Haydar Alirza oğlu Aliyev, 10 Mayıs 1923 tarihinde Azerbaycan’ın Nahcıvan şehrinde dünyaya gelmiş, eğitimini pedagoji, mimarlık ve tarih üzerine Azerbaycan’da almıştır. Haydar Aliyev’in doğduğu yıl, Türkiye’de de yeni bir Cumhuriyet kurulmakta ve Atatürk yeni Cumhuriyetin ulusal lideri olmaktaydı. Haydar Aliyev’in çocukluk yıllarında uluslararası arenada ulusalcılık hareketleri hız kazanmakta ve dünya yavaş yavaş İkinci Dünya Savaşı’na doğru sürüklenmekteydi. O yıllarda Azerbaycan, dönemin şartları nedeniyle Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB) içerisinde yer alarak küresel siteme dahil olmaya çalışmaktaydı.
İkinci Dünya Savaşı yıllarında devlet güvenlik kurumlarında çeşitli vazifelerde bulunan Aliyev, 1969 yılından itibaren Azerbaycan Komünist Partisi Merkezi Komitesi’nin Birinci Kâtibi seçilerek Azerbaycan`a rehberlik etmeye başlamıştır. 1982 yılında Sovyetler Birliği Komünist Partisi Merkez Komitesi Politbürosu’na üye seçilen Aliyev, Sovyetler Birliği Bakanlar Kurulu’nun Başkan Yardımcılığı’na atanmıştır. Bununla da Haydar Aliyev Sovyetler Birliği’nin asli idarecilerinden biri durumuna gelmiştir. Daha sonraki yıllarda Aliyev, yirmi yıl boyunca Sovyetler Birliği Ali Soveti’nde Milletvekilliği ve beş yıl da Başkan Yardımcılığı görevlerinde bulunmuştur.
1980’li yıllar Sovyet coğrafyasında çalkantıların ve ulusal hareketlerin hız kazandığı, merkezi hükümete karşı itirazların olduğu ve Sovyet Lideri Mihail Gorbaçov’un “glasnost” ve “perestroyka” politikalarını uygulamaya koyduğu bir dönemdi. Gorbaçov’dan sonra ikinci adam durumunda olan Aliyev, bu politikalara itiraz ederek vazifesinden de istifa etmiştir. Artık Gorbaçov, 70 yıldır dönen çarkın sistemini değiştirmeğe yeltenmiş ve sistem sanki intihar etmiştir. Kendine has politik ve ekonomik “değerlerle” idare edilen SSCB, söz konusu “değerlerden” taviz verilmesi nedeniyle dağılmıştır. Dağılırken de ardında çatışma ve savaş merkezleri bırakmıştır.
1988 yılından itibaren Dağlık Karabağ’da Ermenistan’la savaşa sürüklenen Azerbaycan, 20 Ocak 1990 tarihinde Sovyet Ordusu’nun Bakü’de sivil halka karşı gerçekleştirdiği kanlı saldırılar nedeniyle daha da sarsılmıştır. Ülkenin içerisinde bulunduğu savaş rejimi, milli birlik ve beraberliğin sağlanamaması ve devletçilikten yoksun olması sebebiyle bu dönem Azerbaycan oldukça zor durumdaydı. Kendi vatanı Azerbaycan’a karşı bu tür çifte standartları içeren politikalara sert bir şekilde defalarca itiraz eden Aliyev, 1991 yılında Sovyetler Birliği Komünist Partisi üyeliğinden de istifa etmiştir. 1990 yılında Azerbaycan’a dönen Aliyev bir süreliğine Bakü’de ve daha sonra Nahcıvan’da yaşamış, aynı yıl Azerbaycan Ali Soveti’ne Milletvekili olarak seçilmiştir. 1991-1993 yılları arasında Nahcıvan’ı idare eden Aliyev, 1993 yılından itibaren ise halkın da davetiyle Bakü’ye gelerek seçimleri kazanmış ve Azerbaycan’ın Cumhurbaşkanı olmuştur.
Haydar Aliyev`in faaliyette olduğu yıllar uluslararası sistem bakımından ele alındığında üç farklı dönemi kapsamaktadır. 1930-40’lı yıllar ulusalcılığın politikaya uyarlandığı ve her ülkenin “değerler” arayışında olduğu bir dönemdir ki, Aliyev’in gençliği bu dönemde geçmiştir. 1941-1990 arası dönemde ise İkinci Dünya Savaşı’nı ve Soğuk Savaş yıllarını yaşayan Aliyev, Sovyetler Birliği cephesinde idareci olarak yerini almış ve önemli görevler üstlenmiştir. 1990 yılından sonra ise, engin tecrübeye sahip olan Aliyev için Azerbaycan’ı idare etmek kolay olmuştur. Bu yeni dönemde uluslararası arenadaki küreselleşme eğilimlerini de iyi okuyan Aliyev, bağımsızlığına kavuşan Azerbaycan için bir şans olmuştur.
Aliyev zaten 1969 yılından itibaren Azerbaycan’ı idare etmekteydi. Ancak 1993 yılına gelindiğinde şartlar çok değişmişti. Aliyev’in, ülkedeki yeni düzeni Azerbaycan’ın çıkarlarına göre şekillendirmesi gerekiyordu. Bu bağlamda 1994 yılında imzalanan “Asrın Anlaşması” ve ateşkes anlaşması olan Bişkek Protokolü, Azerbaycan için bu yeni dönemin başlangıcı olmuştur. Azerbaycan’ın uluslararası aktörlerle olan ilişkileri de bu dönemden itibaren gelişmeye başlamıştır.
İktidarının sonraki yıllarındaysa Aliyev, çeşitli alanlarda değişikliğe giderek halk bazında “sessiz bir inkılap” gerçekleştirmiştir. Bununla birlikte Azerbaycan’da 1918 yılından beri süregelen “devletçilik” geleneği kurumsallaşmaya başlamış ve yeni bir ekonomik gelişme trendi ortaya çıkmıştır. Dönemin şartlarına da uygun olarak Haydar Aliyev’in doğduğu yıllarda Atatürk’ün Türkiye’de gerçekleştirdiği inkılaplar, Aliyev tarafından yetmiş yıl sonra Azerbaycan’da gerçekleştiriliyordu. Bu açıdan Haydar Aliyev ile Atatürk arasında benzerlikler çoktur. Tüm hizmetleriyle birlikte Mustafa Kemal Atatürk de Azerbaycan’ın ulusal lideri Haydar Aliyev de bütün Türk Dünyası’nın liderleridirler. Her ikisi de farklı dönemlerde devir açıp devir kapatmış önderlerdir.
12 Aralık, Azerbaycan’ın ulusal lideri Haydar Aliyev’in ölüm yıldönümüdür. Haydar Aliyev’le şahsım olarak çeşitli vesilelerle Nahcıvan’da ve Türkiye’de öğrencilik yıllarında iki defa yakın görüşmemiz olmuştur. Güçlü liderlik özellikleriyle birlikte çok titiz bir ruh haletine de şahit olmuş ve bir liderin göz yaşlarıyla duygulu anlar yaşamıştık. Özellikle Haydar Aliyev’in dış politikada atmış olduğu dengeli adımlar, Azerbaycan’ın uluslararası politikadaki büyük adımlarının habercisi olmuştur.
Hayatıyla ve tecrübeleriyle Haydar Aliyev hem tüm dünyadaki Azerbaycanlıların hem de tüm Türk Dünyası’nın değerlerinden ve çok önemli liderlerinden biridir. Ölüm yıldönümü vesilesiyle Azerbaycan halkının ulusal lideri olan Haydar Aliyev’e Allah’tan rahmet diliyorum.