Tarih:

Paylaş:

Irak’ta Sandıktan Çıkan Dört Sonuç…

Benzer İçerikler

Kudüs ve Suriye merkezli olarak Ortadoğu merkezli İslam dünyasında kan gövdeyi götürürken, bir diğer istikrarsızlık adresi olan Irak’ta halk 12 Mayıs’ta genel seçimlere gitti ve 19 Mayıs’ta, yani iki gün önce kesin sonuçlar açıklandı. Sonuçlar oldukça dikkat çekici, çarpıcı ve şaşırtıcı.

Buna göre, Irak milliyetçisi olarak da adlandırılan Şii lider Mukteda es-Sadr’ın başında olduğu Sairun (Reforma Yürüyüş) Koalisyonu 329 sandalyeli mecliste 54 milletvekilliğini alarak sandıktan birinci parti olarak çıktı. HaşdiŞabi komutanlarından Hadi Amiri liderliğindeki Fetih Koalisyonu 47 sandalye ile ikinci, Başbakan Haydar el-İbadi başkanlığındaki Nasır (Zafer) Koalisyonu ise 42 sandalye ile üçüncü parti oldular.

Diğer partilerin aldıkları sandalye sayıları ise şöyle: Nuri el-Maliki’nin Kanun Devleti İttifakı 26, Mesud Barzani liderliğindeki Kürdistan Demokratik Partisi (KDP) 25, Kürdistan Yurtseverler Birliği 17. Bir diğer Kürt partisi olan Goran’ın bu seçimlerde elde ettiği sandalye sayısı ise sadece 5.

Bu tabloya göre söylenecek ilk şey, önümüzdeki sürecin “koalisyonlar ittifakı” üzerinden bir “koalisyon hükümeti”ne gebe olması ve Şii partilerin buradaki belirleyici rolü. Zira Sünni ve Kürt partilerin durumu pek de iç açıcı değil.

Diğer taraftan yekpare bir Şii yapıdan da bahsedebilmek mümkün değil. Aralarında derin ihtilaflar var ve bu ihtilaflardan biri de İran’a yaklaşım noktasında. Dolayısıyla işler pek de İran’ın hesapladığı gibi gitmiş görünmüyor. Özellikle Mukteda es-Sadr-Sairun’un beklenmeyen başarısı boyutuyla…

Irak’ta IŞİD/DEAŞ terörünü büyük ölçüde bitiren Başbakanı el İbadi’nin başında olduğu el Nasr hareketinin üçüncü parti olarak sandıktan çıkması da aslında şaşırtıcı. Zira IŞİD/DEAŞ terörünü bitiren bir isim olarak İbadi’nin bu seçimlerden daha da güçlenmiş olarak çıkması bekleniyordu. Bu arada üzerine büyük bir yatırım yapılan ve bir seri “derin kulislerle” birinciliğe taşınmak istenen Maliki’yi de burada bir seçim sürprizi olarak belirtmekte fayda var.

Nasıl Bir Koalisyon Hükümeti?

Şii ittifakların burada yeni bir hükümet kurmak için nasıl bir koalisyona gidecekleri sorusu elbette oldukça önemli. Öncelikle şu tespiti yapmakta fayda var: Şii partiler içerisinde Sa’irun ve Fetih hareketlerinin bu koalisyon hükümetlerinde başı çekmesi bekleniliyor. Yani Irak siyaseti iki eksen üzerinde şekillenecek gibi: İran’a mesafeli Irak milliyetçisi, Mukteda es-Sadr ile İran’a bir adım daha yakın HaşdiŞabi belirleyecek gibi görünüyor.

Bir diğer ifadeyle süreç, İran ile ABD-Körfez arasındaki rekabetin/mücadelenin bir kez daha merkezine yerleşmiş durumda.

Mevcut şartlar altında hükümeti seçimin birinci partisi olan Sairun hareketinin Nasr ve Hikmet hareketi ile kuracağı öngörülüyor. Bu da Irak’ta İran’ın nüfuzunun darbe alması ve ABD-İran arasında bir dengenin sağlanması ile eşdeğer olacaktır. Zira bu hükümet kaçınılmaz bir şekilde yönünü ABD ve özellikle de Körfez’e çevirecektir, ülkenin içinde bulunduğu mali-iktisadi zorluklar dolayısıyla. Diğer taraftan bu o kadar da kolay bir şekilde gerçekleşmeyebilir.

Şekil şartları itibarıyla her ne kadar Maliki üzerine inşa edilen İran projesinin/düşüncesi önemli ölçüde darbe almış gibi görünse de, diğer taraftan İran için her şey bitmiş değil. Şöyle ki…

Yukarıda da zikredildiği üzere Sadr’ınSairun Koalisyonu birinci olmasına rağmen hükümeti tek başına kurmak için gerekli çoğunluğu elde edememiş görünüyor. Öne çıkan en güçlü ihtimal, Sadr’ın ittifakının liderliğinde geniş bir koalisyon hükümetinin kurulması.Bunu kimlerle yapacağı net değil. Zira İran yanlısı Şii partilerin dışında bir seçenek gibi duran Vataniyye Koalisyonu ve Irak Karar ittifakı ile birlikte Kürdistan Demokratik Partisi ve Kürdistan Yurtseverler Birliğinin hangi ittifak içerisinde yer alacakları halen belli değil.

Diğer taraftan Maliki’nin bu sürece/olasılığı da hazırlıklı olduğunu görüyoruz. 2 Aralık 2017’de basına düşen bir haber bu kapsamda oldukça dikkat çekici. İran destekli paramiliter güçlerden oluşan HaşdiŞabi ile seçimden sonra ittifak yapacaklarını daha o tarihlerde açıklayan Maliki, HaşdiŞabi’nin de seçimlere ayrı bir ittifak ile girmesi fikrinin kendisine ait olduğunu belirtiyor ve aynen şu ifadeleri kullanıyor:

“HaşdiŞabi’nin Irak seçimlerine bir liste şeklinde katılması benim fikrimdi. Bu gruplar da Bedir, EshabiEhlülhak, Culdülimam ve SeidŞuheda’dır. Seçimlerden sonra HaşdiŞabi ile ittifak oluşturacağız. Bedir’in Kanun Devleti koalisyonundan ayrılması koalisyon krokisinden veya çerçevesinden çıkmış anlamına gelmiyor. Hiçbir sorunları veya çelişkileri yok.”

Fakat Maliki’nin bu amacına ulaşabilmesi için bir büyük Şii partiyi ya da diğer partileri yanına koalisyon ortağı olarak alması lazım.

“Koalisyonlar İttifakı” üzerinden “Koalisyon Hükümeti” Kuramama…

Dikkatinizi çekmiş olmalı. Daha önce seçimler sonrası koalisyona gidilir ve hükümetler kurulurken, şimdilerde partiler seçimler öncesi aralarında koalisyonlara gidiyor ve buna rağmen çoğunluğu elde edemiyorlar. Koalisyon kurmalarına rağmen partilerin çoğunluğu elde edememesi, Amerika’nın “Büyük Ortadoğu Projesi” kapsamında “Yeni Ortadoğu” hedefine ulaşması ile eşdeğer.

Irak’ın nüfuz alanlarına bölünmesi, kaçınılmaz olarak ülkeyi iç ve dış dinamikler bağlamında da bölmüş görünüyor. Dolayısıyla bu kadar bölünmüşlükten bir bütünün sağlanması pek kolay olmuyor. Bu da Amerika’nın vaat ettiği demokrasinin sınıfta kalması ile eşdeğer.

Demek ki halk ABD demokrasisine-parlamenter sistemine itibar etmiyor. Düşünün, 2005, 2010 ve 2014 seçimlerinde ortalama %60 oranında bir katılım sağlayan Irak halkı, geçmişe göre daha güvenli sayılabilecek bir ortamda bu seçimlerde %44’lük bir katılım sağladı. Ve seçimlere öncesi ve sonrası süreç itibarıyla başta Türkmenler ve Kürtler olmak üzere yoğun itirazlar söz konusu.

Sözün özü… Irak’ta 12 Mayıs’ta yapılan genel seçimler sonrası yaşananları dört kelime ile özetlemek mümkün: “Şaşkınlık”, “tepki”, “belirsizlik” ve yeni bir “kaos”.

Prof. Dr. Mehmet Seyfettin EROL
Prof. Dr. Mehmet Seyfettin EROLhttps://www.ankasam.org/author/mse/?lang=en
1969 Dörtyol-Hatay doğumlu olan Prof. Dr. Mehmet Seyfettin Erol, Boğaziçi Üniversitesi (BÜ) Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden 1993 yılında mezun oldu. BÜ’de 1995 yılında Yüksek Lisans çalışmasını tamamlayan Erol, aynı yıl BÜ’de doktora programına kabul edildi. Ankara Üniversitesi’nde doktorasını 2005’de tamamlayan Erol, 2009 yılında “Uluslararası İlişkiler” alanında doçent ve 2014 yılında da Profesörlük unvanlarını aldı. 2000-2006 tarihleri arasında Avrasya Stratejik Araştırmaları Merkezi (ASAM)’nde görev yapan Erol, 2009 yılında Stratejik Düşünce Enstitüsü’nün (SDE) Kurucu Başkanlığı ve Yönetim Kurulu Üyeliği görevlerinde bulundu. Uluslararası Strateji ve Güvenlik Araştırmaları Merkezi (USGAM)’nin de kurucu başkanı olan Prof. Erol, Yeni Türkiye Stratejik Araştırmalar Merkezi (YTSAM) Uluslararası İlişkiler Enstitüsü Başkanlığını da yürütmektedir. Prof. Erol, Gazi Üniversitesi Stratejik Araştırmalar Merkezi (GAZİSAM) Müdürlüğü görevinde de bulunmuştur. 2007 yılında Türk Dünyası Yazarlar ve Sanatçılar Vakfı “Türk Dünyası Hizmet Ödülü”nü alan Prof. Erol, akademik anlamdaki çalışmaları ve medyadaki faaliyetlerinden dolayı çok sayıda ödüle layık görülmüştür. Bunlardan bazıları şu şekilde sıralanabilir: 2013 yılında Çağdaş Demokratlar Birliği Derneği tarafından “Yılın Yazılı Medya Ödülü”, 2015 yılında “APM 10. Yıl Hizmet Ödülü”, Türkiye Yazarlar Birliği tarafından “2015 Yılın Basın-Fikir Ödülü”, Anadolu Köy Korucuları ve Şehit Aileleri “2016 Gönül Elçileri Medya Onur Ödülü”, Yörük Türkmen Federasyonları tarafından verilen “2016 Türkiye Onur Ödülü”. Prof. Erol’un 15 kitap çalışması bulunmaktadır. Bunlardan bazılarının isimleri şu şekildedir: “Hayalden Gerçeğe Türk Birleşik Devletleri”, “Türkiye-AB İlişkileri: Dış Politika ve İç Yapı Sorunsalları”, “Avrasya’da Yeni Büyük Oyun”, “Türk Dış Politikasında Strateji Arayışları”, “Türk Dış Politikasında Güvenlik Arayışları”, “Türkiye Cumhuriyeti-Rusya Federasyonu İlişkileri”, “Sıcak Barışın Soğuk Örgütü Yeni NATO”, “Dış Politika Analizinde Teorik Yaklaşımlar: Türk Dış Politikası Örneği”, “Krizler ve Kriz Yönetimi: Aktörler ve Örnek Olaylar”, “Kazakistan” ve “Uluslararası İlişkilerde Güncel Sorunlar”. 2002’den bu yana TRT Türkiye’nin sesi ve TRT Radyo 1 (Ankara Radyosu) “Avrasya Gündemi”, “Stratejik Bakış”, “Küresel Bakış”, “Analiz”, “Dosya”, “Haber Masası”, “Gündemin Öteki Yüzü” gibi radyo programlarını gerçekleştirmiş olan Prof. Erol, TRT INT televizyonunda 2004-2007 yılları arasında Arayış, 2007-2010 yılları arasında Kanal A televizyonunda “Sınır Ötesi” ve 2020-2021’de de BBN TÜRK televizyonunda “Dış Politika Gündemi” programlarını yaptı. 2012-2018 yılları arasında Millî Gazete’de “Arayış” adlı köşesinde dış politika yazıları yayımlanan Prof. Erol’un ulusal-uluslararası medyada çok sayıda televizyon, radyo, gazete, haber siteleri ve dergide uzmanlığı dahilinde görüşlerine de başvurulmaktadır. 2006-2018 yılları arasında Gazi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde ve Ankara Üniversitesi Latin Amerika Araştırmaları Merkezi’nde (LAMER) de dersler veren Prof. Erol, 2018’den bu yana Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde öğretim üyesi olarak akademik kariyerini devam ettirmektedir. Çok sayıda dergi ve gazetede yazıları-değerlendirmeleri yayımlanan; Avrasya Dosyası, Stratejik Analiz, Stratejik Düşünce, Gazi Bölgesel Çalışmalar, The Journal of SSPS, Karadeniz Araştırmaları, gibi akademik dergilerde editörlük faaliyetlerinde bulunan Prof. Erol, Bölgesel Araştırmalar, Uluslararası Kriz ve Siyaset Araştırmaları, Gazi Akademik Bakış, Ege Üniversitesi Türk Dünyası İncelemeleri, Demokrasi Platformu dergilerinin editörlüklerini hali hazırda yürütmektedir. 2016’dan bu yana Ankara Kriz ve Siyaset Araştırmaları Merkezi (ANKASAM) Kurucu Başkanı olarak çalışmalarını devam ettiren Prof. Erol, evli ve üç çocuk babasıdır.