Donald Trump, 5 Kasım’da gerçekleştirilen Amerikan başkanlık seçimlerinden zaferle ayrılarak dört yıl aradan tekrar işbaşına gelmiştir. Trump’un ikinci başkanlık zaferi, ilkinden farklı olarak jeopolitik türbülansın ve belirsizliğin hüküm sürdüğü bir uluslararası ortamda hayata geçmiştir.
Trump’un kırılgan bir zemine sahip olan uluslararası ortamın gidişatını nasıl etkileyeceği sorunsalı seçimin ana gündemlerinden birini oluşturmaktaydı. Çünkü Trump ve ekibi, Biden’in dış politikasına yönelik ciddi eleştiriler getirmekte ve bu politikaların büyük bir savaşa yol açma potansiyelinden bahsetmekteydi. Seçim kampanyasında Trump, dış politikaya yönelik söylemlerinde “savaşı durdurma” vurgusunu ön plana çıkarmaktaydı. Trump, Ukrayna’daki savaşı ve Orta Doğu’daki kaosu sonlandıracağını vaat etmekte ve bu çerçevede “Üçüncü Dünya Savaşını önleyeceğini” vurgulamaktaydı.
5 Kasım Amerikan seçimleri, kırılgan uluslararası ortamın getirdiği atmosferde göz önünde bulundurulduğunda stratejik bakımdan önemliydi. Özellikle Trump’un Çin, Rusya ve Avrupa ile ilişkilerini nasıl tanzim edeceği tartışmaların ana odağını teşkil etmiştir. Bu bağlamda Amerikan seçimleri Rus basını tarafından yakından takip edilmiştir. Genel anlamda Rus basını Trump’un zaferini seçim kampanyasında vurgulanan savaşı sonlandırmak mottosu üzerinde ele almıştı.
Rusya’nın önde gelen yayın organlarından Rossiyskaya Gazeta, Trump’un seçim kampanyasında Ukrayna konusuna geniş yer aldığının altını çizmiştir. Aleksandr Gasyuk ve İgor Dunayevskiy’nin kaleme aldığı yazı Trump’un seçim kampanyasındaki söylemlerine odaklanmaktadır. Trump’un Biden yönetimini Ukrayna konusunda yoğun bir eleştiri yağmuruna tuttuğuna dikkat çeken gazete, Trump’un Biden’in Ukrayna sorununun çözümüne yönelik eylemlerde bulunma kapasitesine sahip olmadığı hususuna yer vermektedir. Gazete, Rusya’nın önde gelen uzmanlarından Fedor Lukyanov’un görüşlerine başvurmuştur. Lukyanov’a göre; “Amerikan seçiminin sonucu dünyayı değiştirmeyecek. Uzun vadeli sorunlar ve süreçler bitmeyecek. Bununla birlikte söz konusu seçim, uzun vadeli değişimin önemli bir göstergesi olarak değerlendirilebilir.”[1]
İzvesiya’da İgor Karamzin imzasıyla yayınlanan analizde, Trump’un zaferinin Rusya ve Ukrayna için ne anlama geldiğinin üzerinde durulmaktadır. Yazıda, seçim kampanyası sırasında Trump’un 20 Ocak 2025 tarihinde gerçekleştirilecek olan göreve başlama töreninden önce bile Ukrayna’daki çatışmaya son vereceğini defalarca dile getirdiğinden bahsedilmektedir. Yazıda görüşlerine başvurulan uzmanlardan Denis Denisov, Trump’un seçim kampanyasında Ukrayna’daki çatışmalara yönelik çeşitli açıklamalar yaptığını ama aslında Washington’un politikasında pek bir değişiklik olacağını düşünmediği yorumunda bulunmuştur. Bu bağlamda Ukrayna’nın silah ve para almaya devam edeceğini vurgulamıştır. Denisov, Rusya’nın işine yarayacak gerçek müzakere önerilerini beklemediğini ve dolayısıyla çatışmanın devam edeceğini düşünmektedir.[2]
İnterfaks’ta 7 Kasım’da yer alan analizde, yayın organın özel muhabiri Vyecheslav Terehov’un iki önemli uzmanla yaptığı mülakata yer verilmiştir. Söz konusu uzmanlardan Viktoriya Juravleva, Rus-Amerikan ilişkilerinin siyasi ve ekonomik boyutlarında köklü bir değişim beklemediğinin altını çizmektedir. Juravleva’ya göre; ikili ilişkiler açısından tek bir değişiklik olabilir: “Trump, Kongre’deki Cumhuriyetçilerin desteğiyle Ukrayna’ya kaynak sağlamayı kesebilir. Amerikan desteği olmadan Ukrayna’nın askeri kaynakları zaten çok düşüktür ve bu durumda bazı müzakerelere geçmek mümkün olabilir.” Diğer uzman Aleksey Arbatov ise nükleer silahsızlanma konusu üzerinde durmuştur. Arbatov, “Trump’un askıya alınan yeni START anlaşmasından tam anlamıyla çekilmesinin bile söz konusu olabileceğinin altını çizmiştir. Arbatov ayrıca Trump’un ikinci başkanlığı döneminde uzayın askerileştirilmesine ve siber savaş potansiyelinin güçlendirilmesine yapılan vurgunun artacağını öngörmektedir.”[3]
TASS, Trump’un seçim kampanyasında defalarca dile getirdiği “güç yoluyla barış” söylemine atıfta bulunmaktadır. Trump’un, Biden yönetiminden farklı olarak dünyadaki savaşları körüklemeyeceğini deklare ettiğini vurgulamaktadır.
TASS’ta 20 Kasım’da yayımlanan haber ise oldukça dikkat çekicidir. TASS’ın haberine göre; Trump, Ukrayna’daki çatışma sona erdiğinde, Rusya’ya yönelik yaptırımları kaldırabilir. Trump’un geçiş ekibinden olan bir temsilciye göre; Trump yönetimi, Ukrayna Krizi konusunda Rusya’yla etkileşimde bulunurken “sopa ve havuç karışımı” bir yöntem kullanacak. Ancak temsilci aynı yöntemin Ukrayna’ya da uygulanacağını beyan etmektedir. Dolayısıyla bu yöntemin yalnızca Rusya’ya odaklanan ve “tek taraflı” olmayacağını vurgulamaktadır.”[4]
Ria Novosti, Kremlin Sözcüsü Dmitri Peskov’un görüşlerine yer vermiştir. Peskov, Trump’un ikinci başkanlığı dönemi için temkinli olduklarını vurgulamaktadır. Peskov’a göre, “Trump’un Rusya’ya yönelik olası politikası konusunda peşin hüküm vermek ‘politik miyopluk’ olur ve bu bağlamda yeni yönetimini göreve başladıktan sonraki eylemlerine bakılacaktır.”[5]
Rusya’nın liberal eğilimli yayın organlarından olan Kommersant ve Vedomosty’nin Trump’ın politikalarıyla ilgili yaklaşımlarında Ukrayna’daki çatışmalara yönelik perspektifler ön plana çıkmaktadır. Kommersant, Sosyal Araştırmalar Uzman Enstitüsü’nün (EİSİ) toplantısındaki düşüncelere yer vererek Trump’un Rusya yanlısı bir politikacı olmadığını ve dolayısıyla Rusya’nın kendisinden “hediyeler” beklememesi gereken bir Amerikan vatanseveri olduğunu yazmaktadır. Söz konusu araştırma merkezindeki toplantıya katılanlar, ABD’nin gelecek başkanının Ukrayna’daki anlaşmazlığı çözme vaatlerine de şüpheyle bakmaktadırlar. Ayrıca Kommersant’taki bilgilere göre; Rus yetkilileri bu konuda hala temkinli olsalar da bazı olumlu beklentileri de vardır.[6]
Vedomosty’da Rusya’nın Trump’un seçim zaferine temkinli yaklaştığının altını çizmektedir. Nurlan Gasimov ve Vladimir Kulagin tarafından kaleme alınan yazıda, Sergey Kislitsyin’in görüşlerine yer verilmektedir. Kislitsyin’e göre, “Ukrayna sponsorluğunun azalmasının muhtemeldir ve bunun nedeninin ABD’nin federal bütçesinin üçüncü taraflara harcamaması yönündeki tutumudur.” Kislitsyin, Ukrayna’nın “Rus tehdidi” bahanesiyle Avrupalıları kontrol altında tutmak için elverişli bir araç olduğunu vurgulamaktadır.[7]
Genel olarak Rus basınında yer alan haber ve analizler, Trump’un Rusya’yla ilişkilerine temkinli yaklaşmaktadır. Bununla birlikte Ukrayna meselesinin çözümüne yönelik iyimser bir beklentinin de olduğunu söylemek mümkündür. Söz konusu beklenti Rusya’nın ulusal çıkarlarının Trump’un pragmatik bakış açısıyla harmonize edilmesi bağlamında somutlaşmaktadır.
[1] “Chto rezulaty viborov v SSA oznachayut dlya Rossiyii”, Rossiyskaya Gazeta, 06.11.2024, https://rg.ru/2024/11/06/tramp-pobezhdaet-v-amerike.html, (Erişim Tarihi: 20.11.2024).
[2] “Vtoroye prishestviye: chto znachit pobeda Trampa dlya Rossiyii i Ukrayini”, İzvesiya, 06.11.2024, https://iz.ru/1786384/igor-karmazin/vtoroe-prishestvie-chto-znachit-pobeda-trampa-dlia-rossii-i-ukrainy, (Erişim Tarihi: 20.11.2024).
[3] “Pobeda Trampa: Nas jdut ‘kacheli’ v mirovoy politike”, İnterfaks, 07.11.2024, https://www.interfax.ru/russia/993625, (Erişim Tarihi: 20.11.2024).
[4] “TASS: Tramp mojet snyat santtsyii s RF pri zaversheniyii konflikta na Ukraine”, TASS, 20.11.2024, https://tass.ru/mezhdunarodnaya-panorama/22448403, (Erişim Tarihi: 20.11.2024).
[5] “Peskov prizval ne obolshatsya naschet budushey politiki Trumpa”, Ria Novosti, 17.11.2024, https://ria.ru/20241117/peskov-1984251844.html, (Erişim Tarihi: 20.11.2024).
[6] “Takoy Tramp nam ne nujen”, Kommersant, 15.11.2024, https://www.kommersant.ru/doc/7299486?from=glavnoe_0, (Erişim Tarihi: 20.11.2024).
[7] “Kak pobeda Trampa povliyayet na osnovniye konflikti v mire”, Vedomosty, 07.11.2024, https://www.vedomosti.ru/politics/articles/2024/11/07/1073421-kak-pobeda-trampa-povliyaet-na-konflikti-v-mire, (Erişim Tarihi: 20.11.2024).