Türkiye’den Bir Bakış: Özbekistan-Pakistan Liderleri Zirvesi, iki devlet arasında bölgesel barış ve refahın tesisi noktasında uzun vadeli işbirliğinin geliştirilmesi için yeni olanaklar yaratacaktır.
Özbekistan’ın yabancı ortaklarla ilişkilerini geliştirmesinde ülkenin diğer devletlerle olan diplomatik ve ekonomik münasebetleri ilerletme iradesi belirleyici olmaktadır. Bu bağlamda Dunyo Haber Ajansı’nın aktardığı habere göre, Özbekistan Cumhurbaşkanı Şevket Mirziyoyev ile Pakistan Başbakanı İmran Han’ın video konferans formatında gerçekleştirdiği 14 Nisan 2021 tarihli zirve dikkat çekicidir. Zirveyi Türk uzmanlar da yakından takip etmiştir.
Bu kapsamda Ankara Kriz ve Siyaset Araştırmaları Merkezi (ANKASAM) Başkanı Prof. Dr. Mehmet Seyfettin Erol’un önemli tespitlerde bulunduğu görülmektedir. Erol, söz konusu zirveyi, Özbekistan’ın aktif dış politikasının devamı olarak değerlendirmiş ve Pakistan’la geçmişten beri süren olumlu ilişkilerle temellendirmiştir. Ancak Erol’a göre, konu bundan ibaret değildir. Erol, aynı zamanda bahsi geçen zirveyi, Orta Asya ile Güney Asya bölgeleri arasındaki etkileşimin genişlemesine ivme kazandırmayı amaçlayan yeni ve mühim bir adım olarak nitelendirmiştir. Bu doğrultuda Erol, etkinliğin gündeminin ikili pratik ortaklık ve bölgesel etkileşim konularını içerdiğine dikkat çekerek bu zirvenin öneminin ikili ilişkilerin çok daha ötesine geçtiğini söylemiştir. Erol’a göre, esas önem arz eden mesele, Trans-Afgan Demiryolu Projesi’dir. Bu nedenle de ANKASAM Başkanı, Trans-Afgan Demiryolu Projesi’nin tanıtılmasına, karşılıklı ticaret hacminin artırılmasına, iki ülkenin önde gelen işletmeleri ve şirketleri arasındaki işbirliğinin genişletilmesine, hava trafiğinin yeniden başlatılmasına ve bölgeler arası temasların ve kültürel ve insani yardım faaliyetlerinin ön plana çıkarılmasına vurgu yapmaktadır.
Konuya ilişkin yaptığı değerlendirmede Erol, “Özbekistan ile Pakistan kendi bölgelerinde özel role sahip olan devletler olup; uluslararası ilişkilerin proaktif aktörleridir. İki devletin dış politikasına ve ekonomik potansiyeline dayanarak Özbekistan ve Pakistan’ın bölgelerindeki olumlu eğilimleri daha da güçlendirmek için önemli fırsatlara sahip oldukları söylenebilir. Bu yüzden de her iki devletin de uluslararası arenada kendi konumlarını merkezileştirecek stratejik ortaklar olduğuna inanıyorum.” demiştir. Buradan hareketle Erol, son zirvenin bölgesel barış ve refahı önceleyen çok yönlü işbirliğinin geliştirilmesi için yeni olanaklar yaratacağına inandığını ifade etmiştir.
Son olarak Erol, ANKASAM’ın Mayıs ayının ikinci yarısında Orta Asya ve Güney Asya’ya odaklanan terörle mücadele çabaları üzerine uluslararası bir bilimsel konferans düzenlemeyi planladığını duyurmuş ve Özbekistanlı think-tank temsilcilerini bu etkinlikte aktif rol almaya davet etmiştir.