Doğacan Başaran, Türkiye, Rusya ve İran’ın ABD tarafından bölgenin şekillendirilmesi talebine yükselen itiraz neticesinde bir araya geldiğini vurgulayarak Tahran Zirvesi’nde Türkiye’nin taleplerinin göz ardı edildiğini hatırlattı; süreç içinde Ankara’nın geri adım atmadığını ve İdlib mutabakatının da bu şekilde ortaya çıktığını belirtti. İstanbul Zirvesi’nde Avrupalı aktörleri sürece dahil eden Türkiye’nin, bu şekilde kendi diplomatik duruşunu da güçlendirdiğini ifade eden Başaran, zirve için “Beklentileri büyütmemek gerekir ama sembolik değeri yüksektir.” diye konuştu.
Başaran, Washington-Ankara ilişkileri ekseninde F-35 savaş uçakları ve S-400 füze savunma sistemleri meselesini, Trump’ın bir kriz yaratma stratejisi olarak değerlendirdi ve ABD Başkanı’nın önce sorunu yaratıp sonra çözerek kendi toplumuna “İyi diplomasi yapıyorum.” mesajı verdiğini dile getirdi. İstanbul Zirvesi’nde Suriye’nin demokratik bir anayasaya kavuşturulması ve bölgenin yeni bir dram ve mülteci akınının yaşanmasının engellenmesi konularının gündemde olacağını söyleyen Başaran, “Esad rejiminin Suriye’nin geleceğinde yeri olmadığı da zirve sonrası yayımlanacak bildiride ifade edilecektir.” dedi.
ABD’nin Orta Menzilli Nükleer Anlaşmadan çekilmesi noktasında ise Trump’ın dünyayı yeni soğuk savaşa hazırlamaya çalıştığını dile getiren Başaran, Vostok ve NATO tatbikatları hakkında da açıklamalarda bulundu ve söz konusu tatbikatların karşılıklı meydan okumalar olduğunu belirterek soğuk savaş reflekslerinin geri döndüğünü ve dünyanın çok kutuplu bir düzene evrildiğini söyledi.