Analiz

Avrupa Parlamentosu Seçimleri: AB’nin Batı Balkanlar Politikasına Etkileri

AB, kendi güvenliği açısından istikrarlı bir Batı Balkanlar’a ihtiyaç duymaktadır.
AB, bütün bu genişleme sürecinde Batı Balkanlar’a önemli yatırımlar yapmıştır.
AB’ye üye olmaya en yakın Batı Balkanlar ülkesi ise Karadağ’dır.

Paylaş

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

2024 yılı Avrupa Parlamentosu Seçimleri, aşırı sağ partilerin yükselmesiyle epey ses getirmiştir. Söz konusu seçim sonuçlarının Avrupa Birliği’nin (AB) Batı Balkanlar politikasına etkileri merak konusu olmuştur.

AB’nin Balkan ülkelerini de içine alacak şekilde genişlemesi, 1990 yılında Yugoslavya’nın dağılmasının ardından gündeme gelmiştir. Yugoslavya’nın dağılmasıyla birlikte bölgede ortaya çıkan istikrarsızlık ve parçalanmışlık, bölgenin güvenliğini derinden etkilemiştir. Avrupa kıtasının güvenliği için önemli bir konumda bulunan Balkanlar’da istikrarsızlığı önleme görevi AB’ye düşmüştür. Dolayısıyla AB, bölgedeki istikrarı sağlamak ve demokratik reformları gerçekleştirmek amacıyla aktif bir rol oynamaya başlamıştır. AB, bu amaçla 1999 yılında İstikrar ve Ortaklık sürecini başlatmıştır. Böylece bölgede AB standartlarına uygun şekilde reformlar gerçekleştirilebilmesinin önü açılmıştır.

2003 yılına gelindiğinde Selanik Zirvesi’nde AB dışişleri bakanlarının aldıkları kararla Batı Balkanlar’ın “Avrupa’nın bir parçası” olduğu bildirilmiştir. Ayrıca bu zirvede Batı Balkanlar’ın Kopenhag Kriterleri’ni yerine getirmesiyle birlikte AB’ye alınmaya başlanacağı da kararlaştırılmıştır. Batı Balkanlar’da yer alan Hırvatistan, Sırbistan, Kosova, Arnavutluk, Kuzey Makedonya ve Karadağ Kopenhag kriterlerini yerine getirebilmek için hızla reform sürecine girmişlerdir. Hırvatistan bu reform sürecini en erken tamamlayan ülke olmuş ve 2013 yılında AB’ye tam üye olarak katılmıştır.[1]

Batı Balkanlar’daki AB genişlemesi süreci, çeşitli zorluklarla ve gecikmelerle karşı karşıya kalmaktadır. Her ülkenin kendi iç reformları tamamlaması, yolsuzlukla mücadele etmesi ve bölgesel sorunların çözümü konularında ilerleme kaydetmesi gerekmektedir. Bunun yanı sıra Kosova’nın statüsü, bölgedeki AB entegrasyon sürecini etkileyen önemli bir konudur. Kosova’nın bağımsızlığını tanıyan ve tanımayan ülkeler arasında görüş ayrılıkları bulunmaktadır. Özellikle Sırbistan, Kosova’nın kendi toprakları olduğunu iddia ettiği için bu konuda sorun çıkarmaktadır. Günümüzde ise AB’ye üyelik müzakereleri hâlâ devam etmektedir. AB’ye üye olmaya en yakın Batı Balkanlar ülkesi ise Karadağ’dır.

Son Avrupa Parlamentosu Seçimlerinde aşırı sağ partilerin yükselişi AB’nin Batı Balkanlar siyasetini de önemli ölçüde etkileyebilir. Aşırı sağın yükselmesinde her ne kadar son yıllarda yükselen göçmen sayısı etkili olsa da bununla bağlantılı olarak terörizm faktörü de göz ardı edilmemelidir. Oluşan güvensizlik ortamı, içeride aşırı sağ partilerin yükselmesine neden olmuştur. Batı Balkanlar, Avrupa’nın güvenliği için jeopolitik açıdan önemli bir konumda bulunmaktadır. Ortadoğu’dan gelen göçmenler için adeta bir tampon bölgedir. Ayrıca heterojen bir nüfusa sahip olan Balkan coğrafyası üzerinde Rusya’nın da etkisi büyüktür. Özellikle Rusya’nın Sırbistan ve Sırp milliyetçileri üzerindeki etkisi, Kosova ile Sırbistan arasındaki meseleyi daha da derinleştirmektedir.

Halihazırda Ukrayna’yla savaşta olan Rusya, güvenlik olarak Avrupa’yı tehdit etmektedir. Dolayısıyla Avrupa’nın güvenliği açısından Batı Balkanlar’daki genişlemesini sürdürmesi önemli görünmektedir. Nitekim Belçika’nın Karadağ ve Sırbistan Büyükelçisi Cathy Buggenhout, bu güvenlik endişesini ve AB’nin Batı Balkanlar’a genişlemesinin gerekliliğini Avrupa Parlamentosu Seçimlerinden sonra verdiği röportajda belirtmiştir. Yine aynı röportajında AB’nin Batı Balkanlar genişlemesiyle ilgili olarak bunun zaten siyasi olarak AB tarafından onaylandığı ve bu sürecin durmayacağını belirtmiştir. Ayrıca aynı değerlerin paylaşılması ve bu değerlere saygı duyulması konusuna dikkat çekerek “AB’nin değerlerini” Batı Balkan ülkelerine hatırlatmıştır. [2]

AB, bütün bu genişleme sürecinde Batı Balkanlar’a önemli yatırımlar yapmıştır. Bu yatırımların nedeni ülkelerin reform sürecine destek olmaktır. Böylece ülkeler ekonomik anlamda daha kolay geçiş sağlayacaktır. Bunun yanı sıra bölgesel işbirliğini teşvik ederek siyasi diyalog kanallarını güçlendirmeyi hedeflemektedir. Bu da ülkeler arasındaki karşılıklı güvenin artması noktasında önemli bir teşviktir. Ayrıca çeşitli eğitim programları kapsamıyla bilgi ve kültürel etkileşim alanlarını genişletmeyi hedefleyerek ortak değerler çerçevesinde bir alan inşa etmeye çalışmaktadır.

AB’nin 1999’dan bu yana Batı Balkanlar’ı Avrupa değerlerine entegre etmek için gösterdiği çaba yadsınamaz. Bilhassa güvenliği açısından önem arz eden bir bölge olması, gösterdiği uğraşın önemini gözler önüne sermektedir. AB’nin Balkanlar’daki genişleme süreci, bölgenin Avrupa’ya entegrasyonunu ve kendi güvenliği açısından uzun vadeli istikrarını sağlamayı amaçlamaktadır. Ancak Batı Balkanlar’da devam eden siyasi ve ekonomik istikrarsızlıklar, AB’nin genişlemesi sürecini zora sokmaktadır. Bunun yanı sıra son gerçekleşen Avrupa Parlamentosu Seçimlerinin sonuçları, “Acaba AB, Batı Balkanlar’da hâlâ genişlemeye istekli mi?” sorusunu gündeme getirmiştir. Ancak görünen o ki AB kendi güvenliği açısından istikrarlı bir Batı Balkanlar’a ihtiyaç duymaktadır. Üyelik süreci birçok ülkenin iç ve dış dinamiklerine bağlı olarak sonuçlanmasa da AB müzakerelere devam ederek Batı Balkanlar’ı kontrol altında tutmak zorundadır.


[1] “AB’nin yeni genişleme hedefi Batı Balkanlar”, AA, https://www.aa.com.tr/tr/analiz/ab-nin-yeni-genisleme-hedefi-bati-balkanlar/1789272, (Erişim Tarihi: 15.06.2024).

[2] “(EWB Interwiew ) Buggenhout: EU enlargement is politically agreed, and no one will stop it.”, European Western Balkans, https://europeanwesternbalkans.com/2024/06/14/ewb-interview-buggenhout-eu-enlargement-is-politically-agreed-and-no-one-will-stop-it/, (Erişim Tarihi: 15.06.2024).

Havanur ÖLMEZ
Havanur ÖLMEZ
Havanur Ölmez, 2022 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden mezun olmuştur. 2023 yılında Ankara Üniversitesi Türk İnkılap Tarihi Enstitüsü Balkan Çalışmaları Anabilim Dalında yüksek lisans eğitimine başlamıştır. Şu anda tez döneminde bulunmakta olup “Ulusal Çıkar Bağlamında Türk-Yunan İlişkileri: 1930 İkamet, Ticaret ve Seyrisefain Antlaşması” başlıklı tez çalışmasını yürütmektedir. İyi derecede İngilizce ve başlangıç seviyesinde Yunanca bilmektedir. Başlıca ilgi alanları, Türk-Yunan ilişkileri, milliyetçilik çalışmaları, Türk ve Yunan dış politikalarıdır.

Benzer İçerikler