Analiz

Uluslararası Enerji Ajansı 2025 Elektrik Raporu ve Yeni Trendler

Küresel elektrik talebinin yıllık ortama %3 oranında artması beklenmektedir.
Elektrik talep artışının %85’inin gelişmekte olan ülkelerden geleceği öngörülmektedir.
Çin’in sadece talebi yönlendiren bir ülke konumunun dışında artık teknolojiyi belirleyen bir noktada yönlendirmeler yaptığı görülmüştür.

Paylaş

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

2025 yılına ait Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) Elektrik Raporu, küresel elektrik piyasalarındaki önemli eğilimleri ve öngörüleri analiz etmektedir. Bilimsel yöntemlerin sıkça kullanıldığı bu rapor, mevcut durumu analiz etmekte ve ilerleyen dönemler hakkında senaryolar üzerinde çalışarak enerji güvenliği veya teknolojileri üzerinde kamuoyunu aydınlatmakta ve açık kaynak çalışmalar yürüten araştırmacı veya profesyonellere ışık tutmaktadır. 

Raporun başlangıcında 2025-2027 yılları arasında küresel elektrik talebinin yıllık ortama %3 oranında artması beklenmektedir. Bu artışın ana nedenleri arasında sanayileşme, elektrikli araçların hızla yaygınlaşması ve buna paralel olarak şarj istasyonlarının kurulum kapasitelerinin artması, veri merkezlerinin büyümesi bu merkezlerin soğutulması için yüksek enerji talebi gösteren soğutma sistemlerinin kurulması gösterilmektedir. Özellikle enerji tüketim tahminlerinin öngörülebilir şekilde analiz edilmesi ve bunun üzerine politikaların geliştirilmesi için tüketim alışkanlıklarıyla yeni trendler iyice araştırılmalıdır. 

Talep yönünde elektrik enerjisinin hızla büyüdüğünü gözlemleyebiliriz. Özellikle elektrik talep artışının %85’inin gelişmekte olan ülkelerden geleceği görülmektedir. Öte taraftan bu büyümenin Asya marketlerinde Hindistan’da %6.3 büyüyeceği ve bununla beraber aynı beklentinin Çin üzerinde de gerçekleşeceği görülmektedir. Elektrik tüketimi, 2023 ve 2024 yıllarında, yaklaşık %5’lik daha yavaş ekonomik büyümeye rağmen yıllık bazda yaklaşık %7 artmıştır. Bu dinamikliğin 2025-2027 için belirlenen senaryoların gerçekleşmesini desteklemektedir. 

Raporun giriş kısmında, Çin’in sadece talebi yönlendiren bir ülke konumunun dışında artık teknolojiyi belirleyen bir noktada yönlendirmeler yaptığı vurgulanmıştır. Çin’in son yıllardaki güçlü elektrik talebi büyümesi, birçok faktör tarafından yönlendirilmiştir. Sanayi tarafında, geleneksel sanayilerin yanı sıra güneş PV modülleri, piller ve elektrikli araçların (EV) elektrik tüketimi yoğun üretiminde hızlı büyüme, diğer geleneksel sektörlerdeki sürekli elektrifikasyon ve istikrarlı üretimle birlikte talebi artırmıştır. Sanayi dışında artan klima stoğu, büyüyen elektrikli araç şarjı ve veri merkezleri ile 5G ağlarının yükselişi de önemli faktörlerdir. Bu büyük katalizörlerin yanı sıra tüm sektörlerde artan elektrifikasyon da elektrik talebinin Gayri Safi Yurt İçi Hasıla’dan (GSYİH) daha hızlı büyümesine katkıda bulunmaktadır.

Bölgesel olarak incelendiğinde, temiz enerji kaynaklarından artan üretimle birlikte Avrupa ve Amerika’da gazlı üretimin azalması, Orta Doğu ve Asya’daki güçlü artışlarla fazlasıyla telafi edilecektir. Orta Doğu’da güçlü elektrik talebi artışı ve enerji sektöründe petrol-gaza geçiş önemli etkenler olacaktır. Aynı zamanda Asya’da artan elektrik tüketimi, gazla çalışan santrallerin daha fazla enerji üretmesine yol açacak ve bu da enerji sistemi esnekliği ihtiyaçları için önemli olmaya devam edecektir. Gazla çalışan santrallerin azalmasını beklediğimiz bölgelerde bile sistemin esnekliğini sağlamada ve yedek kapasite olarak görev yapmada rolü, arz güvenliğinin korunması için hayati öneme sahip olacaktır.

Öte yandan artan hava olaylarının enerji sistemleri üzerindeki etkileri, elektrik güvenliğini artırmanın önemini vurgulamaktadır. Fırtınalar, kuraklıklar ve sıcak hava dalgaları gibi aşırı hava olayları, 2024 yılında geniş çaplı elektrik kesintilerine yol açmıştır. Amerika Birleşik Devletleri (ABD), ocak ayının başlarında, birçok eyaleti kapsayan geniş bir alanı etkileyen büyük kış fırtınaları nedeniyle büyük ölçekli elektrik kesintileri yaşamıştır. Kasırgalar, 2024 yazında Atlantik’te özellikle sık görülmüş ve bu durum birçok ABD eyaletini ve Karayip ülkelerini etkileyerek geniş çapta hasara ve enerji kesintilerine neden olmuştur. Avustralya’nın Victoria eyaleti, iletim altyapısına zarar veren bir fırtına nedeniyle benzer şekilde büyük bir kesinti yaşamıştır. 

Aynı zamanda kuraklık nedeniyle azalan hidroelektrik kaynakları, dünya genelinde enerji sistemlerini zorlamıştır. Ekvador ve Kolombiya El Niño hava etkilerinden güçlü bir şekilde etkilenmiş ve Meksika, sıcak hava dalgaları ve düşük hidroelektrik üretimi dönemlerinde artan elektrik talebi sırasında arz sıkıntısıyla karşılaşmıştır. Bu tür olaylar, aşırı hava koşullarının enerji sistemleri üzerindeki etkilerine karşı dayanıklılığı artırma ihtiyacını vurgulamaktadır. Yeterli sevk edilebilir kapasite ve depolama, talep tarafı yanıtı ve bağlantılar gibi diğer esneklik seçenekleriyle birlikte elektrik güvenliğini artırmak için hayati öneme sahip olacaktır. Elektrik arzı ve talebi daha hava koşullarına bağımlı hale geldikçe hava koşullarına bağımlı arzın azaldığı geçici dönemler enerji sistemine önemli bir baskı yapabilir. Bu durum, özellikle kış fırtınaları veya yoğun sıcak hava dalgaları gibi aşırı hava koşulları nedeniyle artan elektrik talebiyle yakıt tedarikindeki kesintiler veya enerji santrallerindeki arızalarla çakışıyorsa geçerlidir. Kaynak yeterliliğini planlarken, mevcut arz ile elektrik talebini güvenilir bir şekilde karşılamak için hava olaylarının öngörülemez doğasını dikkate almak giderek daha önemli hale gelmektedir.

Raporda teknik olarak birtakım uyarıların yapıldığı görülmektedir. Güç sistemleri, sürekli elektrifikasyonla genişlemeye devam ederken ve hem elektrik talebi hem de arzı hava koşullarına daha bağımlı hale geldikçe, elektrik arzının güvenliğini ve güvenilirliğini sağlamak zorunludur. Dünyanın dört bir yanındaki birçok enerji sistemi, kışın zirve mevsimsel ısıtma ihtiyaçları ve yazın soğutma ihtiyaçları gibi yüksek elektrik talebinin olduğu dönemlerde yeterlilik sorunlarıyla karşı karşıya kalmaktadır. Kış fırtınaları veya yoğun sıcak hava dalgaları nedeniyle oluşan aşırı hava koşulları, özellikle kuraklıklar, yakıt tedarikindeki kesintiler veya enerji santrali arızaları gibi arz tarafındaki etkilerle birleştiğinde, enerji sistemi üzerinde önemli bir baskı oluşturabilir.


Ömer Faruk PEKGÖZ
Ömer Faruk PEKGÖZ
Gazi Üniversitesi-Enerji Sistemleri Mühendisliği

Benzer İçerikler