12 Mart 2022 tarihinde Türkmenistan’da “Siyasetin Gençleşmesi” hedefi doğrultusunda düzenlenen erken seçimler, dönemin Türkmenistan Cumhurbaşkanı Sayın Gurbangulı Berdimuhamedov’un büyük bir demokratik olgunluk göstergesi olarak tarihteki yerini şimdiden almıştır. Bu kapsamda söz konusu seçimler, Türkmenistan Demokrat Partisi’nin zaferiyle neticelenmiş ve Türkmen halkı yeni lideri olarak gördüğü Sayın Serdar Berdimuhamedov’u Türkmenistan Cumhurbaşkanı seçmiştir.
Türkmen siyasetindeki bu yeni dönem, ülkenin dış politikasında birtakım değişikliklerin yaşanıp yaşanmayacağı sorusunu beraberinde getirmiştir. Ancak hayata geçirilen politikalardan ve verilen mesajlardan, Aşkabat’ın dış politika yaklaşımında geçmişin birikimini reddetmeyen barışçıl bir yaklaşımı benimsediği anlaşılmaktadır. Yani Türkmenistan dış politikasında bir süreklilik söz konusudur. Dolayısıyla Türkmenistan’da gerçekleşen dönüşüm, siyasetin gençleşmesi ve ülkeye yeni bir dinamizm katılması şeklinde yorumlanabilir. Türkmenistan’ın 1995 senesinde kabul ettiği “Daimi Tarafsızlık Statüsü”ne uygun bir şekilde Türkmen halkının refahını önceleyen ve diğer devletlerle işbirliğini esas alan barışçıl ve çok vektörlü-yönlü dış politika anlayışını devam ettireceği ifade edilebilir.
Bilindiği gibi Türkmenistan, “Daimi Tarafsızlık Staütsü”nü benimseyerek aslında henüz bağımsızlığının ilk yıllarında Avrasya jeopolitiğinde yaşanacak güç mücadelelerini öngörmüş ve kaos senaryolarının en mühim panzehiri olan işbirliğine dayalı yapıcı bir dış politika anlayışını benimsemiştir. Bu barışçıl yaklaşım, 2006 yılından itibaren halihazırda Türkmenistan Milli Konseyi Halk Maslahatı Başkanı olan Ekselansları Sayın Gurbangulı Berdimuhamedov’un vizyoner liderliğinde yürütülen aktif tarafsızlık politikasıyla birlikte Türkmenistan’ın uluslararası arenada güvenlik ve barışı teşvik eden saygın bir devlet olarak kabul edilmesini beraberinde getirmektedir.
Krizler karşısında ön alıcı bir yaklaşım sergileyen ve uluslararası politikaya bir rekabet alanı olarak bakmaktan ziyade; işbirliklerini ön plana çıkarmayı tercih eden Sayın Berdimuhamedov, daha yaşanılabilir bir dünyanın inşasına yönelik yoğun çaba sarf etmektedir. Zira Türkmen lider, yalnızca barışa giden pratik işbirliklerini ortaya koymamış; aynı zamanda uluslararası ilişkiler alanındaki barış çalışmalarına “Diyalog barışın teminatıdır.” şiarı üzerinden şekillenen ve bölgesel-küresel işbirliklerini önceleyen yeni bir teorik yaklaşım da getirmiştir.
Devletlerin egemenliklerine, toprak bütünlüklerine ve bağımsızlıklarına saygıyı esas alan bu kuramsal perspektif, çok vektörlü-yönlü dış politika anlayışı üzerinden şekillenen iyi komşuluk ilişkileri çerçevesinde daha adil ve daha güvenli bir dünyanın yaratılabileceği inancına dayanmaktadır. Ekselansları Sayın Berdimuhamedov, bu inanca ulaşmanın yol haritasını ise tüm devletlere yönelik bir çağrı niteliği taşıyan “Diyalog barışın teminatıdır.” sözüyle formüle etmektedir.
Bu anlamda Sayın Berdimuhamedov; Niccolo Machiavelli, Edward Hallett Carr ve Thomas Hobbes gibi realist düşünürlerin insanı doğası gereği kötü kabul eden ve bu nedenle de insanlar tarafından yönetilen devletlerin birbirleriyle olan münasebetlerinde savaşları kaçınılmaz gören perspektifin aksine; tüm ülkelerin kazan-kazan anlayışı doğrultusunda işbirliği geliştirebileceğini ve bu bağlamda bölgesel ve küresel barış ortamının tesis edilebileceğini savunan, insanlığı merkeze alan idealist yaklaşıma sahip bir lider olarak karşımıza çıkmaktadır. Bir diğer ifadeyle Sayın Berdimuhamedov, “İnsan, insanın kurdudur.” diyen Hobbes’un aksine; “İnsan, insanın dostudur.” demektedir. Sayın Berdimuhamedov’un bu idealist duruşu, barış arayışlarına da yeni bir kuramsal perspektifle katkı sunmaktadır.
Söz konusu perspektif, Büyük Türkmen şairi Mahtumkulu Firaki’nin Türkmenlerin birliği üzerine kullandığı “İhtilaflar ayırır ili dirlikten” sözlerinin evrensel barışa yönelik bir yorumunu içermektedir. Yani Sayın Berdimuhamedov, Firaki’nin barışı temsil eden ruhunu özümsemiş olan Türkmenin kucaklayıcı, hoşgörülü ve büyük medeniyet anlayışına uygun bir biçimde küresel barış için yoğun çaba harcamaktadır.
Ekselansları Sayın Berdimuhamedov’un barışçıl bir dünyanın inşasına yönelik faaliyetlerinin en somut örneklerinden biri de Türkmenistan’ın katkıları sayesinde 2021 senesinin “Uluslararası Barış ve Güven Yılı” olarak kabul edilmesidir. Bu yöndeki girişimleriyle Aşkabat, barış ve güvenliğin tesisi noktasında bilinç oluşturmaya odaklanmıştır. Üstelik Türkmenistan, bu bilincin aşılanması hususunda yalnızca sembolik adımlar atmakla kalmamıştır. Aşkabat, aktif krizler karşısında uyguladığı yapıcı politikalarla da tüm dünya için örnek teşkil etmektedir. Bu anlamda Türkmenistan’ın Afganistan politikasında attığı adımlar ve insanı merkeze alan kamu diplomasisi faaliyetleri, Sayın Berdimuhamedov’un bölgesel barışın mimarlarından biri olduğunu net bir şekilde gözler önüne sermektedir.
Bu noktada Türkmenistan’ın evrensel prensipler olmasına rağmen insanlığın unuttuğu değerleri savunan bir kale konumunda olduğu ve diyaloğu esas alan yaklaşımıyla arabuluculuk diplomasisinin merkezi şeklinde yorumlanabileceği söylenebilir.
Özellikle de içinde bulunduğumuz dünya koşullarında Türkmenistan’ın önemi çok daha iyi anlaşılmaktadır. Zira Türkmenistan, Sayın Berdimuhamedov’un insana yatırım yapan ve bir arada barış içinde yaşamayı amaçlayan yaklaşımı sayesinde tüm dünyaya örnek teşkil edecek sağduyulu bir siyaset yürütmektedir. Bu yaklaşımın, Türkmen halkı tarafından yeni lider olarak seçilen Sayın Serdar Berdimuhamedov tarafından da sürdürüleceği açıktır.
Aslında Sayın Gurbangulı Berdimuhamedov, diyaloğu barışın teminatı olarak gören yaklaşımıyla hem kendinden sonraki yöneticiler hem de diğer devletler için bir yol haritası oluşturmayı başarmıştır. Nitekim 11 Aralık 2021 tarihinde Uluslararası Tarafsızlık Günü sebebiyle düzenlenen “Barış ve Güven Politikası; Uluslararası Barışın, İstikrarın ve Kalkınmanın Temelidir” başlıklı konferansta yaptığı konuşması esnasında dönemin Türkmenistan Cumhurbaşkanı, sorunların çözümünde diplomasiye öncelik verilmesi gerektiğinin altını çizmiştir. Bu kapsamda Sayın Berdimuhamedov’un “Diyalog barışın teminatıdır.” ifadesi, tam manasıyla Türkmenistan dış politikasında kararlılık, süreklilik ve tutarlılığı ortaya koymaktadır. Ancak bununla sınırlı değildir. Zira Sayın Berdimuhamedov, tüm dünyaya, unutulmaya yüz tutan evrensel bir şiarı hatırlatmaktadır. Dolayısıyla Sayın Berdimuhamedov’un diyaloğu barışın teminatı olarak gören tavrı, bütün insanlığa yönelik yapıcı bir çağrı niteliği taşımaktadır.