17 Mart 2025 tarihinde Kuzey Kore ve Rusya’nın üst düzey diplomatları, ikili ilişkileri geliştirmeyi öngören üst düzey bir toplantının düzenlenmesini görüşmüşlerdir. Ayrıca taraflar, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Kuzey Kore Lideri Kim Jong-un’un 2024 yılında imzaladıkları kapsamlı stratejik ortaklığın uygulanmasına yönelik faaliyetleri de ele almışlardır. Ortaklık kapsamında Moskova ve Pyongyang, her iki tarafa da bir saldırı olması durumunda karşılıklı askeri yardım sağlamayı amaçlayan bir savunma anlaşmasını tamamlamıştır.[1]
Rusya ve Kuzey Kore arasındaki ikili ilişkiler, özellikle Ukrayna Krizi sonrası yeni bir boyut kazanan küresel dengelerle beraber stratejik düzeyde daha çok gelişme göstermiştir. Rusya, Batı yaptırımları karşısında diplomatik ve ekonomik bir izolasyona maruz kalırken bunu Kuzey Kore’yle dengelemeyi hedeflemiştir. Kuzey Kore de aynı şekilde uluslararası izolasyonu kırmak ve Rusya’nın askeri alandaki teknolojilerinden faydalanmak amacıyla Rusya’yla işbirliklerini derinleştirmektedir. Tarafları ikili işbirliklerine iten diğer bir faktör ise Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve Batılı diğer müttefiklerine karşı durma isteğidir. Böylece taraflar, ortak düşman stratejisi etrafında çıkarlarını korurken işbirlikleriyle stratejik avantaj elde etmeye çalışmaktadır.
Bu iki ülkenin yakınlaşması, Asya-Pasifik bölgesindeki güvenlik dinamiklerini de değiştirebilecek etkiye sahiptir. Çünkü ikili işbirliği karşısında bölgedeki diğer ülkelerinde ittifaklar oluşturması, askeri gerilimlerin yaşanması tetiklenecektir. Bu iki ülkenin daha bağımsız hareket etmesi Çin’in bölgedeki etkisine karşı bir risk oluşturabilecek etkiye sahipken, Batı karşısında dolaylı ittifaklar oluşturmaları bakımından çıkarlarına uygun düşebilir. Dolayısıyla Çin, bu süreçte çok taraflı diplomasi veya ekonomik kartları aracılığıyla kontrollü bir denge sağlamaya çalışacaktır. Bu işbirliğinin olası bir durumda kontrolden çıkmasını ve kendi nüfuzunu zayıflatmasını önlemek isteyecektir.
Güney Kore ve Ukrayna’nın üst düzey diplomatları ise Ukrayna tarafından yakalanan Kuzey Koreli savaş esirlerinin ülkelerine geri gönderilmesi konusunu görüşmek üzere bir telefon görüşmesi gerçekleştirmiştir.[2] Bu diyaloglar, Güney Kore’nin bölgesel güvenlik endişelerinin birer yansımasıdır. Ayrıca Güney Kore, Ukrayna’yla işbirliği yaparak bölgedeki güvenlik dengelerini sağlamaya çalışmaktadır. Aslında Kuzey Kore ve Rusya’nın artan diyalogları, Asya-Pasifik bölgesindeki jeopolitik dengeleri önemli ölçüde etkilemektedir. Çünkü bu yakınlaşma, ABD ve Batı ile müttefik olan bölgedeki ülkelerin stratejilerini yeniden değerlendirmelerine yol açmakta ve bölgedeki güvenlik dengelerinin yeniden şekillenmesine neden olmaktadır.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Kuzey Kore lideri Kim Jong Un, en son Putin’in Haziran 2024 tarihinde Pyongyang’a yaptığı ziyaret sırasında bir araya gelmişlerdir. 2024 sonrası hızla gelişen ikili ortaklıklar, her iki ülkeye de güvenlik ve ekonomik çıkarları açısından çeşitli kazançlar sağlamıştır. Fakat bu durum, Asya-Pasifik bölgesinde güç ve rekabet ortamlarının oluşumunu tetiklemiş, bölgesel ittifakların önemini artırmış ve çok kutuplu yapının pekişmesine neden olmuştur.
Güney Kore ve Japonya gibi ABD ile yakın ilişkileri olan ülkeler, savunma harcamalarına ağırlık vererek hem birbirleriyle hem de ABD’yle güvenlik bağlarını artırma yoluna gidecektir. Bu noktada ABD, müttefiklerine askeri güvence sağlayarak Asya-Pasifik’teki varlığını artırma fırsatı elde edebilecektir. Hatta ABD ve Batılı ülkeler artan Rusya-Kuzey Kore ilişkileri karşısında Birleşmiş Milletler (BM) gibi uluslararası örgütler üzerinden koalisyonlar kurarak uluslararası arenada yalnızlaştırma politikası izleyerek, iki ülkenin birbirleriyle olan ilişkilerinin de sınırlandırılmasına yönelik bir tutum benimseyeceklerdir.
Çin ise Batı ve ABD’nin Rusya ve Kuzey Kore’ye karşı olası bir yalnızlaştırma politikası karşısında bölgesel güvenlik ve stratejik hedeflerini gözden geçirmek durumunda kalacaktır. Batı’nın Rusya-Kuzey Kore işbirliğine karşı alacağı tutum, Çin’in küresel güç mücadelesindeki rolü üzerinde kritik öneme sahiptir. Çin, Batı’nın karşısında hem kendi uluslararası etki alanını korumaya çalışacak hem de uluslararası organizasyonlar aracılığıyla yeni stratejiler geliştirmeye çalışacaktır.
Sonuç olarak Rusya ve Kuzey Kore’nin yakın ilişkiler kurması ve bunu artırması, Batı yaptırımlarına karşı bir dayanışma, ABD ve müttefiki olan aktörlere karşı Asya-Pasifik bölgesinde bir denge unsuru oluşturduğundan stratejik bir hamle özelliği taşımaktadır. Kuzey Kore’yle işbirliği içerisinde olmak, Rusya için Ukrayna Krizi sonrası izolasyondan bir çıkış sağlarken, Kuzey Kore için teknoloji ve enerji kaynaklarına erişim noktasında çeşitli fırsatlar sunmaktadır. Çin açısından bakıldığında bu işbirliği, ABD’nin bölgedeki etkisini dengeleyecek ve onun odak noktasını özellikle son dönemde yoğunlaştığı Çin ve Tayvan ekseninden Rusya ve Kuzey Kore eksenine kaydıracaktır. Fakat bu iki ülkenin ittifakının çok fazla güçlenmesi, Çin’in ulusal güvenliğini tehlikeye atabileceğinden dolayı Pekin’in dengeyi koruyabilmesi bölgesel istikrarın sağlanması açısından oldukça önemlidir.
[1] “Senior diplomats of N. Korea, Russia discuss arranging high-level meeting: report”, Yonhap News Agency,https://en.yna.co.kr/view/AEN20250317009800320?section=nk/nk, (Erişim Tarihi: 18.03.2025).
[2] “Top diplomats of S. Korea, Ukraine discuss repatriation of N.K. POWs”, Yonhap News Agency,https://en.yna.co.kr/view/AEN20250317009651320?section=nk/nk, (Erişim Tarihi: 18.03.2025).