ANKASAM Başkan Danışmanı Murat Güztoklusu, ABD’nin ve terör örgütleri PYD/PKK ile olan ilişkisini değerlendirerek Washington’un Türkiye’den vazgeçmediğini ama terörist gruplarla işbirliği yapmayı sürdürdüğünü dile getirdi. Suriye’nin su ve enerji kaynakları açısından oldukça elverişli olduğuna dikkat çeken Güztoklusu, ABD’nin hamlelerinde bölgedeki yatırımları da göz önünde bulundurduğunun altını çizdi. Fırat’ın doğusuyla ilgili hassas bir planlama yapmak gerektiğini ifade eden Güztoklusu, Ankara’nın doğrudan askeri harekatlardan ziyade devreye sokabileceği kozlar olduğunu söyleyerek ağırlığın daha çok siyasal ve toplumsal politikalara verilmesi gerektiğini savundu. Öte yandan Irak’ta bir çözüm için çeyrek asırdan beri en uygun koşulların oluştuğunu kaydeden Güztoklusu, referandum sonrası bölgede bir belirsizlik olduğunu ifade ederek “Türkiye’nin Irak’ta bir siyasal proje oluşturmaya ihtiyacı var.” dedi ve Irak’ın toprak bütünlüğü için Ankara’nın Kürt ve Türkmen kitlesiyle uyumlu bir şekilde çalışmalısı gerektiğini sözlerine ekledi. Güztoklusu, Irak’ta bölgesel barışın sağlanması için atılacak adımların başarılı olması halinde benzer bir modelin Suriye’de de uygulanabileceğini vurguladı.
Türkiye’de düzenlenen Dörtlü Zirve’nin bölgesel hedefler doğrultusunda başarıya ulaşıp ulaşmayacağı hakkında da açıklamalar yapan Güztoklusu, Avrupa’nın daha rafine politikalara geçtiğini belirterek göçmen akınının etkisine değindi. Bu durumun Türkiye açısından birtakım fırsatlar yaratabileceğini dile getiren Güztoklusu ayrıca, Rusya ve İran’la işbirliğinin sürdürülmesi halinde ABD’nin müdahalesinin önüne geçilebileceğini ifade ederek siyasal mutabakatla hem bölgede hem de Avrupa’da kalıcı sonuçlar elde edilebileceğini de sözlerine ekledi. Güztoklusu, Beyaz Saray’ın politikalarından sadece İran’ın değil, Avrupa’nın ve Asya’nın da rahatsız olduğunu söyleyerek yaptırımlar konusunda açıklamalarda bulundu. Tahran’ın Birleşmiş Milletler’i (BM) devreye sokma girişimini hatırlatan Güztoklusu, Ruhani’nin İran rejiminin reformcu kanadında yer almasından dolayı Avrupa tarafından sempatiyle karşılandığını ifade etti ve birtakım alternatiflerle sürece direniş gösterebileceğini belirtti.