Analiz

Hindistan’ın Çin’e Bakışı Değişiyor mu?

Savunma alanındaki yatırımlar, Hindistan’ın bölgesel güvenliğe ağırlık vereceğinin ve Çin’le rekabete daha hazırlıklı hale gelmeyi hedeflediğinin göstergesi olabilir.
Hindistan’ın ihracatı artırma hedefi, yeni dönemde çatışmadan uzak kalma ve istikrarlı bir bölge inşa etme arayışlarının yansıması olabilir.
Küresel rekabet ortamına rağmen Hindistan ve Çin, Küresel Güney’e yönelik politikalar geliştirirken dolaylı veya doğrudan işbirliği fırsatını yakalamaktadırlar.

Paylaş

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

Hindistan Dışişleri Bakanı Subrahmanyam Jaishankar, 11 Haziran 2024 tarihinde yaptığı açıklamada, yeni dönemde Hindistan’ın Çin’le sınır sorunlarını çözmeye odaklanacağını söylemiştir.[1] Jaishankar, “Çin konusunda hâlâ sınırda bazı sorunlar var ve odak noktamız bunların nasıl çözüleceği üzerinde olacak.” ifadelerini kullanmıştır.[2]

Hindistan-Çin ilişkileri, artan ticarete rağmen stratejik rekabet ve sınır çatışmaları nedeniyle endişe verici olmaya devam etmektedir. Nitekim Hindistan-Çin ikili ticareti, artan gerilimlere rağmen 2023 yılında 136 milyar doları aşmıştır. Fakat aynı zamanda taraflar, sınırdaki askeri varlıklarını da artırmışlardır. Dahası Hindistan, güvenliğini artırmak için Batı ülkeleriyle savunma bağlarını derinleştirmektedir.

Nisan 2020 tarihinden bu yana iki ülke, sınır sorunlarına çözüm bulmak adına çok sayıda askeri ve diplomatik müzakere turu gerçekleştirmiş ve bunlardan kesin bir sonuç alınamamıştır. Hindistan Başbakanı Narendra Modi ile Çin Devlet Başkanı Şi Cinping arasında 2019 yılından bu yana herhangi bir zirve toplantısı yapılmamıştır. Şi, 2023 yılında Yeni Delhi’de düzenlenen G20 Zirvesi’ne katılmamayı tercih etmiştir.[3]

Hindistan’da üçüncü dönemine başlayan Modi liderliğindeki hükümetin Pekin’le ilişkilerinde bir gevşeme olabileceğine dair işaretler sürmektedir. Her iki ülke de ekonomik çıkarlarını önde tutarak bölgesel gerginliklerin tırmanmasına izin vermeme niyetindedir. Hem Çin hem de Hindistan, birlikte Asya Yüzyılı’nı inşa etme vizyonlarını halen kaybetmiş değillerdir. İki ülkenin köklü tarihsel ilişkileri, Asya’nın geleceğine yön verebilir. Bu gerçeklik, bölgesel zorlukların aşılmasına yardımcı olabilir. Nitekim Çin ve Hindistan’ın Asya’ya ve Küresel Güney’e liderlik etme arzuları, bir yandan rekabeti doğururken, diğer yandan iki ülkenin işbirliği yapmalarına zemin hazırlamaktadır.

Modi’nin yönetimi altında Hindistan’ın askeri modernizasyon, teknolojik işbirliği ve ekonomik alanda Amerika Birleşik Devletleri’yle (ABD) yakınlaşması, Çin’in yakın çevresindeki çıkarlarına ters düşmektedir. Hindistan ve Çin, 21. yüzyılın başında ekonomik büyüklük açısından birbirine yakınken, son 20 yılda Çin’in özellikle Kuşak ve Yol Girişimi’yle birlikte olağanüstü bir ekonomik büyüme kaydetmesi ve Hindistan’ı hızla geride bırakması, Yeni Delhi’nin dış politika tercihlerinde belirleyici bir faktör olmuştur.

Hindistan’ın bir yandan Çin’e yaklaşımı itidalli kalmaya devam ederken, diğer yandan da ABD’yle savunma bağlarının derinleşmesi beklenmektedir.[4] Hindistan seçimlerinde zafer ilan ettikten hemen sonra Başbakan Narendra Modi, yeni dönemde hükümetin yerli savunma üretimini ve ihracatını artırmaya odaklanacağını söylemiştir.[5] Savunma alanındaki yatırımlar, Hindistan’ın bölgesel güvenliğe ağırlık vereceğinin ve Çin’le rekabete daha hazırlıklı hale gelmeyi hedeflediğinin göstergesi olabilir. Diğer yandan Hindistan’ın ihracatı artırma hedefi, yeni dönemde çatışmadan uzak kalma ve istikrarlı bir bölge inşa etme arayışlarının yansıması olabilir.

Hindistan, kendisinden çok daha güçlü bir Çin’e karşı Batılı müttefikleriyle her zamankinden daha geniş bir işbirliğine ihtiyacı vardır. Çin hem sınırda hem de denizlerde Hindistan’la stratejik bir mücadele içerisindedir. Bu durum, Hindistan’ın bazı savunma ortaklıklarını değiştirmesinde ve çoğunlukla Batı’ya yönelmesinde etkili olmaktadır. Ayrıca Çin’in Hindistan’ın geleneksel rakibi olan Pakistan’la da yakın ilişkisi vardır. Bunun yanı sıra Çin, Hindistan’ın komşuları olan Nepal ve Bangladeş’in yanı sıra Maldivler ve Sri Lanka’yla da savunma işbirliğini artırmaktadır.

Bu bölgesel rekabete rağmen ikili ilişkilerin pozitif yönlü seyretmesi oldukça önemlidir. Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mao Ning, Modi’yi seçim sonuçlarından dolayı tebrik ederken, “ülkesinin Hindistan’la çalışmaya hazır” olduğunu da sözlerine eklemiştir.[6] Mao, Hindistan ile Çin arasındaki “sağlam ve istikrarlı” ilişkinin “her iki ülkenin çıkarına olduğunu ve bölgenin barışına ve kalkınmasına yardımcı olduğunu” söylemiştir.

Hatırlatmak gerekirse, 2024 yılının Mart ayında Hindistan’ın Çin sınırına çok sayıda askeri birlik göndereceği gündeme geldiğinde Çin Dışişleri Bakanlığı, buna tepki göstermişti. Konuyla ilgili olarak Mao Ning, şu ifadeleri kullanmıştı:[7]

“Çin, sınır bölgelerinde barış ve istikrarı korumak için Hindistan’la birlikte çalışmaya kararlıdır. Hindistan’ın uygulamasının barışı korumaya ve gerilimleri hafifletmeye yardımcı olmadığına inanıyoruz.”

Çin, Hindistan’ın sınırdaki bu askeri hareketliliğinin “barışın korunmasına ve gerilimlerin hafifletilmesine yardımcı olmadığını” söylemektedir. Taraflar, daha önce varılan anlaşma kapsamında Fiili Kontrol Hattı (LAC) olarak bilinen sınır boyunca herhangi bir silahlı çatışmaya girmekten kaçınmaktadırlar. Sınırdaki bu anlaşmazlık, Hindistan-Çin siyasi ilişkilerinin “iniş çıkışlı” hale gelmesine neden olmaktadır. Örnek vermek gerekirse, Modi ve Şi’nin son 3 yıl içerisindeki tek görüşmesi; Ağustos 2023 tarihinde Brezilya’da gerçekleşen BRICS Zirvesi’nin oturum aralarındadır. Bu zirvede her iki lider de tartışmalı sınır boyunca “hızlı bir şekilde geri çekilme ve gerilimi azaltma” konusunda anlaşmıştır.

Hindistan-Çin sınırındaki birçok sektörde anlaşmazlıklar devam etmektedir. Buna ek olarak küresel kutuplaşmanın etkileri Asya-Pasifik’te her geçen gün daha net görülmektedir.  Mevcut konjonktürde Hindistan, Çin’le rekabet gücünü artıracak hamleler yapmakta ve Batı’yla ilişkilerini her sektörde geliştirmeye özen göstermektedir. Söz konusu küresel rekabet ortamına rağmen Hindistan ve Çin, Küresel Güney’e yönelik politikalar geliştirirken dolaylı veya doğrudan işbirliği fırsatını yakalamaktadırlar. Eğer taraflar, üçüncü aktörlerin müdahalelerine karşı net bir duruş sergiler ve ikili ilişkilerinde kazan-kazan anlayışını ön plana çıkartırlarsa, Asya’da çok sayıda yeni ortaklık kurabilirler.


[1] “India to focus on solving border issues with China, foreign minister says.”, Reuters, https://www.reuters.com/world/india/india-focus-solving-border-issues-with-china-foreign-minister-says-2024-06-11/, (Erişim Tarihi: 24.06.2024).  

[2] Aynı yer.

[3] “Evolving strategies on the India-China border”, Gis Report Online, https://www.gisreportsonline.com/r/india-china-border/, (Erişim Tarihi: 24.06.2024).  

[4] “Third term for Modi likely to see closer defense ties with US as India’s rivalry with China grows”, Independent, https://www.independent.co.uk/news/narendra-modi-ap-india-china-washington-b2558421.html, (Erişim Tarihi: 24.06.2024).  

[5] Aynı yer.

[6] Aynı yer.

[7] “India ‘to send 10,000 more troops to border’ with China and dares Beijing to ‘bat an eyelid’”, Independent, https://www.independent.co.uk/asia/india/india-china-border-10000-troops-rajnath-singh-b2509313.html, (Erişim Tarihi: 24.06.2024).  

Dr. Cenk TAMER
Dr. Cenk TAMER
Dr. Cenk Tamer, 2014 yılında Sakarya Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden mezun olmuştur. Aynı yıl Gazi Üniversitesi Ortadoğu ve Afrika Çalışmaları Bilim Dalı’nda yüksek lisans eğitimine başlamıştır. 2016 yılında “1990 Sonrası İran’ın Irak Politikası” başlıklı teziyle master eğitimini tamamlayan Tamer, 2017 yılında ANKASAM’da Araştırma Asistanı olarak göreve başlamış ve aynı yıl Gazi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Doktora Programı’na kabul edilmiştir. Uzmanlık alanları İran, Mezhepler, Tasavvuf, Mehdilik, Kimlik Siyaseti ve Asya-Pasifik olan ve iyi derecede İngilizce bilen Tamer, Gazi Üniversitesindeki doktora eğitimini “Sosyal İnşacılık Teorisi ve Güvenlikleştirme Yaklaşımı Çerçevesinde İran İslam Cumhuriyeti’nde Kimlik İnşası Süreci ve Mehdilik” adlı tez çalışmasıyla 2022 yılında tamamlamıştır. Şu anda ise ANKASAM’da Asya-Pasifik Uzmanı olarak görev almaktadır.

Benzer İçerikler