Yükselen aşırı sağ hareketi, artan ırkçılık, yabancı düşmanlığı ve İslamafobi’nin Avrupa’yı esir aldığı bir dönemde Fransa’da cumhurbaşkanı olarak seçilen sosyal demokrat Emmanuel Macron’un “bağımsız, birleşik ve demokratik” bir Avrupa hedefi; ortak müdahale gücü, savunma bütçesi ve eylem planını öngören “Avrupa savunma politikası”; terörle mücadele ve mülteci sorunu kapsamında getirdiği yenilikçi öneriler, François Hollande’ın mirasını devam ettirmeyeceği yönünde izlenimlere yol açmaktadır. Diğer taraftan Macron’un Sykes-Picot düzeninin yeniden tesis edildiği bir dönemde aktif bir Ortadoğu politikası izlemeye başlaması, ABD’nin gölgesinde kalan ve daha çok onların peşine takılan Fransız sosyal demokratların başarısız Ortadoğu siyasetinin yeni bayraktarı olabileceği yönünde şüphelere yol açmaktadır. Fakat Macron’un Ortadoğu politikası bölgede oluşan yeni işbirliği ve ittifak ilişkilerinin getirdiği fırsatları ve güç boşluğunu değerlendirmeyi öngörmekte, bunun yanı sıra Trump’ın Ortadoğu politikalarıyla çatışan ve dolayısıyla rekabet eden aktif bir stratejiyi içerisinde barındırmaktadır.
Irak
Macron Fransası’nın özellikle Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY)’nin bağımsızlık referandumuyla ilgili çıkışları dikkat çekmiştir. Fransa Dışişleri Bakanı Jean Yves Le Drian, 14 Eylül 2017 tarihinde Türkiye ziyareti sırasında IKYB’nin referandum kararına karşı Ankara’yla ortak bir duruş sergilemiştir. Bunun yanı sıra Macron, Fransa’nın Kuzey Irak’taki referandumu reddetmekle birlikte ülkenin birliğine, toprak bütünlüğüne ve istikrarına saygı duyduğunu dile getirmiştir.[1] Fakat diğer taraftan Fransa, Kürtlerin bağımsızlığını desteklediği yönünde izlenimlere yol açacak bir duruş da sergilemiştir. Macron, Fransa’nın asla demokratik bir süreci engelleyecek bir girişimin parçası olmayacağını ve özellikle de Irak’taki Kürtlerle tarihi bir ilişki içerisinde olduğunu söylemiştir.[2] Dışişleri Bakanı Le Drian ise Kürtlerin bağımsızlığı için uygun bir zaman olmadığını, bağımsızlık ilan edilirse Ortadoğu’da yeni krizlere yol açacağını ve mümkün olan azami özerklikle ülkede uzlaşının sağlanması gerektiğini söylemiştir.[3]
Terör örgütü DEAŞ’a karşı mücadelede önde gelen koalisyon güçlerinden olan Fransa, bu açıklamalarla adeta Kürtlerin referandumunu ileri bir tarihe erteleyerek en azından DEAŞ sorununun çözümü ve Suriye’deki çatışmaların durulmasına kadar yeni bir bölgesel kriz (istikrarsızlık) ortamı istemediğini ve yeni oluşacak harita için Suriye’nin beklenmesi gerektiğini vurgulamaktadır. Bu yönüyle Fransa, ABD’nin Rakka’yla eş zamanlı olarak Irak ve Suriye’de ilan edilecek muhtemel Kürt Federal Devleti’ni destekleyen bir tavır sergilemektedir. İngiltere ve Fransa, İkinci Dünya Savaşı sonrası ABD’nin etkinliği altına aldığı Ortadoğu’yu 21. yüzyıldaki yeni Sykes-Picot’yla yeniden kazanmak istemektedir. Bu noktada “Irak ve Suriye’nin kuzeyinde kurulacak muhtemel Kürt devletinin kimin kontrolünde olacağı” sorusu, Fransa’nın yeni Sykes-Picot’uyla ABD’nin BOP’u[4] arasındaki asıl rekabet alanına işaret etmektedir.
İran
Fransa Cumhurbaşkanı E. Macron, selefi Hollande’ın Suudi Arabistan’a ağırlık veren ve Nicolas Sarkozy’nin Katar’ı önceleyen tek yönlü Ortadoğu politikalarının aksine, bölgede daha çok Sünni-Şii dengesini hedefleyen, yeni nüfuz alanları için radikalizm ve terörün bitirilmesini ön plana alan bir yaklaşım sergilemektedir. Bu noktada Fransa, ABD’nin İran’la baş etme stratejisine karşı çıkmakta ve bölgesel işbirliği konusunda Tahran’ın rolünü önemsemektedir. İran’ın nükleer anlaşmasını başarılı ve yerinde bulan, belirli noktalarda iyileştirmeler yapılabileceğini savunan Macron Fransa’sı, ABD’yi bu anlaşmadan daha iyi bir seçeneğin olmadığı konusunda ikna etmeye uğraşmakta ve taraflar arasında arabuluculuk yapabileceğini dile getirmektedir. Diğer taraftan Fransa, İran’a bölgeyi istikrarsızlaştırmaması ve Trump’ı daha fazla kışkırtmaması için telkinde bulunmaktadır. Şüphesiz Paris, 2015 Nükleer Anlaşması’ndan sonra İran’da yaptığı özellikle otomotiv, petrol ve diğer sanayi alanlarındaki büyük çaplı yatırımların karşılığını almaya ve mevcut işbirliğini devam ettirmeye çabalamaktadır. Fransa, İran’la tesis edilecek ekonomik ortaklık ve entegrasyon sürecini, Ortadoğu’da yeni ittifak ilişkileri kurmak ve ABD’nin bölgedeki nüfuzunu kırmak adına önemli bir araç olarak görmektedir.
Macron liderliğindeki Fransa’nın Ortadoğu stratejisi; büyük oranda küreselleşme vurgusu ve liberal bir yaklaşımla birlikte “çok taraflılık”, “bölgesel denge arayışı”, “savaştan önce diplomasi anlayışı” ve “terörizme karşı mücadele” anlayışına dayanmaktadır. Paris’in yeni dönemde bölgeye yönelik aktif bir siyaset izlemesi, akıllarda “Fransa, Ortadoğu’ya geri mi dönüyor?” veya “ABD BOP’una karşı yeni bir ‘Fransa Sykes-Picot’u mu doğuyor?” şeklinde soru işaretlerine neden olmaktadır. Peki, “Paris’in Ortadoğu politikaları, Washington’dan ne oranda ayrışıyor”? Bu soruların cevabını, yukarıda değinilen hususlar üzerinden yola çıkarak aşağıda maddeler halinde açıklamak gerekirse:
Fransa | ABD | ||
Hedef | Irak | Kısa vadede birleşik, bütünleşik, çoğulcu ve demokratik bir Irak. Orta vadede Fransız etkisindeki “Irak-Suriye Kürt Federal devleti”. | İran etkisinden kurtulmuş, bağımsız, demokratik, Batı yanlısı Arap Şii devleti ve Irak-Suriye Kürt Federal (Kürdistan) devleti. |
İran | Nükleer anlaşmayı, İran’ı bölgedeki ekonomik partnerine ve dolayısıyla Ortadoğu’daki tutunma noktasına dönüştürmek için kullanmak. | İran’ın nükleer silah elde etmesine engel olmak ve demokratik, barışçıl, Batı sömürgesinde bir İran rejimi tesis etmek. | |
Söylem | Irak | Ülkenin toprak bütünlüğünü vurgulayan, bölgede istikrar çağrısı yapan açıklamalar. Diğer taraftan demokrasi, insan hakları ve referandumun uygun bir zamana ertelenmesini ifade eden söylemler. | İran etkisine karşı Başbakan Haydar el-İbadi’yi destekleyen açıklamalar, Devrim Muhafızları’nı ve onun milislerini hedef alan söylemler. Barzani’ye verilen destek açıklamaları. |
İran | Nükleer anlaşmanın barışçıl, İran’ı sınırlamak adına hayati önem taşıyan ve alternatifi olmayan bir işbirliği anlaşması olduğunu vurgulayan açıklamalar. | İran’ı doğrudan hedef alan ve bölgedeki nüfuzunu kırmak adına sert güç dahil olmak üzere bütün seçeneklerin masada olduğuna dair ifadeler. | |
Yöntem ve Araçlar | Irak | Terörle mücadele unsurları, askeri operasyonlar ve demokrasi-insan hakları konusunda verilen destek. | Vekaleten (Proxy) savaş, etnik ve mezhepsel çatışmalar, yeni istikrarsızlık alanları oluşturmak, bu kapsamda Kürt devletini bir araç olarak kullanmak. |
İran | Ekonomik çıkarların devamı için nükleer anlaşmayı korumak ve bu konuda ABD-İran arasında arabulucu bir rol üstlenmek, radikalizm terörizmin önlenmesi için Ortadoğu’da Sünni-Şii dengelerini esas alan aktif bir politika izlemek. | Sünni koalisyonla işbirliği ve ittifak ilişkilerini geliştirmek, İran’ın nüfuz bölgelerinde sert güç unsurlarına başvurmak, Devrim Muhafızları ve onun unsurlarını terör listesine almak. |
[1]“Tartışmalı Referandum Sonrası Irak ve IKBY Arasında İlk Temas”, NTV, http://www.ntv.com.tr/dunya/tartismali-referandum-sonrasi-irak-ve-ikby-arasinda-ilk-temas,pAWUwpXjykqzqH0cqNfqOQ, (Erişim Tarihi: 29.09.2017).
[2]“Macron: France Won’t Prevent ‘Democratic Process’ But Seeks Stable Iraq”, Defense News, http://defensenews-alert.blogspot.com.tr/2017/09/macron-france-wont-prevent-democratic.html, (Erişim Tarihi: 29.09.2017).
[3]“Fransa Dışişleri Arzusunu Açıkladı: Mümkün Olan Azami Özerklik”, Sputnik News, https://tr.sputniknews.com/ortadogu/201709271030324082-fransa-disisleri-azami-ozerklik-ikby/, (Erişim Tarihi: 29.09.2017).
[4] Büyük Ortadoğu Projesi.