Çin Cumhurbaşkanı Şi Cinping, İtalya ile başladığı Avrupa turuna Fransa ziyaretiyle devam etti. Cinping, Paris’te gerçekleşen Dörtlü Zirve’de Fransa Cumhurbaşkanı Emanuel Macron, Almanya Şansölyesi Angela Merkel ve Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker ile bir araya geldi. AB ile Çin arasındaki ilişkilerin ele alındığı ve liderlerin “güvene dayalı işbirliği” çağrısında bulunduğu zirvede, Avrupa ülkeleri Çin’in Kuşak-Yol Projesi’ne tam destek verdi.
Bu bağlamda Ankara Kriz ve Siyaset Araştırmaları Merkezi (ANKASAM), Şi Cinping’in Avrupa ziyaretini ve kıta ülkelerinin Çin’in Kuşak-Yol Projesi’ne olan desteğini değerlendirmek üzere alanının önde gelen uzman ve akademisyenlerinin görüşlerini dikkatlerinize sunmaktadır.
Prof. Dr. Ragıp Kutay KARACA (İstanbul Aydın Üniversitesi-Uluslararası İlişkiler)
Prof. Dr. Ragıp Kutay Karaca, Çin Halk Cumhuriyeti’nin (ÇHC) Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) Donald Trump’ın yönetime gelmesinden sonra kendisine ekonomik açıdan alternatifler yaratmaya ve diğer ülkelerden destek bulmaya çalıştığını belirterek, “Kuşak-Yol Projesi; Hindistan, Japonya, Güney Kore, ABD ve hatta Türkiye’nin de hayata geçirmek istediği projeler arasındaydı. Bunu icraata dökebilen devlet Çin oldu. Kuşak-Yol Projesi, uluslararası bir girişim gibi gözükse de Pekin’den yapılan açıklamalardan projenin ikili anlaşmalarla gelişeceği anlaşılıyor.” dedi.
Karaca, Pekin yönetiminin Kuşak-Yol Projesi kapsamında birçok deniz ve demir yolu ihalesine girdiğini belirterek, “İtalya ile imzalanan işbirliği mutabakatı bunun en güzel örneğidir. İtalya, çok önemli stratejik limanlara sahip olduğu için Cinping’in Avrupa turunun İtalya’dan başlaması tesadüf değildir.” dedi.
Paris’te gerçekleşen dörtlü zirvede Merkel’in yaptığı açıklamanın önemli olduğunu söyleyen Karaca, “Merkel, Kuşak-Yol Projesi’ne dahil olmak istediklerini; ancak bunun tek taraflı bir kazanca dönüşmemesi gerektiğini açıkladı. Açıklamadan da anlaşılacağı üzere, Avrupalıların bu konuda çekinceleri bulunuyor. Lakin iki tarafı birleştiren en büyük ortak nokta ise Trump yönetiminin her iki ülkeye de uyguladığı ticari, askeri ve siyasi yaklaşımdan duyulan hoşnutsuzluktur.” dedi.
Avrupa’da, Çin’e ticari açıdan güvenilmediğini ama Pekin’in kendi ürettiklerini satabilmek için Avrupa’ya ihtiyaç duyduğunu belirten Karaca, “ABD, Avrupa-Çin yakınlaşmasına karşılık Rusya ile yakınlaşmaya başladı. Çünkü Kuşak-Yol Projesi, Rusya’nın yakın çevre olarak gördüğü bölgeyi Çin’in yakın çevresi haline dönüştürecek bir yapıya sahip. Proje, 70’ten fazla ülkeyi kapsıyor. Bu da 70’ten fazla ülkenin Çin’in pazarı haline dönüşmesi anlamını taşıyor.” değerlendirmesinde bulundu.
Paris’teki dörtlü zirvede projeye dair tüm detayların ele alınmış olduğunu vurgulayan Karaca, Avrupa’nın artık ürettiğini satamaz hale geldiğini ve böyle giderse yakın gelecekte Asya ile rekabet edemeyeceğini belirterek görüşmelerin hangi sonuçları doğuracağının ilerleyen dönemlerde daha net görülebileceğini ifade etti.
Dr. Dinmuhammed AMETBEK (ANKASAM Avrasya Masası Başkanı)
Dr. Dinmuhammed Ametbek, Paris’te yapılan toplantının küresel-jeopolitik açısından değerlendirilmesi gerektiğini söyleyerek, “Son dönemde Çin’in yükselişiyle birlikte uluslararası arenada Washington-Pekin rekabeti ortaya çıkmıştır. Günümüzde ABD, denizlerde güçlü olmasından dolayı ikili rekabette Çin’i kolayca alt edebilecek konumdadır. Dolayısıyla Çin’in uzun vadedeki tüm projeleri, bu rekabetteki konumunu kendi lehine çevirmeyi amaçlamaktadır.” dedi.
Çin’in Avrupa ülkeleriyle olan ticaretini kara yolları ve kendi kontrolünde bulunan deniz yolları üzerinden geliştirmek istediğini söyleyen Ametbek, Pekin’in bu amaç doğrultusunda 2013 yılından beri Kuşak-Yol Projesi’ni geliştirdiğini belirtti. Ayrıca Ametbek, Avrupa’nın bu projeye destek vermesinin ABD tarafından kendisine dayatılan tek kutuplu dünyadan rahatsızlık duymasının bir göstergesi olduğunu da söyledi.
Çin’in Avrupa ülkelerindeki ekonomik faaliyetlerinin birtakım endişelere yol açtığına dikkat çeken Ametbek, “Avrupa’nın ciddi bir karar vermesi lazım. Eğer ABD’nin dayatmacı ve tek kutuplu politikasını çok kutuplu bir politikayla dengelemek istiyorsa, bu bir politik karar olur ve söz konusu karar da önemli sonuçları doğurur. Ancak ‘Çin ile ekonomik işbirliği yapmak bizim için sorun yaratır’ düşüncesine sahiplerse, burada da ekonomik bir öncelik söz konusu olur ve ABD karşıtı duruştan vazgeçmek anlamına gelir. Fakat Avrupa, jeopolitik beklentilerini ön planda tutacaktır.” diye konuştu. Çin’in bu ziyaretinden sonra ABD’nin izleyeceği politikaya da değinen Ametbek, “İki ülke arasındaki ticaret savaşlarında tansiyon ara sıra yükseliyor. Bu kısa ya da orta vadede sonuç verecek bir durum değildir. Çıkarları doğrultusunda uzlaşabilirler ya da çıkarları ters düşerse, aralarındaki gerginlik artar.” ifadelerini kullandı.
Umut ARIK (Emekli Büyükelçi)
Emekli Büyükelçi Umut Arık, Kuşak-Yol Projesi’nin jeostratejik önemine vurgu yaparak, “Pekin tarafından ortaya atılan bu proje, Avrasya’nın zengin doğal kaynaklarının Çin’in teknolojik imkanlarıyla birleşmesi sonucunda, kıtalar arasında başta ekonomik olmak üzere ticari ve sosyokültürel kopukluğun olmamasını amaçlıyor.” dedi. Arık, projenin temel hedefinin “İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra ortaya çıkan uluslararası sistemde Avrasya bölgesinin ve kuşağının kullanılması konusunda birtakım yeni uluslararası şekillenmelere yol açmak” olduğunu da söyledi.
Cinping’in Avrupa ziyaretinin Avrasya-AB işbirliğini tesis etmeyi amaçlayan siyasi bir hamle olduğunu belirten Arık, “Çin’in açılımı bu bölgeyle sınırlı olmayıp Ortadoğu ve Afrika’yı da kapsamaktadır. Bu açılımlarla birlikte Pekin, kendisini uluslararası ilişkilerde etkin güç haline getirmenin yanı sıra Rusya ve ABD’ye ek olarak Avrasya, Avrupa ve Orta Asya ülkeleriyle olan ilişkilerini de daha yapıcı bir konuma yükseltme çabasındadır. Ayrıca, Japonya ile olan ilişkilerini de düzeltme yolundadır.” dedi.
Çin’in bu projeye hız vermesinde Trump yönetiminin çok büyük etkisinin olduğunu söyleyen Arık, “Ticari ilişkilerde Washingron’un Pekin’e olan üstünlüğü, Çin’i tedbir almaya zorlamıştır.” açıklamasını yaptı. Pekin’in bu projesine Türkiye’nin de etkin bir şekilde katılım sağlaması gerektiğini söyleyen Arık, mevzubahis girişimin hem Avrasya’daki Türk Devletleri hem de Çin içerisindeki Uygurlar, Kazaklar ve Kırgızlar için son derece önemli olduğunu belirtti. Ayrıca Arık, Cinping’in Paris’te gerçekleşen zirveden sonra, bölgede önemli bir aktör olarak öne çıkan Türkiye’yi de ziyaret edebileceğini sözlerine ekledi.
Ömer AYDIN (Gazeteci)
Ömer Aydın, Çin Lideri Şi Cinping’in Avrupa ziyaretinin ileride ekonomi alanında yeni dünya düzeninin şekillendiği bir tarih olarak hatırlanacağını ve bu yüzden de ziyaretin bir başlangıç olarak görülmesi gerektiğini belirterek “Ziyaretin genel yansımalarında Çin-AB ilişkilerinin ön plana çıkarıldığı görülüyor. Ancak burada göz ardı edilmemesi gereken diğer bir durum, Brexit ve ABD’deki kırılmalar sonrasında AB’dir. Zira yeni dünya düzeninde Batı’dan değil; Doğu’dan medet umulmaya başlanmıştır. Cinping’in Paris’te liderlerle bir araya gelmesi, aslında Brexit sonrasında AB’nin yönünü nereye döneceği konusunda da ipuçları vermektedir.” ifadesinde bulundu.
Aydın, “İtalyanların Kuşak-Yol Projesi’ne yönelik destek açıklamaları ile AB kamuoyunun tepkisini ölçen (ve hafifleten) Brüksel, 9 Nisan 2019 tarihinde gerçekleşecek olan zirvede ABD ve İngiltere’siz bir geleceğin planını masaya yatıracak. Avrupa kamuoyunun ve iş dünyasının yönünün Doğu’ya döndüğünü görüyoruz. Mayıs ayının sonunda yapılacak Avrupa Parlamentosu (AP) seçimlerinin sonuçları da bunu kanıtlayacaktır.” dedi.
Son günlerde yaşanan Boeing Krizi’nden hemen sonra AB’nin Çin’e 300 Airbus uçak satışını onaylamasının AB ve Çin arasındaki sıcak işbirliğinin işaretlerinden biri olduğuna da dikkat çeken Aydın, “Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, global dengede meydana gelen değişimleri fırsata çevirmenin hem Almanya hem de Fransa özelinde kaçınılmaz olduğunu biliyor. Afrika, Ortadoğu ve Uzakdoğu’da var olmak için AB’ye yeni partnerler gerekiyor. Bu yüzden AB, artık Çin ile rekabet etmenin değil, işbirliği yapmanın yollarını arıyor.” diye konuştu.