Afganistan’ı kapsamlı bir işbirliği zeminine çekmekten geçtiğini belirtmiştir. Böylece Özbekistan Cumhurbaşkanı, 15-16 Temmuz 2021 tarihlerinde “Orta ve Güney Asya: Bölgesel Bağlantısallık, Sınamalar ve Fırsatlar” başlıklı bir konferans düzenleyerek ortaya koyduğu işbirliğine dayalı barışçıl duruşu, tutarlı bir şekilde sürdürdüğünü göstermiştir.
Dahası Sayın Mirziyoyev, Afganistan konusunda Türk Devletleri Teşkilatı bünyesindeki kararların oybirliğiyle alınarak ortak bir politikanın üretildiğine dikkat çekmiş ve böylece Türk Dünyası’nın “işte-fikirde birlik” şiarıyla da hareket ettiğini gözler önüne sermiştir. Tüm bu yapıcı katkıları sebebiyle Sayın Mirziyoyev’e ve onun nezdinde Özbekistan halkına saygılarımı sunuyorum.