Tarih:

Paylaş:

Bakü-Erivan Hattında Kalıcı Barış Arayışları

Benzer İçerikler

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

44 gün süren İkinci Karabağ Savaşı vesilesiyle Azerbaycan, işgal altındaki topraklarını azad etmiş ve 9 Kasım 2020 tarihinde imzalanan Moskova Deklarasyonu aracılığıyla taraflar arasında ateşkes anlaşması imzalanmıştır. Her ne kadar taraflar arasında ateşkes anlaşması imzalanmış olsa da yaklaşık 2,5 yıl geçmesine rağmen kalıcı barış anlaşması henüz imzalanabilmiş değildir.

Söz konusu durum ise tarafların yürüttükleri müzakerelere ve karşılıklı iyi niyete rağmen barış sürecini kırılganlaştırmaktadır. Özellikle de Ermeni siyasetinde muhalefette yer alan ve işgal yanlısı tutumuyla bilinen Karabağ Klanı ile Ermeni Ordusu içerisindeki milliyetçi kesimlerin zaman zaman bazı provokasyonlarda bulundukları bilinmektedir. Bu yüzden de dönem dönem sınır çatışmalarının yaşandığı görülmektedir. Nitekim son olarak 2023 yılının Mart ayının ilk günlerinde tarafların sınır bölgelerinde askeri hareketlilik yaşandığı görülmüştür. Bu da tarafların yeniden savaşacakları yönünde birtakım kaygıların gündeme gelmesine yol açmıştır.

Bu noktada belirtmek gerekir ki; tüm zorluklara rağmen taraflar, yeni bir savaş istememektedir. Meseleye Erivan’ın perspektifinden bakıldığında Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan, Karabağ’da uzun yıllar devam eden işgalin Erivan’ın uluslararası toplumdan tecrit edilmesine neden olduğunun farkındadır. Batı yanlısı görüşleriyle ön plana çıkan Paşinyan, bu sebeple bölgede kalıcı barışın tesis edilmesini istemekte ve bölgedeki normalleşme süreçlerinin Ermenistan’ın dünyayla sağlıklı ilişkiler kurmasını kolaylaştıracağını düşünmektedir.

Nitekim Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan, sosyal medya sitesi Twitter’daki resmi hesabından yaptığı açıklamada Ermenistan ile Azerbaycan arasında barış anlaşmasının imzalanacağını, bölgede tansiyonun yeniden yükselmeyeceğini ve uluslararası toplumun bu süreci desteklemesi gerektiğini dile getirmiştir.[1]

Bakü yönetimi ise sahada elde ettiği kazanımlarına en temelde uluslararası hukuka uygun bir şekilde ulaşmıştır. Bu başarının diplomasi masasına da yansımasını isteyen Bakü yönetimi, yeni bir savaş arayışı içerisinde değildir. Bu yüzden de Azerbaycan Cumhurbaşkanı Sayın İlham Aliyev, gerilimin tırmandığı süreçte dahi yapıcı açıklamalarda bulunmuştur. 10. Küresel Bakü Forumu’nda konuşan Sayın Aliyev, “Şimdi artık barış yapma zamanı. Barışçıl müzakereler yapmak için Kasım 2020’de girişimde bulunduk. Beş ana ilke var ve bunlar Ermenistan ile barış anlaşmasının temelini oluşturabilir.” demiştir.[2]

Bölgenin bir an önce normalleşmesinin enerji ve lojistik güzergahlar başta olmak üzere pek çok konuda Azerbaycan’ın çıkarına olduğu açıktır. Ancak bölgedeki normalleşme süreçlerinin neticelenmesi, yalnızca Azerbaycan’ın değil; Ermenistan’ın da koridorlar noktasında jeopolitik ve jeoekonomik önemini arttıracaktır.

Öte yandan taraflar arasında kalıcı barışın teşkil edilmesine ilişkin gelişmelerde Batı’nın ve Rusya’nın yaklaşımlarının da önem arz ettiği öne sürülebilir. İlk olarak Rusya’dan bahsetmek gerekirse, Moskova yönetiminin Rus Barış Gücü’nün Karabağ’daki varlığından memnuniyet duyduğu, yeni bir çatışma istemediği söylenebilir. Dahası Ukrayna’daki savaş devam ederken; Kremlin’in post-Sovyet alandaki yeni bir çatışmaya odaklanmak istemeyeceği de iddia edilebilir. Zaten bu yüzden de 23 Mart 2023 tarihinde Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Maria Zaharova, Bakü ile Erivan arasındaki müzakerelerin yeniden başlatılması için taraflara çağrıda bulunacağını açıklamıştır.[3] Dolayısıyla barış süreçlerinin önünde Rusya faktörüne bağlı bir engelin olduğunu iddia etmek gerçekçi bir yaklaşım olmayacaktır.

Esasen Batı boyutunda da benzer bir durum vardır. Özellikle de Rusya-Ukrayna Savaşı’nın ardından yaşanan enerji krizi, Kafkasya’daki normalleşme beklentilerini arttırmıştır. Bilhassa Kuzey Koridoru’nun tıkanmasının akabinde Orta Koridor’un ehemmiyeti belirginleşmiş ve Orta Asya-Hazar Denizi-Kafkasya-Balkanlar-Avrupa rotası, enerji ve lojistik bakımından en düşük maliyetli, en kısa ve en güvenli güzergahlardan biri haline gelmiştir.

Tahmin edileceği üzere, bölgedeki güvenlik durumunun sürdürülebilirliği Batı açısından elzemdir. Zaten bu yüzden de yine 23 Mart 2023 tarihinde Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Azerbaycan ile Ermenistan’ın yakın gelecekte barış anlaşması imzalayabileceğini ifade etmiştir. Konuya ilişkin açıklamasında ABD Dışişeri Bakanı, “Bence bir fırsat var. Abartmak istemiyorum. Ancak bir barış anlaşmasının fiilen tamamlanmasını sağlayacak bir fırsatın bulunduğunu görüyorum.” cümlelerini kurmuştur.[4] Bu da ABD’nin kalıcı barışa ulaşılmasını desteklediği şeklinde yorumlanabilir.

Şüphesiz Zaharova ile Blinken’in açıklamalarının aynı gün içerisinde yapılmış olması, Karabağ’da kalıcı barışın teşkil edilmesi noktasında büyük güçler arasında da bir konsensüs oluştuğuna işaret etmektedir. Bu durum, Bakü ve Erivan yönetimlerinin yapıcı tavrıyla birlikte değerlendirildiğinde ise yakın gelecekte kalıcı barış anlaşmasının imzalanabileceği düşünülebilir.

Sonuç olarak İkinci Karabağ Savaşı’nın üzerinden geçen yaklaşık 2,5 yıllık süreçte kalıcı barış anlaşmasının imzalanmamış olması, her ne kadar ateşkes anlaşmasını kırılganlaştırsa ve çeşitli dönemlerde bölgede sınırlı düzeyde de olsa çatışmalar yaşansa da hem Azerbaycan hem de Ermenistan, savaş değil; barış isteyen tutumuyla ön plana çıkmaktadır. Üstelik Rusya ve ABD’den gelen mesajlar, uluslararası konjonktürün de Karabağ Sorunu’nun nihayete erdirilmesi açısından uluslararası konjonktürün uygun olduğunu gözler önüne sermektedir.


[1] “Новой эскалации не будет: Пашинян подчеркнул важность поддержки международного сообщества в вопросе мирного договора”, Armen Press, https://armenpress.am/rus/news/1107064.html, (Erişim Tarihi: 24.03.2023).

[2] “Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev: Şimdi Artık Barış Zamanı”, Hürriyet, https://www.hurriyet.com.tr/dunya/azerbaycan-cumhurbaskani-aliyev-simdi-artik-baris-zamani-42231529, (Erişim Tarihi: 24.03.2023).

[3] “В МИД России призвали Армению и Азербайджан возобновить переговоры”, Report.az, https://report.az/ru/vneshnyaya-politika/v-mid-rossii-prizvali-armeniyu-i-azerbajdzhan-vozobnovit-peregovory/, (Erişim Tarihi: 24.03.2023).

[4] Aynı yer.

Dr. Doğacan BAŞARAN
Dr. Doğacan BAŞARAN
Dr. Doğacan BAŞARAN, 2014 yılında Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden mezun olmuştur. Yüksek lisans derecesini, 2017 yılında Giresun Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı’nda sunduğu ‘’Uluslararası Güç İlişkileri Bağlamında İkinci Dünya Savaşı Sonrası Hegemonik Mücadelelerin İncelenmesi’’ başlıklı teziyle almıştır. Doktora derecesini ise 2021 yılında Trakya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı‘nda hazırladığı “İmparatorluk Düşüncesinin İran Dış Politikasına Yansımaları ve Milliyetçilik” başlıklı teziyle alan Başaran’ın başlıca çalışma alanları Uluslararası ilişkiler kuramları, Amerikan dış politikası, İran araştırmaları ve Afganistan çalışmalarıdır. Başaran iyi derecede İngilizce ve temel düzeyde Farsça bilmektedir.