Tarih:

Paylaş:

Bereket, Güzellik, Bilgelik ve Yüceliğin Başkenti Aşkabat

Benzer İçerikler

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

Bu yıl, Türkmenistan’ın başkenti Aşkabat’ın kuruluşunun 140. yıldönümüdür. Aşk ve Ak şehri olarak bilinen Aşkabat’ı tek bir sıfatla tanımlamak, tarif etmek mümkün değildir. Zira Aşkabat, bir başkentin çok daha ötesinde bir anlam ve öneme sahip. Sadece geçmiş ve bugünün değil; geleceğin de başkentidir. “Asya’nın Mercanı” olarak da kabul edilen Aşkabat, yedi temel özelliğiyle ön plana çıkmaktadır.

Birincisi Aşkabat’ın “Güzelliğin Başkenti” olmasıdır. Çölün ortasında adeta bir ak gül bahçesi olarak kabul edilen Aşkabat, Ahal Tekelerin ve Alabayların koşuşturduğu yeşil bir vahadır. Ayrıca Aşkabat, 1948 yılında yaşanan doğal afet sonrasında Asya’nın ve dünyanın küllerinden yeniden doğmuş bir Zümrüd-ü Anka gibidir. Bu anlamda şehrin beyaz yeleli bir Ahal Teke’si olduğu söylenebilir. Aşkabat, bembeyaz bir şehirdir. Bu özelliği sayesinde gündüzleri ve ışıklandırılmasıyla geceleri parlamaya devam eden bir çolpan yıldızıdır. Nitekim bu özelliğinden ötürü şehir, 2013 yılında Guinness Rekorlar Kitabı’na girmiştir.

Güzelliğiyle ilham kaynağı olan Aşkabat, Türkmenistan Cumhurbaşkanı Sayın Gurbangulı Berdimuhamedov’un da dediği gibi “dağlarından güç alınan” bir vatandır. Güzelliği ve doğallığının yanı sıra tarihine olan bağlılığı ve ortaya koyduğu yetenekleriyle Aşkabat, geleceğe olan güvenin ve barışa olan katkının adıdır.

Türkmenistan’ın başkenti, insan için uçsuz bucaksız Asya topraklarında köklere dönüşü temsil etmektedir. Kısacası Aşkabat, güzelliği tüm dünya tarafından kıyamete kadar tescil edilmiş olan tüm güzelliklerin başkentidir.

İkincisi, Aşkabat’ın “Aşkın Başkenti” olarak ön plana çıkmasıdır. Zaten çöl ve Türkmen’in yüce aşkının bir diğer adıdır. Türkmen’in “Vatan Aşkı”nın sembolüdür.  Birlik ve beraberlik hamurunun yoğrulduğu, toyların, sevgi, dostluk ve ebedi barışın ön plana çıktığı simge bir şehirdir.

Üçüncüsü, Aşkabat’ın “Kültür, Sanat, Spor ve Edebiyatın Başkenti” olarak anılmasıdır. Zira Aşkabat’ın bir diğer özelliği, güzel melodilerin yankılandığı eski çağlara dayanan Nisa Antik Kenti ve Antik Part (Parthia) gibi büyük medeniyetlerinin mirasını yaşatmaya devam eden bir kültür başkenti olmasıdır.

Ayrıca Türkmen halıları dünyanın gözdesidir. Yüzyıllardır aşkın, duyguların ilmik ilmik dokunduğu el emeği, göz nuru Türkmen halılarının ilham kaynağı olan Aşkabat, büyük Türkmen şair Mahtumkulu Firaki’nin kelimeleriyle ruh verdiği edebi aşkı yansımaktadır.

Diğer yandan 5. Asya Oyunları, Dünya Halter Şampiyonası ve bisiklet yarışları başta olmak üzere Aşkabat, spor, kültür ve bilim gibi birçok etkinliğe ev sahipliği yapmaktadır. Bu konularda önemli adımlar atan Aşkabat, eğitime yaptığı yatırımlarla bilgeliği ve aklı, “bahtın ışığı” olarak kabul ettiğini göstermektedir.

Dördüncüsü, Aşkabat’ın “Ekonominin, Refahın ve Sosyal Devlet Anlayışının Başkenti” olmasıdır.Altyapı, enerji ve su sorunlarını çözen Aşkabat, Asya’nın modern ve gelişmiş yüzünü tüm dünyaya yansıtmaktadır. İpek Yolu gibi tarihi bir güzergahta bulunan Türkmenistan’ın başkenti, modern karayollarının inşa edildiği kuzey-güney, doğu-batı güzergahlarında transit koridorların merkezlerinden biridir. Dolayısıyla TAPI, TAP ve Lapis Lazuli gibi enerji, taşımacılık ve ulaşım hatları projeleriyle Aşkabat, bölgenin enerji başkentlerinden biridir.

Doğalgaz rezervleri açısında dünyanın en zengin ülkelerinden biri olan Türkmenistan, diğer ülkelerle yaptığı anlaşmalar çerçevesinde enerji tedariki konusunda yükümlülüklerini sorunsuz bir şekilde yerine getirmektedir. Bu açıdan doğalgaz hatlarıyla bir enerji merkezine dönüşen Aşkabat, arz güvenliğiyle de uluslararası toplum tarafından saygın bir aktör olarak kabul edilmektedir.

Türkmen tarihi ve geleneksel kültürüyle birlikte moderniteyi yansıtan mimarisinin yanı sıra Türkmenistan’da yüksek teknolojiyle güçlendirilmiş sağlık sistemi tesis edilmektedir. Dahası Sayın Berdimuhamedov liderliğinde teşvik edilen sosyal faaliyetleriyle Türkmenistan’ın insanı merkeze aldığını söylemek mümkündür. Bu açıdan bakıldığında Aşkabat; sıhhatin, huzurun, mutluluğun ve konforlu yaşamın mekanıdır.

Beşincisi, Aşkabat’ın “Siyasetin Başkenti” olarak dikkat çekmesidir. Hiç kuşkusuz, eşitlikçi, tarafsız ve yapıcı tutumu Aşkabat’ı bir barış başkentine dönüştürmüştür. Asya’nın kalbi ve aklı olarak görülen Aşkabat, özellikle dünyada çatışmaların arttığı bir dönemde, insanlığa en yararlı ilacı; yani “barışı” sunmaktadır.

Türkmenistan’ın benimsediği Daimi Tarafsızlık Statüsü, Aşkabat’ı uluslararası bir işbirliği merkezi haline getirmiştir. Ayrıca mevzubahis özellik, Aşkabat’ın saygınlığını daha da arttırırken; yaşanan jeopolitik gelişmelerde dikkate alınması gereken bir aktör olduğu gerçeğini tüm dünyaya kabul ettirmiştir. Sadece devletlerle olan ilişkilerinde değil; uluslararası örgütlerde de önemli bir saygınlığa sahip olan Aşkabat, özellikle Birleşmiş Milletler (BM) nezdinde değerli bir aktördür.

Bu hususu teyit eden son gelişmelerinden biri de Cumhurbaşkanı Sayın Berdimuhamedov’un 2019 yılındaki önerisiyle 2021 yılının “Uluslararası Barış ve Güven Yılı” ilan edilmesidir. Dolayısıyla Aşkabat, barış siyasetinin başkentidir.

Altıncısı ise Aşkabat’ın “Geleceğin Başkenti” olmasıdır. İnsanlık tarihinde belirli dönemler, kırılmalar ve burada ön plana çıkan şehirler, başkentler vardır. Örneğin İstanbul, Kahire, Bağdat, Şam, Paris, Semerkant vb. gibi. Bunlar dünya medeniyetinin, kültürünün, biliminin, sanatının, teknolojisinin ve siyasetinin şekillendiği, insanlığa yön veren, güç veren tüm dünyanın başkentleri olmuşlardır.

Her defasında küllerinden yeniden doğan Ak Aşkabat’ın yakın geleceğin önemli başkentlerinden biri olacağı söylenebilir. Çünkü tarih, Türkmen başkentine böyle bir misyon yüklemektedir.

Yedincisi de Aşkabat’ın “Bilge Liderliğin Başkenti” olmasıdır. Bugünkü “Aşkabat Mucizesi”nin altında yatan en büyük faktör, hiç kuşkusuz Cumhurbaşkanı Sayın Berdimuhamedov’dur. Onun bilgi birikimi, misyonu, anlayışı, tecrübesi, edebi kimliği, Türkmen’in tarihinden ve kültüründen beslenen düşünceleri, sportmen ahlakı ve en önemlisi Aşkabat’ın ruhuyla özdeşleşmiş vizyoner liderliği, Türkmenistan’ı dünyada saygı duyulan bir ülke haline getirmiş ve geleceğin başkenti olan Aşkabat’ın temellerini atmıştır.

Ona inanan ve onun vizyon ve misyon anlayışına uygun şekilde hareket eden güçlü ekibi de Cumhurbaşkanı Sayın Berdimuhamedov’un ferasetli liderliğini bir kez daha teyit etmektedir.

Ayrıca liderine bağlı, ona sonuna kadar güvenen, güçlü Aşkabat inşasına gönlünü veren Türkmen halkı da Türkmenistan’ın gerçekleştirdiği atılımlardaki en önemli itici güçtür. Türkmenlerin inancı, duası, desteği ve güveni bundan sonraki süreçte geleceğin Aşkabat’ının gelişimi için en büyük motivasyon ve güç kaynağı olmaya devam edecektir.

Prof. Dr. Mehmet Seyfettin EROL
Prof. Dr. Mehmet Seyfettin EROL
1969 Dörtyol-Hatay doğumlu olan Prof. Dr. Mehmet Seyfettin Erol, Boğaziçi Üniversitesi (BÜ) Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden 1993 yılında mezun oldu. BÜ’de 1995 yılında Yüksek Lisans çalışmasını tamamlayan Erol, aynı yıl BÜ’de doktora programına kabul edildi. Ankara Üniversitesi’nde doktorasını 2005’de tamamlayan Erol, 2009 yılında “Uluslararası İlişkiler” alanında doçent ve 2014 yılında da Profesörlük unvanlarını aldı. 2000-2006 tarihleri arasında Avrasya Stratejik Araştırmaları Merkezi (ASAM)’nde görev yapan Erol, ASAM’ın Genel Koordinatörlük görevini de bir dönemliğine yürütmüştür. 2009 yılında Stratejik Düşünce Enstitüsü’nün (SDE) Kurucu Başkanlığı ve Yönetim Kurulu Üyeliği görevlerinde bulundu. Uluslararası Strateji ve Güvenlik Araştırmaları Merkezi (USGAM)’nin de kurucu başkanı olan Prof. Erol, Yeni Türkiye Stratejik Araştırmalar Merkezi (YTSAM) Uluslararası İlişkiler Enstitüsü Başkanlığını da yürütmektedir. Prof. Erol, Gazi Üniversitesi Stratejik Araştırmalar Merkezi (GAZİSAM) Müdürlüğü görevinde de bulunmuştur. 2007 yılında Türk Dünyası Yazarlar ve Sanatçılar Vakfı (TÜRKSAV) “Türk Dünyası Hizmet Ödülü”nü alan Prof. Erol, akademik anlamdaki çalışmaları ve medyadaki faaliyetlerinden dolayı çok sayıda ödüle layık görülmüştür. Bunlardan bazıları şu şekilde sıralanabilir: 2013 yılında Çağdaş Demokratlar Birliği Derneği tarafından “Yılın Yazılı Medya Ödülü”, 2015 yılında “APM 10. Yıl Hizmet Ödülü”, Türkiye Yazarlar Birliği (TYB) tarafından “2015 Yılın Basın-Fikir Ödülü”, Anadolu Köy Korucuları ve Şehit Aileleri “2016 Gönül Elçileri Medya Onur Ödülü”, Yörük Türkmen Federasyonları tarafından verilen “2016 Türkiye Onur Ödülü”. Prof. Erol’un 15 kitap çalışması bulunmaktadır. Bunlardan bazılarının isimleri şu şekildedir: “Hayalden Gerçeğe Türk Birleşik Devletleri”, “Türkiye-AB İlişkileri: Dış Politika ve İç Yapı Sorunsalları”, “Avrasya’da Yeni Büyük Oyun”, “Türk Dış Politikasında Strateji Arayışları”, “Türk Dış Politikasında Güvenlik Arayışları”, “Türkiye Cumhuriyeti-Rusya Federasyonu İlişkileri”, “Sıcak Barışın Soğuk Örgütü Yeni NATO”, “Dış Politika Analizinde Teorik Yaklaşımlar: Türk Dış Politikası Örneği”, “Krizler ve Kriz Yönetimi: Aktörler ve Örnek Olaylar”, “Kazakistan” ve “Uluslararası İlişkilerde Güncel Sorunlar”. 2002’den bu yana TRT Türkiye’nin sesi ve TRT Radyo 1 (Ankara Radyosu) “Avrasya Gündemi”, “Stratejik Bakış”, “Küresel Bakış”, “Analiz”, “Dosya”, “Haber Masası”, “Gündemin Öteki Yüzü” gibi radyo programlarını gerçekleştirmiş olan Prof. Erol, TRT INT televizyonunda 2004-2007 yılları arasında “Arayış”, 2007-2010 yılları arasında Kanal A televizyonunda “Sınır Ötesi” ve 2020-2021’de de BBN TÜRK televizyonunda “Dış Politika Gündemi” programlarını yapmıştır. 2012-2018 yılları arasında Millî Gazete’de “Arayış” adlı köşesinde dış politika yazıları yayımlanan Prof. Erol’un ulusal-uluslararası medyada çok sayıda televizyon, radyo, gazete, haber siteleri ve dergide uzmanlığı dahilinde görüşlerine de başvurulmaktadır. 2006-2018 yılları arasında Gazi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde ve Ankara Üniversitesi Latin Amerika Araştırmaları Merkezi’nde (LAMER) de dersler veren Prof. Erol, 2018’den bu yana Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde öğretim üyesi olarak akademik kariyerini devam ettirmektedir. Prof. Erol, 2006 yılından itibaren Ufuk Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde de dersler vermiştir. Prof. Erol’un başlıca ilgi ve uzmanlık alanları ve bu kapsamda lisans, master ve doktora seviyesinde verdiği derslerin başlıcaları şu şekilde sıralanabilir: “Jeopolitik”, “Güvenlik”, “İstihbarat”, “Kriz Yönetimi”, “Uluslararası İlişkilerde Güncel Sorunlar”, “Türk Dış Politikası”, “Rus Dış Politikası”, “ABD Dış Politikası”, “Orta Asya ve Güney Asya”. Çok sayıda dergi ve gazetede yazıları-değerlendirmeleri yayımlanan Prof. Erol’un; “Avrasya Dosyası”, “Stratejik Analiz”, “Stratejik Düşünce”, “Gazi Bölgesel Çalışmalar”, “The Journal of SSPS”, “Karadeniz Araştırmaları gibi” akademik dergilerde editörlük faaliyetlerinde bulunan Prof. Erol, “Bölgesel Araştırmalar”, “Uluslararası Kriz ve Siyaset Araştırmaları”, “Gazi Akademik Bakış”, “Ege Üniversitesi Türk Dünyası İncelemeleri”, “Ankara Uluslararası Sosyal Bilimler”, “Demokrasi Platformu” dergilerinin editörlüklerini hali hazırda yürütmekte, editör kurullarında yer almaktadır. 2016’dan bu yana Ankara Kriz ve Siyaset Araştırmaları Merkezi (ANKASAM) Kurucu Başkanı olarak çalışmalarını devam ettiren Prof. Erol, evli ve üç çocuk babasıdır.