ANKASAM Başkanı Prof. Dr. Mehmet Seyfettin Erol, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in toplamda 25 defa görüşme geçekleştirdiğini hatırlattı. İki ülkenin hassas ilişkiler kurduğunu vurgulayarak temasların sadece Suriye meselesiyle sınırlı kalmadığının altını çizen ve Putin’in “Avrasya’yı birlikte inşa edeceğiz.” mesajına dikkat çeken Erol, Türkiye ve Rusya’nın daha büyük bir çerçevede içinde ilişkilerin yürüttüğünü ifade etti.
Erol, Erdoğan’ın Rusya ziyaretinin önemini ABD’nin Suriye’den çekilmesiyle temellendirerek bölgede ortaya çıkan güç boşluğunu kimin dolduracağı sorusunun önemli olduğunu dile getirdi. Özellikle Türkiye’nin bölgede iç savaşa müdahil olmasıyla birlikte sürecin farklı bir seyir izlediği söyleyen Erol, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad ve İran yönetiminin yanında Rusya’nın da sürece dahil olmasıyla iç savaş noktasında bir denge sağlandığını belirtti ve söz konusu dengenin Washington’un aleyhine bozulduğuna işaret etti.
ABD’nin bölgede daha fazla savaşı devam ettirmek istemediğine dikkat çeken Erol “ABD’nin temel hedefi bu savaşı Rus ve Çin yakın çevrelerine taşımak.” dedi. Erol, ABD içinde 2 görüş olduğunu söyleyerek ABD’de Çin-Rus işbirliğini engellemek isteyenlerin yanı sıra Büyük Ortadoğu Projesi’ni (BOP) savunan bir kesim de olduğunu ifade etti. Türkiye’nin tüm bu gelişmeler karşısında bir denge politikası izlediğini söyleyen Erol, “Türkiye’nin çıkarları Rusya ile yakınlaşmayı gerektiriyorsa bir adım daha yakın olacak. Rusya tehdit oluşturuyorsa o zaman gerekirse bir savaşın eşiğine gelinecek.” sözlerini kaydetti.
Erol; Çin, Rusya, ABD gibi ülkelerin varlıklarını sürdürmek istiyorlarsa söz konusu coğrafyada Türkiye ile hareket etmeleri gerektiğinin altını çizdi ve konjonktürün Türkiye’ye bir manevra kabiliyeti sağladığını dile getirdi. Dolayısıyla Rusya’nın Tahran Zirvesi’ndeki tutumuna karşılık Türkiye’nin hamlelerinin sürecin ilerleyişindeki etkisini hatırlatan Erol, 23 Ocak’ta gerçekleşen Erdoğan-Putin görüşmesi hakkında öngörülerde bulunarak, “Rusların işi zor. Türkiye Fırat’ın doğusu noktasında bölgenin toprak bütünlüğüne saygı duyuyor ama şu an Esad’ın bu tehdidi bertaraf edebilecek noktada olduğunu düşünmüyor.” dedi. Rusya’nın bölgede Türkiye-ABD ikilisinin inisiyatif alması yerine yalnızca Türkiye’nin bölgedeki güvenli sahayı kontrol etmesini kabul edeceğini belirten Erol bundan sonrası itibariyle Türkiye’nin hem Irak’ın hem de Suriye’nin kuzeyini güven altına almasıyla Ankara-Moskova ilişkilerinin iki ülkenin de kendi çıkarlarını tehdit eden unsurlara karşı birlikte hareket edebilecek boyuta ulaşacağını dile getirdi.