Kuzey Kore’nin Silah Denemeleri ve Batı’nın Bölgesel Mücadelesi

Paylaş

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

Güney Kore, Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve Japonya’nın ortak deniz tatbikatlarına yanıt olarak Kuzey Kore, nükleer kapasiteli bir su altı saldırı insansız hava aracı test ettiğini açıklamıştır. Kuzey Kore Resmi Devlet Medyası’nda (KCNA) belirtildiği üzere Pyongyang, ABD ve müttefiklerinin ulusal güvenliğini “ciddi şekilde tehdit ettiği” ve “bölgesel durumu istikrarsızlaştırdığı” bir dönemde bu denemeyi gerçekleştirmiştir.[i]

Kuzey Kore Savunma Bakanlığı, 19 Ocak 2024 tarihinde yayımladığı açıklamada, “Ordumuz, su altı nükleer tabanlı karşı önlemleri daha da güçlendirmektedir ve çeşitli deniz ve su altı tepkisel eylemleri, ABD ve müttefik donanmalarının düşmanca manevralarını caydırmaya devam edecektir” demiştir. Bakanlık aynı zamanda ABD ve “takipçileri” için “felaket getirecek sonuçlar” konusunda uyarıda bulunmuştur.[ii]

2023 yılında bu silahı iki kez test ettiğini iddia eden Kuzey Kore, bu silahın su altında gerçekleştirdiği patlamayla oluşturulan “radyoaktif tsunamiyle” düşmanlarına ani saldırılar düzenleme yeteneğini övmüştür. Silahın işleyişi bağımsız olarak doğrulanmamıştır ve Güney Koreli yetkililer, bu yeteneklerin abartılı olduğunu söylemiştir.[iii]

Söz konusu su altı silahının teknolojik kapasitesi ve iddiaları konusunda şüpheler bulunmaktadır. Güney Koreli yetkililer, silahın yeteneklerinin abartılı olduğunu ve bağımsız olarak doğrulanmadığını belirtmişlerdir. Seul’un bu söylemi hem halkı hem de bölgesel müttefikleri nezdinde tedirginlik yaratmamak için kullandığı öne sürülebilir. Nitekim Güney Kore hem bölgesel olarak hem de Pyongyang’la yaşanan gerilim noktasında kontrolün elinde olduğu mesajını vermeyi hedefliyor olabilir.

Nitekim bu silah testlerinin askeri bir tehdit oluşturmaktan ziyade politik bir mesaj verme amacı güttüğü de söylenebilir. Zira Pyongyang bahse konu testlerle birlikte bölgede devam etmekte olan diplomatik gerilimleri arttırmakta, bu gerginliklerden çekinmediğini ve geri adım atmayacağını göstermekte, aynı zamanda da nükleer programını geliştirme niyetini ortaya koymaktadır. Çünkü bu denemeler bölgesel güç dengelerini şekillendirmeye ve uluslararası toplumla ilişkilerini yönlendirmeye yönelik stratejik bir araç olarak da kullanılmaktadır. Aynı zamanda bu aksiyonun bölgedeki güvenlik dinamiklerini de derinden etkilediği söylenebilir.

Washington, Seul ve Tokyo, bölge denizlerinde USS Carl Vinson uçak gemisi dahil olmak üzere dokuz savaş gemisiyle ortak deniz tatbikatları düzenlemiştir. Bahse konu olan tatbikatların Kuzey Kore kaynaklı tehditler ve nükleer füze denemelerinden kaynaklandığı söylenebilir. Nitekim Güney Kore ve Japonya, jeopolitik olarak Kuzey Kore kaynaklı tehditleri en yakından hisseden devletlerin başında gelmektedir. Bu durum da Tokyo ve Seul’ü Batı kampına itmekte ve Washington’la güçlü diyaloglar geliştirmelerine neden olmaktadır. Kuzey Kore’nin Haeil-5-23 adlı su altı nükleer kapasiteli saldırı insansız hava aracını test etmesi, bölgede artan diplomatik gerilim ve ABD, Güney Kore ve Japonya’nın ortak deniz tatbikatlarına bir tepki olarak ortaya çıkmıştır, denebilir.

Dahası Kuzey Kore’nin su altı nükleer kapasiteli silah testine karşı uluslararası tepkiler, bölgedeki tansiyonu daha da yükseltebilir ve çeşitli ülkeler arasında güvenlik endişelerini arttırabilir.

Son aylarda Kore Yarımadası’ndaki gerilimler, Pyongyang’ın tekrarlayan silah testleri ve Kuzey Kore Lideri Kim Jong Un’un Güney Kore’yi düşman ilan etmesiyle birlikte yükselişe geçmiştir. Dahası ABD, Güney Kore ve Japonya’nın ortak tatbikatları ve Kuzey Kore’nin son füze denemeleri, diplomatik çözüm çabalarını zorlaştırmakta ve bölgesel istikrarı tehdit etmektedir.

Uluslararası toplumun bölgesel güvenliği sağlama ve Kuzey Kore’nin nükleer programına dair çözümler bulma konusundaki çabalarını artırması bu noktada önem arz edecektir. Diplomatik müzakereler ve uluslararası işbirliği, bu tür güvenlik sorunlarının çözümü için kritik öneme sahiptir. Ancak Pyongyang’ın diyalog, müzakere ve diplomasi çağrılarına ne derece açık olacağı ve yanıt vereceği bir soru işaretidir. Zira Batı Bloğu’nun her türlü eylemi, Kuzey Kore’yi daha da provoke etmekte ve daha da sertleştirmektedir.

Bahse konu durum açısından ABD, Güney Kore ve Japonya başta olmak üzere Batı Bloğu bir paradoks içerisindedir. Kuzey Kore’nin tehdit arz eden hamlelerine karşı gerek yumuşak gerekse de sert güç araçlarıyla hayata geçirilen aksiyonlar Pyongyang üzerinde caydırıcı veya geri adım attırıcı bir etki yaratmaktan ziyade daha çok provoke edici bir konjonktür meydana getirmektedir.

Bu bağlamda temel olarak Kuzey Kore’nin ve yarattığı tehdidin aslında ABD temelli Batı Bloğu’nun Asya-Pasifik’teki varlığı için meşru bir zemin yarattığı ve Batı’ya konjonktürel bir avantaj sağladığı öne sürülebilir. Nitekim ABD, bölgedeki askeri, politik ve ekonomik nüfuzuyla meydana getirdiği işbirlikleri çerçevesinde düzenlediği askeri tatbikatları “Kuzey Kore tehdidi” söylemi üzerinden meşru bir zemine oturtmakta ve uluslararası toplumun tepkisini çok fazla çekmemektedir. Zira ABD’nin ve genel olarak Batı’nın temel amacının Çin’i çevrelemek ve bu bölgelerde nüfuzunu arttırmak olduğu öne sürülebilir. Bu kapsamda da ABD temelli kurulan ANZUS, AUKUS ve Dörtlü Güvenlik Diyaloğu (QUAD) gibi örgütler Batı açısından oldukça işlevsel bir rol oynamaktadır. Sonuç olarak Kore Yarımadası’ndaki gerilim hem Asya-Pasifik hem de küresel jeopolitik açısından oldukça dikkat çekici bir durum meydana getirmektedir. Bahse konu olan gerilimin nereye varacağı ise temel olarak Batı Bloğu’nun Kuzey Kore’nin aksiyonlarına vereceği tepkilerin Pyongyang’da yaratacağı sonuçlara bağlı olacaktır.


[i] “North Korea Touts ‘Underwater Nuclear Weapons System’, Blasts US Drills”, Al Jazeera, https://www.aljazeera.com/news/2024/1/19/north-korea-touts-underwater-nuclear-weapon-system-blasts-us-drills, (Erişim Tarihi: 23.01.2024).

[ii] Aynı yer.

[iii] Aynı yer.

Zeki Talustan GÜLTEN
Zeki Talustan GÜLTEN
Zeki Talustan Gülten, 2021 yılında Yalova Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden “Amerikan Dış Politikası” başlıklı bitirme teziyle ve 2023 yılında da Anadolu Üniversitesi Açık Öğretim Fakültesi Dış Ticaret bölümünden mezun olmuştur. Halihazırda Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı’nda Tezli Yüksek Lisans öğrenimine devam eden Gülten, lisans eğitimi esnasında Erasmus+ programı çerçevesinde Lodz Üniversitesi Uluslararası ve Politik Çalışmalar Fakültesi’nde bir dönem boyunca öğrenci olarak bulunmuştur. ANKASAM’da Asya-Pasifik Araştırma Asistanı olarak çalışan Gülten’in başlıca ilgi alanları; Amerikan Dış Politikası, Asya-Pasifik ve Uluslararası Hukuk’tur. Gülten, iyi derecede İngilizce bilmektedir.

Benzer İçerikler