Analiz

Venezuela Seçimlerine İlişkin Küresel Tutumlar

Venezuela’nın son seçimleri, uluslararası arenada keskin bir diplomatik bölünmeyi ortaya koyarak önemli siyasi ve ekonomik sonuçlar doğurmuştur.
Venezuela’daki seçim sonuçlarının açıklanmasının ardından birçok ülke ve uluslararası kuruluş, sonuçları tanımadığını belirtmiş ve şeffaflık çağrısında bulunmuştur.
ABD’nin seçimleri reddetmesi ve González’i desteklemesi, Venezuela’ya yönelik ekonomik yaptırımların devam edeceğini ve hatta genişleyebileceğini işaret etmektedir.

Paylaş

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

28 Temmuz 2024 tarihinde Venezuela, son on yılın en gergin ve tartışmalı başkanlık seçimlerine sahne olmuştur. Muhalefet, Başkan Nicolás Maduro’yu 11 yıl sonra görevden alma şanslarının yüksek olduğuna inanıyordu. Üçüncü dönem için aday olan Maduro, seçimlerin Venezuela Birleşik Sosyalist Partisi’nin (PSUV) yenilgisiyle sonuçlanmasının “bir kan gölüne” yol açabileceği uyarısında bulunmuştu.[i] Seçimler öncesinde ve sonrasında bazı belirsizlikler ortaya çıkmıştır. Bu da mevcut durumu etkilemiştir. Buradan hareketle işbu yazıda, seçimlerin Venezuela’daki demokratik süreçler ve uluslararası ilişkiler üzerindeki potansiyel etkileri incelenmektedir.

Maduro Hükümeti, seçim sonuçlarının açıklanmasıyla birlikte üçüncü dönemine başladığını duyurmuştur. Ancak seçim sonuçlarıyla ilgili iddialar olayı farklı bir boyuta taşımış ve seçimlerin meşruiyeti sorgulanmaya başlanmıştır. Maduro Hükümeti ise seçim sonuçlarının meşruiyeti üzerindeki şüpheleri azaltmak için çeşitli adımlar atmaya devam etmektedir. Ulusal Seçim Konseyi tarafından açıklanan ve Maduro’ya üçüncü bir dönem kazandıran sonuçlar, muhalefet tarafından geniş çapta reddedilmiş ve hileli olarak nitelendirilmiştir. Seçim Konseyi’nin oy sayım sonuçlarını yayınlamaması, Maduro’nun en büyük rakibi Edmundo González’in geniş bir farkla kazandığını iddia eden muhalefetin baskılarını artırmıştır. Muhalefet ve bazı uluslararası gözlemciler, bu adımı eleştirmiştir. Bunun üzerine Maduro, sonuçları doğrulamak için ülkenin en yüksek mahkemesine başvurmuştur. Bu hamle, dikkatleri Ulusal Seçim Konseyi’nden uzaklaştırırken, sayım sonuçlarının gecikmesine ve muhalefetin şeffaflık taleplerinin karşılanmasına neden olmuştur.[ii]

Venezuela’daki seçim sonuçlarının açıklanmasının ardından Rusya, Çin, Küba, Honduras ve Bolivya gibi ülkeler hızla Nicolás Maduro’yu tebrik eden ülkeler arasında yer almıştır. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Maduro’yu tebrik ederek Rusya-Venezuela ilişkilerinin stratejik bir ortaklık niteliğinde olduğunu vurgulamış ve Maduro’nun başkanlık görevine devam etmesinin bu ilişkilerin gelişimine katkıda bulunacağını belirtmiştir.

Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Lin Jian, Maduro’yu yeniden seçilmesinden dolayı tebrik ederken, iki ülke arasındaki stratejik ortaklığın zenginleşeceğini ifade etmiştir. Küba Başkanı Miguel Díaz-Canel, Maduro’nun zaferini Bolivarcı ve Chavista halkının zaferi olarak nitelendirerek destek vermiştir. Honduras Başkanı Xiomara Castro, Maduro’yu ve Venezuela halkını tebrik etmiş ve bu zaferin Venezuela’nın egemenliğini pekiştirdiğini belirtmiştir. Bolivya Başkanı Luis Arce, Venezuela’nın seçim sürecini yakından izlediklerini ve halkın iradesinin saygı gördüğünü ifade ederek iki ülke arasındaki dostluğu ve işbirliğini güçlendirme isteğini yinelemiştir.[iii] Bu destek açıklamaları, söz konusu ülkelerin Maduro’nun yeniden seçilmesini olumlu bir şekilde karşıladığını ve ülkeler arasındaki stratejik ilişkilerin devam edeceğini göstermektedir. Ayrıca bu ülkelerin seçim sonuçlarıyla ilgili şüpheleri dile getirmemesi, desteklerinin arka planı hakkında çeşitli spekülasyonlara neden olmaktadır.

Venezuela’daki seçim sonuçlarının açıklanmasının ardından birçok ülke ve uluslararası kuruluş, sonuçları tanımadığını belirtmiş ve şeffaflık çağrısında bulunmuştur. Amerika Birleşik Devletleri (ABD), Birleşik Krallık, Avrupa Birliği, Brezilya, Şili ve Kolombiya gibi Latin Amerika ülkeleri, seçim sonuçlarının doğruluğunu sorgulamış ve detaylı sonuçların açıklanmasını talep etmiştir. Brezilya, seçim sonuçlarının tarafsız bir şekilde doğrulanması gerektiğini belirtmiştir. Şili Cumhurbaşkanı Gabriel Boric, seçim sonuçlarının inanılması zor olduğunu ifade ederek uluslararası gözlemcilerin süreci değerlendirmesini talep etmiştir. Peru Dışişleri Bakanı Javier Gonzales-Olaechea, Venezuela Hükümeti’ni hile yapmakla suçlamış ve Peru’nun bu durumu kabul etmeyeceğini açıklamıştır. Kolombiya Dışişleri Bakanı Luis Gilberto Murillo, oyların tam olarak sayılması ve bağımsız bir denetim yapılması gerektiğini vurgulamıştır. Arjantin Cumhurbaşkanı Javier Milei, yeni bir sahtekarlığı tanımayacaklarını ve bu kez silahlı kuvvetlerin demokrasiyi ve halkın iradesini savunmasını umduklarını belirtmiştir.3

Arjantin Dışişleri Bakanı Diana Mondino ise X platformunda yaptığı açıklamada Edmundo González’in meşru kazanan olduğunu dile getirmiştir. ABD, seçim sonuçlarını reddederek, muhalefet adayı Edmundo González’in kazandığını belirtti. ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, yapılan anketler ve seçim verileri ışığında González’in açık bir şekilde kazandığını ifade etmiştir.[iv] Bu açıklamalar, seçim sonuçlarının şeffaflığı konusunda ciddi endişeler taşıyan uluslararası toplumu, Venezuela Hükümeti’ni seçim verilerini detaylı bir şekilde açıklamaya çağırmaya yönlendirmiştir. Tepkiler, Venezuela’nın seçim sürecinin uluslararası standartlara uymadığına dair endişeleri ve bölgesel siyasi dinamikleri etkileyebilecek potansiyel krizlere de işaret etmektedir.

Venezuela’nın son seçimleri, uluslararası arenada keskin bir diplomatik bölünmeyi ortaya koyarak önemli siyasi ve ekonomik sonuçlar doğurmuştur. Bu durum, seçim diplomasisinin etkilerini göstermektedir. Rusya, Çin, Küba, Honduras ve Bolivya’nın Maduro’yu hızlıca tebrik etmesi, bu ülkelerin Venezuela’yla olan stratejik ortaklıklarını güçlendirme çabalarını ve Venezuela’daki mevcut yönetimi desteklediklerini yansıtmaktadır. Bu tutum, Rusya, Çin ve bazı Latin Amerika ülkelerinin bölgedeki jeopolitik çıkarlarını pekiştirirken, Batılı ülkelerle olan gerilimi artırmaktadır.

Öte yandan ABD, Avrupa Birliği ve birçok Latin Amerika ülkesi, seçimlerin meşruiyetini sorgulamakta ve muhalefet adayı Edmundo González’in zaferini tanımaktadır. Bu durum Venezuela’nın uluslararası izolasyonunu derinleştirmektedir. ABD’nin seçimleri reddetmesi ve González’i desteklemesi, Venezuela’ya yönelik ekonomik yaptırımların devam edeceğini ve hatta genişleyebileceğini işaret etmektedir. Bu jeopolitik bölünme, Venezuela’nın iç ekonomik krizini daha da kötüleştirirken, ülkenin dış ticaret ve finansal ilişkilerinde ciddi belirsizliklere yol açmaktadır. Sonuç olarak Venezuela’nın uluslararası ilişkileri, küresel güçlerin karşılıklı hamleleriyle şekillenmekte ve bu durum ülkenin ekonomik ve diplomatik geleceğini belirsizleştirmektedir.


[i]  “Venezuela election: Five things you need to know”, BBC, https://www.bbc.com/news/articles/c720dr48g1po, (Erişim Tarihi: 02.08.2024).

[ii] “Maduro manoeuvring to stay in power in Venezuela”, BBC, https://www.bbc.com/news/articles/cyj439myd1jo, (Erişim Tarihi: 02.08.2024).

[iii] “Stark split in world reactions to disputed Venezuela election”, Al Jazeera, https://www.aljazeera.com/news/2024/7/29/stark-split-in-world-reactions-to-disputed-venezuela-election, (Erişim Tarihi: 02.08.2024).

[iv] “Overwhelming evidence Venezuela opposition won election – Blinken”, BBC, https://www.bbc.com/news/articles/cd1d10453zno, (Erişim Tarihi: 02.08.2024).

Mustafa Taha TEKE
Mustafa Taha TEKE
Hacettepe Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü

Benzer İçerikler