Balkanlarda gerilimin en yüksek olduğu ülkelerden biri olan Bosna Hersek’te, Sırp entitesinin ayrılıkçı girişimlerinin ardından ülke anayasasına aykırı olmasına rağmen bu yıl da “9 Ocak Sırp Cumhuriyeti Günü” kutlamalarının yapılması, ülkede devam eden siyasi krizi tırmandırdı. Ayrılıkçı söylemlerine devam eden Bosna Hersek Devlet Başkanlığı Konseyi’nin Sırp üyesi Milorad Dodik, Bosna Hersek’in, başarısızlığa uğramış bir proje olduğunu belirterek, ülkeden medeni bir şekilde ayrılmak istediklerini açıkladı.
Bölgede önemli sorunlardan biri de Bulgaristan ile Kuzey Makedonya arasında yaşanıyor. Bulgaristan, Yunanistan’la isim krizini aşarak Avrupa Birliği’ne (AB) üyelik yolunda önemli bir yol kat eden Kuzey Makedonya’nın üyelik sürecini bloke etmeye devam edeceğini açıkladı. İki ülke arasındaki gerginlik sürecine rağmen Kuzey Makedonya Başbakanı Dimitar Kovaçevski ve Bulgaristan Başbakanı Kiril Petkov karşılıklı ziyarette bulundular. Petkov’un ziyareti sonrası Kovaçevski, Kuzey Makedonya’nın iki yıl aradan sonra Bulgaristan’a büyükelçi atayacağını duyurdu. Ilımlı açıklamaların yapıldığı görüşmelerin ardından iki ülke arasındaki sorunun çözülüp çözülmeyeceği merak ediliyor.
Farklı sorunların varlığını koruduğu Balkanlarda yükselen tansiyonu Ankara Kriz ve Siyaset Araştırmaları Merkezi’ne (ANKASAM) değerlendiren uzmanlar, bölgenin küresel güçlerin mücadele alanı olmaya devam edeceğini söylüyor.
ANKASAM Avrasya Danışmanı Doç. Dr. Nuri Korkmaz: Bosna Hersek’teki Sırplar, Sırbistan’la birleşmek istiyor.
Balkanlardaki gerilimlerden en önemlisinin Bosna Hersek’te yaşanan siyasi krizin olduğunu belirten Doç. Dr. Nuri Korkmaz, Sırp entitesinin Bosna Hersek’ten ayrılıp Sırbistan’la birleşmek istediğini; ancak Sırbistan’ın AB üyeliği talebi nedeniyle buna sıcak bakmadığını vurgulayarak “Sırbistan’ın böyle bir birleşmeyi kabul etmesi halinde AB başta olmak üzere çeşitli programlara katılımı sekteye uğrar. Belgrad da bunu çok iyi biliyor.” dedi.
Bölgedeki Kosova-Sırbistan Sorunu’na dikkati çeken Korkmaz, Kosova’nın kuzeyinde Sırpların yaşadığı bölge ile Sırbistan’ın güneyinde Arnavutların yaşadığı bölgenin değişimi noktasında taraflar arasındaki anlaşmazlığın devam ettiğini söyledi.
Bulgaristan’ın Kuzey Makedonya’nın AB üyeliğini engellemesine de değinen Korkmaz, Bulgaristan’ın Yunanistan örneğinden hareket ettiğini ifade ederek, “Makedonya Sorunu, Bulgaristan açısından bölgesel bir mesele olmaktan ziyade; Bulgar-Slav milliyetçiliği temeline dayanan bir sorundur. 19. yüzyılın ortalarında başlayan bu süreç, 20. yüzyılın başlarında büyük ivme kazanmıştır. Bulgar tezinde Makedon milletinin olmadığı ve Makedoncanın aslında Bulgar dilinin değişik bir versiyonu olduğu iddia edilmektedir. Bulgaristan, bu sorunu gerekçe göstererek alabildiği kadar taviz alıp Kuzey Makedonya’nın AB üyeliğini öteleme çabasındadır.” değerlendirmesi yaptı.
İstanbul Rumeli Üniversitesi Rumeli Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Uzmanı Erdem Eren: Bölgesel sorunlar, küresel güç mücadeleleriyle doğrudan ilgili.
Balkanları tarih boyunca güç mücadelelerinin yaşandığı bir bölge olarak tanımlayan RUBASAM Uzmanı Erdem Eren, bölgenin jeopolitik konumuna dikkati çekerek Balkanların büyük güçlerin dış politikalarında önemli bir yere sahip olduğunu ifade etti. Balkanların, Rusya’nın Avrasya hedefleri kapsamında stratejik bir konumda olduğunu belirten Eren, ABD-Rusya arasında devam eden Ukrayna geriliminin bölgeye yansıdığını vurgulayarak Balkanlarda artan gerilimi, “NATO ve AB’nin bölgedeki genişleme sürecini Rusya, Rusya ve Çin’in bölgedeki faaliyetlerini ise ABD ve AB kendisine yönelik tehdit olarak görüyor. Nitekim Washington yönetimi, Dedeağaç’ta askeri üs kurarak ve Ukrayna’nın NATO’ya üye olma sürecini destekleyerek Rusya’yı çevrelemeye devam ediyor. Moskova da ABD’nin dikkatini Bosna Hersek, Kosova ve Kazakistan gibi yeni kriz alanlarına çekmeye çalışıyor.”ifadelerini kullandı.
Rusya’nın Balkanlarda önemli bir kimlik politikası yürüttüğüne işaret eden Eren, Rusya’nın Bosna Hersek’te devam eden siyasi krizdeki belirsizliği fırsata çevirip bölgedeki etkinliğini arttırmayı hedeflediğini söyledi. Eren, “Bosna Hersek’teki krizle ilgili gelişmeler, ABD ve AB’nin bölgeye yönelik atacağı adımlar sonrasında netleşecektir.” yorumunu yaptı.
Emekli Büyükelçi Murat Bilhan: Türkiye, Bosna Hersek’teki krizde ulusal çıkarlarını gözeterek hareket etmeli.
Bosna Hersek’teki krize değinen Emekli Büyükelçi Murat Bilhan, sıkıntılı durumun Sırpların ve Sırbistan’ın istediği noktaya ulaştığını söyledi. Bilhan, “Bosna Hersek Parlamentosu’nda bir Boşnak milletvekili tarafından 9 Ocak’ın ‘soykırımın başlama günü olarak anılması’ önerisine karşı, Sırp Cumhuriyeti’nde 9 Ocak’ın ‘Sırp Cumhuriyeti Günü’ olarak anılmasını içeren %99’la kabul edilmiş bir referandum, uluslararası teamüllere aykırı da olsa, nefret söylemlerine dayalı ırkçı bir oldubittiyi bu talihsiz devletin ve halkın gündemine oturttu. Üstelik Slav ve Ortodoks kardeşliğini esas alan Rusya ve onun müttefiki Çin gibi çoğu ülke tarafından desteklenen bu oldubitti karşısında yapılacak pek bir şey de kalmıyor.” şeklinde konuştu.
Bosna Hersek’teki Sırpların ayrılıkçı girişimlerinin Türkiye ve Batılı ülkeler tarafından desteklenmediğini belirten Bilhan, “Ankara’nın sorunda taraf haline gelmesi kaçınılmazdır. Ancak bunun çıkarları gözeten bir mesafede, söylem düzeyinde kalması mühimdir.” açıklamasında bulundu.
İstinye Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Fahri Erenel: Rusya, NATO ve AB’nin Balkanlardaki ilgisizliğinden faydalanıyor.
Balkanların küresel güç mücadelesine sahne olduğunu söyleyen Doç. Dr. Fahri Erenel, bu sürecin devam ettiğini ifade ederek “Balkanlar, Birinci Dünya Savaşı öncesindeki gibi bir dönemden geçiyor. Bir kıvılcımın ateşlenmesi an meselesidir.” açıklamasında bulundu.
Bölgedeki sorunların çözümünü sadece Rusya üzerinden değerlendirmenin hatalı olacağını öne süren Erenel, Rusya’nın, doğuya doğru genişleyen NATO ve AB’nin Balkanlardaki ilgisizliğinden faydalandığını söyledi. Bu kapsamda Erenel, “Balkanlarda bazı ülkeler NATO’ya, bazı ülkeler de AB’ye üye olmak için yıllardır beklemektedir. Bu bekleyişin Rusya ve Çin tarafından iyi değerlendirildiğini ve söz konusu ülkelerin bölgedeki nüfuzunu arttırdığını söyleyebiliriz.” dedi.
Gazeteci Bayram Pomak: Bölgedeki sorunlar uluslararası politikadaki gelişmelerden kaynaklanıyor.
Dünyada değişen dengelerin Balkanları da etkilediğini dile getiren Gazeteci Bayram Pomak, Balkan ülkelerinde yaşanan hadiselerin uluslararası politikadaki gelişmelerden kaynaklandığını belirtti. Pomak, “Balkan devletlerinin iç politikaları, dış politikaya fazla bağımlı olduğu için, dışarda gerçekleşen değişimler, iç siyaseti de derinden etkilemektedir. Bosna Hersek’te yaşanan gerginliğin temelinde yatan olay da ABD ile Rusya’nın Ukrayna’da olan rekabetinin yansımasıdır. ABD/NATO’nun Balkanlar üzerindeki etkisi, Bosna Hersek’teki Sırp Cumhuriyeti ve Sırbistan’da sınırlı kaldı. Bu iki bölge, Rusya’nın kalesi durumuna geldi. Yani Batı’nın yumuşak karnı oldu. Bosna’daki üç entiteden ikisi, Batı yanlısı politikaları benimserken; Sırp entitesi Rusya yanlısıdır. Böyle bir ortam da siyasi krizleri doğurmaktadır.” şeklinde konuştu.
Bosna Hersek’te devam eden siyasi krizin yakın bir zamanda çözülemeyeceğine işaret eden Pomak, krizin ancak geçici bir süreyle aşılacağının altını çizerek “Balkanlardaki gerginlik, yapıcı politikaların olmaması nedeniyle devam edecektir.” dedi.