Yeni Teknolojilerin Rusya-Ukrayna Asimetrik Savaşına Etkileri

Paylaş

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

Rusya, 2022 yılında uluslararası ilişkilerin gündemini, kuramlarını ve güvenlik paradigmalarını değiştirecek bir hamlede bulunarak Ukrayna’yı işgal etmiştir. Rusya-Ukrayna Savaşı hem statükoyu hem de geleneksel konvansiyonel savaşı sorgulatan bir sürece yol açmıştır. Söz konusu savaşa asimetrik, vekalet ve hibrit savaş gibi özellikler atfedilmektedir.

Asimetrik savaş olmasının sebebi, askeri teknoloji ve asker sayısı bakımından Ukrayna’nın Rusya’yla kıyaslanamayacak derecede güçlü olmasıdır. Belirtmek gerekir ki küresel siyasi konjonktür, uluslararası toplumun desteği, bilgi savaşındaki başarı ve meşru savunma gibi unsurlar Ukrayna’ya askeri, ekonomik, siyasi anlamda ciddi bir destek sağlamaktadır. Hatta ünlü “Davut ve Goliath” karakterlerine benzeterek; güçsüz ama haklının kazanacağı mesajı verilmektedir.

Aynı şekilde yukarıda sözü edilen yardımları sağlayan ama sahada savaşmayan küresel ve bölgesel aktörlerin katılımıyla Rusya-Ukrayna Savaşı, vekalet savaşına dönüşmüştür. Aslında Ukrayna’nın Avrupa Birliği (AB) üyeliği ve Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü (NATO) genişlemesi konularını hatırlarsak; bir vekalet savaşından da bahsedilebilir.

Bir diğer yönüyle de Rusya-Ukrayna Savaşı, hibrit savaş örneği olarak ön plana çıkmaktadır. Hibrit savaşın en önemli unsurlarından biri, yumuşak güç olup; savaşın barışçıl aşamasına yumuşak gücün uygulanması denilebilir. Her iki hükümet de bilgilendirme, propaganda ve dezenformasyondan etkin biçimde yararlanmaktadır. Hibrit savaşta konvansiyonel silahlarla beraber diplomatik veya ekonomik baskı, renkli devrimler, terörizm, siber saldırılar ve casusluk gibi araçlara başvurulmaktadır.

Söz konusu araçlardan da göründüğü gibi, en önemli bileşen yeni teknolojilerin kullanımıdır. Ukrayna Savaşı’nda bunun kullanımı; Elon Musk’ın SpaceX ve Starlink aracılığıyla internet erişimine desteği, Tesla Powerwall yedek pilleri, gelişmiş jeneratörler ve lityum pillerin kullanımı yoluyla bulut veri depolama servislerinde saklanması şeklinde cereyan etmiştir. Ukrayna Başbakan Yardımcısı ve Dijital Dönüşüm Bakanı Mihail Fedorov’a göre, bu süreçte gelişen teknoloji ve personel, ülkeyi ileri dönemde teknolojik açıdan süper güç konumuna getirebilir. Bunu kanıtlar nitelikte olabilecek örnek ise savaşın yapıldığı bölgenin haritasını gerçek zamanlı olarak değiştiren Delta Programı’nın Ukraynalılar tarafından bağımsız olarak geliştirilmesidir.[1]

Bununla birlikte asimetrik savaşta Ukrayna’ya çatışmada üstünlük sağlayan bir diğer büyük destekçi, Amerikan şirketi Palantir’dir. Zira 2022 yılının Eylül ayında gerçekleşen Harkov Oblastı patlamaları; Amerikan silahları ve Pentagon’la çalışan Palantir’in istihbarat bilgileri sayesinde gerçekleşmiştir.[2] Şirket, kullanıcıların nesneleri gerçek zamanlı olarak bulmasına yardımcı olan MetaConstellation ürününü geliştirmiştir. Buna göre, bir MetaConstellation kullanıcısı, bir yapay zeka sistemi vesilesiyle alanlar üzerinde uçan uydulardan radyo sinyalleri, kızılötesi ışık görüntüleri ve hava fotoğrafları gibi verileri talep etme yeteneğine sahiptir.[3] Bu ürün, Rus Ordusu’nun mevzilerine roket, top ya da insansız hava araçlarıyla nişan alıp saldırabilmektedir.

Bununla birlikte veriler sisteme girilip insansız hava araçlarının saldırıları hakkında rapor verdiğinde program, verilen hasarı da hesaplayabilmektedir. Görüldüğü üzere, “Sihirbazların savaşı” olarak adlandırılan dijital askeri harekat kilit öneme sahiptir. Bunun sayesinde daha önce sözü edilen asimetrik bir çatışma olmaktadır. Nitekim Mihail Fedorov, “Palantir’le daha fazla işbirliği oluşturmak, ordumuzu güçlendirmemize ve düşmanı mümkün olan en kısa sürede yenmemize yardımcı olacak.” demiştir.[4]

Aynı sistemin yardımıyla Ukrayna askerleri, Rus birliklerinin nereye hareket ettiğini takip edebilmiş ve iyi derecede isabet alarak saldırılar düzenleyebilmiştir. Bu sistem İzyum, Harkov ve Kiev yakınlarındaki kurtarma operasyonlarında faydalı olmuştır. Ayrıca Herson bölgesinin kurtarılmasını sağlamıştır.

Yabancı devletlerin ve büyük şirketlerin savaşın seyrini değiştirecek katkıları, caydırıcılık etkisi nedeniyle olumlu bir etkendir. Zira Rusya, Ukrayna’ya “özel askeri harekat” başlattığında, bu kadar direnç, kayıp ve zincirleme sorunlarla karşılaşacağını ummamıştı. Nitekim Rusya-Ukrayna Savaşı hem kullanılan askeri teknoloji bakımından geleceğin savaşlarını hem de uzun siper çatışmalarıyla geçmişteki en kanlı muharebelerini anımsatmaktadır.

Hem Rusya’nın “Putin’in siyasi varoluşsal” savaşında galibiyet olarak nitelendirebileceği bir şey elde etmekten vazgeçmeyeceği hem de diplomatik, ekonomik ve askeri destek sayesinde taviz vermeyeceği söylenebilir. Bu da savaşın uzayacağı anlamına gelmektedir. Dolayısıyla bu asimetrik, hibrit ve vekalet savaşı, sadece mevcut teknolojilerin sınanması için iyi bir deney tahtası olmakla kalmayacak; aynı zamanda ileri askeri teknolojilerin gelişmesi için de gerekçe oluşturacaktır.


[1] “Украинскую инновационную программу для военных Delta презентовали в НАТО”, ZN.UA, https://zn.ua/technologies/na-zakrytom-meroprijatii-nato-predstavili-ukrainskuju-prohrammu-delta.html, (Erişim Tarihi: 27.12.2022).

[2] “Американская Palantir принимает участие в военных действиях на Украине-СМИ”, D-Russia, https://d-russia.ru/amerikanskaja-palantir-prinimaet-uchastie-v-voennyh-dejstvijah-na-ukraine-smi.html, (Erişim Tarihi: 27.12.2022).

[3] Aynı yer.

[4] “Американская Palantir Technologies готова открыть офис в Украине и начать совместные разработки с украинскими специалистами”, ITC, https://itc.ua/news/amerikanskaya-palantir-technologies-gotova-otkryt-ofis-v-ukraine-i-nachat-sovmestnye-razrabotki-s-ukrainskimi-speczialistami/, (Erişim Tarihi: 27.12.2022).

Aimoor DANİİAROVA
Aimoor DANİİAROVA
Aimoor Daniiarova, 2014 yılında Kırgızistan - Türkiye Manas Üniversitesi Gazetecilik Bölümünden mezun olmuştur. Yüksek lisans derecesini Ankara Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümünde yazdığı "Uluslararası Hukuk Açısından Kırgızistan- Özbekistan Sınır Sorunu" teziyle almıştır. Oş Devlet Üniversitesinde öğretim üyesi olarak çalışmış, halihazırda Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesinde Uluslararası İlişkiler Bölümünde doktora eğitimine devam etmektedir. Başlıca ilgi alanları Orta Asya ve Rus dış politikasıdır. İleri düzeyde Rusça, Türkçe ve İngilizce bilmektedir.

Benzer İçerikler