Tarih:

Paylaş:

Hindistan Seçimlerinde Öne Çıkan Söylemlerin Keşmir Sorunu’na Etkileri

Benzer İçerikler

Nüfus bakımından dünyanın en kalabalık ikinci ülkesi olan Hindistan’da, 11 Nisan 2019 tarihi itibariyle seçim süreci başlamıştır. 900 milyon seçmenin bulunduğu ülkede, seçimler aşamalı olarak yapılmaktadır. Yedi aşamada tamamlanması planlanan seçimlerin son aşamasının 19 Mayıs 2019 tarihinde yapılması ve seçim sonuçlarının 23 Mayıs 2019 tarihinde açıklanması planlanmaktadır. 2014 yılından bu yana iktidarda olan Bharatiya Janata Party/Hindistan Halk Partisi (BJP), Hindistan’daki sağ seçmeni temsil etmektedir.[1] Seçimlerde BJP liderliğindeki sağ ağırlıklı ittifak, Indian National Congress Party/Hindistan Ulusal Kongre Partisi (INC) liderliğindeki sol ağırlıklı ittifakla yarışmaktadır.

Aslında Hindistan’daki seçimler, seçim öncesinde gündeme gelen Keşmir Sorunu için de kritik önem taşımaktadır. Çünkü seçimlerden sonra kurulacak hükümetin takınacağı tavır, yeni krizlerin yaşanmasına neden olabilir. Hatırlanacağı üzere 14 Şubat 2019 tarihinde, Keşmir’in Pulwama bölgesindeki terör saldırılarında 40 Hindistan askeri hayatını kaybetmiştir. Bunun üzerine Hindistan savaş uçaklarının Pakistan sınırlarını ihlal ederek operasyon yapması ise tarafları savaşın eşiğine getirmiştir.[2] Seçim öncesinde yaşanan terör saldırıları, Hindistan’daki seçimlerde kullanılan söylemleri de etkilemiştir. Hint milliyetçilerinin desteğini almaya çalışan BJP, propaganda sürecinde milli güvenlik meseleleri, terörle mücadele yöntemleri ve Keşmir Sorunu’yla ilgili sert söylemler kullanmıştır. BJP’nin 8 Nisan 2019 tarihinde açıkladığı 75 maddelik seçim beyannamesinde en dikkat çeken madde de “teröre sıfır tolerans” vurgusu yapılarak güvenlik birimlerine tam yetki verileceğinin belirtilmesidir. BJP lideri ve Hindistan Başbakanı Narendra Modi’nin Keşmir Sorunu’yla ilgili açıklamalarına bakıldığında ise Hindistan Anayasası’nın 370. maddesinin ve 35A No’lu Keşmir’in statüsüne ilişkin özel maddenin yürürlükten kaldırılacağı anlaşılmaktadır.

370. maddenin geçerliliğini yitirmesi, söz konusu bölgeye Keşmirli olmayanların girmesinin ve buradan mülk edinmesinin önündeki engelin kalkmasına, böylece bölgeye nüfus akışının önünün açılarak Keşmir’deki demografik durumun değişmesine sebep olacaktır. Ayrıca 35A olarak bilinen maddeyle, Keşmir’de toprak ve mülk edinimiyle ilgili düzenlemeler ve kamusal işleyiş, Jammu ve Keşmir Eyalet Yasama Meclisi yetkisine bırakılmıştır. Dolayısıyla bu maddeyle Hindistan Parlamentosu’nun Jammu ve Keşmir Eyaleti’ne yönelik kanun yapıcılığı engellenmiştir.[3] Hindistan Parlamentosu’nun Keşmir konusunda alacağı kararlardaki yetkisinin sınırlandırılmış olması, 1961 yılından beri sıklıkla tartışılmaktadır.

Anayasada yer alan söz konusu maddelerin yürürlükten kaldırılması halinde, Keşmirli Hindu bir grup olan Panditler, Keşmir’de oturma hakkını elde edecektir. BJP, söz konusu maddeleri ülkenin ve bölgenin gelişiminin önündeki başlıca engeller olarak görmektedir.

BJP’nin en ciddi rakibi olan INC, seçimlerde daha çok ekonomik kalkınma odaklı vaatlerle seçmenin karşısına çıksa da BJP’nin Hint milliyetçilerine yönelik söylemleri, ekonomik vaatlere oranla daha ağır basmaktadır. Örneğin BJP’nin Latur şehrinde yaptığı mitingde, seçimlerde ilk kez oy kullanacak gençlere seslenen Modi, oyların Balakot Operasyonu’nda savaşan ve Pulwama terör saldırısında hayatını kaybeden askerler için verilmesini istemiştir.[4]

Öte yandan, BJP’nin Hint milliyetçiliği yapması, ülkede yaşayan ve sayıları 180 milyonu bulan Hint Müslümanlarını da rahatsız etmektedir. Mevzubahis partinin seçimi kazanması halinde, partinin Keşmir konusunda girişimlerde bulunacağı ve iç politikada Müslümanlara karşı baskıyı daha da arttıracağı öngörülebilir. Bu da Hindistan’ın iç ve dış politikasında yeni krizlerin ortaya çıkacağı anlamına gelmektedir. BJP’nin seçmenlere yönelik vaadi olan 370. ve 35A maddelerinin yürürlükten kaldırılması, aynı zamanda Keşmir konusunda sorun yaşayan iki ülkeyi; yani Hindistan ve Pakistan’ı bir kez daha karşı karşıya getirebilir. Bu ülkelerin birer nükleer güçler olmaları ise taraflar arasındaki krizin olası bir savaşa dönüşmesi ihtimalinden dolayı bütün bölgesel ve küresel aktörleri endişelendirmektedir. Dolayısıyla Keşmir merkezli gelişmeler, istikrarsızlık yaratmakta ve bölgenin güvenliği açısından risk oluşturmaktadır.

Anlaşılacağı gibi Yeni Delhi ile İslamabad arasındaki ilişkileri ve bölgedeki dengeyi, tarafların Keşmir Sorunu’na yaklaşımı belirlemektedir. Keşmir’de mevcut statükonun korunması veya söz konusu ülkelerin müzakere ederek ortak hareket etmeleri, bölgesel ve küresel güçler tarafından arzu edilen durumdur. Aksi halde Hindistan’ın Keşmir’e yönelik tek taraflı girişimleri, Yeni Delhi ile İslamabad arasındaki krizi daha da derinleştirebilir.

Bilindiği üzere Hindistan ve Pakistan, Şangay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) üyesi olan devletlerdir. Bu nedenle de iki ülke arasında yaşanacak bir sorun, ŞİÖ’yü sıcak çatışmaya dönüşmeden meseleyi çözmeye zorlayacaktır. Aksi takdirde Pekin’in başlattığı Kuşak-Yol Projesi sekteye uğrayabilir. Ayrıca taraflar arasında yaşanan krizlerde bugüne kadar olduğu gibi, gelecekte de büyük güçler devreye girerek arabuluculuk yapabilir.


[1] “India Election 2019: Voting Kicks Off in World’s Largest Election”, BBC, https://www.bbc.com/news/world-asia-india-47878085, (Erişim Tarihi: 20.04.2019).

[2] “Imran Khan Says Indo-Pak Relations to Remain Tense Till Elections in India”, The Hindu, https://www.thehindu.com/news/international/imran-khan-says-indo-pak-relations-to-remain-tense-till-elections-in-india/article26642668.ece, (Erişim Tarihi: 20.04.2019).

[3] “Keşmir Raporu: Tarihî Süreç ve Bölgeye Dair Çözüm Önerileri”, İHH İNSAMER, https://insamer.com/tr/kesmir-raporu-tarih-surec-ve-bolgeye-dair-cozum-onerileri_1584.html, (Erişim Tarihi: 20.04.2019).

[4] “PM Modi Addresses First-Time Voters: Can You Dedicate Your Vote to Balakot Airstrike Team, Pulwama Jawans”, The Indian Express, https://indianexpress.com/elections/lok-sabha-elction-narendra-modi-iaf-balakot-rahul-gandhi-5666813/, (Erişim Tarihi: 20.04.2019).

Abdul Rahim FATAH
Abdul Rahim FATAH
2013 yılında Balkh Üniversitesi Hukuk ve Siyaset Bilimi Fakültesinde Siyaset Bilimi Bölümünden mezun oldu. Akademik düzeyde çeşitli makaleleri ve çalışmaları bulunan Abdul Rahim FATAH, Ortadoğu ülkeleri üzerine çalışmalarına devam etmektedir. Türkçenin yanı sıra İngilizce, Farsça, Urduca, Özbekçe ve Türkmence dillerini iyi derecede bilmektedir.