10 Ocak 2025 tarihinde Nicolas Maduro, ülkesinin başkanı olarak üçüncü kez yemin etmiştir. Bu olay, Venezuela’nın siyasi tarihinde kritik bir dönüm noktası olarak değerlendirilmekle birlikte uluslararası alanda ciddi tartışmalara yol açmıştır. Maduro’nun iktidarda kalma mücadelesi, derinleşen içsel krizler, uluslararası izolasyon ve muhalefetin artan direnciyle şekillenmektedir. Maduro’nun zaferini ilan ettiği 28 Temmuz 2024 seçimleri hem ulusal hem de küresel düzeyde büyük bir tartışma konusu olmuştur. İktidarın, seçim sonuçlarını kabul etmeyen muhalefet ve birçok uluslararası aktörle karşı karşıya olduğu bu ortamda, 2025 yılında başlayan yeni dönem, siyasi belirsizlikleri ve sosyal zorlukları daha da derinleştirmektedir.
Maduro, 2025 yılına umut dolu bir konuşma yaparak Venezuela’da barış ve toplumsal huzurun tesis edileceği yeni bir dönemin başlayacağını ifade etmiştir. Konuşmasında, Venezuela’nın egemenliğini ve bağımsızlığını vurgulayan Maduro, hükümetin mevcut zorlukları aşarak ekonomik istikrarı sağlamayı hedeflediğini belirtmiştir. Bu vaatler, sosyal ve ekonomik sorunlara çözüm üretme çabalarını temsil ederken, aynı zamanda dış baskılara karşı ülke bütünlüğünün korunacağını da ortaya koymaktadır.
Uluslararası toplum ise bu gelişmelere farklı bir perspektiften yaklaşmaktadır. Bazı ülkeler ve kuruluşlar, seçim sürecini değerlendirirken kendi yaklaşımlarını ortaya koymuş ve bu sürecin çeşitli yönlerine dikkat çekmiştir. Amerika Birleşik Devletleri (ABD), Birleşik Krallık, Kanada ve Avrupa Birliği (AB) gibi uluslararası aktörler, Maduro’nun başkanlık görevine yeniden başlamasını kendi politik yaklaşımları doğrultusunda ele almışlardır. Bu ülkeler, Venezuela’daki siyasi durumu yakından takip etmeye devam etmekte ve bu konuda pozisyonlarını korumayı sürdürmektedirler.
Maduro’nun yeni dönem için sunduğu vizyon, ekonomik büyüme ve toplumsal barışı sağlama hedeflerini içermektedir. Bu süreçte atılacak adımlar, Venezuela’nın geleceği için önemli bir temel oluşturmayı amaçlamaktadır. Hem ülke içindeki sosyal dinamikler hem de uluslararası ilişkiler, hükümetin bu vizyonunu gerçekleştirmedeki başarısını şekillendirecek kilit faktörlerdir.
Maduro’nun vaatlerini hayata geçirme çabaları, hükümetin sahip olduğu sınırlı kaynaklar ve uluslararası yaptırımlar nedeniyle zorlu bir süreç olacaktır. Venezuela’nın, artan enflasyon ve gıda kıtlığı gibi kronik sorunlara çözüm bulabilmesi için yerel üretim kapasitesini artırması ve bölgesel işbirliklerini güçlendirmesi gerekmektedir. Özellikle, Latin Amerika’daki müttefik ülkelerle daha sıkı ekonomik ilişkiler kurmak, Maduro yönetiminin uluslararası izolasyonu aşma hedefinin önemli bir parçası olarak değerlendirilmektedir.
Temmuz 2024 seçimleri, ülke içinde ve dışında büyük bir tartışma yaratmıştır. Venezuela’nın resmi seçim komisyonu, Maduro’yu yeniden başkan ilan etmiştir, ancak uluslararası gözlemciler ve muhalefet, bu sonuçları kabul etmemiştir. Seçim sonuçlarına itiraz eden Venezuela muhalefeti, eski aday Edmundo Gonzalez’i başkan olarak tanıdığını ifade etmiş ve Gonzalez’in zafer kazandığını savunmuştur. Hem muhalefet liderleri hem de bazı ülkeler, seçimlerin adil ve demokratik olmadığını belirterek Gonzalez’in zaferini meşru saymıştır.
ABD, Gonzalez’i başkan olarak kabul ettiğini açıklamış ve Venezuela’da hükümetin değişmesi gerektiğini savunmuştur. ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, seçimlere yönelik sert eleştirilerde bulunarak, “Venezuela halkı ve dünya gerçeği biliyor; Maduro 2024 başkanlık seçimlerini açıkça kaybetti ve başkanlık iddiasında bulunma hakkı yok.” ifadelerini kullanmıştır.[1] Ayrıca ABD, Maduro’nun mahkûm edilmesini sağlayacak bilgiler karşılığında taahhüt ettiği 15 milyon dolarlık ödülü 25 milyon dolara yükseltmiştir.[2] Bu yaklaşım, Amerika’nın Maduro’ya yönelik uyguladığı baskının arttığının bir göstergesidir.
Maduro’nun üçüncü dönemi, Venezuela’da derinleşen sosyal ve ekonomik krizlerin gölgesinde başlamıştır. Ülke, son yıllarda enflasyon, işsizlik, temel gıda ve ilaç sıkıntısı gibi ciddi sorunlarla mücadele etmektedir. Bu zorlu koşullar, milyonlarca Venezuelalının ülkeyi terk etmesine yol açmıştır. İnsan Hakları İzleme Örgütü’ne göre, 2014 yılından bu yana 7,7 milyondan fazla Venezuelalı ülkesini terk etmiş, bu göçmenlerin yaklaşık 6,5 milyonu Latin Amerika’daki diğer ülkelere ve Karayipler’e yerleşmiştir.[3]
Bunun yanı sıra Venezuela’daki siyasi karışıklıkların da arttığı gözlemlenmiştir. 2025 yılının başlarında Venezuela’nın en önde gelen muhalefet liderlerinden Maria Corina Machado’nun kısa süreliğine gözaltına alınması, ülke içindeki gerilimin boyutunu bir kez daha gözler önüne sermiştir. Maduro Hükümeti, muhalefet liderlerini “faşist komplolar” düzenlemekle suçlarken, muhalifler ve ise Maduro’nun rejimini “diktatörlük” olarak tanımlamaktadır.[4][5]
Uluslararası alanda Maduro’nun üçüncü dönemine yönelik tepkilerin oldukça sert olduğu görülmektedir. ABD, Maduro’nun yeniden göreve başlamasını “meşru” görmemekle birlikte Venezuela Hükümeti’ne karşı uyguladığı yaptırımları artırmaya devam etmiştir. ABD, Maduro’yu narkotik madde kaçakçılığı ve yolsuzlukla suçlarken, aynı zamanda Venezuela’nın stratejik kaynaklarını hedef alan yeni ekonomik yaptırımları da devreye sokmuştur. Bu yaptırımlar, Venezuela’nın zaten kırılgan olan ekonomisini daha da zor durumda bırakmaktadır.
AB, 28 Temmuz 2024 tarihinde Venezuela’da gerçekleşen başkanlık seçimlerinin “şeffaflık ve demokratik standartlardan uzak” olduğunu vurgulamıştır.[6] Uluslararası gözlem heyetleri, seçimlerin “seçim bütünlüğü standartlarını” karşılamadığını belirtmiştir. Venezuela Ulusal Seçim Konseyi’nin (CNE) sandık tutanaklarını yayımlamaması, seçim sonuçlarının güvenilirliğine gölge düşürdüğü ifade edilmektedir.
Nicolas Maduro’nun üçüncü başkanlık dönemi, ekonomik ve siyasi zorlukların yoğun olduğu bir dönemde başlamaktadır. Maduro, barış ve demokrasi vaatlerini yinelerken, hükümetin sosyal ve ekonomik istikrarı sağlama çabalarının, uluslararası aktörlerin ve yerel muhalefetin tutumlarına bağlı olarak şekilleneceğini vurgulamaktadır. Bu süreçte, hükümetin stratejik dengeleri gözeterek ilerlemesi, ülkenin geleceği için belirleyici olacaktır.
[1] “Venezuela’s Maduro to Be Sworn in for Third Term as Opposition Leader Vows Return”, Reuters, www.reuters.com/world/americas/venezuelas-maduro-be-sworn-third-term-opposition-leader-vows-return-2025-01-10/, (Erişim Tarihi: 12.01.2025).
[2] Aynı yer.
[3] “Venezuela”, World Report 2024, Human Rights Watch, www.hrw.org/world-report/2024/country-chapters/venezuela, (Erişim Tarihi: 12.01.2025).
[4] Spetalnick, Matt, and Marianna Parraga. “US and Allies Slap Sanctions on Venezuela Officials as Maduro Inaugurated”, Reuters, www.reuters.com/world/americas/us-slaps-new-sanctions-venezuela-officials-maduro-inaugurated-2025-01-10/, (Erişim Tarihi: 12.01.2025).
[5] Mack, M.B. “Venezuelan Opposition Candidate Accuses Maduro of Staging a Coup: ‘Crowned Himself Dictator.’”, International Business Times, www.ibtimes.com/venezuelan-opposition-candidate-accuses-maduro-staging-coup-crowned-himself-dictator-3758824, (Erişim Tarihi: 12.01.2025).
[6] European Council. “Venezuela: Statement by the High Representative on Behalf of the EU on Post-Election Developments”, Consilium, www.consilium.europa.eu/en/press/press-releases/2024/08/04/venezuela-statement-by-the-high-representative-on-behalf-of-the-eu/, (Erişim Tarihi: 12.01.2025).