5 Kasım 2024 tarihinde gerçekleştirilen Amerika Birleşik Devletleri (ABD) başkanlık seçimlerinde Cumhuriyetçi Parti adayı Donald Trump zafer kazanmıştır. 2017-2021 yılları arasında ABD Başkanlığı görevini yürüten Trump, dünya kamuoyunda özellikle göçmen karşıtı politikalarıyla öne çıkmıştır. Trump yönetimi, göçmenlik politikalarında köklü değişikliklere giderek göçmenler açısından oldukça sıkıntılı bir dönemin başlangıcını oluşturmuştur
Trump’ın başkanlığı döneminde dikkat çeken göçmen karşıtı politikalar arasında; aile içi şiddet mağdurlarının iltica başvurusu yapma hakkının kaldırılması, iltica başvurusunun ABD yargı makamlarınca kabul edilmesinin ardından çalışma izni başvurusu için gereken bekleme süresinin 150 günden 365 güne çıkarılması, iltica süreçlerinin ABD sınırları yerine Meksika’da gerçekleştirilmesi ve yasadışı yollarla ülkeye giriş yapanların çalışma izni başvurularının reddedilmesi gibi uygulamalar yer almaktadır.
Trump yönetiminin dünya kamuoyunda tepkilere yol açan bir diğer göçmenlik karşıtı politikası, bazı Müslüman ülkeleri hedef alan seyahat kısıtlamaları olmuştur. İran, Libya, Suriye, Sudan ve Yemen gibi Müslüman nüfusun yoğun olduğu ülkelere yönelik bu kısıtlamalar, dini topluluklar, etkilenen ülkeler ve uluslararası kuruluşlar tarafından sıklıkla “İslam karşıtı” ve “ayrımcı” olarak nitelendirilmiştir. [1]
Joe Biden’ın 2021 yılında ABD Başkanlık koltuğuna oturmasıyla birlikte Trump döneminde göçmenlere yönelik uygulamaya konulan kısıtlamaların büyük bir kısmı yürürlükten kaldırılmıştır. Bu değişiklik, ABD’ye iltica etmeyi planlayan bireyler için karar alma süreçlerini kolaylaştırmıştır. Biden dönemi göçmenlik politikalarının Türkler de dahil olmak üzere birçok göçmen grubu için daha olumlu bir ortam yarattığı ifade edilebilir.
2021 yılından itibaren ABD’ye iltica eden Türklerin sayısındaki artış bu durumu destekler niteliktedir. 2021 yılında ABD’ye iltica eden Türklerin sayısı 4.989 iken, 2022 yılında bu sayı 19.470’e ulaşmıştır.[2] 2023 yılında 18.986 olarak kaydedilen Türk ilticacı sayısı, 2024 yılında 13.311 olarak rapor edilmiştir.[3] Meksika sınırını kullanarak ABD’ye giriş yapan Türklerin sayısı 40 bini aşmıştır.[4] Biden dönemi göçmenlik politikaları, Türklerin ABD’ye göç sürecinde önemli bir rol oynadığı söylenebilir.
2024 ABD başkanlık seçimlerinde Donald Trump’ın yeniden başkan seçilmesi, göçmenler arasında ciddi bir endişe yaratmıştır. [5] Seçim kampanyası sırasında, geçmişte uyguladığı sert politikaları yeniden hayata geçireceğine dair yaptığı açıklamalar, 20 Ocak 2025 tarihinde başkanlık koltuğuna oturmasından önce ABD sınırında yoğun bir Türk göçmen akışının yaşanacağı beklentisini artırmıştır. [6] Göçmenlerin bu aceleci tutumu, geçmişteki kısıtlamaların tekrar uygulanacağı korkusuyla bağlantılıdır.
Bu potansiyel göç dalgasının, ABD sınırındaki göçmen kamplarının kapasitesini aşarak kriz ortamı yaratması muhtemeldir. Ayrıca, yoğun iltica başvurularının ABD göçmenlik mahkemeleri üzerinde ciddi bir yük oluşturacağı öngörülmektedir. Beklenen bu göç hareketinin yalnızca ABD’de değil, sınırın Meksika tarafında da öngörülemeyen sonuçlar doğurması oldukça olasıdır. Özellikle Meksika kartellerinin ABD-Meksika sınır geçişlerindeki etkili rolü dikkate alındığında, Trump’ın Başkan olarak göreve başlayacağı tarihine kadar Meksika’nın kuzeyinde birikmesi beklenen yoğun göçmen nüfusunun bölgede istikrarsızlığa yol açabileceği değerlendirilmektedir.
Trump’ın göçmenlere yönelik sert politikaları, yalnızca bireyler üzerinde değil, aynı zamanda ABD’nin uluslararası ilişkileri ve toplumsal dinamikleri üzerinde de derin etkiler bırakmaya devam etmektedir. Göçmenlik meselesi, ABD’nin gelecekteki yönetimlerini ve uluslararası itibarını şekillendirecek önemli bir konu olmaya devam etmektedir. Özellikle Türk göçmenler açısından, Biden yönetiminin yarattığı nispeten olumlu koşulların Trump döneminde tekrar zorlaşacak olması, gelecek yıllarda göçmenlerin karşılaşacağı zorlukların habercisidir. Bu durum, sadece bireysel trajedilere değil, aynı zamanda ABD-Meksika sınırındaki insani krizlerin artmasına da yol açabilir.
Sonuç olarak, Donald Trump’ın göçmenlik politikaları, yalnızca göçmenlerin yaşamlarını değil, aynı zamanda ABD’nin küresel algısını ve insan hakları konusundaki duruşunu da şekillendirmiştir. Joe Biden’ın bu politikaları geri çekmesi, göçmenler açısından bir rahatlama yaratmış olsa da Trump’ın yeniden başkanlık koltuğuna oturmasıyla birlikte göçmenler için zorlu bir dönemin yeniden başlayacağı öngörülmektedir. Türk vatandaşlarının ABD’ye olan yoğun ilgisi ve Meksika sınırındaki hareketlilik, ABD’nin göçmenlik politikalarının yalnızca yerel değil, aynı zamanda küresel bir mesele olduğunu ortaya koymaktadır.
[1] “U.N. Rights Chief Says Trump’s Travel Ban Is Illegal”, Reuters, https://www.reuters.com/article/usa-trump-immigration-un-idINKBN15E1SV/, (Erişim Tarihi: 26.11.2024).
[2] “U.S. Border Patrol and Office of Field Operations Encounters by State, 2024”, U.S. Customs and Border Protection, www.cbp.gov/newsroom/stats/nationwide-encounters, (Erişim Tarihi: 26.11.2024).
[3] Aynı yer.
[4] Aynı yer.
[5] Montoya-Galvez, Camilo, and Suvro Banerji. “They’re Very Scared: Migrants Anxiously Monitor U.S. Election, Fearing Trump Win”, CBS News, https://www.cbsnews.com/news/migrants-anxiously-monitor-u-election-fearing-trump-win/, (Erişim Tarihi: 26.11.2024).
[6] “Trump Says Immigrants Are ‘Poisoning the Blood of Our Country.’ Biden Campaign Likens Comments to Hitler”, NBC News, www.nbcnews.com/politics/2024-election/trump-says-immigrants-are-poisoning-blood-country-biden-campaign-liken-rcna130141, (Erişim Tarihi: 26.11.2024).