ANKASAM Başkanı Prof. Dr. Mehmet Seyfettin EROL, 26 Temmuz 2019 tarihinde Kanal B Güncel programında dış politikadaki son gelişmeleri değerlendirdi.
Konuşmalarına ABD ile yaşanan F-35 Kriziyle başlayan Başkan Erol, Batı cephesinde değişen bir şey olmadığını belirterek, Amerika merkezli Türk-Batı ilişkilerine bakıldığında sürekli var olan bir krizin görüleceğini ifade etti. Krizin bir süre daha devam edebileceğini söyleyen Erol, bunun nedeninin konjonktürel olmadığını, burada yapısal bir mevzu olduğunu vurguladı. Anlaşılmayan hususun yapısal mevzunun olabileceğini söyleyen Erol, “Yapısal olarak bakıldığında sadece Türk-Amerikan ilişkileri ya da Türk Dış Politikası eksenli bir değişiklik değil doğrudan doğruya uluslararası sistemin yeniden inşa süreci ve burada aktörlerin yerini almasıyla ilgili bir evrilme mevcuttur. Bu inşa sürecinde haliyle aktörler arasında bir takım çıkar farklılıkları, uyuşmazlıklar da söz konusudur. Bu durum da her iki ülkenin iknası ya da müzakeresini oldukça zorlaştırmaktadır.” dedi.
Başkan Erol, ABD’nin yeni kurulan uluslararası sistemde Türkiye’ye kendisine göre bir rol vermek istediğini, fakat Türkiye’nin bu rolü kabullenmediğini dolayısıyla da Türk-Amerikan ilişkilerinde en temel de “bir tanım ve isim sorunu” olduğunun altını çizerek “Amerika buna göre Türk Dış Politikasını, Türkiye’nin tercihlerini ve Türkiye’deki sistem de dahil olmak üzere her şeyi kendisi belirlemek istiyor. Bu mümkün değildir. Zira 90’lı yılların ikinci yarısından itibaren farklı bir sürecin başladığı Türkiye de Amerika açısından bunun hayata geçirilmesi mümkün değildir.” ifadelerinde bulundu.
S-400 ve F-35’ler bağlamındaki son gelişmeleri de değerlendiren Erol, bu krizin yapısal bağlamdaki sorunu daha derinleştirici bir rol oynadığını öne sürerek “Türkiye’nin izlediği politikalar Amerika’yı daha fazla düşünmeye ve dikkatli adım atmaya zorluyor. Amerika son dakikaya kadar Türkiye’yi kaybetmemek için kendi içerisinde birtakım formüller geliştirmeye çalışmaktadır.” dedi.
Doğu Akdeniz’de süren sondaj çalışmalarının Türkiye-Avrupa Birliği ilişkilerine yansımasını değerlendiren Erol, Avrupa Birliği’nin artık cazibesini yitirdiğini vurgulayarak “Avrupa Birliği artık kendi değerleriyle savaşıyor. AB’nin güçlü bir ekonomi olmadığı 2008’den beri görülmekte artık sadece bir iki ülkenin başını çektiği birlik olarak varlığını sürdürmektedir.” dedi. “Arap Baharı’yla birlikte Avrupa’nın ‘Komşuluk Politikasının’ içinin bomboş olduğu ve ilk dalgada iflas ettiğini hepimiz gördük.” Diyen Erol Birliğin hem ekonomik hem de kültürel olarak çatırdağını öne sürdü. Bu bağlamda Avrupa Birliği’nin Türkiye’ye karşı samimi olmadığını ifade eden Erol, “artık Türkiye için Avrupa defterinin kapandığını” söyleyerek sözlerin noktaladı.
