Bulgaristan, son sekiz ay içerisinde üç kez erken genel seçime gidilmesini gerektiren ağır bir siyasi krizden geçmektedir. 14 Kasım 2021 seçimleri de 4 Nisan 2021 ve 11 Temmuz 2021 tarihli seçimler gibi herhangi bir siyasi partiyi belirgin şekilde öne çıkaramamıştır. Altı siyasi partinin seçim barajını aştığı yarış, yine bir koalisyon hükümeti dayatmaktadır. Sekiz ay boyunca yakınlaşma sağlayamayan siyasi partilerin şimdi uzlaşıya varmalarının ne kadar mümkün olacağı ise kısa sürede anlaşılacaktır. Geçen zaman, 2009-2021 yılları arasında iktidarda olan Boyko Borisov ve Bulgaristan’ın Avrupalı Gelişimi İçin Yurttaşlar Partisi (GERB) karşıtlığında diğer siyasi partilerin hemfikir olduğunu göstermiştir.
Koalisyon kurabilecek olanlar da yolsuzlukla mücadele vaadiyle gelmesine rağmen kendisi de bir süre sonra rüşvet ve yolsuzluklarla suçlanan GERB’le birlikte anılmak istememektedirler. Bu nedenle de ilk sonuçlara göre, 14 Kasım 2021 seçimlerini yüzde 22,2’lik oy oranı ile ikinci parti olarak tamamlayan GERB, yine koalisyon ortağı ya da dışarıdan destek bulamayacaktır.
Henüz yedi hafta kadar önce kurulan Değişime Devam Ediyoruz Partisi (PP) ise yüzde 25,4 oranında aldığı oyla sürpriz gerçekleştirdi ve seçimleri birinci parti olarak tamamladı. 240 sandalyeli Bulgaristan parlamentosu için yapılan yarışta, Temmuz seçimlerinde birinci çıkan Böyle Bir Halk Var Partisi (ITN) yüzde 24,1 oranında oy alarak 65 milletvekili çıkarmıştı. İkinci parti olan GERB de yüzde 23,5 oranında oyla 63 sandalye elde etmişti. Şimdi de PP ile GERB’in oy oranları buna benzer şekilde gerçekleşmiştir. Milletvekili sayısının da 78’e 58 olacağı öngörülmektedir.
Uluslararası Şeffaflık Örgütü’nün Yolsuzluk Algısı Endeksi’nde yolsuzlukla mücadelede en kötü performans gösteren ülke olarak belirlenen Bulgaristan’ın içinde bulunduğu siyasi krizin temelinde de yolsuzlukla ve suç örgütleriyle mücadeledeki başarısızlık yatmaktadır. Borisov’u yüzde 32,65 oyla 2009 seçimlerinde iktidara taşıyan husus ise yolsuzlukla mücadele sözü vermesiydi. Borisov, başlangıçta suçla, yolsuzlukla, suç örgütleriyle mücadele etse de girişimi, küçük yolsuzluklarla mücadele boyutunda kalmıştır. Ülkede “Ayağa Kalk! Mafya Defol!” isimli bir partinin bulunması ve bu partinin hem Nisan hem de Temmuz seçimlerinde barajı aşabilmesi, Borisov’un bu konuda yetersiz bulunduğunun göstergesidir. Keza GERB, rüşvet ve yolsuzluk suçlamasıyla da karşı karşıya kalmıştır.
Tabandaki desteğinin önemli kısmını koruyan GERB’in en büyük şansı, yerini doldurabilecek kadar güçlü bir siyasi oluşumun henüz karşısına çıkmamasıdır. Ekonomik kriz, Avrupa Birliği’nin (AB) en yoksul ülkesi olmaktan çıkamayış, ülke gençlerinin çalışmak için AB’nin diğer ülkelerine gitmek zorunda kalması ve Borisov’un otoriterleştiği algısı, ülkede ciddi bir yönetim değişikliği isteğini arttırmıştır.
Halkın genel olarak Bulgaristan’ın içinde bulunduğu sorunlardan sorumlu tuttuğu bir diğer parti olan BSP, yani Sosyalistlerde de kan kaybı sürmektedir. 2017 seçimlerinde yüzde 16’lık oyla ikinci parti olan BSP, 4 Nisan 2021 seçimlerinde yüzde 14,79 oranında oy alarak ve 43 koltuk kazanarak sandıktan üçüncü parti olarak çıkmış; 11 Temmuz 2021 tarihli seçimlerde de yüzde 13,4 oy alıp 36 milletvekili çıkarmıştı. Şimdi ise üçüncülük için Hak ve Özgürlükler Partisi’yle (HÖH) yarışmaktadır. Yurt dışında kullanılan oylar[1] eklenmeden önceki durum, BSP’nin yüzde 10,3 oranında oyla dördüncü parti olarak konumlandığını göstermektedir. Üyelerinin çoğunluğunu Türklerin oluşturduğu HÖH’ün ise yüzde 14 oy aldığı görülmektedir. Bu durumda Sosyalistler 26-28, HÖH ise 36-38 sandalyeyle Bulgaristan’ın 47. Ulusal Meclisinde yer alacaktır.
Sosyalistlerin desteğiyle Kasım 2016’da Cumhurbaşkanı seçilen ve Ocak 2017’de göreve başlayan eski Hava Kuvvetleri Komutanı olan Rumen Radev’in[2] makamında tarafsızlığını koruyamadığını ve iktidar partisi ve dönemin Başbakanı Borisov’la güç mücadelesine girdiğini belirtmek gerekmektedir. Sosyalistler esasen son üç seçime Cumhurbaşkanı’nın desteğiyle girmiş ancak oy kaybı yaşamıştır. Görev süresi dolan Radev, ikinci kez Cumhurbaşkanı seçilmek üzere aday olmuş ve parlamento seçimleri ile cumhurbaşkanlığı seçimleri aynı güne denk getirilmiştir.
14 Kasım seçimlerinin sürprizi, sekiz aylık seçimler sürecinde Cumhurbaşkanı’nın atadığı teknokratlarla kurulan geçici hükümet mensuplarının bazılarının bir araya gelmesiyle Kiril Petkov ve Asen Vassilev’in liderliğinde kurulan PP’nin güçlü çıkışı olmuştur. Diğer partilerin oylarındaki oynama düşük puanlarda gerçekleştiği için PP’nin ağırlıklı oyunu, Temmuz 2021 seçimlerinde yüzde 24,1 oranında oyla birinci çıkan Böyle Bir Halk Var Partisi’nden (ITN) aldığı düşünülebilir.
Kamuoyu yoklamalarında da desteğini kaybettiği görülen ITN, 14 Kasım seçimlerinde yüzde 9,8 oranında oy alıp, yaklaşık 24 milletvekili çıkarabilmiştir. Temmuz seçimlerinden sonra koalisyon hükümeti kuramaması ve ortaya yeni bir partinin çıkması, oy düşüşünün sebebi olabilir. ITN’nin lideri başarılı bir şarkıcı, çok izlenen programlarda şovmen ve aslında aynı zamanda 1997 senesinde Sosyalist Videnov hükümetinin istifasıyla sonuçlanan protestolarda da başı çekmek suretiyle Bulgaristan siyasetine çarpıcı etkiler sunan Slavi Trifonov’dur. Esasen Ukrayna Cumhurbaşkanı seçilen komedyen Vladimir Zelenskiy gibi halkın bilindik siyasetçilerden bıkmasının bir sonucu olarak hızla büyüyen bir destek yakalamıştı. Ancak bazen muhalif kimlikler, yönetim sorumluluğunu almakta ve iktidar niyeti göstermekte muhalefette oldukları kadar başarılı olamamaktadırlar. Şimdi ise Bulgaristan seçmeni, aynı desteği PP’de bir araya gelen teknokratlara vermiş görünmektedir.
Sonuç
Bulgaristan siyaseti ciddi bir sıkışmışlık içerisindedir. Üst üste yapılan seçimlerin parçalı koalisyon dışında bir seçenek sunmadığı ortada olup; krizden çıkış hükümeti gerektiği de görülmektedir. Bu nedenle GERB’le koalisyona girmeyen partilerin PP’den gelecek ortaklık teklifini reddetmekte zorlanacağı tahmininde bulunulabilir. Zira GERB ile koalisyon yolsuzluk-rüşvet suçlamasının ve yoksulluğun sürmesinin ortağı olmaksa, ülkeyi siyasi krizden çıkaracak bir koalisyonu zorlaştırmak da krizi sürdüren parti olarak görülmeye sebebiyet verecektir.
Sosyalistlerin de suç ortağı olarak görüldüğü düşünüldüğünde, GERB ve BSP’nin dışarıda bırakılacağı ortaklıklar gündeme gelecektir.[3] Kurulacak yeni hükümetin seçim sisteminde değişikliğe gitmesi ve birinci partiye daha fazla milletvekili alma olanağı sağlayacak bir sistem üzerinde çalışması, Bulgaristan’ın sık sık uğraşmak zorunda kaldığı hükümet krizlerine bir çözüm sunabilir. Böylesi bir sistem değişikliği, ikinci, üçüncü ve sonrasındaki partilerin sandalye sayısını düşüreceği ve ülkeyi iki partili sisteme götürebileceği için şimdiki gibi çok parçalı bir mecliste destekçi bulamayabilir. Ancak Bulgaristan seçmeni, zaten ciddi bir yönetim değişikliği istediğini göstermiştir. Ekonomik kalkınma, işleyen bir demokrasi, istikrarlı hükümetler için Bulgaristan seçim sisteminde birtakım değişiklikler gerektiği de açıktır.
HÖH, son seçimlerde kaybettiği ülkenin üçüncü partisi olma özelliğini bu seçimlerde yeniden kazanmıştır. 2009 ve 2014 seçimlerinde aldığı yüzde 14 oy oranını yakalamış görünmektedir. HÖH’ün de koalisyon dışında bırakılmasını savunan partiler olsa da HÖH’ün hükümetin devamlılığını sağlayacak kilit parti olma rolü, varlığını sürdürmektedir. Bu rolünü dışarıdan destek şeklinde de sürdürebilir. Bu süreçte ikinci tura kalan Cumhurbaşkanlığı yarışı için de hangi partinin hangi adaya destek vereceğine ilişkin görüşmeler yapılacaktır. HÖH’ün lideri Mustafa Karadayı da cumhurbaşkanlığı seçiminin ilk turunda adaydı ve en fazla oyu alan iki aday arasında gerçekleşecek ikinci tur seçiminde HÖH’ün tabanının hangi adaya yöneleceği yine sonuca etki edecek faktör olacaktır. Nitekim önceki cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de HÖH belirleyici etki sunmuştur.
Cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci turu, Sosyalistler yerine bu kez PP’nin desteğini almaya planlarken seçime bağımsız aday olarak girmek zorunda kalan Radev ile GERB’in desteklediği bağımsız aday ve bir akademisyen olan Anastas Gerdzhikov arasında gerçekleşecektir. 21 Kasım 2021’de yapılacak ikinci tur, Bulgaristan’ın nasıl bir Cumhurbaşkanı istediğinin de göstergesi olacaktır. Zira Radev kendi görev süresinde sembolik görevler tanımının dışına çıkarak ülke siyasetinde belirleyici bir rol oynamaya çalışmıştır. Gerek Başbakan’la girdiği yönetme yarışı gerekse ülke dış siyasetini etkileyen hamle ve çıkışları dikkat çekicidir.
Radev’in sembolik görevlerinin ötesine geçmesi, Bulgaristan’ın Cumhurbaşkanlığı Parlamenter Sistemi’nin olağan bir sonucuydu. Bu tür hükümet sistemlerinde, sembolik görevlerle donatılan Cumhurbaşkanı’nın halkoyuyla seçilmesi Cumhurbaşkanı’na görevleriyle ve sorumsuzluğuyla bağdaşmayan bir meşruiyet kazandırır. Cumhurbaşkanı’nın tarafsız kalamaması ve bilhassa muhalefet partisinin bir temsilcisi rolünü sürdürmesi durumlarında sistem, Yarı Başkanlık Sistemi’ne benzer ve yönetimde irili ufaklı krizlere kapı açmış olur; Bulgaristan’da olan da budur. Bu nedenle Radev’in seçimlerin ardından söylediği “Bulgarlar, kriz zamanlarında Cumhurbaşkanlığı kurumunun özel bir ağırlığı olduğunu görüyorlar.” sözünün Bulgaristan seçmenlerindeki karşılığı 21 Kasım 2021 akşamı görülecektir. Seçim biraz da Bulgaristan seçmenindeki Rusyacılık ve Amerikancılık eğilimlerinin göstergesi olacaktır. Zira derinden siyasi mühendislik yürüterek PP üzerinden ülke iç siyasetine etki etmeye çalışan ABD karşısında Rusya da tepkisiz kalmayacak, kendi oyununu oynayacaktır. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden sonra ise parlamentodan kırılgan da olsa bir koalisyon hükümetinin çıkması beklenebilir.
[1] Türkiye genelinde de yaklaşık 350 bin seçmen için 120 sandık kurulmuştur. Katılım, önceki seçimlere göre yüksek gerçekleşmiştir.
[2] Rusya yanlısı olduğu ithamını, Rumen Radev, ABD askeri akademisinden mezun olduğu ve Bulgaristan’da pek çok NATO tatbikatı düzenlediği gerekçesiyle reddetmiştir. Rusya’ya yaptırımlar konusundaki karşı duruşunu da yaptırımın esasen AB ve Rusya’ya zarar verdiği yaklaşımıyla açıklamıştır. “Sanctions Hurt Russia and the EU Says Bulgaria President Rumen Radev”, Euronews, https://www.euronews.com/2017/02/16/sanctions-hurt-russia-and-the-eu-says-bulgaria-president-rumen-radev, (Erişim Tarihi: 15.11.2021).
[3] Ulusal Meclise bu seçimle ilk kez giren Canlanma Partisi yüzde 5 oranında oyla 13 sandalye ve Demokratik Bulgaristan Partisi de yüzde 6 oranında oyla 17 sandalye kazanmıştır.