Uluslararası Arenada AUKUS’a Yönelik Eleştiriler

Uluslararası arenada AUKUS’un geleceğine dair soru işaretleri ve birtakım endişelerin giderek artması muhtemeldir.
Asya-Pasifik’teki yeni bir NATO oluşumunu çağrıştıran AUKUS, ABD’nin Çin’i çevreleme düşüncesinin birer parçası gibi durmaktadır.
Çin’in sürekli gelişen teknolojisi, ABD tarafından tehdit olarak algılanmaktadır.

Paylaş

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

Avustralya, Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve İngiltere arasında Eylül 2021 tarihinde kararlaştırılan “AUKUS” savunma paktı, bölgesel ve küresel etkileri olabilecek son derece önemli bir projedir. Anlaşmanın merkezinde, Avustralya’nın İngiliz tasarımları ve Amerikan teknolojisini kullanarak en az sekiz nükleer güçle çalışan saldırı denizaltısı inşa etmesine yardım etme sözü yer almaktadır. Bu denizaltıların 2040 yılından sonra hizmete girmesi planlanmaktadır.

Geçici bir önlem olarak ABD, 2027 yılından itibaren Virginia sınıfı denizaltılarından dört tanesini Batı Avustralya’daki bir deniz üssü olan Hmas Stirling’de rotasyona tabi tutacaktır. Avustralya da 2030’ların başında üç ila beş adet Virginia sınıfı denizaltı satın almayı planlamaktadır. Hızlı ve gizlenme özelliğine sahip olan bu denizaltılar, Avustralya kıyılarından çok daha uzaklara erişilmesini sağlayacaktır. Anlaşma sadece denizaltılarla ilgili değildir. Aynı zamanda kuantum algılama ve hipersonik füzeler gibi teknolojilerde de işbirliğini amaçlamaktadır.[1]

Çin’in sürekli gelişen teknolojisi, ABD tarafından tehdit olarak algılanmaktadır. Bu bağlamda AUKUS’un da ABD’nin “Çin’i çevreleme” politikası bağlamında kurulduğunu söylemek mümkündür. Fakat bu ittifakın AB ülkelerini büyük oranda devre dışı bırakması, AB ülkelerinin Çin’le yakın ilişkiler kurmasına sebep olabilir.

Çok taraflı kurumlar, örgütler ve ittifaklar, uluslararası sistemin temel direkleridir. Ancak bu oluşumlarda “Soğuk Savaş zihniyetinin” etkileri halen görülebilir. Son on yılda daha fazla klik ortaya çıkmaktadır. Asya-Pasifik’teki bu tür oluşumlar, yeni bir Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü’nün (NATO) doğuşuna dair endişelere yol açmaktadır. Bu eğilimin en göze çarpan örnekleri; ABD, Avustralya, Hindistan ve Japonya arasındaki stratejik “Dörtlü Güvenlik Diyaloğu (QUAD)” ve Avustralya-Birleşik Krallık-ABD arasındaki AUKUS anlaşmasıdır.

Çin, her ikisine de sürekli olarak karşı çıkmaktadır. Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi, “ABD’nin Hint-Pasifik stratejisinin asıl amacının NATO’nun Hint-Pasifik versiyonunu kurmak olduğunu” savunmuş ve onları “Çin’i bastırmak için küçük blokları bir araya getirmek üzere bir dizi eylemde bulunmakla” eleştirmiştir.

Bu meseleyle ilgili olarak Yeni Zelanda İşçi Partisi’nin Dış İlişkiler Sözcüsü Phil Twyford, AUKUS’un Yeni Zelanda’yı Güney Çin Denizi’nde bir savaşa sürükleme riski taşıyan “Çin’e karşı saldırgan bir savaş ittifakı” oluşturduğunu ifade etmiştir. Fakat ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan ve Savunma Bakanı Lloyd Austin, bir “Asya NATO’su” kurmak istediklerini kesin bir dille reddetmiştir. Aynı şekilde Avustralya Dışişleri ve Ticaret Bakanlığı da dört ülkenin güvenlik değil, diplomatik bir kurum olduğunu vurgulamakta gecikmemiştir.[2]

Kanadalı akademisyen Alexander Lanoszka’nın ifadesiyle ittifak, iki ya da daha fazla devlet arasında, genellikle bir antlaşmayla ifade edilen ortak bir hedef doğrultusunda askeri politikanın koordinasyonunu içermektedir. Bununla bağlantılı bir ilke de karşılıklı ya da kolektif savunmadır. Bu ilkeye göre ittifakın taraflarından birine yapılan saldırı hepsine yapılmış sayılır.[3] Yetkililer, üç ülkenin (ABD, Avustralya, İngiltere) savunma bakanlarının özellikle AUKUS’un ikinci ayağı olan teknoloji kapsamında gelişmiş kabiliyetler konusunda Japonya’yla işbirliği yapmayı düşündüklerini açıklamışlardır. Savunma bakanları, yaptıkları ortak açıklamada Japonya’nın “güçlü yönlerini ve her üç ülkeyle olan yakın ikili savunma ortaklıklarını” bu kararın alınmasındaki etkenler olarak göstermişlerdir. ABD Başkanı Joe Biden, Japonya’nın AUKUS’a potansiyel olarak dahil edilmesinin savunma işbirliğinin güçlendirilmesine önemli katkıda bulunduğunu söylemiştir.[4] Bu doğrultuda AUKUS’un yeni ittifak arayışında olduğu ve genişleme sürecine açık olduğu söylenebilir. Ancak ortaklıkların olması her ülkenin aynı söz hakkına sahip olduğu anlamına gelmeyebilir.

Sonuç olarak Asya-Pasifik’teki yeni bir NATO oluşumunu çağrıştıran AUKUS, ABD’nin Çin’i çevreleme düşüncesinin birer parçası gibi durmaktadır. Bu bağlamda işbu ittifakın çoğunlukla ABD’nin politik hedefleri doğrultusunda hareket etmesi muhtemeldir. Bu durum, Çin’in endişelerini şüphesiz daha da tırmandıracaktır. Unutulmamalıdır ki Pekin, Asya-Pasifik ülkeleriyle büyük ticari bağlara sahiptir. Bu yüzden Amerikan müttefikleri olan Avustralya, Japonya ve Filipinler gibi ülkeler, Çin’le ilişkilerini pozitif tutmaya özen göstereceklerdir. Dolayısıyla uluslararası arenada AUKUS’un geleceğine dair soru işaretleri ve birtakım endişelerin giderek artması muhtemeldir.


[1] “Some Australians are increasingly sceptical of AUKUS”, The Economist, https://shorter.me/bh4xs, (Erişim Tarihi: 13.05.2024).

[2] “Faux-Alliances: AUKUS and the Quad are No Asian NATO”, International Affairs, https://www.internationalaffairs.org.au/australianoutlook/faux-alliances-aukus-and-the-quad-are-no-asian-nato/, (Erişim Tarihi: 13.05.2024).

[3] Aynı Yer.

[4] “AUKUS Partners Focus on Indo-Pacific Security in Shaping Joint Capabilities”, U. S. Deperment of Defense, https://shorter.me/nVIlH, (Erişim Tarihi: 13.05.2024).

Berra KIZILYAZI
Berra KIZILYAZI
Kapadokya Üniversitesi İngilizce Mütercim ve Tercümanlık / Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler (Çift Anadal)

Benzer İçerikler