Analiz

Karadağ’ın Avrupa Birliği’ne Giden İstikrarlı Yolu

Karadağ’ın AB’ye entegrasyon süreci diğer Batı Balkan ülkelerine göre daha hızlı ilerlemiştir.
Karadağ, 2026 yılına kadar AB’ye katılımın gerçekleşmesini hedeflemektedir.
Karadağ’ın AB üyeliği yolundaki ilerleyişi, Batı Balkanlar’da uzun yıllardır üyelik için bekleyen diğer ülkeler için de önemli bir örnektir.

Paylaş

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

Karadağ, 2006 yılındaki referandumun ardından Karadağ-Sırbistan federal yapısının sona ermesiyle birlikte bağımsız bir devlet haline gelmiştir. Bağımsız olduktan sonraysa en önemli dış politika hedefi, bölgesine ve Avrupa’ya uyum sağlamak olmuştur. Bu bağlamda 2007 yılında Avrupa Birliği’yle (AB) İstikrar ve Ortaklık Antlaşması imzalanmıştır. Aralık 2008 tarihinde AB’ye tam üyelik başvurusu yapmış ve 2010 yılında resmen aday ülke ilan edilmiştir. Haziran 2012 tarihindeyse katılım müzakerelerine başlamıştır.[1]

Karadağ’ın AB’ye entegrasyon süreci diğer Batı Balkan ülkelerine göre daha hızlı ilerlemiştir. Ülke, 2026 yılına kadar AB’ye katılımın gerçekleşmesini hedeflemektedir. Nitekim 23. ve 24.fasılların görüşüldüğü AB-Karadağ müzakerelerinde son aşamada olduğu vurgulanmıştır.[2] Yargı ve temel haklarla ilgili olan 23.fasıl ve adalet, özgürlük ve güvenlikle ilgili olan 24.fasıla giriş kriterlerini gerçekleştirebilmek için gerekli yasa ve reformları yapan Karadağ, AB üyeliği konusunda emin adımlarla ilerlemektedir.

Karadağ’ın AB’yle ilişkileri ve üyelik süreci oldukça önemlidir. İlişkiler, 2001 yılında başlayan ve 2005 yılında Sırbistan’ın Lahey Uluslararası Ceza Mahkemesi’yle işbirliği yapmaması nedeniyle kesilen Stabilizasyon ve Ortaklık Süreci (SAP) çerçevesinde şekillenmiştir. Ancak Karadağ’ın 2006 yılında bağımsızlığını kazanmasının ardından ilişkiler 12 Haziran 2006 tarihinde yeniden tesis edilmiştir. AB Bakanlar Konseyi, Karadağ ile SAA müzakerelerini sürdürme kararı almış ve 8 Kasım 2006 tarihinde Karadağ’ın ilk ilerleme raporu yayımlanmıştır. Bu süreçte, Karadağ’ın AB değerlerini benimsemesi ve reformları hayata geçirmesi önemli bir adım olmuştur.  

Ekim 2007 tarihinde imzalanan Stabilizasyon ve Ortaklık Anlaşması (SAA), AB üye devletlerinin onayıyla birlikte 1 Mayıs 2010 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Bu antlaşma, Karadağ’ın AB normlarına uyum sağlama ve ekonomik entegrasyonunu güçlendirme sürecinde önemli bir adım olmuştur. Aralık 2008 tarihinde Karadağ, tam üyelik başvurusunda bulunarak Avrupa Birliği’ne entegrasyon sürecinde önemli bir ilerleme kaydetmiştir. Aralık 2009 tarihinde ise Karadağ vatandaşlarına Schengen ülkelerine vizesiz giriş hakkı verilmiş, bu da ülkenin AB standartlarına yakınlaşmasında önemli bir adım olarak kabul edilmiştir.

Aralık 2010 tarihinde Avrupa Komisyonu, Karadağ’ın üyelik başvurusu hakkında olumlu görüş bildirerek müzakerelerin başlatılması için koşulluluk politikası çerçevesinde yedi öncelikli şart belirlemiştir. Bu şartlar arasında yargı reformları, yolsuzlukla mücadele, seçim yasalarının güçlendirilmesi, medya özgürlüğü ve sivil toplumla işbirliğinin artırılması yer almaktadır. Karadağ, AB’nin belirlediği bu öncelikleri yerine götürme konusunda kararlılıkla davranmıştır. Bunun sonucunda ise 2010 yılında AB Liderler Zirvesi’nde adaylık statüsüne yükseltilmiştir.

Daha sonra ilerleme raporlarında Karadağ’ın istikrarı ve kararlılığı görülmüş ve 2012 yılında üyelik müzakereleri resmen başlamıştır. 2011-2012 Genişleme Stratejisi çerçevesinde Avrupa Komisyonu, AB genişleme sürecinde “Yargı ve Temel Haklar” ile “Adalet, Özgürlük ve Güvenlik” fasıllarını özellikle vurgulamıştır. Bu stratejiye göre, söz konusu fasıllar aday devletlerin tam üyelik müzakere süreçleri tamamlanana kadar açık kalacak şekilde belirlenmiştir. Yolsuzluk ve örgütlü suçlarla mücadele konuları, AB’nin Karadağ’ın adaylık sürecinde üzerinde en fazla durduğu alanlardan biri olmuştur. Karadağ, AB normlarına uyum sağlama ve reform çabaları kapsamında bu konular üzerinde yoğun ve ciddi çalışmalar yapmıştır. 2022 yılı itibariyle Karadağ, AB ile müzakere edilen 33 fasıldan 3’ünü geçici olarak kapatmıştır. Bu süreç, Karadağ’ın AB entegrasyonu sürecindeki ilerlemesinin ve reform çabalarını ne kadar ciddiye aldığının bir göstergesidir. 5 Haziran 2017 tarihinde kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü’ne (NATO) üye olmasıyla birlikte Batı’ya tam anlamıyla entegre olma konusunda önemli bir ilerleme kaydetmiştir. Ayrıca NATO’ya üyeliğiyle birlikte Rusya ve Sırbistan’ın da baskısını azaltmıştır.[3]

AB’nin Batı Balkanlar’a genişleme sürecinde Karadağ en çok çaba sarf eden ve ciddi anlamda reformlar yapan ülkelerden birisi olmuştur. Bunun en önemli nedenleri arasında öncelikli olarak Karadağ’ın AB’yle sorunu olabilecek bir durumunun olmamasıdır. Diğer yandan komşuları ile olan ilişkilerinde de sorun olacak bir durumu yoktur. Coğrafi konumu ve Balkanlar’ın en küçük ülkesi olması düşünüldüğünde AB’yle uyumlu bir şekilde ilerlemesi ekonomik, siyasi ve sosyal anlamda Karadağ için olumlu olacaktır. Nitekim bu zamana kadar AB’yle uyumlu bir şekilde ilerleyerek AB’ye üyelik konusunda en yakın ülke konumundadır. Karadağ’ın AB üyeliği yolundaki ilerleyişi, Batı Balkanlar’da uzun yıllardır üyelik için bekleyen diğer ülkeler için de önemli bir örnektir.


[1] “Karadağ”, AB, https://www.ab.gov.tr/karadag_45465.html, (Erişim Tarihi: 29.06.2024).

[2] “AB: Karadağ üyelik müzakerelerinde son aşamaya geçmeye hazır”, AA, https://www.aa.com.tr/tr/dunya/ab-karadag-uyelik-muzakerelerinde-son-asamaya-gecmeye-hazir/3259059, (Erişim Tarihi: 29.06.2024).

[3] Zeynep Paralı, “Ülke Raporları Işığında Karadağ’ın Avrupa Birliği Entegrasyonu: Karadağ Tam Üyeliğe Yaklaşıyor mu? Uzaklaşıyor mu?”, Küresel Politika Çalışmaları Dergisi, 1(1), s. 92.  

Havanur ÖLMEZ
Havanur ÖLMEZ
Havanur Ölmez, 2022 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden mezun olmuştur. 2023 yılında Ankara Üniversitesi Türk İnkılap Tarihi Enstitüsü Balkan Çalışmaları Anabilim Dalında yüksek lisans eğitimine başlamıştır. Şu anda tez döneminde bulunmakta olup “Ulusal Çıkar Bağlamında Türk-Yunan İlişkileri: 1930 İkamet, Ticaret ve Seyrisefain Antlaşması” başlıklı tez çalışmasını yürütmektedir. İyi derecede İngilizce ve başlangıç seviyesinde Yunanca bilmektedir. Başlıca ilgi alanları, Türk-Yunan ilişkileri, milliyetçilik çalışmaları, Türk ve Yunan dış politikalarıdır.

Benzer İçerikler