Japonya ve Hindistan’ın Çin’i Kuşatması Mümkün mü?

Paylaş

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

16-26 Ocak 2023 tarihleri arasında Hindistan ve Japonya arasında ilk kez ortak hava tatbikatlarının gerçekleştirilecek olması, Uzakdoğu’daki dengeleri köklü bir şekilde değiştirebilir. 2022 yılının Aralık ayında duyurulan “Veer Guardian 2023” adlı tatbikatlar,[1] Çin’in daha fazla kuşatılmış hissine kapılmasına yol açabilir. Şüphesiz Hindistan ve Japonya’nın askeri anlamda bölgede attığı son adımlar, Çin’in öfkesini çekecek ve onun daha da saldırganlaşmasına neden olacaktır. Bu tırmanma yarışının en nihayetinde bölgede bir çatışmaya sebebiyet vereceği unutulmamalıdır.

Pekin, son aylarda hem Yeni Delhi’ye hem de Tokyo’ya karşı gövde gösterisi anlamına gelebilecek tatbikatlar düzenlemekte veya askeri faaliyetlerde bulunmaktadır. Örneğin 2022 senesinin Aralık ayında Çin’in Hindistan sınırına yeni askeri sevkiyatlar yapması sonucunda iki ülke arasında küçük çaplı çatışmalar meydana gelmiş ve bu olaylar neticesinde hayatını kaybeden ve yaralanan askerler olmuştur.

İkincisi Çin, yine Aralık ayında Japonya’nın Ulusal Güvenlik Strateji Belgesi’ni yayımlamasının ardından Japonya karasularına yakın bölgelerde deniz tatbikatları icra etmeye başlamıştır. Ayrıca Tayvan çevresindeki uçuşlarını ve hava sahası ihlallerini de artırmıştır. Henüz Hindistan ve Japonya’dan ciddi bir tehlike olmamasına rağmen Çin’in böylesine büyük tepkiler vermesi, 2023 yılının Ocak ayında gerçekleşecek Hindistan-Japonya ortak tatbikatından sonra Pekin’in yapabilecekleri hususunda herkesin endişelenmesine yol açmaktadır.

Halbuki Çin ne Hindistan ne de Japonya’ya karşı bir korku belirtisi göstermektedir. Başka bir ifadeyle Pekin, Yeni Delhi ya da Tokyo’yla çatışmaktan korkmamaktadır. Bu bağlamda Çin’in Hindistan sınırındaki faaliyetleri cesaret gerektiren hamlelerdir. Aynı şekilde “Liaoning” uçak gemisi liderliğindeki Çin’e ait savaş muharebe gemileri, Batı Pasifik Okyanusu’na ulaştıktan sonra Japonya karasuları yakınlarında tatbikatlar düzenlemiş ve bu manevralara muhrip gemilerin yanı sıra çok sayıda savaş uçağı ve helikopter de katılmıştır. Japon Hava Öz Savunma Kuvvetleri, Çin savaş uçaklarının durumunu izlemek için havalanmış; neyse ki herhangi bir hava sahası ihlali bildirilmemiştir.

Çin’in hem deniz hem hava tatbikatlarını artırmak suretiyle attığı söz konusu adımlar, Japonya’dan korkmadığını göstermeyi amaçlamaktadır. Bu manevralar, genellikle bir savaş senaryosuna hazırlık şeklinde icra edilmektedir. Dahası bu faaliyetler, Çin açısından bir savunma hazırlığına değil; saldırı niyetine işaret etmektedir. Pekin’in donanmasını ve hava kuvvetlerini sürekli teyakkuzda tutmasının sebebi ulusal sınırlarını korumaktan ziyade; uzun vadede Tayvan’la birleşme hedefine yöneliktir.

Çin’i kuşatma stratejisini temel olarak Amerika Birleşik Devletleri (ABD) izlemektedir. Dolayısıyla Hindistan ve Japonya’nın birlikte hareket ederek Çin’i kuşatmayı amaçladıklarını söylemek çok iddialı bir yorum olur. Ancak bireysel olarak Çin’le rekabet etmek istedikleri ve bu doğrultuda askerî açıdan güçlerini arttırmaya çalıştıkları söylenebilir.

Her şeyden önce bu iki ülke, Dörtlü Güvenlik Diyaloğu’nun (QUAD) üyeleridir. 2017 yılından itibaren somut bir şekilde hayata geçen ve liderler düzeyinde diplomasi zirvesi halini alan bu platform, gelinen süreçte dışişleri ve savunma bakanlarının da katıldığı 2+2 formatı şeklinde görüşmeler de düzenlemektedir. Hindistan ile Japonya arasında 2+2 formatındaki son toplantı, 8-9 Eylül 2022 tarihlerinde Tokyo’da gerçekleşmiştir.

Mevzubahis ziyarette Hindistan Savunma Bakanı Rajnath Singh, “Hindistan ve Japonya, özel stratejik ve küresel ortaklık peşindedir.” demiştir.[2] Son yıllarda iki ülke arasındaki toplantılardaortak tatbikatların ve savunma işbirliğinin geliştirilmesi üzerinde durulmuştur.[3] 2023 yılının Ocak ayında icra edilecek ortak hava tatbikatı, bu düşüncenin hayata geçmesi anlamına gelecektir.

Şinzo Abe döneminden beri Japonya’nın “birincil önceliğinin” Hindistan’la stratejik bağları geliştirmek olduğu bilinmektedir. Bu doğrultuda iki ülke, QUAD çerçevesindeki işbirliğine ek olarak askeri ortaklıklarını da geliştirmeye çalışmıştır. Hatta Hindistan’ı QUAD’a katılmaya ikna eden aktörün Japonya olduğu sıkça dile getirilmektedir. Çünkü Yeni Delhi, normal şartlarda bağlantısız ve çok taraflı bir çizgi izlemekte ve Çin’i karşısına alacak yeni bir hamle yapmaktan kaçınmaktadır. Buna rağmen ABD’yle birlikte QUAD’ta yer alması, Çin ve Rusya’nın tepkisini çekmiştir. Bu bağlamda Hindistan’ın Çin’i kuşatma stratejisi izlemeyeceği tahmin edilmektedir. Ancak eğer sınırdaki tehdit artarsa, Hindistan’ın denizlerde daha aktif olacağı ve ABD’ye olan desteğini arttıracağı söylenebilir.

ABD, Hint-Pasifik’teki ittifakını güçlendirmeye çalışırken; kendisine en büyük destekçi olarak Japonya, Hindistan, Avustralya ve son dönemde Fransa gibi aktörleri görmektedir. Eğer bu aktörleri kendi yanına çekebilirse, Çin’i çevreleme stratejisinde başarılı olacağını hesap etmektedir. Fakat bu ittifak da tehlike altındadır. Japonya ve Avustralya’nın Çin’le görüşmelerini sıklaştırması, ABD’yi tedirgin etmektedir. Bu yüzden özellikle de Hindistan’dan bulacağı destek, ABD açısından büyük önem arz etmektedir.

Japonya-ABD ilişkilerinde ise her şey yolunda gitmektedir. En son yayımlanan Ulusal Savunma Strateji Belgesi’nde Japonya, dolaylı olarak Tayvan’ı destekleyeceği mesajını vermiştir. Raporda, “Japonya, ABD’yle ortak müdahale yeteneğini artıracaktır.” denilmektedir.[4] Yani Tokyo, Washington’a desteğini yinelemiştir. Çin, bu ittifaka sert bir yanıt vermek için Tayvan çevresinde yeniden askeri tatbikatlara başlamıştır. Pekin’i endişelendiren bir başka ittifak da Japonya’nın Hindistan’la güçlerini birleştirmesidir. Nihayetinde Hindistan-Japonya ilişkileri, stratejik ortaklığa doğru evrilmektedir.

Hindistan ve Japonya’nın attığı bu işbirliği adımları, Çin’in çevrelenmesine yol açmaktadır.  Pekin’in bu işbirliğine tepkisel yaklaşmasının sebebi, bilhassa Tayvan’da çıkacak bir çatışmada, karşı tarafın güç birlikteliği yapma ihtimalidir. Japonya, bölgedeki olası bir savaş anında donanmalarının müttefik limanlarında konaklamasına ve ikmal yapmasına imkân tanıyan Karşılıklı Erişim Anlaşması (RAA) imzaladığı ülkelerin sayısını giderek artırmaktadır. Halihazırda İngiltere ve Avustralya’yla “RAA” imzalanmıştır. Ayrıca Ulusal Güvenlik Strateji Belgesi’nde ABD’ye Tayvan konusunda destek olacağı mesajını vermektedir. Tüm bunlara ek olarak Filipinler, Tayland ve Fransa’yla da “RAA” imzalamayı planlamaktadır. 2022 yılın başlarında ise Hindistan ve Japonya, savunma alanında karşılıklı malzeme ve hizmet sağlanmasını öngören Satın Alma ve Çapraz Hizmet Anlaşması’nı (ACSA) hayata geçirmişlerdir. ACSA da RAA’ya benzerdir. Yani olası bir savaş anında Hindistan ve Japonya arasındaki savunma sanayi ürünlerinin tedariki daha kolay gerçekleşecektir. Kısacası Çin’in en büyük korkusu, Hindistan’ın denizlerde Japonya’yla olan işbirliğini arttırması ve bunun Tayvan’la ilgili planlarını olumsuz etkilemesidir.


[1] “India’s Su-30s To Square Off Against Japan’s Fighters İn First Mutual Exercise”, Aerotime, https://www.aerotime.aero/articles/indias-su-30s-to-square-off-against-japans-fighters-in-first-mutual-exercise, (Erişim Tarihi: 28.12.2022).                                 

[2] “Defence Minister Rajnath Singh, EAM Jaishankar To Visit Tokyo for India-Japan 2+2 Meeting”, Deccan Herald,

https://www.deccanherald.com/national/defence-minister-rajnath-singh-eam-jaishankar-to-visit-tokyo-for-india-japan-22-meeting-1142904.html, (Erişim Tarihi: 28.12.2022).                               

[3] “At India-Japan 2+2 Meet on Sept 8, Joint Exercises, Defence Cooperation Is Focus”, Hindustan Times, https://www.hindustantimes.com/india-news/at-india-japan-2-2-meet-on-sept-8-joint-exercises-defence-cooperation-is-focus-101661347630233.html, (Erişim Tarihi: 28.12.2022).                               

[4] “Basis of Defense Policy”, Japan Ministry of Defense, https://www.mod.go.jp/en/d_policy/basis/index.html, (Erişim Tarihi: 17.12.2022).

Dr. Cenk TAMER
Dr. Cenk TAMER
Dr. Cenk Tamer, 2014 yılında Sakarya Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden mezun olmuştur. Aynı yıl Gazi Üniversitesi Ortadoğu ve Afrika Çalışmaları Bilim Dalı’nda yüksek lisans eğitimine başlamıştır. 2016 yılında “1990 Sonrası İran’ın Irak Politikası” başlıklı teziyle master eğitimini tamamlayan Tamer, 2017 yılında ANKASAM’da Araştırma Asistanı olarak göreve başlamış ve aynı yıl Gazi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Doktora Programı’na kabul edilmiştir. Uzmanlık alanları İran, Mezhepler, Tasavvuf, Mehdilik, Kimlik Siyaseti ve Asya-Pasifik olan ve iyi derecede İngilizce bilen Tamer, Gazi Üniversitesindeki doktora eğitimini “Sosyal İnşacılık Teorisi ve Güvenlikleştirme Yaklaşımı Çerçevesinde İran İslam Cumhuriyeti’nde Kimlik İnşası Süreci ve Mehdilik” adlı tez çalışmasıyla 2022 yılında tamamlamıştır. Şu anda ise ANKASAM’da Asya-Pasifik Uzmanı olarak görev almaktadır.

Benzer İçerikler