ANKASAM Uluslararası İlişkiler Uzmanı Doğacan Başaran, Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) bölgeyi şekillendirme girişimlerine itiraz eden üç devletin Suriye konusunda yan yana geldiğini söyleyerek Washington’un terör örgütü PYD’ye verdiği desteğin Türkiye-Rusya-İran üçlüsünü yakınlaştırdığını dile getirdi. Suriye’de kalıcı barışın inşa edilmesi amacıyla harcanan diplomatik çabaları değerlendiren Başaran, “Tahran Zirvesi’nde Türkiye’nin beklentileri ile İran ve Rusya’nın beklentilerinin farklılaştığı görüldü.” ifadesinde bulunarak İstanbul Zirvesi’nin tam da bu bağlamda önemli olduğuna dikkat çekti. Bu kapsamda Başaran “Tahran ve Moskova’nın Suriye’nin geleceğine ilişkin taleplerinin dengelenmesi açısından Ankara’yla benzer beklentilere sahip olan aktörlerin sürece dahil edilmesi gerekiyordu.” dedi. Ayrıca Başaran, İran’ın “Esad’sız bir çözüme yanaşmadığı için” zirveye davet edilmediğini de sözlerine ekledi.
Astana Süreci’nde olduğu gibi, İstanbul Zirvesi’nde de Washinton’un müzakereci olmadığını kaydeden Başaran, bölgesel düzeyde ABD’nin dengelendiğini dile getirdi. Ayrıca Başaran, ABD seçimleri yaklaşırken Trump’ın iç kamuoyuna yönelik attığı adımları da yorumladı. ABD Başkanı’nın kriz yaratıp kendi yarattığı krizleri çözmeye yönelik bir strateji geliştirdiğini söyleyen Başaran, ABD’nin İran’a yönelik yaptırımlarına karşı Türkiye’nin konumlanışını da değerlendirdi. Bu bağlamda Başaran, Türkiye-İran ilişkilerini ele alarak iki ülkenin hem kadim dost hem de jeopolitik birer rakip olduğunu ifade etti. Bu kapsamda Başaran, Ankara’nın Birleşmiş Milletler (BM) üzerinden bir karar çıkmadıkça yaptırımlara katılmayacağını dile getirdi.