İran’ın Yemen’e müdahale ettiğine dair söylemler uluslararası arenada uzunca bir süredir dile getirilmekte ve İran tarafından bu iddialar reddilmektedir. İran’ın siyasi sistemindeki yapısal kriz, reformistlerin iktidara gelmesiyle daha fazla gün yüzüne çıkmış ve bunun İran dış politikasına yansıması, tüm Ortadoğu coğrafyasında söylem-eylem bazlı bir ikilem ve hatta tutarsızlık ile sonuçlanmıştır. Reformist Ruhani’nin 2013 yılında iktidara gelmesiyle Devrim Muhafızları Ordusu’na (DMO) İran bütçesinden ayrılan pay giderek artmıştır. Buna göre DMO, 2013 yılında bütçeden 3,3 milyar dolar pay alırken, 2017 yılında bu rakam 6,9 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir.[1] Bu kapsamda Yemen’deki Husilere olan askeri, teknik ve operasyonel destek giderek artmış ve günümüzde bu destek artık inkar edilemez seviyeye ulaşmıştır. İran’ın Yemen’deki faaliyetleri 1980’li yıllarda yumuşak güç bağlamında gerçekleşirken, 2004 yılında Husilerin Yemen hükümetine karşı savaşa girişmesinden sonra bu faaliyetler giderek askeri ve operasyonel destek şeklinde gerçekleşmeye başlamıştır.
[otw_is sidebar=otw-sidebar-2]
1979 İslam Devrimi’nden sonra İran yumuşak güç bağlamında Yemenli Zeydilere, İran’ın Kum şehrinde dini eğitim vermeye başlamış ve Zeydi öğrenciler, dini eğitim almak için İran’a seyahat etmeye başlamıştır. Bu öğrencilerin arasında Husilerin mevcut lideri Abdul Malik El-Husi ile birlikte abisi Hüseyin El-Husi de yer almıştır. Husilerin dini eğitim amaçlı İran’da belirli bir süre kalmaları, onların siyasete bakışlarını şekillendirmede etkili olmuştur.[2] Bunun yanı sıra Bedreddin El-Husi liderliğinde Yemen’in kuzeyi Saada’da; cami, yaz eğitim kampları ve diğer özel merkezler aracılığıyla çoğu çocuk yaşta olan katılımcılara, Humeyni devriminin nasıl gerçekleştiği ve Şah rejiminin nasıl devrildiğiyle ilgili videolar gösterilerek çeşitli propaganda faaliyetleri yürütülmeye başlanmıştır. 1986 yılında Bedrettin El-Husi’nin İran’ı ziyaret etmesinin ardından ve 1994 yılından sonra da Hüseyin El-Husi uzunca bir süre İran’da kalmıştır.[3]
1980’lerden itibaren yumuşak güç bağlamında yürütülen, Husilerin ideolojik ve kültürel açıdan dönüştürülme süreci; 2004 yılında Husilerin Yemen hükümetine karşı mücadeleye girişmesi sonrası artık İran’ın sert güç politikalarıyla eş zamanlı hareket etmeye başlamıştır. İran, özellikle 2008 sonrası Husilerin savaş motivasyonlarını yükseltecek maddi ve askeri yardımlarını arttırmıştır. İran’ın Husilere yardımda bulunduğuna dair uluslararası düzeyde bazı kanıtlar da sunulmuştur.
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, 2015 yılının Nisan ayında İran’ın daha önce de sınırlı olmak kaydıyla 2009 yılında Husilere gemilerle silah nakletmeye başladığını açıklamıştır.[4] 2009 yılının Nisan ayında bir İran gemisi, uluslararası sularda Yemen teknelerine sandıklarla silah naklederken yakalanmıştır. 2011 yılının Şubat ayında ise Yemenli yetkililer tarafından bir İran balıkçı teknesi ele geçirilmiş ve teknede 900 adet İran yapımı anti-tank ve anti-helikopter füzesi bulunduğu bildirilmiştir.[5] 2009 yılında sızdırılan bir Wikileaks belgesinde ise Yemen hükümetinin, Husilere İran tarafından silah sevkiyatı yapıldığına dair kanıtlar sunduğu belirtilmiştir.[6]
İran, 2011 yılından sonra Husilere olan desteğini arttırmıştır. Amerikalı yetkililer, patlayıcı cihazlar yapmak için kullanılan EFP ve benzeri materyallerin, eski silahların yerini alacak AK-47 ve diğer otomatik tüfeklerin, roket ve el bombalarının ve birkaç milyon dolarlık nakdin; İran İslam Devrim Muhafızları Grubu bünyesindeki seçkin bir uluslararası operasyon birimi olan Kudüs Gücü tarafından, kaçakçıların kullandığı küçük tekneler vasıtasıyla Husilere ulaştırıldığını belirtmiştir.[7] 2012 yılının Temmuz ayında Yemen’de faaliyet gösteren İranlı ajanların yakalandığı duyurulmuş[8], 2013 yılının Ocak ayında ise ABD donanması ve Yemen sahil güçleri ortak operasyonla çok sayıda silah ve askeri mühimmat taşıyan ‘Cihan 1’ adlı İran gemisini ele geçirmiştir.
2014 yılının Eylül ayında Husilerin başkent Sana’yı ele geçirmeye başlaması, İran’ın husilere olan desteğini gözle görülür biçimde arttırmasına yol açmıştır. ABD’li istihbarat yetkilileri, henüz sınırlı olmakla birlikte İran Devrim Muhafızları Ordusu’nun Husi isyancıları eğitip donatmaya başladığını belirtmiştir. Bununla birlikte Batılı kaynaklar: ‘Husilerin bir yıldan uzun süredir İran ve Lübnan’da eğitim aldıklarını’ belirtmiş ve Yemenli bir yetkili ise ilk defa ‘havaalanına ulaşan nakit paraların bir kısmının Hizbullah tarafından kanalize edilen paralar olduğunu ve Husilerin Hizbullah tarafından Lübnan’da eğitim aldıklarını söylemiştir. Benzer şekilde İranlı üst düzey bir yetkili, Devrim Muhafızlarına bağlı Kudüs Gücü’nün Yemen’de Husi savaşçıları eğiten “birkaç yüz” askeri personelin olduğunu söylemiştir. İranlı yetkili, Yemen’de düzinelerce İran askeri danışmanı bulunduğunu ve Husilere ulaşan para ve silahların, Sana’nın ele geçirilmesinden sonra arttığını dile getirmiştir. Ayrıca, yaklaşık yüz Husi 2014 yılı içerisinde Kum şehri yakınlarındaki devrim muhafızları üssünde eğitim almak için İran’a gitmiştir.[9]
2015 yılının Şubat ayında başkent Sana’yı tamamen ele geçirdikten sonra Husiler, oluşturduğu bir heyetle Mart ayında Tahran’a bir ziyaret gerçekleştirmiştir. Bu heyet, İran’ın Yemen’den bir yıllığına petrol arzı talep ettiğini, Yemen limanlarını genişletmek ve santral kurmak dâhil olmak üzere ekonomik destek paketi sunma konusunda kendilerine söz verdiğini açıklamıştır.[10] ABD’li bir koramiral, donanmanın 2015 yılı Nisan ayından bu yana Husi-Salih güçlerine silah sevkiyatı yapan 5 İran gemisini ele geçirdiğini açıklamıştır.[11] 2015 yılı Eylül ayında koalisyon donanma güçleri; içerisinde 18 zırh delici füze, 54 tanksavar füzesi, füze bataryaları, ateşleme rampaları ve diğer askeri teçhizatları taşıyan İranlı bir balıkçı teknesi ele geçirmiştir.[12] 2016 yılı Nisan ayında Dışişleri Bakanı Kerry, ABD donanma yetkililerinden; ABD, İngiliz ve Fransız gemilerinin Husilere silah sevkiyatı yapan en az dört İran gemisini ele geçirdiği bilgisini aldığını söylemiştir.[13]
Husiler, darbe sonrası Yemen’de eğitim müfredatını mezhepsel ve devrimci öğretiler içeren yeni bir müfredatla değiştirmeye çalışmış ve yedi bin öğrencinin İran’ın Kum şehrinde burslu eğitim görmesi için bir plan hazırlamıştır. El-Hadi liderliğindeki meşru Yemen hükümetinin Birleşmiş Milletler’deki temsilcisi Khaled Al-Yamani, Husi milislerinin Yemen ordusundan yağmaladıkları ve İran’dan temin ettikleri modern silahların kullanımıyla ilgili Devrim Muhafız Ordusu’na bağlı unsurlardan (Hizbullah) eğitim aldıklarını söylemiştir.[14] Koalisyon güçlerinin Husileri ciddi şekilde güç kaybına uğratması sebebiyle İran, Irak’tan Şii milisleri Yemen’e göndererek buna karşılık vermeyi düşünmektedir. Irak’taki çatışmaların şiddetinin azalmasıyla birlikte Tahran, Haşdi Şabi milis grubuna mensup yüzkırk bin militanını Yemen’e gönderebilir.
2 Nisan 2017 Pazar günü Yemen ordusu tarafından ele geçirilen Husi militanları, İran ve Lübnanlı uzmanlardan eğitim aldıklarını itiraf etmişlerdir.[15] İran stratejik, lojistik ve askeri açıdan Yemen Husilerini desteklemekte ve Devrim Muhafızları ülke dışında faaliyet gösteren korsan şirketler üzerinden Husilere askeri-maddi yardım ve tıbbı malzeme yardımı yapmaktadır. Silahlanma Araştırmaları Direktörü ve askeri silah uzmanı Nic Jenzen-Jones, Yemen’e sevk edilen silahların sayısında, kalitesinde ve gelişmişlik düzeyinde artış yaşadığını dile getirmiştir. Jones, Yemen’e yapılan son sevkiyatlarda, patlayıcı savaş başlıklarına sahip son derece gelişmiş insansız hava araçları (drone) bulunduğunu ve buna ek olarak İran’ın (Suriye’de savaşan bir dizi Afgan da dahil olmak üzere) Şii Arap uzmanlarını Husi savaşçıları eğitmek için Yemen’e gönderdiğini dile getirmiştir.[16]
Çatışma ve Silahlanma Araştırmaları’nın (CAR) hazırladığı raporda, İran’dan Afrika Boynuzu’na ve Yemen’e hafif silah ve anti-tanksavar füze sevkiyatının Husi milislere ulaştığını belgelemiştir. CAR’ın son raporunda ayrıca İran’dan gelen “kamikaze” adlı insansız hava aracının Husiler tarafından Arap koalisyonunun füze tahrip bataryalarını vurmakta kullanıldığı belirtilmiştir.[17] Raporda Husi-Salih güçlerinden ele geçirilen silahların büyük bölümün İran’ın envanterinde veya İran menşeili olduğu vurgulanmıştır. Bunun yanısıra raporlarda, Husilerin yerli tasarım olarak nitelendirdiği ‘Qasef1-UAV2 adlı insansız hava aracının İran yapımı olduğu kanıtlanmıştır.
Çeşitli kaynaklar İran’ın, Yemen’e doğrudan veya Somali üzerinden gemiler vasıtasıyla sevkiyat gerçekleştirdiğini belirtmektedir. Bu kaynaklara göre, İran gemileri bölgeye girdikten sonra yüklerini küçük balıkçı teknelerine aktarmaktadır. Böylelikle İran’ın koalisyon güçlerininin arama-yakalama faaliyetlerinden kurtulduğu bildirilmektedir.
İranlı üst düzey bir yetkili, İslam Devrim Muhafızları Ordusu’nun bir kolu olan Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani’nin, Husilerin “güçlendirilmesini” görüşmek için geçtiğimiz ay Tahran’daki üst düzey DMO yetkilileri ile görüşme gerçekleştirdiğini söylemiştir. Buna göre toplantıda, Husilere olan silah yardımı ile mali yardımın yanı sıra verilen eğitim desteğinin de artırılmasına karar verilmiştir. İran’da eski bir güvenlik güçleri yetkisi yaptığı açıklamada devrim muhafızlarının bölgedeki etkinliğini pekiştirmek için Husi milisleri güçlendirmeyi planladıklarını söylemiştir. Yetkili, İran’ın Yemen’de Hizbullah benzeri bir milis güç oluşturmayı planladığını bildirmiştir.[18]
İran 2015 ve 2016 yıllarında Yemen’e 2.000’den fazla küçük silah sevkiyatı girişiminde bulunmuştur. Bu silahların İran’ın Irak’ta Şii milislere dağıttığı ateşli silahların aynısı olduğu dile getirilmektedir. İran ayrıca Husi-Salih güçlerinin ‘deniz mayını programı’nı geliştirmesine yardım etmektedir. Bu mayınlardan bazıları, 11 Mart 2017 tarihinde Mokha Limanı’nın yakınlarında meşru Hadi hükümetinin sahil güvenlik gemisine ve 8 Mart tarihinde bir balıkçı teknesine çarpmış, zarar görmelerine neden olmuştur. Diğer taraftan Husi temsilcilerinin Bağdat’taki İran destekli Şii milis güçleriyle birçok kez bir araya geldiği belirtilmektedir. Bunun yanı sıra Lübnan Hizbullah’ının, Husilere askeri ve tıbbı eğitim verdiği de belirtilmektedir.[19]
İran’ın Husi-Salih güçlerine olan desteği oldukça açık iken; son zamanlarda bu iki güç arasında siyasi güç çekişmesi göze çarpmakta ve İran bu konuda tehlikeli bir ayrışma ile karşı karşıya kalmaktadır. Husilerin lideri Abdülmelik el Husi, geçtiğimiz günlerde Hüseyin Bedreddin el Husi’nin suikastinin sorumlusu olarak devrik lider Salih’i göstermiş[20] ve böylelikle Yemen hükümetine karşı son iki yıldır beraber mücadele veren bu iki grup, ilk defa birbirlerini açık bir şekilde hedef almışlardır. Husi-Salih arasında giderek belirginleşen bu ayrışmanın nedeni ise, ortak düşmana karşı yürütülen çıkar işbirliğinin yerini liderlik kavgasına bırakması şeklinde özetlenebilir. Nitekim Salih, İran’dan kendilerine yardım eli uzatmasını istemiş ve İran’la ittifak yapacağını dile getirmiştir.[21] Diğer taraftan Salih’in ABD, AB, Rusya, Suudi Arabistan ve Körfez ülkelerine sunduğu siyasi çözümü öngören yol haritalarında; BM’nin daha önce sunduğu “Husilerin başkent Sana’dan çekilmesini” öngören maddenin “El-Hudeyde’den çekilmeleri” şeklinde yeniden düzenleneceği belirtilmiştir.[22]
Yemen’de Son Durum Haritası (Mayıs 2017)
Husilerin kontrolünde olan Hudeyde Limanı, İran için oldukça stratejik öneme haiz bir limandır. İran’ın Husilere olan desteği büyük oranda bu limandan sağlanmaktadır. Bu nedenle Hudeyde’nin kontrolüne ve Husilerin kentten uzaklaştırılmasına yönelik uluslararası düzeyde yeni girişimler söz konusudur. Bu planların BM kapsamında yürütülme ihtimali, Husilerin tepkilerine yol açmaktadır. Buna ilişkin Husilerin Sözcüsü Muhammed Abdusselam, “BM’yi taraflı olmak ve karşı tarafın çıkarlarına göre hareket etmekle” suçlamıştır.[23] Hudeyde’ye yönelik planlar bununla da sınırlı değildir. ABD Başkanı Trump, Suudi Arabistan ziyaretinde Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) Zirvesi’ne katılmış ve toplantıda Körfez ülkelerinin Hudeyde’ye askeri operasyon düzenlemesi de gündeme gelmiştir. ABD’nin teklifi, Hudeyde’nin yalnızca tarafsızlığını koruyacak ve aynı zamanda savaşın zarar verdiği altyapıyı yeniden inşa edecek, tüm taraflarca kabul edilen üçüncü bir tarafa verilmesini de kapsamaktadır.[24] İran ise Hudeyde’ye operasyon konusunda Suudi Arabistan ve Körfez ülkeleri arasında yaşanan çıkar çatışmasını kullanmakta kararlı gözükmektedir.
Suudi Arabistan’ın desteğini arkasına alan Mansur Hadi, geçtiğimiz günlerde yayınladığı kararnameyle hükümette değişikliğe gitmiş ve BAE’ye yakınlığıyla bilinen Aden Valisi Aydarus ez-Zubeydi ile Devlet Bakanı Hani bin Berik’i görevden almıştır. Bunun karşılığında ise Güney Hareketi, ez-Zubeydi liderliğinde “Siyasi Geçiş Konseyi” kurulduğunu duyurmuştur. Bunun üzerine Suudi destekli “Yemen Ulusal Ordusu” ve Mansur Hadi yanlıları ile Birleşik Arap Emirlikleri tarafından desteklenen Güney Direnişi ve Hadrami güçleri arasındaki gerginlik yeniden tırmanmaya başlamıştır. Yemen’in güney sahillerini ele geçirmek isteyen BAE’nin desteklediği Güney Direnişi ve Hadrami kuvvetlerinin Yemen’in güneybatısı Muha’da Suudi güçlerine desteğini çekmeleri durumunda, Husilerin elinin güçleneceği belirtilmektedir. Nitekim geçtiğimiz günlerde Husiler, Muha yakınlarında Güney Direnişi’ne ağır kayıplar yaşatmış ve en az 10 BAE destekli kuvveti öldürmüştür. Yemen’de hem Hudeyde operasyonu hem de güney ayrılıkçı hareketi konusunda yaşanan Suud-BAE çekişmesi, İran’ın Yemen’de önünü açan ve faaliyetlerini arttırması konusunda teşvik eden gelişmelerdir.
Buradan hareketle Yemen’in İran açısından önemini ve İran’ın bölgedeki hedeflerini maddeler halinde sıralamak gerekirse:
- İran, Yemen’deki askeri ve teknolojik kapasitesini; bölgesel rakibi Suudi Arabistan’a ve küresel düşmanı ABD’ye karşı test etme imkanı bulmaktadır.
- İran Yemen’i, Afrika’ya açılabilmek adına önemli bir sıçrama tahtası olarak görmektedir.
- Yemen, İran tarafından Suudi Arabistan’ı çevreleme politikası kapsamında düşünülmektedir.
- İran kısa vadede Husilerin Batı Yemen sahillerinde etkinliğini arttırmasını ve bölgedeki varlığını sağlamlaştırmayı amaçlamakta; diğer taraftan ise siyasi çözüme giden süreçte Husi-Salih güçleri arasındaki ayrışma ve muhtemel çatışmaya engel olmaya çalışmaktadır.
- İran, orta vadede Husi ve Salih liderliğinde meşru bir Yemen hükümeti amaçlamakta ve Yemen’de Suud-Körfez rekabetinin artmasını beklemektedir.
- Yemen, İran’ın Şii jeopolitiğinde önemli (merkezi) bir rol oynamaktadır. İran, Yemen’deki faaliyetleri kapsamında uzun vadede Şii Hilali’nin güney ayağını oluşturmayı amaçlamaktadır.
- İran, önemli stratejik geçiş noktalarını elinde bulundurma gayesi doğrultusunda Yemen’in Batı ve Güney limanlarının Husiler tarafından kontrol edilmesini ve dolayısıyla Aden’e kadar uzanan hattın ele geçirilmesini desteklemiştir. Nihayetinde İran, bu bölgeyi kendisinin Yemen’deki tutunma noktası olarak görmüştür.
- İran’ın nihai hedefi, Yemen’de Husiler vasıtasıyla elde ettiği tutunma noktasını, uluslararası arenada tanınan Husi liderliğindeki Zeydi (Şii) İmamlar devletiyle sağlamlaştırmaktır.
İran’ın Yemen’deki faaliyetlerine ilişkin bulgu ve öngörüler:
- İran, Yemen’de siyasi çözümden olabildiğince uzak durarak Suud koalisyonunda daha fazla ayrışma ve çıkar çatışması meydana gelmesini beklemektedir. Bu kapsamda İran, Yemen’de krizin derinleştirilmesinden yana olmakla birlikte, koalisyon güçleri arasındaki anlaşmazlığın yol açtığı güç boşluğundan da yararlanma niyetindedir.
- İran, ilk aşamada Husilerin Hudeyde’deki varlığının korunmasına; ileriki aşamada ise diğer Batı ile Güney sahillerinin Husiler tarafından ele geçirilmesi için çabalamaktadır.
- İran, Yemen’de Husiler vasıtasıyla Suudi Arabistan’a karşı yürüttüğü vekalet savaşına devam edecektir. Koalisyon güçleri arasında yaşanan çıkar çatışmasının İran için yarattığı fırsat ile Husi-Salih güçleri arasında belirmeye başlayan güç mücadelesinin oluşturduğu tehdit neredeyse eşdeğerdir. Fakat İran’ın siyasi uzlaşı ve savaş pratiği konusundaki tecrübesi, tehditlerin fırsata çevrileceği yakın bir geleceğin habercisidir.
İslam devrimi sonrası İran’ın Yemen’de yumuşak güç vasıtasıyla oluşturduğu işbirliği zemini günümüzde sert güç vasıtasıyla pekiştirilmektedir. 2008 sonrası İran’ın Husilere askeri ve maddi yardımda bulunduğuna dair kanıtlar uluslararası kamuoyunda sunulmaya başlanmış, 2014 yılından itibaren ise Husi milislerinin Hizbullah ve DMO tarafından eğitilmeye başlandığına dair çeşitli bulgulara ulaşılmıştır. 1980’lerde İran’ın yumuşak gücü; az sayıda Zeydi öğrencinin dini eğitim alması için İran’a gönderilmesiyle sınırlı kalırken, günümüzde yedi bin öğrencinin İran’a gönderilmesi ve eğitim müfratadının değiştirilmesine kadar ulaşmıştır.
İran’ın kendi ideolojisini ve kültürünü ihraç etmek şeklinde özetlenebilecek kültürel emperyalizm politikaları, Yemen’deki Zeydi toplumun ‘mezhepleriyle özdeşleşmiş kültürel kimliklerini’ dönüştürmeyi amaçlamaktadır. Nitekim topluma hakim olan değer ve normlar; ülkedeki ekonomik, siyasi, dini ve eğitim kurumlarına da uzun vadede hayat verir ve bu kurumları şekillendirir. Zeydi toplum, Suudi Arabistan’ın müdahalesi sonrası Husi ailesine olan desteğini arttırmış ve böylelikle İran’la organik bağlar kuran Husilerin toplumun bütün kesimlerine ulaşması kolaylaşmıştır. Husi ailesi, Ehli-Beyt neslinden geldiğini iddia etmektedir. Dolayısıyla Husi ailesi, Zeydilerin sevgisini kazanmış ve bu durum Zeydilerin Husi ailesi etrafında kenetlenmesine yol açmıştır. Husi ailesi etrafında kenetlenen Zeydiler, kendilerini dönüştürmeyi amaçlayan İran tehdidinin farkına varamamaktadır. Toplumu yöneten güç nihayetinde bölgeye hakim olmayı da bilecektir. Bölgedeki İran tehdidi açıktır..
[1] Ruhani döneminde İran’ın savaş bütçesi yüzde 80 arttı. (Aralık, 2016). Web: http://www.trthaber.com/haber/dunya/ruhani-doneminde-iranin-savas-butcesi-yuzde-80-artti-287169.html adresinden 5 Nisan 2017 tarihinde alınmıştır.
[2] Abdul-Ahad, G. (2015). ‘Diary in Sanaa’, London Review of Books, 37. 42-43.
[3] Kurt, V. (2015). Devrim’den Askeri Müdahaleye: Yemen. SETA Analiz. 144. 14.
[4] Juneau, T. (2016). Iran’s policy towards the Houthis in Yemen: a limited return on a modest investment. International Affairs. 92 (3). 656.
[5] Landry, C. (2015). ‘Iran arming Yemen’s Houthi rebels since 2009: UN report’, Middle East Eye, Web: http://www.middleeasteye.net/news/iran-arming-yemens-huthi-rebels-2009-un-report-1170499355 adresinden 15 Mart 2017 tarihinde alınmıştır.
[6] Wikileaks, (2009). ‘Saudi strikes in Yemen: an invitation to Iran’, US Embassy in Sana’a cable.
[7] Schmitt, E. ve Worth, R. F. (2012). With Arms for Yemen Rebels, Iran Seeks Wider Mideast Role. Web: http://www.nytimes.com/2012/03/15/world/middleeast/aiding-yemen-rebels-iran-seeks-wider-mideast-role.html adresinden 15 Mart 2017 tarihinde alınmıştır.
[8] Sinkaya, B. (2015). İran-Yemen İlişkileri ve Ensarullah Hareketi. Orsam Analiz, 7(67), 61.
[9] Bayoumy, Y. ve Ghobari, M. (2014). a.g.m.,1. Strobel, W. ve Hosenball, M. (2015). Elite Iranian guards training Yemen’s Houthis: U.S. officials. Web: http://www.reuters.com/article/us-yemen-security-houthis-iran-idUSKBN0MN2MI20150327 adresinden 13 Mart 2017 tarihinde alınmıştır.
[10] İnternet: ‘Houthis say they have secured aid package from Iran’ (2015). Web: http://www.aljazeera.com/%20news/2015/03/houthis-secured-aid-package-iran-150314123957118.html adresinden 15 Mart 2017 tarihinde alınmıştır.
[11] İnternet: “US intercepts Multiple Shipments of Iranian Weapons going to Houthis in Yemen,”. (Ekim, 2016). CNN. Web: http://edition.cnn.com/2016/10/28/politics/us-intercepts-iranian-weapons/ adresinden 15 Mart 2017 tarihinde alınmıştır.
[12] İnternet: ‘Weapons Bound for Yemen Seized on Iran Boat: Coalition’.(2015). Reuters. Web: http://in.mobile.reuters.com/article/idCAKCN0RU0R220150930 adresinden 14 Mart 2017 tarihinde alınmıştır.
[13] Sanger, D. (2016). “Kerry Confronts Concerns of Arab States After Iran Nuclear Deal.” New York Times.
[14] İnternet: Tehran provoking war, Yemen complains to UN. (2017). Web: http://www.arabnews.com/node/1056926/saudi-arabia adresinden 16 Mart 2017 tarihinde alınmıştır.
[15] İnternet: Captured Houthi militias reveal they were trained by Iran. (2017). Web: https://english.alarabiya.net/en/News/gulf/2017/04/02/Captured-Houthi-militias-reveal-they-were-trained-by-Iran.html adresinden 6 Nisan 2017 tarihinde alınmıştır.
[16] İnternet: Iran Increases Support for Shiite Allies in Yemen. (2017). Web: http://www.iranfocus.com/en/index.php?option=com_content&view=article&id=31396:iran-increases-support-for-shiite-allies-in-yemen&catid=9&Itemid=114 adresinden 7 Nisan 2017 tarihinde alınmıştır.
[17] Conflict Armament Research (CAR). (2017). Iranian Technology Transfers to Yemen– ‘Kamikaze’ drones used by Houthi forces to attack Coalition missile defence systems. Frontline Perspective.
[18] Saul, J., Hafezi, P. ve Georgy, M. (2017). War in Yemen: Iran steps up support for Houthis. Web: http://www.smh.com.au/world/war-in-yemen-iran-steps-up-support-for-houthis-20170323-gv4mda.html adresinden 7 Nisan 2017 tarihinde alınmıştır.
[19] Farrukh, M., Nocita, T. Ve Estelle, E. (2017). Warning Update: Iran’s Hybrid Warfare in Yemen. Web: https://www.criticalthreats.org/analysis/warning-update-irans-hybrid-warfare-in-yemen adresinden 7 Nisan 2017 tarihinde alınmıştır.
[20] İnternet: Husi lider, Devrik lider Salih’i öldürmekle tehdit etti. (2017). Web: http://www.star.com.tr/dunya/husi-lider-devrik-lider-salihi-oldurmekle-tehdit-etti-haber-1214548/ adresinden 23.05.2017 tarihinde alınmıştır.
[21] İnternet: Yemen’in devrik lideri Salih, İran’a göz kırpıyor… (2017). Web: http://www.timeturk.com/yemen-in-devrik-lideri-salih-iran-a-goz-kirpiyor/haber-624394 adresinden 23.05.2017 tarihinde alınmıştır.
[22] İnternet: Yemen için flaş çözüm önerisi!. (2017). Web: http://www.haber7.com/dunya/haber/2335155-yemen-icin-flas-cozum-onerisi adresinden 23.05.2017 tarihinde alınmıştır.
[23] İnternet. Husiler: BM ile görüşmeler gereksiz bir hal aldı. (2017). Web: http://www.timeturk.com/husiler-bm-ile-gorusmeler-gereksiz-bir-hal-aldi/haber-644315 adresinden 23.05.2017 tarihinde alınmıştır.
[24] İnternet: As Trump Visits the Saudis, Yemen Comes into Focus to Check Iran. (2017). Web: http://www.familysecuritymatters.org/publications/detail/as-trump-visits-the-saudis-yemen-comes-into-focus-to-check-iran?f=must_reads adresinden 23.05.2017 tarihinde alınmıştır.